SAHİH-İ MÜSLİM |
TEVBE |
3 - باب
فضل دوام
الذكر والفكر
في أمور
الآخرة، والمراقبة،
وجواز ترك ذلك
في بعض
الأوقات، والاشتغال
بالدنيا
3- AHİRET İŞLERİNİ SÜREKLİ
HATIRLAYIP ONLAR HAKKINDA DÜŞÜNMENİN VE MÜRAKABENİN FAZİLETİ İLE BAZI HALLERDE
BUNU BIRAKIP DÜNYA İLE UĞRAŞMANIN CAİZ OLDUĞU BABI
12 - (2750) حدثنا
يحيى بن يحيى
التيمي وقطن
بن نسير (واللفظ
ليحيى).
أخبرنا جعفر
بن سليمان عن
سعيد بن إياس
الجريري، عن
أبي عثمان
النهدي، عن
حنظلة
الأسيدي قال
(وكان من كتاب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم) قال:
لقيني
أبو بكر فقال:
كيف أنت؟ يا
حنظلة! قال قلت:
نافق حنظلة.
قال: سبحان
الله! ما
تقول؟ قال قلت:
نكون عند رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
يذكرنا
بالنار والجنة.
حتى كأنا رأي
عين. فإذا
خرجنا من عند
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، عافسنا
الأزواج
والأولاد
والضيعات.
فنسينا
كثيرا. قال
أبو بكر:
فوالله! إنا
لنلقى مثل
هذا. فانطلقت
أنا وأبو بكر،
حتى دخلنا على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. قلت:
نافق حنظلة.
يا رسول الله! فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "وما
ذاك؟" قلت: يا
رسول الله!
نكون عندك.
تذكرنا
بالنار والجنة.
حتى كأنا رأى
عين. فإذا
خرجنا من عندك،
عافسنا
الأزواج
والأولاد
والضيعات.
نسينا كثيرا.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"والذي نفسي
بيده! إن لو
تدومون على ما
تكونون عندي،
وفي الذكر،
لصافحتكم
الملائكة على
فرشكم وفي
طرقكم. ولكن،
يا حنظلة!
ساعة وساعة"
ثلاث مرات.
6900-12/1- Bize Yahya b.
Yahya et-Teymı ve Katan b. Nuseyr -lafız Yahya'ya ait olmak üzere- tahdis etti,
bize Cafer b. Süleyman, Said b. İyaz el-CureyrI'den haber verdi, o Ebu Osman
en-Nehdi'den, o HanzaIa elUseyyidı'den -ki Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in katiplerindendi- şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir ile
karşılaştım. Bana: Nasılsın ey HanzaIa dedi. Ben: Hanzala münafıklık etti
dedim. O: Subhanallah ne diyorsun dedi. Ben:
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) 'in huzurunda oluyoruz, O bize cehennemi ve cenneti
hatırIatıyor. Hatta onları görüyor gibi oluyoruz. Ama RasuluIlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanından çıkıp da eşlerimizle, çocuklarımızla, işimizle,
gücümüzle uğraşınca bu sefer çok şeyi unutuyoruz dedim. Ebu Bekir:
Allah'a yemin olsun ki
gerçekten biz de aynısı ile karşı karşıya bulunuyoruz dedi. Bunun üzerine ben
ve Ebu Bekir gittik ve nihayet ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
huzuruna girdik. Ben: Hanzala münafıklık etti ey Allah'ın Rasulü! dedim.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O ne oluyor" buyurdu. Ben:
Ey Allah'ın Rasulü! Biz senin yanında olduğumuz zaman bize ateşi ve cenneti
hatırIatıyorsun. Hatta onları görür gibi oluyoruz. Senin yanından çıktıktan
sonra eşlerimizle, çoluk çocuğumuzla, işimizle gücümüzle uğraşıyoruz ve pek çok
şeyi unutuyoruz dedim. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki eğer sizler benim yanımda
olduğunuz hali ve zikir içerisinde devam ederseniz gerçekten melekler siz
yataklarınız üzerinde iken yollarınızda iken sizinle tokalaşırlardı. Ama ey
Hanzala! Bazen şöyle bazen böyle" buyurdu ve üç defa tekrarIadı.
Diğer tahric: Tirmizi,
2452 -muhtasar-, 2514; İbn Mace, 4249
13 - (2750) حدثني
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
عبدالصمد.
سمعت أبي
يحدث. حدثنا
سعيد الجريري
عن أبي عثمان
النهدي، عن
حنظلة. قال:
كنا
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فوعظنا
فذكر النار.
قال: ثم جئت
إلى البيت
فضاحكت
الصبيان
ولاعبت
المرأة. قال
فخرجت فلقيت
أبا بكر.
فذكرت ذلك له.
فقال: وأنا قد
فعلت مثل ما
تذكر. فلقينا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقلت: يا
رسول الله!
نافق حنظلة.
فقال "مه"
فحدثته
بالحديث. فقال
أبو بكر: وأنا
قد فعلت مثل
ما فعل. فقال
"يا حنظلة!
ساعة وساعة.
ولو كانت ما
تكون قلوبكم
كما تكون عند
الذكر،
لصافحتكم
الملائكة،
حتى تسلم
عليكم في
الطرق".
6901-13/2/- Bana İshak
b. Mansur tahdis etti.....Ebu Osman en-Nehdi, Hanzala'dan şöyle dediğini
rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında idik. Bize
öğüt verdi, cehennemi hatırlattı. Sonra eve geldim, çocuklarla gülüştüm, eşimle
oynaştım. Derken dışarı çıktığımda Ebu Bekir ile karşılaştım. Bu durumu ona
anlattım. O da: Ben de senin dediğinin aynısını yaptım dedi. Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile karşılaştık. Ben:
Ey Allah'ın Rasulü!
Hanzala münafık oldu dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ne
diyorsun" buyurdu. Ben durumu ona anlattım. Bu sefer Ebu Bekir: Ben de
aynısını yaptım deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey
Hanzala! Bazen öyle bazen böyle. Eğer kalpleriniz zikir sırasında olduğu gibi
hep olursa şüphesiz melekler sizlerle tokalaşır hatta yollarda size selam
verirdi" buyurdu.
13-م - (2750)
حدثني زهير بن
حرب. حدثنا
الفضل بن
دكين. حدثنا
سفيان عن سعيد
الجريري، عن
أبي عثمان النهدي،
عن حنظلة
التميمي
الأسيدي،
الكاتب قال: كنا
عند النبي صلى
الله عليه
وسلم. فذكرنا
الجنة والنار.
فذكر نحو
حديثهما.
6902- .. ./3- Bana
Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize el-Fadl b. Dukeyn tahdis etti, bize Süfyan,
Said el-Cureyri’den tahdis etti, o Ebu Osman en-Nehdi'den, o (vahiy) katibi
Hanzala et-Temımı el-Üseyyidi'den şöyle dediğini tahdis etti:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in yanında idik. Bize cenneti ve cehennemi hatırlattı deyip ikisinin
hadisine yakın olarak zikretti.
AÇIKLAMA: (6900)
"Hanzala el-Üseyyidl'den" bunu iki şekilde zaptetmişlerdir. En doğru
ve meşhur olanları hemze ötreli, sin fethalı, şeddeli ye, kesreli söyleyiştir.
İkinci şekil de böyle olmakla birlikte ye harfi sakin (el-useydi)dir. Kadı Iyaz
ise sadece bu ikinci şekli zikretmiştir. Kendisi Temimoğulları'ndan bir kol
olan Üseyyidoğullarına mensuptur.
"Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in katiplerindendi." Diyarımızdaki bütün
nüshalarda bu şekildedir. Kadı Iyaz ise bunu bazı üstadlarından bu şekilde
böyle zikretmiş olmakla birlikte çoğunluğundan ise "Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in ashabındandı" diye zikretmiştir. Her ikisi de doğru
olmakla birlikte rivayet bakımından birincisi daha meşhurdur, anlam bakımından
da daha açıktır. Nitekim bundan sonraki rivayette (6902) "(vahiy) katibi
Hanzala'dan" denilmektedir.
"Bize cehennemi ve
cenneti hatırlatıyor. Adeta onları görür gibi oluyoruz." Kadı Iyaz dedi
ki: "Biz bunu "ra'yul ayn: görür gibi" diye ref ile zaptettik.
Yani biz adeta onları gözü ile gören kimsenin hali gibi bir halde oluyoruz.
Bununla birlikte mastar olmak üzere nasb edilmesi (ra'yel aynı de sahih olur.
Yani onu gözümüzle görürüz anlamındadır.
"Eşlerimizle,
çocuklarımızla, işimiz gücümüzle uğraşıyoruz." Burada (afese: uğraşb
fiili) fe ve sin harfi iledir. Herevı ve başkalarının dediklerine göre bunlar
için çabaladığımız zaman, uğraşbğımız zaman onlarla meşgul olduğumuz zaman
demektir. Yani geçimimizle zevklerimizle uğraştığımız demekolur.
"Day'at: işler
güçler" "day'ah"ın çoğuludur. Bu da kişinin geçimini sağladığı
mal, meslek, ya da sanatı demektir. Hattabi bu kelimeyi "anesna" diye
rivayet etmiş ve bu "oynaşbğımız zaman demektir" demiştir. Kuteybe
ise bunu şin harfi ile (aneşna) diye rivayet etmiş ve kucaklaştığımız zaman
demiştir. Ama bilinen birincisidir ve o daha geneldir.
"Hanzala münafık
oldu" yani Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in meclisinde iken havf (korku)
edip Allah'ın murakabası altında olmakla birlikte tefekkürle, ahirete
yönelmekle birlikte bu hali açıkça görüldüğü için, dışarı çıkınca da eşi ve
çocukları ile dünya geçimi ile uğraşmaya koyulduğundan münafık birisi
olduğundan korktu.
Nifak (münafıklık)ın
aslı ise içinde gizlediği kötülüğün zıddını açığa vurmaktır. İşte o bu halin
bir münafıklık olacağından korktu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onlara
bunun bir münafıklık olmadığını ve onların bu halde sürekli kalmakla yükümlü
olmadıklarını, bazen böyle bazen öyle olabileceklerini kendilerine bildirdi.
(6901) "Ey Allah'ın
Rasulü! Hanzala münafık oldu dedim. O: Ne o buyurdu." Kadı Iyaz dedi ki:
"neh: ne o" soru anlamındadır. Yani ne diyorsun demektir. Sondaki he
burada sekt he'si (susuş he'si)dir. Bu işten vazgeç anlamında azar ve bu işin
pek büyük bir şey görülmesi anlamında olma ihtimali de vardır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
4- YÜCE ALLAH'IN RAHMETİNİN
GENİŞLİĞİ VE RAHMETİNİN GAZABINI GEÇTİĞİ HAKKINDA BİR BAB