SAHİH-İ MÜSLİM |
CENNET - CEHENNEM |
15- DÜNYANIN SONUNUN
GELMESİ VE KIYAMET GÜNÜNDE HAŞRIN BEYANI BABI
7126-55/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Abdullah b. İdris tahdis etti. (H.) Bize İbn
Numer de tahdis etti, bize babam ve Muhammed b. Bişr tahdis etti. (H.) Bize
Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Musa b. A'yen haber verdi. (H.) Bana
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Ebu Üsame tahdis etti, hepsi İsmail b.
Ebu Halid'den rivayet etti. (H.) Bana Muhammed b. Hatim de -Iafız ona ait olmak
üzere- tahdis etti, bize Yahya b. Said tahdis etti, bize İsmailtahdis etti,
bize Kays tahdis edip dedi ki: Ben Fihroğulları'nın kardeşi Müstevrid'i şöyle
derken dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Allah'a yemin olsun ahirete göre dünya ancak sizden birinizin -Yahya şehadet
parmağına işaret ederek- şu parmağını denize daldırıp ne ile geri döneceğine
bakması gibidir." Hepsinin -Yahya müstesna- hadisi rivayetlerinde:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bunu söylerken dinledim denilmiştir.
Ebu Üsame'nin hadisi
rivayetinde: Fihroğullarının kardeşi el-Müstevrid b. Şeddad’DAN denilmiştir.
Yine onun hadisi
rivayetinde: Ve İsmail baş parmağına işaret etti demiştir.
Diğer tahric: Tirmizi,
2323; İbn Mace, 4108
AÇIKLAMA: "Allah'a
yemin ederim ki dünya ahirette ancak. .. gibidir." Bir rivayette "ve
İsmail baş parmağına işaret etti" denilmektedir. Bu şekilde diyarımızdaki
nüshalarda baş parmağı" denilmiştir. Baş parmak (ibham) bilinen büyük parmaktır.
Aynı şekilde Kadı Iyaz da bunu es-Semerkandi dlşlnda bütün ravilerden böylece
nakletmiştir. es-Semerkandi ise bunu (ibham yerine) "el-biham" diye
rivayet etmiş ve (Kadı Iyaz) bu bir tashiftir demiştir. Yine Kadı Iyaz der ki
fakat sebbabe (şehadet parmağı) rivayeti baş parmağı rivayetinden daha açık ve
temsil için daha uygundur. Çünkü alışılmış olan şehadet parmakla işaret
etmektir. Baş parmakla değiL. Bir seferinde bununla bir seferinde diğeri ile
işaret etmiş olma ihtimali de vardır. "el-yevm: deniz" demektir.
"bime terciu: ne
ile döner, dönecek" burada "terciu" lafzını te harfi ile de
noktaları aşağıda ye ile de zaptetmiş iseler de birincisi daha meşhurdur. Ye
harfi ile rivayet eden kimseler zamiri "biriniz"e raci kabul ederler.
Noktaları üstten "te harfi" ile rivayet edenler ise zamiri parmağa
ait kabul ederler. Daha zahir olan da budur. Bu temsilin anlamına gelince, bu
durumda ona fazla bir su bulaşmaz demektir. Hadis de şu demektir: Süresinin
kısalığı, zevklerinin fani oluşu itibari ile dünyanın, devamlı olan lezzetleri
sürekli, nimetleri kesintisiz ahirete oranı, ancak parmağa yapışan suyun
denizin diğer geri kalanına nisbeti kadar olabilir.
7127-56/2- Bana Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Yahya b. Said, Hatim b. Ebu Sağira'dan tahdis
etti, bana İbn Ebu Müleyke, Kasım b. Muhammed’DEN tahdis etti, o Aişe’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle
buyururken dinledim: "Kıyamet gününde insanlar çıplak ayaklı, elbisesiz ve
sünnetsiz olarak haşr edilecektir." Ben: Ey Allah'ın Resulü! Kadınlar ve
erkekler birlikte biri ötekine bakarak mı dedim. O: "Ey Aişe! Durum
onların birbirlerine bakmalarına imkan vermeyecek kadar çetin olacaktır. "
Diğer tahric: Buhari,
6527; Nesai, 2083; İbn Mace, 4276
7128- .. ./3- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Numeyr de tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Halid
el-Ahmer, Hatim b. Ebu Sağira'dan bu isnad ile tahdis etti ve hadisinde
"sünnetsiz" lafzını zikretmedi.
7129-47/4- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Zuheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer tahdis etti.
İshak bize Süfyan b. Uyeyne Amr'dan haber verdi derken diğerleri tahdis etti
dedi. O Said b. Cübeyr'den, o İbn Abbas'dan rivayet ettiğine göre Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i hutbe verip şöyle buyururken dinlemiştir:
"Muhakkak sizler piyade, çıplak ayaklı, elbisesiz ve sünnetsiz olarak
Allah'a kavuşacaksınız" Zuheyr hadisinde "hutve verirken"
ibaresini zikretmedi.
Diğer tahric: Buhari,
6524, 6525; Nesai, 2080
AÇIKLAMA: "Kıyamet
gününde insanlar çıplak ayaklı, elbisesiz ve sünnetsiz olarak
haşredilecektir." Buradaki "el-ğurl: sünnetsiz" gayn ötreli re
harfi sakindir. Hitan olmamış (sünnet edilmemiş) olarak demektir. Tekili
"eğral"dir. Bu ise sünnet edilmeyip sünnet edilen kısmı beraberinde
kalmış kimseye denilir. Sünnet edilirken kesilen deri parçasına da kilfe
denilir. el-Ezherı ve başkaları der ki: Eğral, erğal, eğlaf, eklaf ve a'rem
(sünnetsiz) aynı anlamdadır. Çoğulu (sırasıyla) ğurl, ruğl, ğuif ve kulf diye
gelir.
Hufat: Çıplak ayaklı
kelimesi "hafı"nin çoğuludur. Maksat onların yaratıldıkları gibi
beraberlerinde başka bir şey bulunmadan ve yaratılışlarında sünnet edilirken
kesilen et parçası dahi beraberlerinde olacak şekilde- hiçbir şey kaybetmeden
haşredileceklerini anlatmaktır.
7130-58/5- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Veki' tahdis etti. (H.) Bize Ubeydullah b. Muaz
da tahdis etti, bize babam tahdis etti, ikisi Şu'be'den rivayet etti. (H.) Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar da -Iafız İbnu'l Müsenna'ya ait
olmak üzere- tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize
Şu'be, Muğire b. en-Numan'dan tahdis etti, o Said b. Cübeyr'den, o İbn
Abbas’dan şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bize öğüt vermek için aramızda ayağa kalktı ve şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Sizler Allah'ın huzuruna çıplak ayaklı, elbisesiz ve
sünnetsiz olarak haşredileceksiniz. "İlk yaratmaya başladığımız gibi onu
tekrar iade ederiz. Biz bunu vaad edip üzerimize almıştık. Şüphesiz yapanlar bizleriz"
(Enbiya, 104) şunu bilin ki yaratılmışlar arasında kıyamet gününde ilk elbise
giydirilecek kişi İbrahim (a.s.)'dır. Şunu biliniz ki ümmetimden bir takım
adamlar getirilecek ve sol tarafa doğru alınıp götürülecekler. Ben bunun
üzerine: Rabbim, ashabım diyeceğim. Bana: Gerçek şu ki sen senden sonra neler
ihdas ettiklerini bilmiyorsun denilecek. Bunun üzerine ben de salih kulun
dediği gibi: "Ben aralarında bulunduğum müddetçe üzerlerinde bir şahit
idim. Beni aralarından aldıktan sonra artık onlar üzerinde gözetleyici sen
oldun. Sen her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları azaplandırırsan şüphe yok ki
onlar senin kullarındır. Ve eğer onlara mağfiret edersen yine şüphe yok ki sen
aziz ve hakim olansın" (Maide, 116-117) derim. Bunun üzerine bana:
Gerçekten onlar sen kendilerinden ayrıldığın vakitten itibaren ökçelerinin
üzerine gerisin geri dönüp durdular denilecek. "
Veki' ve Muaz'ın hadisi
rivayetlerinde: "Gerçekten sen senden sonra ne ihdas ettiklerini bilmezsin
denilecek" şeklindedir.
Diğer tahric: Buhari,
3349, 3447, 4625, 4740, 6526; Tirmizi, 2423, 3167; Nesai, 2081, 2086
AÇIKLAMA: "Ümmetimden
bir takım adamlar getirilecek. .. " Bu hadisin şerhi daha önce Taharet
Kitabı'nda geçti. Bu rivayet de orada, bu hadistEm maksat İslam’DAN irtidad
eden kimselerdir diyenlerin görüşlerini desteklemektedir.
7131-59/6- Bana Zuheyr
b. Harb tahdis etti ... Ebu Hureyre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç türlü (fırka olarak)
haşredileceklerdir: Ümit edenler, korkanlar; iki kişi bir deve üzerinde üç kişi
bir deve üzerinde, dört kişi bir deve üzerinde, on kişi bir deve üzerinde
olacaklar ve diğerlerini ise ateş toplayacak. Geceyi geçirdikleri yerde onlarla
birlikte geceleyecek, kaylule yapacakları (öğle vakti dinlenecekleri) yerde
onlarla birlikte kaylule yapacak, sabahı ettikleri yerde onlarla sabahı edecek,
akşamı ettikleri yerde onlarla akşamı edecektir. "
Diğer tahric: Buhari,
6522; Nesai, 2084
AÇIKLAMA: "İnsanlar
üç türlü (fırka halinde) haşredilecekler. .. Akşamladıkları yerde onlarla
birlikte akşamı edecektir." İlim adamları der ki: Burada sözkonusu edilen
haşr, dünyanın son vakitlerinde kıyametten az önce ve sur'a üfürülmeden kısa
bir süre önce olacaktır. Buna delil Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in: ''Ateş onların geri kalanlarını haşredecek (toplayacak). Geceyi
geçirdikleri yerde onlarla birlikte geceleyecek. Kaylule yaptıkları yerde,
sabahı ettikleri yerde, akşamları ettikleri yerde onlarla birlikte
olacaktır" buyruğudur. Bu da Müslim'in bundan sonra kıyametin alametleri
bahsinde zikredeceği üzere kıyametin son alametidir. O şunları söyler: Bunların
sonuncuları ise Aden'in dip taraflarından çıkıp insanları önlerine katacak bir
ateş olacaktır. Bir rivayette ise insanları mahşerlerine kovalayacaktır denilecektir.
Üç türlüden maksat ise
üç fırka olacaklarıdır. Yüce Allah'ın cinler hakkında haber olmak üzere
zikrettiği: "Biz farklı farklı üç yol {fırka} idik." (Cinn, 11)
ayetinde de bu lafız kullanılmıştır. Yani yanlış heva ve kanaatleri birbirinden
ayrı fırkalar idik.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
16- KIYAMET
GÜNÜNÜN NİTELİKLERİ HAKKINDA BİR BAB