SAHİH-İ MÜSLİM

ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR

 

17 - باب ما يقول عند النوم وأخذ المضجع

17- UYURKEN VE YATAGA YATARKEN KİŞİNİN NE SÖYLEYECEĞİ BABI

 

56 - (2710) حدثنا عثمان بن أبي شيبة وإسحاق بن إبراهيم - واللفظ لعثمان - (قال إسحاق: أخبرنا. وقال عثمان: حدثنا) جرير عن منصور، عن سعد بن عبيدة. حدثني البراء بن عازب؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "إذا أخذت مضجعك فتوضأ وضوءك للصلاة. ثم اضطجع على شقك الأيمن. ثم قل: اللهم! إني أسلمت وجهي إليك. وفوضت أمري إليك. وألجأت ظهري إليك رغبة ورهبة إليك. لا ملجأ ولا منجا منك إلا إليك. آمنت بكتابك الذي أنزلت. وبنبيك الذي أرسلت. واجعلهن من آخر كلامك. فإن مت من ليلتك، مت وأنت على الفطرة".

قال فرددتهن لأستذكرهن فقلت: آمنت برسولك الذي أرسلت. قال "قل: آمنت بنبيك الذي أرسلت".

 

6820-56/1- Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim -lafız Osman'a ait olmak üzere- tahdis etti. İshak bize Cerir, Mansur’DAN haber verdi derken Osman tahdis etti dedi. O Sa'd b. Ubeyde’DEN rivayet etti: Bana el-Bera b. Azib'in tahdis ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yatağına yatacağın zaman namaz için aldığın abdest gibi abdest al. Sonra sağ yanına yat sonra: Allah'ım ben yüzümü sana teslim ettim. İşimi sana havale ettim. Senden ümit ile ve senden korkarak sırtımı sana dayadım. Senden yine ancak sana sığınılır, senden kurtuluş da yine sendendir. İndirdiğin kitabına, gönderdiğin nebine iman ettim de ve son söyleyeceğin sözler bunlar olsun. Eğer o gecende ölürsen fıtrat üzere olduğun halde ölürsün. "

 

Bera b. Azib dedi ki: Ben bunları habrlamak için tekrarlayınca gönderdiğin Resulü'ne iman ettim dedim. O: "Gönderdiğin nebine iman ettim de" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Buhari, 247, 6311; Ebu Davud, 5046, 5047, 5048; Tirmizi, 3394 -muallak olarak-, 3574

 

 

56-م - (2710) وحدثنا محمد بن عبدالله بن نمير. حدثنا عبدالله (يعني ابن إدريس) قال: سمعت حصينا عن سعد بن عبيدة، عن البراء بن عازب، عن النبي صلى الله عليه وسلم، بهذا الحديث. غير أن منصورا أتم حديثا. وزاد في حديث حصين "وإن أصبح أصاب خيرا".

 

6821- .. ./2- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize Abdullah -yanib. İdris- tahdis edip dedi ki: Husayn'ı Said b. Ubegde'den rivayet ederken dinledim. O Bera b. Azib'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet etti. Ancak Mansur'un hadisi rivayeti daha tamdır. Husayn'ın hadisinde: "Eğer sabahı ederse hayırla karşılaşır" ibaresini ekledi.

 

 

57 - (2710) حدثنا محمد بن المثنى. حدثنا أبو داود. حدثنا شعبة. ح وحدثنا ابن بشار. حدثنا عبدالرحمن وأبو داود. قالا: حدثنا شعبة عن عمرو بن مرة. قال: سمعت سعد بن عبيدة يحدث عن البراء بن عازب؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أمر رجلا، إذا أخذ مضجعه من الليل، أن يقول "اللهم! أسلمت نفسي إليك. ووجهت وجهي إليك. وألجأت ظهري إليك. وفوضت أمري إليك. رغبة ورهبة إليك. لا ملجأ ولا منجا منك إلا إليك. آمنت بكتابك الذي أنزلت. وبرسولك الذي أرسلت. فإن مات مات على الفطرة" ولم يذكر ابن بشار في حديثه: من الليل.

 

6822-57/3- Bize Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti, bize Ebu Davud tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. (H.) Bize İbn Beşşar da tahdis etti, bize Abdurrahman ve Ebu Davud tahdis edip dedi ki: Bize Şu'be, Amr b. Murre'den şöyle dediğini tahdis etti: Sa'd b. Ubeyde'yi el-Bera b. Azib'den tahdis ederken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adama geceleyin yatağına çekildiği vakit şöyle demesini emir buyurdu: "Allah'ım nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, sırtımı sana dayadım, senden ümid ederek ve senden korkarak işimi sana havale ettim. Senden başka sığınak, senden başka kurtuluş yoktur. İndirdiğin kitabına, gönderdiğin Rasulü'ne iman ettim. Eğer ölürse frÇrat üzere ölür"

 

İbn Beşşar hadisinde "geceleyin" lafzInı zikretmedi.

 

 

58 - (2710) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا أبو الأحوص عن أبي إسحاق، عن البراء بن عازب، قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لرجل "يا فلان! إذا أويت إلى فراشك" بمثل حديث عمرو بن مرة. غير أنه قال "وبنبيك الذي أرسلت. فإن مت من ليلتك، مت على الفطرة. وإن أصبحت، أصبت خيرا".

 

6823-58/4- Bize Yahya b. Yahya tahdis etti, bize Ebu'l-Ahvas, Ebu İshak'dan haber verdi, o el-Bera b. Azib'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adama: "Ey filan! Yatağına çekildiğin vakit" buyurdu deyip Amr b. Murre'nin hadisini aynı şekilde rivayet etti, Ancak o rivayetinde şöyle dedi: "gönderdiğin nebine de (iman ettim). Eğer o gece ölürsen fıtrat üzere ölürsün ve eğer sabahı edersen hayırla karşılaşırsın" dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 7488

 

 

58-م - (2710) حدثنا ابن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن أبي إسحاق؛ أنه سمع البراء بن عازب يقول: أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم رجلا. بمثله. ولم يذكر "وإن أصبحت أصبت خيرا".

 

6824- ... ./5- Bize İbnu'l Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer. tahdis etti, bize Şu'be, Ebu İshak’dan tahdis ettiğine göre o el-Bera b. Azib'i şöyle derken dinlemiştir: Rasillullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adama ermetti deyip hadisi aynı şekilde rivayet etti ve: "ve eğer sabahı edersen hayırla karşılaşırsın" sözlerini zikretmedi. 

 

Diğer tahric: Buhari, 6313

 

 

59 - (2711) حدثنا عبيدالله بن معاذ. حدثنا أبي. حدثنا شعبة عن عبدالله بن أبي السفر، عن أبي بكر بن أبي موسى، عن البراء؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم كان، إذا أخذ مضجعه، قال "اللهم! باسمك أحيا وباسمك أموت". وإذا استيقظ قال "الحمد لله الذي أحيانا بعدما أماتنا، وإليه النشور".

 

6825-59/6- Bize Ubeydullah b. Muaz tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be, Abdullah b, Ebu Sefer'den tahdis etti, o Ebu Bekr b. Ebu Musa'dan, o el-Bera’dan rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatağına yattığı zaman: "Allah'ım senin adınla dirilirim, senin adınla ölürüm" derdi. Uyandığı zaman da: "Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Ölümden sonra diriliş de yalnız O'na (huzuruna gitmek üzere olacak) dır" buyururdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

60 - (2712) حدثنا عقبة بن مكرم العمي وأبو بكر بن نافع. قالا: حدثنا غندر. حدثنا شعبة عن خالد. قال: سمعت عبدالله بن الحارث يحدث عن عبدالله بن عمر؛ أنه أمر رجلا، إذا أخذ مضجعه، قال "اللهم! خلقت نفسي وأنت توفاها. لك مماتها ومحياها. إن أحييتها فاحفظها، وإن أمتها فاغفر لها. اللهم! إني أسألك العافية" فقال له رجل: أسمعت هذا من عمر؟ فقال: من خير من عمر، من رسول الله صلى الله عليه وسلم.

قال ابن نافع في روايته: عن عبدالله بن الحارث. ولم يذكر: سمعت.

 

6826-60/7- Bize Ukbe b. Mukrem el-Ammi ve Ebu Bekr b. Nafi tahdis edip dedi ki: Bize Gunder tahdis etti, bize Şu'be, Halid’DEN şöyle dediğini

. tahdis etti: Abdullah b. el-Haris'i Abdullah b. Ömer'den tahdis ederken dinledim. Buna göre o bir adama yatağına yattığı zaman şöyle demesini emretti: ''Allah'lm nefsimi sen yarattın, onu alacak da sensin. Ölümü de senin hayatı da senindir. Eğer onu yaşatırsan onu koru, eğer onu öldürürsen ona mağfiret buyur. Allah'ım şüphesiz ben senden afiyeti dilerim." Adam ona: Sen bunu Ömer'den mi dinlemiştin dedi. O: Ömer'den daha hayırlı olandan. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dedi.

