SAHİH-İ MÜSLİM |
KIYAMET, CENNET, CEHENNEM |
KIYAMET
6976-1811- Bana Ebu Bekr
b. İshak tahdis etti... Ebu
Hureyre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şüphesiz kıyamet gününde pek büyük ve pek
şişman adam gelir de Allah nezdinde bir sivrisinek kanadı kadar bir ağırlığı
olmaz. -Dilerseniz- "Biz kıyamet gününde onlar
için ölçü tutmayacağız" (Kehf 105) ayetini
okuyunuz."
Diğer tahric: Buhari, 4729
6977-19/2- Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus tahdis
etti. Bize Fudayl -yani b. İyaz-
Mansur’dan tahdis etti. O, İbrahim'den, o Abıde es-Selmani'den, o Abdullah
b. Mesud'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir (yahudi) alim, Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gelip: Ey Muhammed -yahut ey Ebu'I-Kasım- şüphesiz Yüce Allah kıyamet gününde gökleri
bir parmak, yerleri bir parmak, dağları ve ağaçları bir parmak, suyu, toprağı
bir parmak ve diğer mahlukatı bir parmak üzerinde tutacak. Sonra onları
sarsarak: Ben melik olanım, ben melik olanım buyuracak dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bu alimin dediğine şaşarak ve onun söylediklerini
tasdik ederek güldü sonra: "Onlar Allah'ı gereği gibi takdir edemediler.
Halbuki kıyamet gününde arz bütünü ile onun kabzasındadır. Gökler ise onun sağ'eli ile dürülmüş olacaktır. O şirk koştuklarından
münezzehtir ve çok yücedir. " (Zümer, 67)
ayetini okudu.
Diğer tahric: Buhari, 4811, 7414, 7513;
Tırmizi, 3238, 3239;
6978-20/3- Bize Osman b.
Ebu Şeybe ve İshak b.
İbrahim ikisi Cerir’DEN tahdis
etti, o Mansur'dan bu isnad ile rivayet edip şöyle
dedi: Yahudilerden bir alim, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in
yanına geldi ve Fudayl'ın hadisinin aynısını rivayet
etmekle birlikte "sonra onları sallayacak" ibaresini zikretmedi.
Ayrıca (Abdullah b. Mesud) dedi ki: Andalsun, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in alimin söylediğine şaşarak ve O'nu tasdik etmek
üzere azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm. Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Onlar Allah'ı gereği gibi takdir edemediler" buyurdu ve ayeti okudu.
6979-21/4- Bize Ömer b. Hafs b. Giyas tahdis
etti. Bize babam tahdis etti, bize A'meş tahdis edip dedi ki:
İbrahim'i şöyle derken dinledim: Alkameyi şöyle
derken dinledim. Abdullah dedi ki: Kitap ehlinden bir adam, Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
gelerek: Ey Ebu'l-Kasım! Şüphesiz Allah gökleri bir
parmak üzerinde, yerleri bir parmak üzerinde, ağaçları ve toprağı bir parmak
üzerinde, diğer mahlukatı da bir parmak üzerinde tutacak sonra da: Ben elMelik'im, ben el-Melik'im buyuracak dedi. (Abdullah) dedi
ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm sonra:
"Onlar Allah'ı
gereği gibi takdir edemediler" buyruğunu okudu.
6980-22/5- Bize Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Muaviye tahdis etti. (H.) Bize
İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem tahdis
edip (Ebu Muaviye ile
birlikte) dediler ki: Bize İsa b. Yunus haber verdi. (H.) Bize Osman b. Ebu Şeybe de tahdis
etti, bize Cerir tahdis
etti, hepsi A'meş'den bu isnad
ile rivayet etti. Ancak hepsinin hadislerinde: Ağaçlar bir parmak üzerinde,
toprak bir parmak üzerinde denilmektedir. Cerir'in
hadisinde bütün yaratıklar bir parmak üzerinde ibaresi yoktur. Ama onun
hadisinde:
Dağlar da bir parmak
üzerinde denilmektedir. Cerir'in hadisinde ayrıca:
Onu tasdik etmek üzere ve söylediklerine hayret ederek ibaresini eklemiştir.
6981-23/6- Bana Harmele b. Yahya tahdis etti,
bize İbn Vehb haber verdi.
Bana Yunus İbn Şihab'dan
haber verdi, bana İbnu'l Müseyyeb'in
tahdis ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle derdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Şanı Yüce ve Mübarek Allah kıyamet gününde arzı kabzasına alacak, göğü
sağı ile katlayıp dürecek. Sonra ben melikim nerede yeryüzünün melikleri
buyuracak" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 6519, 7382; İbn Mace, 192
AÇIKLAMA: 'Yıllah nezdinde sivrisinek kanadı kadar ağırlığı
olmayan" yani değer itibari ile mevkisi itibari ile ona denk olmayan
demektir. Bu da onun hiçbir değeri yoktur anlamındadır. Bu hadiste şişmanlık
yerilmektedir.
Habr ve ha harfi kesreli olarak hibr
diye de söylenir. Fethalı söyleyiş (habr) daha
fasihtir. Alim kimse demektir.
(6977) "Şüphesiz
Allah gökleri bir parmak üzerinde ... sonra onları sallar. " Bu hadis-i
şerif sıfat hadislerindendir. Daha önce belirtildiği gibi bunlar ile ilgili iki
görüş vardır. Bir görüşe göre bunlar te'vil edilir.
Diğer bir görüşe göre bunların zahirlerinin kastedilmediğine inanılmakla
birlikte bunlara iman edilip te'vil cihetine
gidilmez. Te'vili kabul edenlerin görüşüne göre
burada parmaklar güç ve iktidar diye te'vil ederler.
Yani yüce Allah bunları büyüklüklerine, Muazzamlıklarına rağmen yorulmadan,
usanmadan yaratmıştır. İnsanlar da mübalağa ve önemsemeyişi anlatmak için bu
gibi durumlarda parmağı sözkonusu eder ve herhangi
bir kimse ben parmağımla dahi Zeyd'i öldürebilirim
der. Yani onu öldürmek bana zor değildir. Burada yarattıklarından bazılarının
parmağının kastedilmiş olma ihtimali vardır. Bu da imkansız bir şey değildir.
Kısacası maksat (cenab-ı Allah hakkında) organ olarak
elin kastedilmesi imkansızdır.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), (yahudi) alimin dediğine
şaşarak ve onu tasdik etmek üzere güldü sonra da ... ayetini okudu."
Hadisin zahirinden anlaşıldığına göre Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) alimin: Yüce Allah gökleri, yeri ve
yaratılmışları parmağı üzerine alacağı şeklindeki sözünü doğrulamış bulunmakta,
sonra da onun söylediklerine yakın işaret ihtiva eden ayeti okumuş olmaktadır.
Kadı Iyaz
dedi ki: Bazı kelamcılar şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in gülmesi, şaşması ve ayeti
okuması yahudi alimini tasdik etmek maksadıyla
değildi. Aksine onun sözünü reddetmek, onu kabul etmemek ve kötü inanışma hayret edip şaşırmaktır. Çünkü yahudilerin
kanaatleri tecsim doğrultusundadır. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de
onun bu maksadını anlamış oldu.
"Onu tasdik etmek
üzere" ifadesi ise ancak ravinin kendi
anlayışına göre söylediği bir sözdür.
Bununla birlikte birinci
açıklama daha güçlüdür.
6982-2417- Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Üsame, Ömer b. Hamza'dan tahdis etti, o Salim b. Abdullah'dan
rivayet etti: Bana Abdullah b. Ömer haber verip dedi ki: RasUlullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: ''Aziz ve Celil Allah kıyamet gününde gökleri katlar sonra
onları sağ eline alır sonra ben melikim nerede cebbarlar, nerede mütekebbirler
buyurur. Sonra yerleri de solu ile dürüp katlar sonra: Ben el-Melikim nerede
cebbarlar, nerede mütekebbirler buyurur.''
Diğer tahric: Buhari, 7413 -muallak
olarak-; Ebu Davud, 4732
6983-25/8- Bize Said b. Mansur tahdis etti, bize Yakub -yani b. Abdurrahman- tahdis etti, bana Ebu Hazim, Ubeydullah b. Miksem’DEN tahdis ettiğine göre o
Abdullah b. Ömer'in Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i nasıl taklit ettiğine baktı.
buyurdu ki: "Aziz ve celil Allah göklerini ve yerlerini ellerine alır ve:
-parmaklarını kapatıp açarak- ben Allah'ım ben el-Melikim der." O kadar ki
minbere baktım da O'nun alt tarafından hareket ettiğini gördüm. Hatta ben:
Acaba RasUlullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i düşürecekmi
dedim.
Diğer tahric: İbn Mace,
198,4275
6984-26/9- Bize Said b. Mansur tahdis etti ...
Abdullah b. Ömer dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
minber üzerinde şöyle buyururken gördüm: ''Aziz ve Celil Cebbar göklerini ve
yerlerini ellerine alır" sonra Yakubun hadisine
yakın olarak hadisi zikretti.
AÇIKLAMA: (6982)
''Allah kıyamet gününde gökleri katlayıp dürer. .. " Bir rivayette (6983) İbn Miksem, İbn
Ömer'e RasUlullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i nasıl taklit ediyor diye halilL Şöyle buyurdu: ... hareket ediyordu."
