SAHİH-İ MÜSLİM |
CENNET - CEHENNEM |
12- CENNETE KALPLERİ
KUŞLARIN KALPLERİNİ ANDIRAN BİR TAKIM TOPLULUKLAR GİRECEKTİR BABI
7091-27/1- Bize Haccac
b. eş-Şair tahdis etti, bize Ebu Nadr, Haşim b. el-Kasım el-leysi tahdis etti,
bize İbrahim -yani b. Sa'd- tahdis etti, bize babam Ebu Seleme’DEN tahdis etti,
o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu
rivayet etti: "Cennete kalpleri kuşların kalpleri gibi bir takım
topluluklar girecektir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Cennete
kalpleri kuşların kalpleri gibi bir takım topluluklar girecektir. "
Denildiğine göre incelikleri ve zayıflıkları bakımından onlar gibi olacaklır.
Nitekim bir başka hadiste de: "Yemenliler kalpleri daha rikkatli ve
yürekleri daha zayıf kimselerdir" buyurulmaktadır. Bu korku ve heybet
hususunda böyledir denilmiştir. Kuş ise hayvanlar arasında en çok korkan ve en
çok dehşete kapılan hayvandır. Nitekim yüce Allah: "Allah'tan kullan
arasında ancak alim olanlar korkar" (Fatır, 28) buyurmaktadır. Bundan
maksat ise (Allah) korku{su)nun kendilerine galib geldiği topluluklardır.
Nitekim ileri derecedeki korkuları hususunda seleften bir takım cemaatlerden de
bu tür rivayetler gelmiş bulunmaktadır. Bununla onların mütevekkil kimseler
oldukları kastedilmiş oldukları da söylenmiştir. Allah en iyi bilendir.
"Bize Haccac b.
eş-Şair tahdis etti, bize Ebu Nadr tahdis etti, bize İbrahim b. Sa'd tahdis
etti, bize babam Ebu Seleme’DEN tahdis etti, o Ebu Hureyre' den" bu isnad
genel olarak nüshalarda bu şekildedir. Bazılarında da "bana babam
Zühri’DEN tahdis etti, o Ebu Seleme' den" denilerek fazladan
"Zühri" adı kaydedilmiştir. Ebu Ali el-Gassani dedi ki: Doğrusu ise
birincisidir. Nitekim Ebu Mesud da el-Etraf adlı eserinde bunu böylece tahriç
etmiştir. Ayrıca ben Sa'd b. İbrahim'in Zühri'den bir rivayetinin olduğunu
bilmiyorum demiştir.
Darakutni ise el-İlel
adlı kitabında şunları söylemektedir: Hadisi Ebu Hureyre’DEN muttasıl olarak
rivayet etmek hususunda Ebu Nadr, Mutabaat'da bulunmamıştır. Halbuki mahfuz
olan İbrahim'den, o babasından, o Ebu Seleme’DEN diye mürsel olarak rivayet
edilmesidir. Nitekim bunu Yakub ve Sa'd b. İbrahim b. Sa'd da böylece rivayet
etmişlerdir. mürsel olan doğru alandır. Darakutni'nin ifadeleri bunlardır. Ama
sahih olan onun zikrettiği bu hususun hadisin sıhhatini gölgelemediğidir. Çünkü
bu kitabın baş taraflarında da geçtiği gibi hadis hem muttasıl hem mürsel
olarak rivayet edilmiş ise sahih olan kanaate göre onun muttasıl olduğuna
hükmedilir. Çünkü hadisi muttasıl olarak rivayet eden kimsenin hıfzettiği
fazladan bir bilgisi vardır. Onu mürsel olarak rivayet eden ise onu
hıfzetmemiştir. Allah en iyi bilendir.
7092-28/2- Bize Muhammed
b. Rafi' tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b.
Münebbih'den şöyle dediğini- haber verdi: Bu (nlar) Ebu Hureyre'nin bize
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye tahdis ettikleridir.
Zikrettiği hadislerden birisi de şudur: Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: ':4ziz ve celil Allah Adem'i onun sureti üzere boyu
altmış zira olarak yarattı. Onu yaratınca: Git de şu topluluğa -ki onlar
meleklerden oturan bir topluluktu- selam ver de sana ne cevap vereceklerini
dinle. Şüphesiz ki o hem senin, hem senin soyundan geleceklerin tahiyyesi (selam
şekli) olacaktır. O da gitti ve: Esselamu aleykum deyince onlar esselamu aleyke
ve rahmetullah dediler. Böylece ona ve rahmetullahı ziyade ettiler. Bu sebeple
cennete her giren boyu altmış zira olduğu halde Adem'in sureti üzere
girecektir. İşte hilkat ondan sonra şu ana kadar eksilmeye devam etmektedir.
"
Diğer tahric: Buhari,
3326, 6227;
AÇIKLAMA: "Allah,
Adem'i onun sureti üzere boyu altmış zira olarak yarattı." Bu hadisin
şerhi ve te'viline dair açıklama daha önceden geçti. Bu rivayet 'bnun sureti
üzere" deki zamirin Adem'e ait olduğu hususunda ve O'nun Adem'i ilk
yaratılışı esnasında yeryüzünde olduğu sureti üzere yarattığı ve onun bu suret
üzere vefat ettiği hususunda gayet açıktır. Buna göre de boyu altmış zira idi.
Ayrıca o soyundan gelenler gibi çeşitli tavırlara (hallere) intikal etmemiştir.
Onun cennetteki sureti ise yeryüzündeki suretinin aynısı idi. Herhangi bir
değişikliğe uğramamıştı.
"Git ve o topluluğa
-ki onlar meleklerden oturmakta olan topluluktuselam ver. .. buyurdu ...
esselamu aleyke ve rahmetullah dediler." Hadisten anlaşıldığına göre
oturmakta olan kimselerin yanından geçen kişi onlara selam verir, daha
faziletli olan da başa elif lam'ı getirerek "esselamu aleykum"
demesidir. Şayet selamun aleyke dese bu da onun için yeterlidir. Selam
alınırken de müstehap olan verilen selama uygun fazlalığı eklemektir. Bununla
birlikte selam alınırken esselamu aleykum demek de caizdir. Ve aleykumselam
demek şart değildir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: