SAHİH-İ MÜSLİM |
ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR |
10 - باب فضل
التهليل
والتسبيح
والدعاء
10- TEHLİLİN (LA İLAHE İLLALLAH
DEMENİN) TESBİHİN (SUBHANALLAH DEMENİN) VE DUANIN FAZİLETİ
28 - (2691) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن سمي،
عن أبي صالح،
عن أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "من
قال: لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له،
له الملك وله
الحمد وهو على
كل شيء قدير،
في يوم، مائة
مرة. كانت له
عدل عشر رقاب.
وكتبت له مائة
حسنة. ومحيت
عنه مائة
سيئة. وكانت
له حرزا من
الشيطان،
يومه ذلك، حتى
يمسي. ولم يأت
أحد أفضل مما
جاء به إلا
أحد عمل أكثر
من ذلك. ومن
قال: سبحان
الله وبحمده،
في يوم، مائة
مرة، حطت
خطاياه. ولو
كانت مثل زبد
البحر".
6783-28/1- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dediki: Malik'e Sumey'den rivayetini okudum, o Ebu Salih'den,
o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir günde yüz defa O'ndan başka hiçbir ilah
yoktur, bir ye tektir, ortağı yoktur, mülk onundur, hamd ona mahsustur ve o her
şeye gücü yetendir diyecek olursa bu onun için on köle (azad etme}ye denk olur.
Ona yüz hasene yazılır. Ondan yüz seyyie (günah) silinir ve bu onun için o
gününün akşamını edinceye kadar şeytana karşı bir himaye olur. Bundan daha
fazlasını yapan bir kimse müstesna hiç kimse de onun yaptığından daha
faziletlisini yapamaz. Kim de bir günde yüz defa Allah'ı hamdi ile her türlü
eksiklikten tenzih ederim derse onun da günahları denizin köpükleri gibi dahi
olsa dökülür."
Diğer tahric: Buhari,
3293, 6402; Tirmizi, 6468; İbn Mace, 3798
29 - (2692) حدثني
محمد بن
عبدالملك
الأموي. حدثنا
عبدالعزيز بن
المختار عن
سهيل، عن سمي،
عن أبي صالح،
عن أبي هريرة،
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "من قال،
حين يصبح وحين
يمسي: سبحان
الله وبحمده،
مائة مرة، لم
يأت أحد، يوم
القيامة،
بأفضل مما جاء
به. إلا أحد
قال مثل ما
قال أو زاد
عليه".
6784-29/2- Bana Muhammed
b. Abdulmelik el-Ümevi tahdis etti, bize Abdulaziz b. el-Muhtar, Suheyl'den
tahdis etti, o Sumey'den, o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini
rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Her
kim sabahlayınca ve akşamı edince yüz defa Allah'ı hamdi ile her türlü
eksiklikten tenzih ederim diyecek olursa, kıyamet gününde onun dediğinin
aynısını yapan yahut da ondan fazlasını yapan kimse dışında hiçbir kimse onun
yaptığından daha faziletlisini yaparak gelmiş olamaz. "
Diğer tahric: Ebu
Davud, 5091
AÇIKLAMA: (6783)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir günde ''Allah'tan başka hiçbir
ilah yoktur, bir ve tektir, onun ortağı yoktur, mülk onundur, harrid yalnız
onadır... diyecek olursa ... " hadisi böyle bir kimse bu tehlili bir günde
yüz defadan daha çok söylerse ona hadis-i şerifte yüz defa söylemek için
sözkonusu edilen ecir ile birlikte bu fazlalık için de ayrıca bir başka
sevabının olacağına delil vardır. Sözkonusu edilen bu sınırlar aşılması
yasaklanmış fazlasının yapılmaması istenmiş, fazlasının yapılmasında fazilet
bulunmayan yahut da -taharet alırken öngörülen sayılar ile namaz rekatlerinin
sayılarında olduğu gibi fazlalığın ameli iptal ettiği- türden bir sınır aşması
değildir. Bununla birlikte burada maksadın bizzat tehlilin (La ilahe illallah
... demenin) kendisinden değil de diğer hayırlı amellerden
fazlalığınkastedilmiş olma ihtimali de vardır. İster tehlil türünden ister
başkasından yahut kendisinden ve başkasından olsun arada bir fark olmadan
mutlak olarak fazlalık da kastedilmiş olabilir. Bu son ihtimal daha güçlü görülmektedir.
Hadisin mutlak olarak
zikredilmesinin zahirinden anlaşıldığına göre hadis-i şerifte sözkonusu edilen
ecir, bu tehlili bir günde yüz defa söyleyen kimse tarafından elde
edileceğidir. Bunları ister arka arkaya söylesin, ister değişik meclislerde
dağınık olarak söylesin, ister bir kısmını gündüzün ilk vakitlerinde, bir
kısmını sonunda söylesin farketmez. Ama daha faziletli olanı bunları arka
arkaya ve gündüzün ilk vakitlerinde söylemesidir. Böylelikle bu bütün gününde
onun için bir himaye, bir koruma olur.
Yine tehlil hadisinde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Onun yüz günahı
silinir" tesbih hadisinde (6784) "deniz köpükleri gibi dahi olsa
günahIan dökülür" ifadelerinin zahirinden anlaşıldığı üzere tesbih daha
faziletlidir. Halbuki tehlil ile ilgili hadiste ise: "Kimse onun
yaptığından daha faziletli olanı yapmış olamaz" buyurulmaktadır. Kadı Iyaz
bu hususa cevap olarak şunları söylemektedir: Sözkonusu edilen tehlil daha
faziletlidir. Bu durumda sözkonusu edilen hasenatın çoğalması, kötülüklerin
silinmesi, köle azad etme fazileti, şeytana karşı bir himaye olması da tesbihin
faziletine, günahların keffaretine nisbetle fazlalık olur. Çünkü Sabit olduğu
üzere bir köleyi hürriyetine kavuşturan bir kimsenin Allah da o kölenin her bir
organı karşılığında onu hürriyete kavuşturanın bir organını ateşten kurtarır.
Böylelikle tek bir köleyi hürriyete kavuşturmak sureti ile bütün günahların
keffareti (affı) mevzubahis olur. Ayrıca bir de tek bir köleden fazla diğer
köleleri hürriyete kavuşturması da onun için ayrı bir fazilet olarak kalır.
Bununla birlikte bir de yüz derecenin yükselmesi, şeytana karşı himaye olması
da sözkonusudur. Bunu da bundan sonra gelen "en faziletli zikrin tehlil
olduğu" hadisi ile diğer hadisteki: "Benim benden önceki nebilerle
birlikte söylediğim en faziletli söz "La ilahe illallah vahdehu la şerike
leh" Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, O bir ve tektir, O'nun ortağı
yoktur" hadisi de bunu desteklemektedir. Hatta bunun Allah'ın ism-i azamı
olduğu söylenmiştir. İhlas kelimesi de budur. Allah en iyi bilendir.
Tesbihin şanı yüce
Allah'ı kendisine yakışmayan ortak, evlat, eş, mutlak olarak bütün eksiklikler
ve mutlak olarak hadis olmanın bütün niteliklerinden tenzih edilmesi demek
olduğu da geçmiş bulunmaktadır.
30 - (2693) حدثنا
سليمان بن
عبيدالله،
أبو أيوب
الغيلاني.
حدثنا أبو
عامر (يعني
العقدي).
حدثنا عمر (وهو
ابن أبي
زائدة) عن أبي
إسحاق، عن
عمرو بن ميمون؛
قال:
من
قال: لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له،
له الملك وله
الحمد وهو على
كل شيء قدير،
عشر مرات. كان
كمن أعتق
أربعة أنفس من
ولد إسماعيل.
وقال
سليمان: حدثنا
أبو عامر.
حدثنا عمر.
حدثنا
عبدالله بن
أبي السفر عن
الشعبي، عن
ربيع بن خثيم.
بمثل ذلك. قال
فقلت للربيع:
ممن سمعته؟ قال:
من عمرو بن
ميمون. قال
فأتيت عمرو بن
ميمون فقلت:
ممن سمعته؟
قال: من ابن
أبي ليلى. قال
فأتيت ابن أبي
ليلى فقلت:
ممن سمعته؟
قال: من أبي أيوب
الأنصاري.
يحدثه عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
6785-30/3- Bize Süleyman
b. Ubeydullah Ebu Eyyub el-Gaylfmi tahdis etti, bize Ebu Amir -yani el-Akadi-
tahdis etti, bize Ömer -ki o İbn Ebi Zaide'dir- Ebu İshak’DAN tahdis etti, o
Amr b. Meymun’DAN şöyle dediğini rivayet etti: "Her kim on defa Allah'tan
başka hiçbir ilah yoktur, bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk yalnız
O'nundur, hamd yalnız O'nadır, O her şeye gücü yetendir diyecek olursa İsmail
soyundan gelmiş dört nefsi hürriyetine kavuşturmuş gibi olur."
Yine Süleyman dedi ki:
Bize Ömer tahdis etti, bize Abdullah b. Ebu Sefer, Şa'bi'den tahdis etti, o
Rabi' b. Huseyn'den öncekinin aynısını tahdis etti. (Şa'bl) dedi ki: Bunun
üzerine ben Rabi' e: Bunu kimden işittin dedim. O: Amr b. Meymun'dan dedi.
(Şa'bi) dedi ki: Bu sefer Amr b. Meymun'agittim. Ona: Bunu kimden dinledin
dedim. O: İbn Ebu Leyla’DAN dedi. (Şa'bl) dedi ki: Bu sefer İbn Ebu Leyla'ya
gittim, bunu kimden dinledin dedim. O: Ebu Eyyub el-Ensari'den, o bunu
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ediyordu dedi..
Diğer tahric: Buhari,
6404; Tirmizi, 3553
AÇIKLAMA: On defa
tehlil getirmek hadisinde "bize Abdullah b. Ebu Sefer Şa'b!’DEN tahdis
etti, o Rabi' b. Huseyn'den, o Amr b. Meymun'dan, o İbn Ebu Leyla'dan, Ebu
Eyyub el-Ensari (r.a.)'dan" şeklindeki bu hadisin senedinde birbirinden
rivayet nakleden tabiinden dört kişi vardır. Bunlar da Şa'bi, Rabi', Amr ve İbn
Ebu Leyla'dır. Burada sözü geçen İbn Ebu Leyla'nın adı Abdurrahman' dır.
İbn Ebu Sefer'e gelince
fe harfi fethalıdır. Mağrib'li üstadlardan bazılan bunu sakin olarak (Ebu Sefr
diye) zaptetmiş ise de doğrusu fethalı söyleyiştir.
31 - (2694) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير وزهير بن
حرب وأبو كريب
ومحمد بن طريف
البجلي.
قالوا: حدثنا ابن
فضيل عن عمارة
بن القعقاع،
عن أبي زرعة،
عن أبي هريرة،
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "كلمتان
خفيفتان على
اللسان،
ثقيلتان في
الميزان، حبيبتان
إلى الرحمن.
سبحان الله
وبحمده. سبحان
الله العظيم".
6786-31/4- Bize Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr, Zuheyr b. Harb, Ebu Kureyb ve Muhammed b. Tarif
el-Beceli tahdis edip dedi ki: Bize İbn Fudayl, Umare b. el-Ka'ka"dan
tahdis etti. O Ebu Zür'a'dan, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dile hafif gelen
terazide ağır basan Rahman tarafından sevilen iki kelime vardır: Allah'ı hamd
ile tesbih ederim. Azimuşşan Allah'ı tesbih ederim. "
Diğer tahric: Buhari,
6406, 7563,6682; Tirmizi, 3467; İbn Mace, 3806
32 - (2695) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا: حدثنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة،
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لأن
أقول: سبحان
الله والحمد
لله ولا إله
إلا الله
والله أكبر،
أحب إلي مما
طلعت عليه
الشمس".
6787-32/5- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Muaviye, A'meş'den
tahdis etti. O Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'ı her türlü eksiklikten
tenzih ederim. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur ve
Allah en büyüktür demeyi üzerinde güneşin doğduğu her bir şeyden daha çok
severim" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
3797
33 - (2696) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا علي بن
مسهر وابن
نمير عن موسى
الجهني. ح
وحدثنا محمد
بن عبدالله بن
نمير (واللفظ له).
حدثنا أبي.
حدثنا موسى
الجهني عن
مصعب بن سعد،
عن أبيه، قال:
جاء
أعرابي إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقال:
علمني كلاما
أقوله. قال
"قل: لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له،
الله أكبر
كبيرا والحمد لله
كثيرا سبحان
الله رب
العالمين، لا
حول ولا قوة
إلا بالله
العزيز
الحكيم" قال:
فهؤلاء لربي.
فما لي؟ قال
"قل: اللهم!
اغفر لي
وارحمني
واهدني وارزقني".
قال
موسى: أما
عافني، فأنا
أتوهم وما
أدري. ولم
يذكر ابن أبي
شيبة في حديثه
قول موسى.
6788-33/6- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ali b. Mushir ve İbn Numeyr, Musa el-Cüheni'den
tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de -lafız ona ait olmak
üzere- tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Musa el-Cühenı, Mus'ab b.
Sa'd'dan tahdis etti, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Bir bedevi,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: ' Bana . söyleyeceğim bir
söz öğret dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'tan başka
hiçbir ilah yoktur, O bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur. Allah'ı büyük olarak
anarım. Allah'a pek çok hamd olsun. Alemlerin Rabbi Allah her türlü eksiklikten
münezzehtir. İtaati yapabilecek güç, masiyetten uzak duracak kuvvet ancak aziz,
hakim Allah iledir de" buyurdu.
Bedevi: Bunlar Rabbim
içindir. Kendim için ne diyeyim dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Allah'ım bana günahlarımı bağışla, bana merhamet buyur, beni doğru yola ilet,
beni rızıklandır de" buyurdu.
Musa dedi ki: Ama
"bana afiyet ver" lafzı hususunda pek emin değilim ve bilmiyorum
dedi. İbn Ebu Şeybe de hadisinde Musa'nın bu sözünü zikretmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Allahu
ekber kebira: Allah'ı büyük olarak ananm" lafzı hazfedilmiş bir fiil ile
nasb edilmiştir. Yani ben büyük olanı büyük olarak andım yahut büyük olanı
andım demek olur.
34 - (2697) حدثنا
أبو كامل
الجحدري.
حدثنا
عبدالواحد (يعني
ابن زياد).
حدثنا أبو
مالك الأشجعي
عن أبيه، قال:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يعلم من
أسلم يقول
"اللهم! اغفر
لي وارحمني
واهدني وارزقني".
6789-34/7 - Bize Ebu
Kamil el-Cahderi tahdis etti, bize Abdulvahid -yani b. Ziyad- tahdis etti, bize
Ebu Malik el-Eşcai babasından şöyle dediğini tahdis etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) müslüman olanlara öğretiyar ve: "Allah'ım
bana mağfiret buyur, bana rahmet ihsan eyle, beni doğru yola ilet ve beni
riZıkiandır" buyururdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 3845
35 - (2697) حدثنا
سعيد بن أزهر
الواسطي.
حدثنا أبو
معاوية. حدثنا
أبو مالك
الأشجعي عن
أبيه. قال:
كان
الرجل إذا
أسلم علمه
النبي صلى
الله عليه وسلم
الصلاة. ثم
أمره أن يدعو
بهؤلاء
الكلمات "اللهم!
اغفر لي
وارحمني
واهدني
وعافني وارزقني".
6790-35/8- Bize Said b.
Ezher el-Vasıti tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti, bize Ebu Malik
el-Eşcai babasından şöyle dediğini tahdis etti: Bir adam müslüman oldumu Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona namazı öğretirdi. Sonra da kendisine şu
sözlerle dua etmesini emrederdi: ''Allah'ım bana mağfiret buyur, bana rahmetini
ihsan et, beni doğru yola ilet, bana afiyet ver ve beni rızıklandır. "
36 - (2697) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا يزيد بن
هارون. أخبرنا
أبو مالك عن
أبيه؛
أنه
سمع النبي صلى
الله عليه
وسلم، وأتاه
رجل فقال: يا
رسول الله!
كيف أقول حين
أسأل ربي؟ قال
"قل: اللهم!
اغفر لي
وارحمني
وعافني
وارزقني"
ويجمع أصابعه
إلا الإبهام
"فإن هؤلاء
تجمع لك دنياك
وآخرتك".
6791-36/9- Bana Zuheyr
b. Harb tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Ebu Malik babasından
haber verdiğine göre o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir adam gelerek:
Ey Allah'ın Rasulü! Aziz ve celil Rabbinden dilekte bulunacağım zaman nasıl
söyleyeyim demesi üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle
buyurduğunu dinlemiştir: 'Yıllah'ım bana günahlarımı bağışla. Bana rahmetini
ihsan buyur. Bana afiyet ver ve beni rızıklandır de" bu arada baparmağı
dışında diğer parmaklarını kapatıyordu. "Muhakkak bunlar senin için
dünyanı da ahiretini de bir araya getirirler. "
37 - (2698) حدثنا
أبو بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
مروان وعلي بن
مسهر عن موسى
الجهني. ح
وحدثنا محمد
بن عبدالله بن
نمير (واللفظ
له). حدثنا أبي.
حدثنا موسى
الجهني عن
مصعب بن سعد.
حدثني أبي قال:
كنا
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقال "أيعجز
أحدكم أن
يكسب، كل يوم،
ألف حسنة؟"
فسأله سائل من
جلسائه: كيف
يكسب أحدنا
ألف حسنة؟ قال
"يسبح مائة تسبيحة،
فيكتب له ألف
حسنة. أو يحط
عنه ألف خطيئة".
6792-37110- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Mervan ve Ali b. Mushir, Musa el-Cüheni'den
tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de -lafız ona ait olmak
üzere- tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Musa el-Cüheni, Mus'ab b.
Sa'd'dan tahdis etti, bana babam tahdis edip dedi ki: Biz, Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında idik, O şöyle buyurdu: "Sizden
herhangi bir kimse her gün bin hasene kazanmaktan aciz midir" buyurdu.
Onun meclisinde oturanlardan birisi: Birimiz nasıl bin hasene kazanacak dedi.
O: "Yüz defa tesbih getirir (subhanallah der), ona bin hasene yazılır.
Yahut ondan bin günah indirilir" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
3463
AÇIKLAMA: "Yüz
defa tesbih getirir, ona bin hasene yazılır yahut ondan bin günah
indirilir." Müslim nüshalarının genelinde bu şekilde "ev: yahut"
lafzı kullanılarak "evyuhattu: yahut indirilir" şeklindedir.
Bazılarında ise vav harfi ile "ve yuhattu: ve indirilir" şeklindedir.
Humeydi ise el-Cem Beyne Sahihayn'de şunları söylemektedir: lafız Müslim'in
kitabında bu şekilde "ev" lafzı ile "ev yuhattu"
şeklindedir. el-Burkani dedi ki: Bunu Şu'be, Ebu Avane ve Yahya el-Kattan
Müslim'in onun cihetinden rivayet ettiği Yahya'dan rivayet etmiş ve vav ile
"ve yuhattu: ve indirilir" demişlerdir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
11- KUR'AN-I KERİM
TİLAVET ETMEK VE ZİKRETMEK ÜZERE TOPLANMANIN FAZİLETİ BABI