İlim adamları der ki:
Burada parmaklarını kapatıp açtığından söz edilen kişi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dir. Bundan dolayı şöyle demiştir: İbn
Miksem İbn Ömer'e Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i nasıl taklit ediyor diye baktı denilmiştir,
Şanı yüce Allah hakkında
ellerin kullanılmasına gelince, bu da kudreti diye te'vil
edilir. Bunu da iki el kinayesi ile ifade etmiştir. Çünkü bizim fiillerimiz
ellerle meydana gelir. Daha açık ve nefıslerde daha
pekişmesi için bizim anlayacağımız bir suretle bize hitap edilmiştir. Ayrıca
misalin tamamlanması için de sağ ve sol elden söz edilmiştir. Çünkü bizler
ikram ettiğimiz değer verdiğimiz şeyleri sağ elimizle, ondan daha aşağı
mertebede olanlarını da sol elimizle alırız. Ayrıca biz sağ elimizle sol
elimizle yapmaya güç yetiremediğimiz şeyleri yapabiliriz. Bilindiği gibi gökler
yerden daha Muazzamdır. Bundan dolayı onları sağa izafe etmiş, yerleri de sola
izafe etmiştir. Böylelikle istiarede yakınlaştıncı
ifade de ortaya çıkmış olmaktadır. Bununla birlikte şanı yüce Allah için bir
şeyin daha hafif, bir başkasının daha ağır olmakla nitelendirilmesi sözkonusu değildir. Bunlar el-Mazeri'nin
bu husustaki açıklamalarının özetidir.
Kadı Iyaz
dedi ki: Bu hadiste üç lafız vardır: İçine alır, katlar ve alır. Hepsi toplayıp
bir araya getirmek anlamındadır. Çünkü gökler yayılmış vaziyettedir. Yer de
donatılmış ve uzatılmış bir surettedir. Sonra bunlar kaldırmak, izale etmek,
yeri ve gökleri farklı şekilde değiştirmek anlamına gelir. Böylelikle bütün
anlamlar bunların birbirlerine katılması, kaldırılması, başkaları ile
değiştirilmesi noktasında birleşir. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in parmaklarını açıp kapatması ise
bu yaratılmışların elin içine alınıp önceleri yayılmış ve açılmış iken bunların
toplanıp bir araya getirilmesi için bir temsil ile açılmış ve yayılmış olan ile
kapatılıp dürülen için bir anlatım, bir hikayedir. Yoksa bu katlayıp düren ve
yayan yüce Allah'ın sıfatı olan kabz ve bastına
(katlayıp dürmesine ve yaymasına) bir işaret değildir. Herhangi bir şekilde
organ olmayan el denilen yüce Allah'ın sem'i sıfatının misallendirilmesi
de değildir.
Minber hakkında:
"Altından hareket ediyordu" ifadesi ise aşağıdan yukarıya doğru
hareket ediyordu demektir. Çünkü aşağının hareketi ile yukarı hareket eder.
Bununla birlikte onun Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu işaretinin hareketi ile hareket etme ihtimali
vardır. Kadı Iyaz dedi ki: Bununla birlikte kütüğün
inlemesi gibi bu işittiklerinin heybetine kapılarak kendisinin hareket etmiş
olma ihtimali de vardır. Sonra Kadı Iyaz şunları
söylemektedir:
Bu hadiste varid olmuş müşkil ifadelerden
nebisinin maksadının ne olduğunu en iyi bilen Allah'tır. Bizler yüce Allah'a ve
O'nun sıfatlarına iman ederiz. Hiçbir şeyi O'na benzetmeyiz. Onu da bir şeye
benzetmeyiz: "Onun gibi hiçbir şey yoktur, O her şeyi işitendir, her şeyi
görendir." (Şura, 11) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
söylediği ve O'ndan Sabit olan ise haktır ve doğrudur. Bilgisini idrak
ettiğimizi yüce Allah'ın lütfu ile idrak etmiş
oluruz. Bize gizli kalanına da iman ederiz, ilmini yüce Allah'a havale ederiz.
Lafzını da kendisi ile bize hitap edilen arap dilinde
yorumlanması mümkün olan şekilde yorumlarız ama şanı yüce Allah'ı zahir
anlamından anlaşılan manadan tenıih ettikten sonra
her iki anlamdan herhangi birisinin kesin olduğunu da söylemeyiz. Başarı
Allah'tandır.
''Ağaçlar ve toprak da
bir parmak üzerinde olacaktır." Buradaki essera
nemli toprak demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
1- YARATMAYA
BAŞLAMAK VE ADEM ALEYHİSSELAM'IN YARATILMASI BABI