SAHİH-İ MÜSLİM

KIYAMET, CENNET, CEHENNEM

 

7- DUHAN BABI

 

6997-39/1- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize Cerir, Mansur'dan haber verdi, o Ebu Duha'dan, o Mesruk'dan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah'ın yanında oturuyardum, O da aramızda uzanmış yatıyordu. Bir adam ona geldi ve: Ey Abdurrahman'ın babası! Kinde kapılarının yakınında bir kıssacı kıssa anlatıyor ve duhan ayetinin (alametinin) gelip de kafirlerin canlarını alacağını, müminleri de ondan dolayı nezleye yakalanmış gibi bir hale sokacağını iddia ediyor dedi. Bunun üzerine Abdullah -kızgın bir halde oturarak- ey insanlar Allah'tan korkun. Sizden bir şey bilen varsa bildiğini söylesin. Bilmeyen ise Allah en iyi bilir desin. Çünkü şüphesiz birinizin bilmediği bir şey için Allah en iyi bilir demesi onun için en büyük bir ilimdir. Muhakkak aziz ve celil Allah nebisine (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "De ki: Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum ve ben kendimi zorlayarak bir şeyler uyduronlardan değilim" (Sad, 86) buyurmuştur. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların yüz çevirdiklerini görünce ''Allah'ım Yusuf'un yedi yılı gibi yedi yıl olsun" buyurdu. Bunun üzerine her şeyi kökten imha eden bir kıtlık onları gelip buldu. Hatta açlıktan derileri leşleri yediler. Onlardan herhangi bir kimse semaya bakıyor, duman gibi bir şeyler görüyordu. Derken Ebu Süfyan O'na geldi ve: Ey Muhammed! Gerçek şu ki sen Allah'a itaati, akrabalık bağını gözetmeyi emrederek geldin. Senin kavmin ise helak oldular. Onlar için Allah'a dua et dedi. Aziz ve celil Allah da: "O halde gökyüzünde besbelli bir dumanın geleceği günü bekle. İnsanları bürüyecektir o. O pek acıklı bir azaptır" buyruklarını: " ... fakat şüphesiz siz yine geri dönenlersiniz" (Duhan, 15) buyruğuna kadar indirdi. (Abdullah devamla) dedi ki: Ahiret azabı hiç açilır mı (kaldırılır mı) 'b en büyük yakalayışla yakalayacağımız gün şüphesiz biz intikam alıcılarız. " (Duhan, 16)

(En büyük yakalayış olan) Batşe Bedir günüdür. Duhan (duman ayetialameti) de batşe (en büyük yakalayış) da lizam da rum ayeti (nin işaret ettiği mucize) de geçmiş (ortaya ÇıkmıŞ) bulunmaktadır.

 

Diğer tahric: Buhari, 1007 -muhtasar-, 1020 -muhtasar-, 4809, 4774, 4821 -muhtasar-, 4822 -muhtasar-, 4823 -muhtasar-, 4824; Tirmizi, 3254

 

 

 

6998-40/2- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye ve Veki' tahdis etti. (H.) Bana Ebu Said el-Eşec de tahdis etti, bize Veki' haber verdi. (H.) Bize Osman b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Cerir tahdis etti, hepsi A'meş'den rivayet etti. (H.) Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Kureyb de -lafız Yahya'ya ait olmak üzere- tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş’DEN tahdis etti, o Müslim b. Subeyh'den, o Mesruk’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah'a bir adam gelerek şöyle dedi: Mescitte Kur'an'ı kendi kişisel görüşü ile tefsir eden bir adam bırakıp geldim. O şu ayeti: "O halde gökyüzünde besbelli bir dumanın geleceği günü" (Duhan, 10) ayetini tefsir ediyor ve şöyle diyordu: Kıyamet gününde insanlara bir duman gelecek, onların canlarını alacak. Hatta o dumandan dolayı onları nezleye yakalanmış gibi bir hale sokacak.

 

Bunun üzerine Abdullah şöyle dedi: Bir ilmi bilen bir kimse onu söylesin.

Bilmeyen kimse de Allah en iyi bilir desin. Şüphesiz ki kişinin hakkında bilgisi' olmayan bir şey için Allah daha iyi bilir demesi o kişinin fıkhından ileri gelir. Bu ancak şuna işarettir: Kureyşliler Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı isyanını sürdürmeye devam edince O'da onlara Yusuf'un kıtlık yılları gibi yılların gelmesi için beddua etti. Onlara kıtlık ve pek çok ağır meşakket isabet etti. Öyle ki adam semaya bakıyor, kendisi ile sema arasında çektiği meşakkatten dolayı duman gibi bir şey görüyordu. Hatta kemikleri yediler. Bir adam bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ey Allah'ın Rasulü! Mudarlılara Allah'tan mağfiret dile. Çünkü gerçekten onlar helak oldular dedi. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mudarlılara mı? Şüphesiz sen çok cüretkar birisisin" buyurdu. Akabinde onlara dua etti. Aziz ve Celil Allah da: "Biz o azabı az bir zaman açıp kaldıracağız fakat şüphesiz siz yine geri dönenlersiniz. " (Duhan, 15) ayetini indirdi. Onlara yağmur yağdırıldı. Bu sefer bollukla karşılaştılar. Ama yine de eski hallerine geri döndüler. Aziz ve Celil Allah da: "O halde gökyüzünde besbelli bir dumanın geleceği günü bekle. İnsanları bürüyecektir o. Bu pek acıklı bir azaptır" (Duhan, 10-11); "O en büyük yakalayışla yakalayacağımız gün şüphe yok ki biz intikam alıcılarız" (Duhan, 16) buyruklarını indirdi. Bununla da Bedir gününü kastediyor.

 

 

 

6999-41/3- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Cerir, A'meş'den tahdis etti, o Ebu Duha'dan, o Mesruk'dan, o Abdullah'dan şöyle dediğini rivayet etti: Beş şey geçmiş bulunmaktadır: Duhan, Uzam, Rum, Batşe ve Kamer.

 

Diğer tahric: Buhari, 4767, 4822, 4825

 

 

 

7000- .. ./4- Bize Ebu Said el-Eşec tahdis etti, bize Veki' tahdis etti, bize A'meş bu isnad ile aynısını tahdis etti.

 

 

 

7001-42/5- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe -lafız ona ait olmak üzere- de tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti, o Katade'den, o Azre'den, o Hasan el-Urani'den, o Yahya b. el-Cezzar'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan, o Ubey b. Ka'b'dan aziz ve celil Allah'ın: ''Andolsun ki biz onlara -belki dönerler diye- en büyük azaptan önce yakın azaptan mutlaka tattıracağız" (Secde, 21) ayeti hakkında şunları söylediğini rivayet etti: (Bunlar) dünya musibetleri, Rum(Iarın yenilgiye uğraması), batşe (şiddetli yakalayış) yahut duhan (duman)dır. -Batşe yahut Duman hususunda şüphe eden Şu'be'dir-

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (6997) "Rinde kapıları yanında bir kıssacı" burası Kufe'deki bir kapıdır. "Her şeyi kökten imha eden bir kıtlık onları yakaladı." Sene: kıtlık ve kuraklık demektir. Yüce Allah'ın: "Andolsun Firavun hanedanını kıtlık yıllan ile yakaladık" (Araf, 130) buyruğunda da bu anlamdadır.

 

"Hassa" ise ha ve şeddeli sad iledir. Kökten imha etmek, kökten mahvetmek demektir.

 

"Ahiret azabı hiç kaldırılır mı" bu ikinci rivayette de açıkça ifade ettiği gibi duhan (duman) azabının kıyamet gününde olacağını söyleyenin kanaatini reddetmek anlamında bir soru (inkar sorusu)dur. Böylelikle İbn Mesud bu babl bir görüştür demiş olmaktadır. Çünkü yüce Allah: "Biz o azabı az bir zaman açıp kaldıracağız. Fakat şüphesiz siz yine geri dönenlersiniz." (Duhan, 15) buyurmaktadır. Bilindiği gibi azabın açılıp kaldırılması sonra onların tekrar eski hallerine dönmesi ahirette olmayacak bir şeydir. Bu ancak dünyada olur.

 

(6998) "Onlara bir kıtlık ve büyük bir meşakket isabet etti." Cehd, cim harfi fethalı olarak aşırı meşakkat ve zorluk demektir. Ötreli söyleyiş (cühd) olarak da nakledilmiştir.

 

"Ey Allah'ın Rasulü! Mudar için Allah'tan mağfiret dile dedi." Müslim'in bütün nüshalarında bu şekilde Mudarlılar için Allah'tan mağfiret dile şeklindedir. Buhari'de ise Mudarlılar için Allah'tan yağmur dile (isteski) şeklindedir. Kadı Iyaz dedi ki: Kimisi yağmur yağması için dua et demesi duruma daha uygun olan doğru şekildir. Çünkü onlar kafirdirler, günahlarının bağışlanması için onlara dua edilmez demiştir.

 

Derim ki her ikisi de doğrudur. Çünkü istiska onlar için yağmur yağmasını ve su ihtiyaçlarının karşılanmasının istenmesi demektir. "İstiğfar et" de "onlar için istiğfarı arkasından getirecek hidayeti bulmaları için dua et" demektir.

 

(6999) "Duhan, batşe, nizam ve Rum ayeti geçti." Bunların hepsini kitapta açıkladı. Nizam dışında. Bundan kasıt ise yüce Allah'ın: "Yakında nizam olacaktır" (Furkan, 77) buyruğudur. Yani azap lazım gelecektir. onların yakasını bırakmayacaklır. ilim adamlarının dediklerine göre de bu Bedir gününde onlardan bir çok kimsenin öldürülüp esir alınması hadisesidir. Büyük yakalayış (batşe-i kübra) da odur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

8- AYIN YARILMASI BABI