SAHİH-İ MÜSLİM

ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR

 

23 - باب فضل الدعاء للمسلمين بظهر الغيب

23- MÜSLÜMANLARA GİYABLARINDA DUA ETMENİN FAZİLETİ BABI

 

86 - (2732) حدثني أحمد بن عمر بن حفص الوكيعي. حدثنا محمد بن فضيل. حدثنا أبي عن طلحة بن عبيدالله بن كريز، عن أم الدرداء، عن أبي الدرداء، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ما من عبد مسلم يدعو لأخيه بظهر الغيب، إلا قال الملك: ولك، بمثل".

 

6864-86/1- Bana Ahmed b. Ömer b. Hafs el-Veki' tahdis etti, bize Muhammed b. Fudayl tahdis etti, bize babam Talha b. Ubeydullah b. Keriz'den tahdis etti, o Um ed-Derda'dan, o Ebu'd-Derda'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Gıyabında kardeşine dua eden her bir müslüman kula mutlaka melek de: Sana da onun misli olsun der. "

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 1534;

 

 

87 - (2732) حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا النضر بن شميل. حدثنا موسى بن سروان المعلم. حدثني طلحة بن عبيدالله بن كريز. قال: حدثتني أم الدرداء، قالت: حدثني سيدي؛ أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "من دعا لأخيه بظهر الغيب، قال الملك الموكل به: أمين. ولك بمثل".

 

6865-87/2- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi, bize Musa b. Servan el-Muallim tahdis etti, bana Talha b. Ubeydullah b. Kerız tahdis edip dedi ki: Bana Um ed-Derda tahdis edip dedi ki: Bana efendimin tahdis ettiğine göre o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinlemiştir: "Kim kardeşinegıyabında dua ederse onunla görevli olan melek: Amin, sana da onun misli olsun der. "

 

 

88 - (2733) حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا عيس بن يونس. حدثنا عبدالملك بن أبي سليمان عن أبي الزبير، عن صفوان (وهو ابن عبدالله بن صفوان) وكانت تحته الدرداء. قال : قدمت الشام. فأتيت أبا الدرداء في منزله فلم أجده. ووجدت أم الدرداء. فقالت: أتريد الحج، العام؟ فقلت: نعم. قالت: فادع الله لنا بخير. فإن النبي صلى الله عليه وسلم كان يقول "دعوة المسلم لأخيه، بظهر الغيب، مستجابة. عند رأسه ملك موكل. كلما دعا لأخيه بخير، قال الملك الموكل به: آمين. ولك بمثل".

 

6866-88/3- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize İsa b. Yunus haberverdi, bize Abdulmelik b. Ebu Süleyman, Ebu Zubeyr’DEN tahdis etti, o Safvan’DAN -ki o b. Abdullah b. Safvan'dır Derda da onun zevcesi idi- dedi ki: Şam'a geldim. Ebu Derda'ya evine gittim. Onu bulamadım. Um ed-Derda'yı buldum. O: Bu sene hacc etmek istiyor musun dedi? Ben evet dedim. Um ed-Derda:

O halde bize hayır ile dua et dedi. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu: "Müslüman kişinin kardeşine gzyabında yaptığı dua kabul olunur. Onun başının yanında görevli bir melek olur. Kardeşine hayır ile her dua ettiğinde onunla görevli olan melek de: Amin, sana da onun misli olsun der. "

 

 

(2732) قال: فخرجت إلى السوق فلقيت أبا الدرداء. فقال لي مثل ذلك. يرويه عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

(Safvan) dedi ki: ÇaI'şıya çıktım. Ebu Derda ile kaI'şılaşbm. O da bana o sözün aynısını Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet ederek söyledi.

 

Diğer tahric: İbn Mace, 2895

 

 

88-م - (2733) وحدثناه أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا يزيد بن هارون عن عبدالملك بن أبي سليمان، بهذا الإسناد، مثله. وقال: عن صفوان بن عبدالله بن صفوان.

 

6867- .. ./4- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Yezid b. Harun, Abdulmelik b. Ebu Süleyman’dan bu isnad ile aynısını tahdis etti ve: safvan b. Abdullah b. Safvan'dan dedi.

 

 

AÇIKLAMA:          (6864) "Talha b. Ubeydullah b. Keriz"deki "Kerizn isminde ket harfi fethalıdır.

 

"Kardeşine gıyabında dua eden müslüman bir kul ... " Bir diğer rivayette (6865) "Onunla görevli olan melek: Amin, sana da onun misli der." Bir rivayette de (6866) "Müslüman kimsenin kardeşine gıyabında dua etmesi... "

 

"Gıyabında" lafzının anlamı kendisine dua edilenin hazır olmadığı halde ve kendi içinde dua etmesi demektir. Çünkü bu şekilde bir dua ihlas bakımından daha ileridir.

 

"Bimislin: Onun misli" mim harfi kesreli, se harfi sakindir. Meşhur rivayet böyledir. Kadı Iyaz dedi ki: Biz bunu se harfi fethalı olarak da rivayet ettik. "Misluhu mesiluhu" de -peltek ze’DEN sonra ye ziyadesi ile- denilir ki onun dengi aynısı anlamındadır.

 

Bu hadisten, müslüman kardeşine gıyabında dua etmenin fazileti anlaşılmaktadır. Müslümanlardan bir topluluk için dua etse yine bu fazilet elde edilir. Bütün müslümanlara dua etse zahir (güçlü) olana göre yine bu fazilet hasıl olur.

 

Seleften kimileri kendisine dua etmek istediği zaman kardeşine de kendisi için yapmak istediği aynı duayı yapardı. Çünkü bu dua kabul edilir ve ona da onun misli verilir.

 

(6865) "Bize Musa b. Servan el-Muallim tahdis etti." Genellikle ravilerin rivayeti bu şekildedir. Bizim diyarımızdaki nüshaların tamamı da fethalı sin ile "servan" şeklindedir, Kadı Iyaz da genel olarak üstadlarından böylece nakletmiş ve şunları söylemiştir: İbn Mahan'dan ise (sin yerine) peltek se iledir. Buhari ve Hakim hakkında her ikisi de söylenir, ikisi de sahihtir demişlerdir. Bazıları ise fe harfi ile Ferdan demişlerdir. Kendisi Ensar’dan ve İcl'li (İcl oğullarına mensup) dir.

 

(6866) "Bana Um ed-Derda tahdis edip dedi ki: Bana efendim tahdis etti." Bu sözleri ile kocası Ebu Derda'yı kastetmektedir. Buradan da kadının kocasına "efendim" demesinin ve onu büyültücü ifade ile anmasının caiz olduğu anlaşılmaktadır. Burada adı geçen "Um ed-Derda" tabiinden olan küçük Um ed-Derda'dır. Adı Huceyme'dir. Cüheyme olduğu da söylenmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

24- YEMEK VE İÇMEKTEN SONRA YÜCE ALLAH'A HAMD ETMENİN MÜSTEHAB OLDUĞU BABI