 

İbn Nafi rivayetinde: Abdullah b. el-Haris'den dedi ve "dinledim" ibaresini zikretmedi. 

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in el-Bera'nın rivayet ettiği hadiste (6820) "yatağına yattığin zaman namaz için aldığın abdest gibi abdest al ... " hadisindeki "yatağına yattığın zaman" ifadesi yatağında yatıp uyumak istediğin taktirde abdest al demektir.

 

Bu hadiste vacip olmayan müstehap üç önemli sünnet vardır:

 

1. Uyumak istendiği zaman abdest almak. Eğer abdestli ise o abdesti onun için yeterlidir. Çünkü maksat o gece ölmek korkusu ile abdestli olarak ölmektir. Ayrıca göreceği rüyanın daha doğru çıkması, rüyasında şeytanın onunla uyuyup onu korkutma ihtimalinin uzaklaştırılması içindir.

 

2. Sağ yanının üzerine uyumak. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağ ile iş yapmayı sağdan başlamayı severdi. Diğer taraftan sağ yanı üzerinde uyumak uyanmayı çabuklaşbnr.

 

3. Son ameli o olsun diye yüce Allah'ı zikretmek.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Allah'ım yüzümü sana teslim ettim." Diğer rivayette (6822) "Nefsimi sana teslim ettim" şeklindedir. Yani ben sana teslimiyet gösterdim, kendimi senin emrine uyan hükmüne itaat eden hale getirdim. İlim adamları der ki: Burada vech (yüz) ve nefs zatın tamamı anlamındadır. Selleme, esleme ve istesleme fiilleri hep aynı anlamda (teslim oldu, teslimiyet gösterdi) demektir.

 

"Sırtımı sana dayadım" ise sana"tevekkül ettim, bütün işlerimde sana güvenip dayandım. Tıpkı bir insanın sırtını dayadığı bir yere güvenmesi gibi.

"Ümit ederek ve korkarak" yani sevabım ümit ederek, azabından korkarak (böyle yapıyorum).

"Fıtrat üzere ölürsün" İslam üzere ölürsün demektir.

 

"Sabahı edersen hayırla karşılaşırsın. "Yani bu sünnetlerin sevabım hayra gösterdiğin önemin Allah'ın ve Rasulü'nün emrine tabi olmanın sevabım elde etmiş olursun.

Bera b. Azib (r.a.)'ın: "Onları hatırlamak üzere tekrar ettim ve:

Gönderdiğin Rasulü'ne iman ettim dedim, O hayır, gönderdiğin nebine iman ettim de buyurdu.

 

İlim adamları burada Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onun sözünü kabul etmeyişinin sebebi ve söylemesi gereken lafzı ona tekrar etmesinin sebebi hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bir açıklamaya göre onu reddetmesinin sebebi "Rasulü'ne iman ettim" sözünün lafız bakımından Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den başkasının anlaşılma ihtimali dolayısıyladır. el-Mazerı ve başkaları ise onun sözünü düzeltmesinin sebebinin bu zikir ve duada harfiyyen varid olmuş lafızları söylemek ve başka bir şey eklememek gerektiğinden dolayıdır .. Çünkü bazen mükafat bu harflerle alakalı olabilir. Belki de yüce Allah bu kelimeleri O'na vahiy ile bildirmiştir. Böylelikle bunların harfiyyen söylenmesi bir zorunluluk olur. Bu da güzel bir açıklamadır.

 

Bir diğer açıklamaya göre ise "gönderdiğin nebin" de söz sanab açısından bir akıcılık taşımaktadır. Ayrıca hem nübüvvet hem de risalet bir arada zikredilmiş olur. Ama gönderdiğin Rasul'ün demesi halinde "rasul ve erselte: gönderdiğin" lafzı (aynı kökten gelen iki kelime olarak) tekrar edilmesi dolayısıyla belagat ehlinin ayıpladığı bir kullanımdır. Diğer taraftan bu kitabın mukaddimesinin şerhinin baş taraflarında risaletin nübüvveti gerektirmediği aksinin de böyle olduğunu açıklamış idik.

 

Bazı ilim adamları da bu hadisi, mana ile rivayetin kabul edilmeyeceğine delil göstermişlerdir. Ama onların çoğunluğu bilen kişinin bu rivayetinin caiz olduğu kanaatindedir. Bu hadise de burada mananın farklılık arzettiğini söyleyerek cevap vermişlerdir. Çünkü mananındeğişmesi halinde mana yolu ile rivayetin kabul edilmeyeceği hususunda da görüş ayrılığı yoktur ..

 

"Yatağına çekildiğin zaman" yani yatağına gidip yattığın zaman. Nitekim bundan sonraki diğer rivayette (6825) "yatağına yatacağı zaman" denilmiştir. Yine bundan sonra gelen bir başka hadiste (6832) "yatağına çekildiğin zaman bize yediren, içiren, bize yeten, bizi banridıran Allah'a ham d olsun derdi" denilmektedir. Yatağa çekilmek anlamındaki "eva" kasr iledir. "Ava: barındırdı" ise medlidir. Sahih, fasih ve meşhur olan söyleyiş budur. Ama her ikisinin de kasır ile söylendiği de nakledilmiştir. Defalarca açıklaması daha önceden geçti. Burada "avana: bizi barındıran" lafzının bize rahmet buyuran anlamında olduğu da söylenmiştir ..

 

(6825) ''Allah'lm senin adınla ölürüm, senin adınla Yaşarım." Bunun hayatta kaldığım sürece senin adını anarak yaşarım ve senin adın üzere ölürüm anlamında olduğu söylendiği gibi "seninle Yaşarım" yani bana hayat veren sensin, beni öldüren sensin demektir. Burada isim müsemmanın kendisidir.

 

"Bizi öldürdükten sonra bizi dirilten Allah'a hamd olsun, ölümden sonra diriliş de O'nadır." Burada bizi öldürmekten kasıt uykudur. Ölümden sonra diriliş "muşu" ise kıyamet gününde ölümden sonra diriliş için hayat vermek, diriltmek demektir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylelikle ölümü andıran uykudan sonra uyanmayı ölümden sonra dirilişin isbatına dikkat çekmektedir. İlim adamları der ki: Uyumak isterken dua etmenin hikmeti daha önce geçtiği gibi amellerinin Hatimesinin (sonunun, kapanmasının) o olmasının istenmesinden dolayıdır .. Sabah bu duanın yapılmasının hikmeti ise ameline tevhidi zikrederek ve güzel sözleri anarak başlamasıdır.

 

(6826) ''Allah'ım nefsimi (beni) sen yarattın, onu alacak olan sensin, ölümü de senin, hayatı da senindir." Yanı hayatı, ölümü ve bütün işleri sana aittir, senin kudretinle ve senin egemenliğin ile olur.

 

 

 

61 - (2713) حدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير عن سهيل. قال:

 كان أبو صالح يأمرنا، إذا أراد أحدنا أن ينام، أن يضطجع على شقه الأيمن. ثم يقول "اللهم! رب السماوات ورب الأرض ورب العرش العظيم. ربنا ورب كل شئ. فالق الحب والنوى. ومنزل التوراة والإنجيل والفرقان. أعوذ بك من شر كل شيء أنت آخذ بناصيته. اللهم! أنت الأول فليس قبلك شئ. وأنت الآخر فليس بعدك شئ. وأنت الظاهر فليس فوقك شئ. وأنت الباطن فليس دونك شئ. اقض عنا الدين وأغننا من الفقر". وكان يروى ذلك عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

[ش (شر كل شيء أنت آخذ بناصيته) أي من شر كل شيء من المخلوقات، لأنها كلها في سلطانه، وهو آخذ بنواصيها. (اقض عنا الدين) يحتمل أن المراد بالدين، هنا، حقوق الله تعالى وحقوق العباد كلها، من جميع الأنواع].

 

6827 -61/8- Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize Cerir, Suheyl’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Ebu Salih bize birimiz uyumak istediği zaman sağ yanı üzerine yatmasını emreder sonra şöyle derdi: ''Allah'ım göklerin Rabbi, yerin Rabbi, pek büyük arşın Rabbi. Bizim Rabbimiz ve her şeyin Rabbi. Taneyi ve çekirdeği çatlatan, Tevrat'ı, İncil'i ve Furkan'ı indiren, alnından yakaladığın her bir şeyin şerrinden sana sığınınm. Allah'ım sen ilksin, senden önce hiçbir şey yok, sen ahirsin, senden sonra hiçbir şey yok. Sen zahirsin, senin üstünde hiçbir şey yok. Sen batınsın, senin ötende hiçbir şey yok. Borcumuzu öde ve bizi fakirlikten kurtarıp zengin kıl. " O bunu Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet ederdi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

62 - (2713) وحدثني عبدالحميد بن بيان الواسطي. حدثنا خالد (يعني الطحان) عن سهيل، عن أبيه، عن أبي هريرة، قال:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يأمرنا، إذا أخذنا مضجعنا، أن نقول. بمثل حديث جرير. وقال "من شر كل دابة أنت آخذ بناصيتها".

 

6828-62/9- Bana Abdulhamid b. Beyan el-Vasıti de tahdis etti, bize Halid -yani et-Tahhan- Suheyl'den tahdis etti, o babasından, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize yattığımız zaman şöyle dememizi emrederdi deyip Cerir'in hadisini aynen rivayet etti ve: ''Alnından yakaladığın her bir hayvanın şerrinden" dedi.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 5051; Tırmizi, 3400

 

 

63 - (2713) وحدثنا أبو كريب، محمد بن العلاء. حدثنا أبو أسامة. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا ابن أبي عبيدة. حدثنا أبي. كلاهما عن الأعمش، عن أبي صالح، عن أبي هريرة. قال:

 أتت فاطمة النبي صلى الله عليه وسلم تسأله خادما. فقال لها "قولي: اللهم! رب السماوات السبع" بمثل حديث سهيل عن أبيه.

 

6829-63110- Bize Ebu Kuruyeb Muhammed b, el-Ala da tahdis etti, bize Ebu Üsame tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dedi ki: Bize İbn Ebu Ubeyde tahdis etti, bize babam tahdis etti, ikisi A'meş'den, o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e O'ndan bir hizmetçi istemek üzere geldi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey yedi göğün Rabbi Allah'ım ... de" buyurdu ve hadisi Suheyl'in babasından rivayet ettiği gibi rivayet etti. 

 

Diğer tahric: Ebu Kureyb ve Muhammed b. el-Ala 'nın hadisini Tirmizi, 3481; Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb'in hadisini de İbn Mace, 3831

 

 

64 - (2714) وحدثنا إسحاق بن موسى الأنصاري. حدثنا أنس بن عياض. حدثنا عبيدالله. حدثني سعيد بن أبي سعيد المقبري عن أبيه، عن أبي هريرة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "إذا أوى أحدكم إلى فراشه، فليأخذ داخلة إزاره، فلينفض بها فراشه، وليسم الله. فإنه لا يعلم ما خلفه بعده على فراشه. فإذا أراد أن يضطجع، فليضطجع على شقه الأيمن. وليقل: سبحانك اللهم! ربي بك وضعت جنبي. وبك أرفعه. إن أمسكت نفسي، فاغفر لها. وإن أرسلتها، فاحفظها بما تحفظ به عبادك الصالحين".

 

6830-64/11- Bize İshak b. Musa el-Ensan de tahdis etti ... Ebu Hureyre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Biriniz yatağına yatmak istediği zaman izarının iç tarafını alarak onunla yatağını silkelesin. Allah'ın adını ansın. Çünkü döşeği üzerinde kendisinden sonra ne olduğunu bilmez. Yatmak istediği zaman da sağ yanı üzerine yatsın ve şöyle desin: Seni her eksiklikten tenzih ederim Allah'ım. Rabbim, senin ile yanımı koydum, seninle onu kaldırırım. Eğer canımı alıkoyarsan ona mağfiret buyur. Eğer salarsan onu salih kullarını ne ile koruyorsan onunla koru. "

 

Diğer tahric: Buhari, 6320; Ebu Davud, 5050;

 

 

64-م - (2714) وحدثنا أبو كريب. حدثنا عبدة عن عبيدالله بن عمر، بهذا الإسناد. وقال "ثم ليقل: باسمك ربي وضعت جنبي. فإن أحييت نفسي، فارحمها".

 

6831- .. ./12- Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Abde, Ubeydullah b. Ömer’DEN bu isnad ile tahdis edip dedi ki: "Sonra da: Senin adınla Rabbim yanımı koydum. Eğer nefsime hayat verirsen ona rahmet buyur desin" demiştir. 

 

 

64 - (2715) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا يزيد بن هارون عن حماد بن سلمة، عن ثابت، عن أنس؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا أوى إلى فراشه قال "الحمد لله الذي أطعمنا وسقانا، وكفانا وآوانا. فكم ممن لا كافي له ولا مؤوي".

 

6832-65/13- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Yezid b. Harun, Hammad b. Seleme'den tahdis etti, o Sabit'den, o Enes'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatağına çekildiği zaman şöyle derdi: "Bizi yediren, içiren, bize kifayet edecek şeyleri veren ve bizi barındıran Allah'a ham d olsun. Nice kimseler var ki ona yetecek şeyleri verecek, onu barındıracak kimseleri yoktur. "

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 5053; Tirmizi, 3396

 

AÇIKLAMA:          (6827) ''Alnından yakaladığın her bir şeyin şerrinden sana sığınırım."

 

Yani yaratılmışların hepsinin şerrinden sana sığınırım, çünkü onların hepsi O'nun saltanat ve egemenliği altındadır ve hepsinin alnından yakalamıştır.

 

''Allah'ım sen ilksin, senden önce hiçbir şey yoktur. .. Borcumuzu öde."

Burada borçtan maksadın bütün yönleri ile yüce Allah'ın haklarıile kulların hakları olma ihtimali vardır. Yüce Allah'ın isimlerinden birisi olarak zahir ise kahretmek, galip gelmek, kemal derecesinde kudret sahibi olmak anlamında üstün olmaktan (zuhur) gelmektedir. Nitekim filan kişi filana zahir oldu (galip geldi) ifadesi de buradan gelmektedir. Kesin delillerle zahir (açıkça varlığı görülen, bilinen) anlamında olduğu da söylenmiştir. Batın ise mahlukatı tarafından görünemeyen, hicab arkasında bulunan demektir. Gizlilikleri bilen anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

Şanı Yüce Allah'a "Ahir" adının verilmesi ile ilgili olarak da imam Ebu Bekir el-Bakillanı şunları söylemektedir: Bu O' nun ilim, kudret ve daha başka ezelden beri sahip olduğu sıfatları ile baki olduğu ve yaratılmışların ölümünden sonra onların ilimlerinin kaderlerinin, duyularının kaybolup cesetlerinin darmadağın olmasından sonra da böyle devam edecek olan demektir. (Bakillanı devamla) dedi ki: Mutezile bu ismi ileri sürerek cisimlerin yok olup büsbütün kaybolup gitmeleri şeklindeki görüşlerine delil göstermişlerdir ve bunun manası yarattıklarının yok oluşundan fena bulmasından sonra baki kalması demektir demişlerdir. Ancak hak ehlinin görüşü bundan farklıdır, onların sıfatlarının kaybolup gitmesinden sonra kendi sıfatları ile ahir olduğunun kastedildiğini söylemişlerdir. Bundan sonra filan oğullarından en son (ahir) kalan kişi filandır denilirken hayatta kalan kişi kastedilir. Yoksa onların ölülerinin Gisimlerinin yok olup kaybolması kastedilmez. İbnu'l Bakillanı'nin açıklamaları bunlardır.

 

(6832) "Sizden biriniz yatağına çekildiği vakit izarının iç tarafını alsın ... " izarın iç tarafı ucu demektir. Yani yatağına girmeden önce yatağını bu şekilde silkelemesi müstehaptır. Böylelikle yatağında bir yılan, bir akrep ya da daha başka eziyet verici şeyler kalmamış olur. Eli ile onu silkelerken izarının ucu ile elini örtmeli ki eğer yatağında hoşlanılmayan bir şey varsa eline hoşlanmaya cağı bir şey isabet etmesin.

 

"Kendisini barındırocak kimsesi olmayan nice kimse vardır. " Yani kendisine merhamet edecek, kendisine şefkat edecek kimsesi olmayan nice kimse. Vatanı ve barınacak bir meskeni olmayan kimse diye de açıklanmıştır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

18- İŞLEDİKLERİNİN ŞERRİNDEN VE İŞLEMEDİKLERİNİN ŞERRİNDEN (ALLAH'A) SIĞINMA BABI