SAHİH-İ MÜSLİM |
ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR |
25 - باب
بيان أنه
يستجاب
للداعي ما لم
يعجل فيقول:
دعوت فلم
يستجب لي
25- DUA EDEN BİR KİMSE
ACELE EDEREK: "DUA ETTİM DE DUAM KABUL OLUNMADI" DEMEDİĞİ SÜRECE
DUASININ KABUL OLUNACAĞINI BEYAN BABI
90 - (2735) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن ابن شهاب،
عن أبي عبيد،
مولى ابن
مزهر، عن أبي
هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
"يستجاب لأحدكم
ما لم يعجل
فيقول: قد
دعوت فلا، أو
فلم يستجب لي".
6869-90/1- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab'dan rivayetini okudum, o
İbn'Ezher'in azadlısı Ebu Ubeyd'den, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre
RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden birinizin duası, acele
edip de ben dua ettim ama duam kabul olunmuyor, yahut kabul olunmadı demedikçe
duası kabul olunur" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6340; Ebu Davud, 1484; TIrmizi, 3387; İbn Mace, 3387
91 - (2735) حدثني
عبدالملك بن
شعيب بن ليث.
حدثني أبي عن جدي.
حدثني عقيل بن
خالد عن ابن
شهاب؛ أنه
قال: حدثني
أبو عبيد،
مولى
عبدالرحمن بن
عوف. وكان من
القراء وأهل
الفقه. قال:
سمعت أبا
هريرة يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "يستجاب
لأحدكم ما لم
يعجل، فيقول:
قد دعوت ربي
فلم يستجب لي".
6870-91/2- Bana
Abdulmelik b. Şuayb b. Leys tahdis etti, bana babam dedemden tahdis etti, bana
Ukeyl b. Halid, İbn Şihab'dan şöyle dediğini tahdis etti: Bana Abdurrahman b.
Avf'ın azadlısı Ebu Ubeyd -ki o hem Kur'an okuyan kurradan hem fıkıh ehlindendi-
tahdis edip dedi ki: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz acele edip de
ben Rabbime dua ettim ama duamı kabul etmedi demediği sürece duası kabul
olunur. "
92 - (2735) حدثني
أبو الطاهر.
أخبرنا ابن
وهب. أخبرني
معاوية (وهو
ابن صالح) عن
ربيعة بن
يزيد، عن أبي
إدريس
الخولاني، عن
أبي هريرة
، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه قال
"لا يزال
يستجاب للعبد
ما لم يدع
بإثم أو قطيعة
رحم. ما لم
يستعجل". قيل:
يا رسول الله! ما
الاستعجال؟
قال "يقول: قد
دعوت، وقد
دعوت، فلم أر
يستجيب لي.
فيستحسر عند
ذلك، ويدع
الدعاء".
6871-92/3- Bana Ebu't-Tahir
tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Muaviye -ki o b. Salih'dir- Rabia
b. Yezid'den haber verdi, o Ebu İdris el-Havlani'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kul bir
günah yahut akrabalık bağını kopartmaya matuf bir duada bulunmadıkça acele de
etmedikçe duası hep kabul olunur. " Ey Allah'ın Rasulü! Acele etmek ne
demek diye soruldu. Şöyle buyurdu:
"Dua ettim dua
ettim. Duamın kabul olunduğunu görmedim deyip işte o vakit duayı terk
etmesidir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'in (6869) "acele edip de ... duası kabul
olunur." Bir rivayette ise: (6871) "Kul günah ya da akrabalık bağını koparmayı
gerektiren ... ey Allah'ın RasUlü acele etmek ne demektir denildi. O: Ve dua
etmeyi bırakmasıdır buyurdu." Dil bilginleri der ki: "hasera ve
istehsera" bitkin düşüp bir şeyi kesmek, ona son vermek demektir. Burada
ise duayı bırakması, terk etmesi kastedilmiştir. Yüce Allah'ın: "Ona
ibadete karşı büyüklenmezler ve usanmazlar" (Enbiya, 19) buyruğunda da bu
anlamdadır. Yani O'na ibadeti sonlandırmazlar, kesmezler.
Hadiste, duayı devam
ettirmenin ve duanın kabul edilmesinin geciktiğini düşünmemenin gerektiği
anlaşılmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: