SAHİH-İ MÜSLİM |
ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR |
3 - باب
العزم
بالدعاء، ولا
يقل إن شئت
3- KESİN İFADELERLE DUA
EDİP "DİLERSEN" DEMEMESİ BABI
7 - (2678) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وزهير بن حرب.
جميعا عن ابن
علية. قال أبو
بكر: حدثنا
إسماعيل بن علية
عن عبدالعزيز
بن صهيب، عن
أنس، قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إذا دعا
أحدكم فليعزم
في الدعاء.
ولا يقل: اللهم!
إن شئت
فأعطني. فإن
الله لا
مستكره له".
6752-7/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Zuheyr b. Harb, İbn Uleyye’DEN tahdis etti. Ebu Bekr dedi ki:
Bize İsmail b. Uleyye, Abdulaziz b. Suhayb'den tahdis etti, o Enes’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz
dua ettiği zaman duasında kesin bir ifade ile istesin ve Allah'ım dilersen bana
ver demesin. Çünkü şüphesiz yüce Allah', zorlayabilecek bir kimse yoktur"
buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6338
8 - (2679) حدثنا
يحيى بن أيوب
وقتيبة وابن
حجر. قالوا:
حدثنا
إسماعيل
(يعنون ابن
جعفر) عن
العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "إذا
دعا أحدكم فلا
يقل: اللهم!
اغفر لي إن
شئت. ولكن ليعزم
المسألة.
وليعظم
الرغبة. فإن
الله لا يتعاظمه
شيء أعطاه".
6753-8/2- Bize Yahya b.
Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr tahdis edip dediler ki: Bize İsmail -yani b. Cafer-
Ala’DAN tahdis etti, o babasından, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Biriniz dua
ettiği zaman Allah'ım dilersen bana mağfiret buyur demesin. Ama kesin ve kararlı
bir şekilde istesin. Rağbeti büyültsün. Çünkü muhakkak Allah'a verdiği hiçbir
şey büyük gelmez. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
9 - (2679) حدثنا
إسحاق بن موسى
الأنصاري.
حدثنا أنس بن
عياض. حدثنا
الحارث (وهو
ابن
عبدالرحمن بن
أبي ذباب) عن
عطاء بن
ميناء، عن أبي
هريرة، قال
: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم "لا
يقولن أحدكم:
اللهم! اغفر
لي إن شئت.
اللهم! ارحمني
إن شئت. ليعزم
في الدعاء.
فإن الله صانع
ما شاء، لا
مكره له".
6754-9/3- Bize İshak b.
Musa el-Ensari tahdis etti, bize Enes b. İyaz tahdis etti, bize Haris -ki o b.
Abdurrahman b. Ebu Zübab' dır- Ata b. Mina'dan tahdis etti, o Ebu Hureyre’DEN
şöyle dediğini tahdis etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz:
Allah'ım dilersen bana mağfiret buyur, Allah'ım dilersen bana merhamet buyur
demesin. Kesin bir dil ile dua etsin. Şüphesiz Allah dilediğini yapar ve onu
zorlayabilecek yoktur" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (6752)
"Biriniz dua ettiği zaman duasında kesin ifadeler kullansın ...
yoktur." Bir rivayetinde de (6754) "şüphesiz Allah dilediğini yapandır.
Onu zorlayacak kimse yoktur." Bir rivayette de (6753) "rağbetini
kesinleştirsin" "çünkü şüphesiz Allah'a verdiği hiçbir şey büyük
gelmez" buyurulmaktadır.
İlim adamları der ki:
Dua ve dileğin azim ile yapılması (kesin bir ifade ve dil kullanılması) onu
şiddetlice istemek ve zayıf bir talep ile değil de kesin ve kararlılıkla
Allah'ın iradesine ve benzeri hususlara bağlamadan dilemektir. Bunun, yüce
Allah'ın duayı kabul edeceğine dair güzel zan beslemek anlamında olduğu da
söylenmiştir.
Hadisin anlamına
gelince, dua ve istekte bulunurken kesin ve kararlı olmak müstehap, bunu
Allah'ın meşietine bağlı olarak istemek mekruhtur.
İlim adamlarının
dediklerine göre mekruh olmasının sebebi, meşiet (dilemek) ancak zodanarak bir
şeyi yapmak durumunda kalan kimse hakkında kullanılır. Allah ise bundan
münezzehtir. Nitekim hadisin sonunda: "Onu zorlayabilecek kimse
yoktur" buyruğunun anlamı da budur. Bir diğer görüşe göre mekruh oluş
sebebi bu lafızda dile getirilen talebe de kendisinden bunu yerine getirilmesi
istenene de bir şekilde muhtaç olmamak anlamını vermesidir.
"Ata b. Mina"
sonu medli de kasr ile de söylenebilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
4- BAŞINA GELEN
BİR ZARARDAN DOLAYI ÖLÜMÜ TEMENNİ ETMENİN MEKRUH OLDUĞU BABI