SAHİH-İ MÜSLİM |
KIYAMET, CENNET, CEHENNEM |
19 - باب
الاقتصاد في
الموعظة
19- ÖĞÜT VERMEKTE ORTA
YOLU TUTTURMAK BABI
82 - (2821) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا وكيع
وأبو معاوية.
ح وحدثنا ابن
نمير (واللفظ
له). حدثنا أبو
معاوية عن
الأعمش، عن
شقيق، قال
: كنا
جلوسا عند باب
عبدالله
ننتظره. فمر
بنا يزيد بن
معاوية
النخعي.
فقلنا: أعلمه
بمكاننا. فدخل
عليه فلم يلبث
أن خرج علينا
عبدالله. فقال:
إني أخبر
بمكانكم. فما
يمنعني أن
أخرج إليكم
إلا كراهية أن
أملكم. إن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان
يتخولنا
بالموعظة في
الأيام. مخافة
السآمة علينا.
7058-82/1- Bize Ebu
Bekir b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Veki' ve Ebu Muaviye tahdis etti. (H.)
Bize İbn Numeyr de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Ebu Muaviye,
A'meş'den tahdis etti o Şakik'den şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah'ın
kapısı önünde oturmuş onu bekliyorduk. Yanımızdan Yezid b. Muaviye en-Nehai
geçti. Bizler: Ona burada olduğumuzu bildir dedik. O da onun huzuruna girdi,
aradan fazla zaman geçmeden Abdullah yanımıza Çıkıp geldi ve şöyle buyurdu:
Bana sizin burada olduğunuz haberi verilmekle birlikte yanınıza çıkmamı
engelleyen sizi usandırmak istemeyişimden başka bir husus değildir. Çünkü
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi bıkhrır korkusu ile bazı günler
içerisinde öğüt vermek için uygun zamanlarımızı kollardı.
Diğer tahric: Buhari,
68, 6411; Tirmizi, 2855
82-م - (2821)
حدثنا أبو
سعيد الأشج.
حدثنا ابن
إدريس. ح وحدثنا
منجاب بن
الحارث
التميمي.
حدثنا ابن مسهر.
ح وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم وعلي
بن خشرم. قالا:
أخبرنا عيسى
بن يونس. ح
وحدثنا ابن
أبي عمر.
حدثنا سفيان.
كلهم عن
الأعمش، بهذا
الإسناد،
نحوه. وزاد
منجاب في
روايته عن ابن
مسهر: قال
الأعمش:
وحدثني عمرو
بن مرة عن شقيق،
عن عبدالله،
مثله.
7059- .. ./2- Bize Ebu
Said el-Eşec tahdis etti, bize İbn İdris tahdis etti. (H) Bize Mincab b.
el-Haris et-Temimi de tahdis etti, bize İbn Mushir tahdis etti. (H) Bize İshak
b. İbrahim ve Ali b. Haşrem de tahdis edip dediler ki: Bize İsa b. Yunus haber
verdi. (H.) Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti, hepsi
P;meş'den bu isnad ile buna yakın olarak rivayet etti.
Mincab da İbn Mushir'den
rivayetinde şunu ekledi: A'meş dedi ki: Bana Amr b. Murre de Şakik'den tahdis
etti, o Abdullah'dan aynısını rivayet etti.
83 - (2821) وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا جرير
عن منصور. ح
وحدثنا ابن
أبي عمر
(واللفظ له).
حدثنا فضيل بن
عياض عن
منصور، عن
شقيق، أبي
وائل، قال:
كان
عبدالله
يذكرنا كل يوم
خميس. فقال له
رجل: يا أبا
عبدالرحمن!
إنا نحب حديثك
ونشتهيه. ولوددنا
أنك حدثتنا كل
يوم. فقال: ما
يمنعني أن أحدثكم
إلا كراهية أن
أملكم. إن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم كان
يتخولنا بالموعظة
في الأيام.
كراهية
السآمة علينا.
7060-83/3- Bize İshak b.
İbrahim de tahdis etti, bize Cerir, Mansur’DAN haber verdi. (H) Bize İbn Ebu
Ömer de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Fudayl b. İyaz Mansur’DAN
tahdis etti, o Şakik Ebu Vail’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah bize
her perşembe günü öğüt verirdi. Bir adam ona:
Ey Abdurrahman'ın
babası! Biz senin konuşmanı seviyor ve arzu ediyoruz. Keşke her gün bize
konuşma yapsan diye istiyoruz dedi. Bunun üzerine o:
Size konuşma yapmaktan
beni alıkoyan tek husus sizi usandırmaktan hoşlanmayışımdır. Gerçekten
Rasulullah(Sallallahu aleyhi ve Sellem), bizi usandırmak istemediği için günler
arasında uygun zamanımızı kollardı dedi.
Diğer tahric: Buhari,
70
AÇIKLAMA: (7058)
"Yanınıza çıkmamı engelleyen tek husus ... " seame: usanç vermek
demektir. Umillukum: Sizi usandırıyorum: hemze ötreli olarak söylenir. Sizi
usanacak hale getiriyorum, bıktınyorum demektir. "Yetahavvelu: ara sıra
(uygun) zaman kolluyor" demektir. Meşhur olan açıklaması budur. Kadı Iyaz
dedi ki: Bunun: Bizi ıslah ediyordu anlamında olduğu söylendiği gibi İbnu'l
Arabibizi kendisine uydururdu demektir demiş. Bize ansızın öğüt verirdi diye de
açıklanmıştır. Ebu Ubeyd: Bizi nazlandırırdı diye açıklamıştır. Bir kimsenin
yakınını alıkoyduğu gibi o da bizi alıkoyardı diye de açıklanmıştır. Kelime
bütün ravilerin rivayetinde hı harfi iledir. Ancak Ebu Amr bunun noktasız ha
ile olduğunu söylemiştir. Yani onların neşeli hallerini ve zamanlarını arardı
demek olur.
Bu hadiste, öğüt
verirken kalplerin ondan usanmaması ve böylelikle öğüt maksadına uzak
düşülmemesi için öğütte orta yolu tutturmak gerektiği hükmü anlaşılmaktadır .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: