SAHİH-İ MÜSLİM |
KIYAMET, CENNET, CEHENNEM |
14- "MÜMİNİN MİSALİ
EKİNE BENZER, KAFİRİN MİSALİ DE ERZ (SEDİR) AĞACI GİBİDİR" BABI
7023-58/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müminin misali ekine benzer. Onu eğer durur.
Mümine bela da hep gelip çatar. Münafıkın misali ise sedir ağacına benzer.
Kökünden biçilinceye kadar hiç sallanmaz. "
Diğer tahric: Tırmizi,
2866
7024- .. ./2- Bize
Muhammed b. Rafi' ve Abd b. Humeyd de Abdurrezzak'dan tahdis etti, bize Ma'mer,
Zühri'den bu isnad ile tahdis etmekle birlikte Abdurrezzak'ın hadisi
rivayetinde "tümiluhu: onu eğer" yerine "tüfiuhu: onu yana
yatırır" lafzım kullanmıştır.
7025-59/3- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti ... Ka'b b. Malik'in oğlu babası Ka'b'dan şöyle
dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müminin misali rüzgarın yan yatırdığı bir demet ekin ğibidir. Bir
defasında onu yere yatırır diğerinde onu doğrultur. Sonunda kurur. Kafirin
misali ise kökü üzerinde dimdik duran sedir ağacı gibidir. Hiçbir şeyonu yana
yatırmaz. Nihayet bir defada sökülür gider."
Diğer tahric: Buhari,
5643
7026-60/4- Bana Zuheyr
b. Harb tahdis etti ... Abdurrahman b. Ka'b b. Malik babasından şöyle dediğini
rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müminin misali rüzgarların yana yatırdığı ekin demeti gibidir. Bir
seferinde rüzgarlar onu yıkar, bir seferinde doğrultur. Nihayet ona eceli
gelir. Münafıkın misali ise kendisine hiçbir şey isabet etmeyen dimdik duran
sedir ağacı gibidir. Nihayet bir defada sökülür gider. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7027-61/5- Bunu bana
Muhammed b. Hatim ve Mahmud b. Gaylan da tahdis edip dediler ki: Bize Bişr b.
es-Serri tahdis etti, bize Süfyan, Sa'd b. İbrahim'den tahdis etti, o Abdullah
b. Ka'b b. Malik'den o babasından o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye
rivayet etti. Ancak Mahmud Bişr'den rivayetinde: "Kafirin misali ise sedir
ağacına benzer" demiş, İbn Hatim ise Zuheyr'in dediği gibi "münafıkın
misali" demiştir.
7028-62/6- Bunu bize
Muhammed b. Beşşar ve Abdullah b. Haşİm de tahdis edip dediler ki: Bize Yahya
-ki o el-Kattan'dır- Süfyan'dan, o Said b. İbrahim'den tahdis etti. İbn Haşİm
dedi ki: Abdullah b. Ka'b b. Malik'den, o babasından rivayet etti. İbn Beşşar
da dedi ki: Ka'b b. Malik'in oğlundan o babasından o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den deyip öncekilerin hadisine yakın olarak rivayet ettiler. Her ikisi
de hadisi Yahya’DAN rivayetlerinde: "Kafirin misali ise sedir ağacı
gibidir" demişlerdir.
AÇIKLAMA: (7023)
"Müminin misali ekinin misali gibidir. .. Münafıkın misali de sedir ağacı
gibidir. .. " Bir rivayette de (7025) "müminin misali rüzgann yan
yatırdığı bir demet ekine benzer. .. kafirin misali ise ... "
Hadiste geçen
"hame: demet" hı harfi ile ve mim şeddesizdir. Demet ve yumuşak ekin
demeti demektir.
"Eğer, yana
yatırır" aynı anlamdadır. Yani rüzgar o ekini sağa sola evirip çevirir.
"Onu yere yıkar" yani oldukça aşağıya doğru eğer. Te harfi fethalı,
dal harfi kesreli olmak üzere: Ta' dilu ise kaldırır demektir. "tehicu:
kurur" anlamındadır.
"Testahsidu"
başı fethalı sad kesreli olarak zaptetmiş bulunuyoruz. Kadı Iyaz da bunu
çoğunluktan böylece rivayet etmiş bulunmaktadır. Bazılarından ise ilk harfi
ötreli, sad harfi fethalı meçhul bir fiil olarak (tüstehsadu) diye
zaptettiklerini nakletmektedir. Yani sonunda kuruyan ekin gibi o da bir defada
sökülünceye kadar değişikliğe uğramaz.
"Erze: sedir
ağacı" hemze fethalı, re harfi sakin ve re'den sonra da ze iledir.
Kelimenin zaptında meşhur olan budur. Rivayetlerde ve garibu'l-hadis
kitaplarında bilinen şekil de budur. el-Cevheri ile en-Nihaye fi Garibi'l-Hadis
eserinin müellifi aynı zamanda bunun re harfi fethalı olarak (ereze) söyle
neceğini de nakletmişlerdir. en-Nihaye'de şunları da söylemektedir: Bazılarının
dediklerine göre de med ile fuize de denilir. Ancak Ebu Ubeyd bu söyleyişi
kabul etmemektedir. Dil bilginleri ise med ile "arize" yerinde Sabit
duran anlamındadır demişlerdir. Bu anlam burada doğrudur. Ebu Ubeyd'in bunu
kabul etmeyişi ise rivayetini kabul etmeyişi şeklinde yorumlanır. Aynı şekilde
anlamının doğruluğunu reddetmenin bir anlamı yoktur.
Dil bilginleri ve
garibu'l-hadis bilginleri der ki: Bu kendisine erzen denilen ve sad harfi
fethalı olarak Şam topraklarında ve Ermenistan diyarında yetişen büyük bir çam
ağacı türüdür.
"Mucziye: dimdik,
sapasağlam duran" kelimesinde mim harfi ötreli, cim harfi sakin ve kesreli
zel iledir. Sabit ve dimdik ayakta duran demektir.
İn'icaf da sökülmek
demektir.
ilim adamları der ki:
Hadisin manası şudur: Müminin bedeninde, aile halkında ya da malında çektiği
acılar pek çok olur. Bu ise onun günahlarına keffarettir, derecesini yükseltir.
Kalirin ise musibetleri pek azdır. Herhangi bir musibet ile karşılaşsa bile bu
onun günahlarından herhangi bir kısmına keffaret olmaz. Aksine o kıyamet gününe
günahları eksiksiz olarak gelir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
15- MÜ'MİNİN
MİSALİ HURMA AĞACI GİBİDİR BABI