SAHİH-İ MÜSLİM |
ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR |
10- TEHLİLİN (LA İLAHE
İLLALLAH DEMENİN) TESBİHİN (SUBHANALLAH DEMENİN) VE DUANIN FAZİLETİ
6783-28/1- Bize Yahya b. Yahya tahdis
edip dediki: Malik'e Sumey'den
rivayetini okudum, o Ebu Salih'den,
o Ebu Hureyre'den rivayet
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir günde
yüz defa O'ndan başka hiçbir ilah yoktur, bir ye tektir, ortağı yoktur, mülk
onundur, hamd ona mahsustur ve o her şeye gücü
yetendir diyecek olursa bu onun için on köle (azad
etme}ye denk olur. Ona yüz hasene yazılır. Ondan yüz
seyyie (günah) silinir ve bu onun için o gününün akşamını edinceye kadar
şeytana karşı bir himaye olur. Bundan daha fazlasını yapan bir kimse müstesna
hiç kimse de onun yaptığından daha faziletlisini yapamaz. Kim de bir günde yüz
defa Allah'ı hamdi ile her türlü eksiklikten tenzih
ederim derse onun da günahları denizin köpükleri gibi dahi olsa dökülür."
Diğer tahric: Buhari, 3293, 6402; Tirmizi, 6468; İbn Mace, 3798
6784-29/2- Bana Muhammed
b. Abdulmelik el-Ümevi tahdis etti, bize Abdulaziz b.
el-Muhtar, Suheyl'den tahdis
etti, o Sumey'den, o Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Her kim sabahlayınca ve akşamı
edince yüz defa Allah'ı hamdi ile her türlü
eksiklikten tenzih ederim diyecek olursa, kıyamet gününde onun dediğinin
aynısını yapan yahut da ondan fazlasını yapan kimse dışında hiçbir kimse onun
yaptığından daha faziletlisini yaparak gelmiş olamaz. "
Diğer tahric: Ebu Davud,
5091
AÇIKLAMA: (6783) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir günde ''Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur,
bir ve tektir, onun ortağı yoktur, mülk onundur, harrid
yalnız onadır... diyecek olursa ... " hadisi böyle bir kimse bu tehlili bir günde yüz defadan daha çok söylerse ona hadis-i
şerifte yüz defa söylemek için sözkonusu edilen ecir
ile birlikte bu fazlalık için de ayrıca bir başka sevabının olacağına delil
vardır. Sözkonusu edilen bu sınırlar aşılması yasaklanmış
fazlasının yapılmaması istenmiş, fazlasının yapılmasında fazilet bulunmayan
yahut da -taharet alırken öngörülen sayılar ile namaz rekatlerinin
sayılarında olduğu gibi fazlalığın ameli iptal ettiği- türden bir sınır aşması
değildir. Bununla birlikte burada maksadın bizzat tehlilin
(La ilahe illallah ... demenin)
kendisinden değil de diğer hayırlı amellerden fazlalığınkastedilmiş
olma ihtimali de vardır. İster tehlil türünden ister
başkasından yahut kendisinden ve başkasından olsun arada bir fark olmadan
mutlak olarak fazlalık da kastedilmiş olabilir. Bu son ihtimal daha güçlü
görülmektedir.
Hadisin mutlak olarak
zikredilmesinin zahirinden anlaşıldığına göre hadis-i şerifte sözkonusu edilen ecir, bu tehlili
bir günde yüz defa söyleyen kimse tarafından elde edileceğidir. Bunları ister
arka arkaya söylesin, ister değişik meclislerde dağınık olarak söylesin, ister
bir kısmını gündüzün ilk vakitlerinde, bir kısmını sonunda söylesin farketmez. Ama daha faziletli olanı bunları arka arkaya ve
gündüzün ilk vakitlerinde söylemesidir. Böylelikle bu bütün gününde onun için
bir himaye, bir koruma olur.
Yine tehlil
hadisinde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Onun yüz günahı
silinir" tesbih hadisinde (6784) "deniz köpükleri gibi dahi olsa günahIan
dökülür" ifadelerinin zahirinden anlaşıldığı üzere tesbih
daha faziletlidir. Halbuki tehlil
ile ilgili hadiste ise: "Kimse onun yaptığından daha faziletli olanı
yapmış olamaz" buyurulmaktadır. Kadı Iyaz bu hususa cevap olarak şunları söylemektedir: Sözkonusu edilen tehlil daha
faziletlidir. Bu durumda sözkonusu edilen hasenatın
çoğalması, kötülüklerin silinmesi, köle azad etme
fazileti, şeytana karşı bir himaye olması da tesbihin
faziletine, günahların keffaretine nisbetle fazlalık olur. Çünkü Sabit olduğu üzere bir köleyi
hürriyetine kavuşturan bir kimsenin Allah da o kölenin her bir organı
karşılığında onu hürriyete kavuşturanın bir organını ateşten kurtarır.
Böylelikle tek bir köleyi hürriyete kavuşturmak sureti ile bütün günahların keffareti (affı) mevzubahis olur. Ayrıca bir de tek bir
köleden fazla diğer köleleri hürriyete kavuşturması da onun için ayrı bir
fazilet olarak kalır. Bununla birlikte bir de yüz derecenin yükselmesi, şeytana
karşı himaye olması da sözkonusudur. Bunu da bundan
sonra gelen "en faziletli zikrin tehlil
olduğu" hadisi ile diğer hadisteki: "Benim benden önceki nebilerle
birlikte söylediğim en faziletli söz "La ilahe illallah vahdehu la şerike leh" Allah'tan başka hiçbir ilah
yoktur, O bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur" hadisi de bunu
desteklemektedir. Hatta bunun Allah'ın ism-i azamı
olduğu söylenmiştir. İhlas kelimesi de budur. Allah en
iyi bilendir.
Tesbihin şanı yüce Allah'ı kendisine yakışmayan ortak, evlat, eş,
mutlak olarak bütün eksiklikler ve mutlak olarak hadis olmanın bütün
niteliklerinden tenzih edilmesi demek olduğu da geçmiş bulunmaktadır.
6785-30/3- Bize Süleyman b. Ubeydullah Ebu Eyyub el-Gaylfmi
tahdis etti, bize Ebu Amir
-yani el-Akadi- tahdis
etti, bize Ömer -ki o İbn Ebi
Zaide'dir- Ebu İshak’DAN tahdis etti, o Amr b. Meymun’DAN şöyle dediğini
rivayet etti: "Her kim on defa Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, bir ve
tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk yalnız O'nundur, hamd
yalnız O'nadır, O her şeye gücü yetendir diyecek olursa İsmail soyundan gelmiş
dört nefsi hürriyetine kavuşturmuş gibi olur."
Yine Süleyman dedi ki:
Bize Ömer tahdis etti, bize Abdullah b. Ebu Sefer, Şa'bi'den tahdis etti, o Rabi' b. Huseyn'den öncekinin aynısını tahdis
etti. (Şa'bl) dedi ki: Bunun üzerine ben Rabi' e: Bunu kimden işittin dedim. O: Amr
b. Meymun'dan dedi. (Şa'bi)
dedi ki: Bu sefer Amr b. Meymun'agittim.
Ona: Bunu kimden dinledin dedim. O: İbn Ebu Leyla’DAN dedi. (Şa'bl) dedi
ki: Bu sefer İbn Ebu
Leyla'ya gittim, bunu kimden dinledin dedim. O: Ebu Eyyub el-Ensari'den, o bunu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ediyordu dedi..
Diğer tahric: Buhari, 6404; Tirmizi, 3553
AÇIKLAMA: On defa tehlil getirmek hadisinde "bize Abdullah b. Ebu Sefer Şa'b!’DEN tahdis etti, o Rabi' b. Huseyn'den, o Amr b. Meymun'dan, o İbn Ebu Leyla'dan, Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.)'dan" şeklindeki bu hadisin senedinde birbirinden
rivayet nakleden tabiinden dört kişi vardır. Bunlar da Şa'bi,
Rabi', Amr ve İbn Ebu Leyla'dır. Burada sözü
geçen İbn Ebu Leyla'nın adı
Abdurrahman' dır.
İbn Ebu Sefer'e gelince fe harfi fethalıdır. Mağrib'li üstadlardan bazılan bunu sakin
olarak (Ebu Sefr diye) zaptetmiş ise de doğrusu fethalı söyleyiştir.
6786-31/4- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr,
Zuheyr b. Harb, Ebu Kureyb ve Muhammed b. Tarif
el-Beceli tahdis edip dedi
ki: Bize İbn Fudayl, Umare b. el-Ka'ka"dan tahdis etti. O Ebu Zür'a'dan, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dile hafif gelen terazide ağır
basan Rahman tarafından sevilen iki kelime vardır: Allah'ı hamd
ile tesbih ederim. Azimuşşan
Allah'ı tesbih ederim. "
Diğer tahric: Buhari, 6406, 7563,6682; Tirmizi, 3467; İbn Mace, 3806
6787-32/5- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis
edip dedi ki: Bize Ebu Muaviye,
A'meş'den tahdis etti. O Ebu Salih'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini
rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Allah'ı her türlü eksiklikten
tenzih ederim. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan
başka hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür demeyi üzerinde güneşin doğduğu
her bir şeyden daha çok severim" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi, 3797
6788-33/6- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ali b. Mushir
ve İbn Numeyr, Musa el-Cüheni'den tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de -lafız ona ait
olmak üzere- tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Musa el-Cühenı,
Mus'ab b. Sa'd'dan tahdis etti, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Bir
bedevi, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gelerek: ' Bana
. söyleyeceğim bir söz öğret dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, O bir ve
tektir, O'nun ortağı yoktur. Allah'ı büyük olarak anarım. Allah'a pek çok hamd olsun. Alemlerin Rabbi Allah
her türlü eksiklikten münezzehtir. İtaati yapabilecek güç, masiyetten
uzak duracak kuvvet ancak aziz, hakim Allah iledir
de" buyurdu.
Bedevi: Bunlar Rabbim
içindir. Kendim için ne diyeyim dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Allah'ım bana günahlarımı bağışla, bana merhamet buyur, beni doğru yola ilet,
beni rızıklandır de" buyurdu.
Musa dedi ki: Ama
"bana afiyet ver" lafzı hususunda pek emin değilim ve bilmiyorum
dedi. İbn Ebu Şeybe de hadisinde Musa'nın bu sözünü zikretmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Allahu ekber kebira:
Allah'ı büyük olarak ananm" lafzı hazfedilmiş
bir fiil ile nasb edilmiştir. Yani ben büyük olanı
büyük olarak andım yahut büyük olanı andım demek olur.
6789-34/7 - Bize Ebu Kamil el-Cahderi tahdis etti, bize Abdulvahid -yani b. Ziyad- tahdis etti, bize Ebu Malik el-Eşcai babasından şöyle dediğini tahdis
etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) müslüman
olanlara öğretiyar ve: "Allah'ım bana mağfiret
buyur, bana rahmet ihsan eyle, beni doğru yola ilet ve beni riZıkiandır"
buyururdu.
Diğer tahric: İbn Mace,
3845
6790-35/8- Bize Said b. Ezher el-Vasıti tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti, bize Ebu Malik el-Eşcai babasından
şöyle dediğini tahdis etti: Bir adam müslüman oldumu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona
namazı öğretirdi. Sonra da kendisine şu sözlerle dua etmesini emrederdi:
''Allah'ım bana mağfiret buyur, bana rahmetini ihsan et, beni doğru yola ilet,
bana afiyet ver ve beni rızıklandır. "
6791-36/9- Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Ebu Malik babasından haber verdiğine göre o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
bir adam gelerek: Ey Allah'ın Rasulü! Aziz ve celil
Rabbinden dilekte bulunacağım zaman nasıl söyleyeyim demesi üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
şöyle buyurduğunu dinlemiştir: 'Yıllah'ım bana
günahlarımı bağışla. Bana rahmetini ihsan buyur. Bana afiyet ver ve beni rızıklandır de" bu arada baparmağı
dışında diğer parmaklarını kapatıyordu. "Muhakkak bunlar senin için
dünyanı da ahiretini de bir araya getirirler. "
6792-37110- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Mervan ve Ali
b. Mushir, Musa el-Cüheni'den
tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b.
Abdullah b. Numeyr de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize babam tahdis
etti, bize Musa el-Cüheni, Mus'ab
b. Sa'd'dan tahdis etti,
bana babam tahdis edip dedi ki: Biz, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında idik, O şöyle buyurdu: "Sizden
herhangi bir kimse her gün bin hasene kazanmaktan
aciz midir" buyurdu. Onun meclisinde oturanlardan birisi: Birimiz
nasıl bin hasene kazanacak dedi. O: "Yüz defa tesbih getirir (subhanallah der),
ona bin hasene yazılır. Yahut ondan bin günah
indirilir" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi, 3463
AÇIKLAMA: "Yüz
defa tesbih getirir, ona bin hasene
yazılır yahut ondan bin günah indirilir." Müslim nüshalarının genelinde bu
şekilde "ev: yahut" lafzı kullanılarak "evyuhattu:
yahut indirilir" şeklindedir. Bazılarında ise vav
harfi ile "ve yuhattu: ve indirilir"
şeklindedir. Humeydi ise el-Cem Beyne Sahihayn'de şunları söylemektedir: lafız Müslim'in
kitabında bu şekilde "ev" lafzı ile "ev yuhattu"
şeklindedir. el-Burkani dedi
ki: Bunu Şu'be, Ebu Avane ve Yahya el-Kattan Müslim'in onun cihetinden rivayet
ettiği Yahya'dan rivayet etmiş ve vav ile "ve yuhattu: ve indirilir" demişlerdir. Allah en iyi
bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
11- KUR'AN-I KERİM
TİLAVET ETMEK VE ZİKRETMEK ÜZERE TOPLANMANIN FAZİLETİ BABI