SAHİH-İ MÜSLİM |
ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR |
15- ACİZLİKTEN,
TEMBELLİKTEN VE BAŞKA ŞEYLERDEN SIĞINMA BABI
6812-50/1- Bize Yahya b. Eyyub tahdis etti, bize İbn Uleyye tahdis edip dediki: Bize Süleyman et-Teymi de
haber verdi, bize Enes b. Malik tahdis edip dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'ım, acizlikten, tembellikten,
korkaklıktan, ihtiyarlıktan, cimrilikten sana-sığınırım. Allah'ım kabir
azabından, yaşamanın ve ölümün fitnesinden sana sığın ırı
m " derdi.
Diğer tahric: Buhari, 2823, 6367; Ebu Davud, 1540; Nesai, 5467;
6813- ..
./2- Bize Ebu Kamil de tahdis
etti, bize Yezid b. Zurey"
tahdis etti. (H.) Bize Muhamed
b. Abdula'la da tahdis
etti, bize Mu'temir tahdis
etti, ikisi Teymı'den, o Enes'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
aynısını rivayet etti. Ancak Yezid'in hadisinde
"yaşamanın ve ölümün fitnesinden" ibaresi yoktur.
6814-51/3- Bize Ebu Kureyb Muhammed b. el-Ala tahdis etti, bize İbn Mübarek,
Süleyman et-Teymi'den haber verdi, o Enes b. Malik'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in zikrettiği şeylerden ve bir de
cimrilikten sığındığını haber verdi.
6815-52/4- Bize Ebu Bekr b. Nafi
el-Abdi tahdis etti ... Enes dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu
duaları yapardı: "Allah'ım ben cimrilikten, tembellikten, ömrün en rezil
halinden, kabir azabından, yaşamanın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.
"
Diğer tahric: Buhari, 4707
AÇIKLAMA: Daha önce
namaz kitabında ve başka bölümlerde Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in kabir fitnesinden, kabir
azabından, mesih deccal'in
fitnesinden, günahların su ile, kar ile yıkanmasından bahsedilmiş idi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
zenginliğin fitnesi ile fakirliğin fitnesinden Allah'a sığınmasına gelince, bu
iki halin tahammülsüzlük, az sabır, harama düşmek yahut ihtiyaç dolayısı ile
haram şüphesi olanları işlemek fitnesinden, zenginlikte de azmak, şımarmak,
maldaki haklar sebebi ile cimrilik göstermekten yahut israf olan batıl olan
alanlarda ya da başkalarına karşı övünmek için harcanmasından korkulduğundan
dolayıdır.
Tembelliğe gelince, o
nefsin hayra kalkışmaması ve hayır işleme imkanı olmakla birlikte ona rağbetin,
yapma arzusunun az olması demektir.
Acizlik de hayrı
işleyecek kudrete sahip olmamak demektir. Acizliğin yapılması gerekeni terk
edip onu sonraya ertelemek yoluna gitmektir .. Her ikisinden de Allah'a
sığınmak müstehaptır.
Hattabi dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in kendisinden Allah'a sığındığı fakirlik,
malın azlığı şeklindeki fakirlik değil ancak nefsin fakirliğidir.
Kadı Iyaz
dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sığındığı mali fakirlik de olabilir. O durumda
kasıt ona tahammül edememek, ona az rıza göstermek hususundaki fitnedir. Bundan
dolayı "fakirlik fitnesi" buyurmuş ve (yalnızca) "fakirlik"
buyurmamıştır. Sahih'de yer alan pek çok hadiste de
fakirliğin fazileti dile getirilmiştir.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ihtiyarlıktan sığınmasına gelince, bundan maksat
da bundan sonra gelen (681S) rivayette de yer aldığı gibi "erzeli ömür: ömrün en rezil, en aciz hali"nden Allah'a
sığınmaktır. Buna sebep ise bu haldeki bunama akli dengenin, duyu organlarının
bozulması, kendisini tutamaması, kavrayamaması, yanlış görmeler ve pek çok
itaati işlemekten aciz kalış, bazılarında da gevşeklik gösterme hallerinin sözkonusu olmasından dolayıdır.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
borç demek olan "mağram" dan sığınmasına
gelince bunu daha önce Namaz Kitabı'nda geçen "adam borçlandı mı konuşur,
yalan söyler, söz verir sözünde durmaz" diye açıklamasıdır. Ayrıca bazı
hallerde (ödeme imkanı olduğu halde) borcunu savsaklayabilir. Borçlu
alacaklısına hakkını ödemeyi geciktirebilir, kalbi onunla meşgul olabilir, bazı
hallerde borcunu ödemeden önce ölüp, onun zimmeti borcu dolayısı ile rehin
altında kalabilir.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in korkaklıktan ve cimrilikten sığınmasına gelince;
her ikisi de görevlerin eda edilmesinde yüce Allah'ın haklarının gereği gibi
yerine getirilmesinde münkerin ortadan kaldırılıp
isyankarlara karşı gerekli tepkinin gösterilmesinde kusura sebep olmalarıdır.
Ayrıca nefsin şecaati ve mutedil olan gücü sayesinde ibadetler tamam olabilir.
Mazluma yardımcı olur, cihad yapabilir. Cimrilikten
kurtulmak sureti ile malın üzerindeki hakları yerine getirebilir, infaka,
cömertliğe, üstün ahlaki değerlere yükselir, kendisine ait olmayan şeyleri
tamah edip onlara göz dikmekten uzak kalabilir.
İlim adamları der ki:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
bu gibi şeylerden Allah'a sığınması bütün hallerinde ve şeriatinde
de (ümmetine) öğretmek sureti ile niteliklerinin kemale ermesidir.
Bu hadis-i şeriflerden,
dua etmenin müstehap olduğu ve sözü geçen bütün bu
hususlardan ve bunların benzerlerinden Allah'a sığınmanın müstehap
olduğuna delil vardır.
İlim adamlarının ve
çeşitli bölgelerdeki fetvaya ehil kimselerin icma ile
kabul ettikleri husus budur.
Zahidlerden ve marifet ehlinden bir kesim ise kaza ve takdire
teslimiyet göstererek duayı terk etmek daha faziletlidir, onlardan bir kısmı
ise: Müslümanlara dua etmek güzeldir, kendisine dua etmeye gelince, daha uygunu
onu terk etmektir. Onlardan bir başka kesim ise eğer içinde dua etmeye iten bir
duygu görürse dua yapması müstehaptır, değilse
değildir demişlerdir. Fukahanın delili Kur'an ve Sünnette yer alan dua etme emirleri, bunun fiilen
yapılması, diğer nebilerin de -Allah'ın salat ve selamları hepsine olsun- bunu
yapmış olmalarıdır.
Bu hadis-i şeriflerde
sözü geçen mesen isim (günah)ın kendisidir. Yine bu
hadislerde mahya ve memat: yaşamanın ve ölinenin fitnesinden
söz edilmektedir ki bu da hayatın ve ölümün fitnesi demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: