SAHİH-İ MÜSLİM |
KADER |
8- GÜÇLÜ OLMAYI
EMRETMEK, ACİZLİĞİ TERK ETMEK, ALLAH'TAN YARDIM DİLEMEK VE MİKTARLARI ALLAH'A
HAVALE ETMEK HAKKINDA BİR BAB
6716-34/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve İbn Numeyr tahdis
edip dedi ki: Bize Abdullah b. İdris, Rabia b. Osman’DAN tahdis
etti, o Muhammed b. Yahya b. Habban'dan, o A'rec'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Güçlü mümin zayıf müminden
hayırlıdır ve Allah onu (zayıf müminden) daha çok sever. Bununla birlikte
hepsinde de hayır vardır. Sen sana faydalı olan şeye gayretle yönel, Allah'tan
yardım dile ve acze düşme. Sana herhangi bir şey gelip çotarsa
eğer ben yapsaydım şöyle şöyle olurdu deme. Fakat:
Allah'ın kaderidir, o dilediğini yapar de. Şüphesiz eğer demek şeytanın ameline
(kapı) açar."
Diğer tahric: İbn Mace,
79
AÇIKLAMA: "Güçlü
mümin zayıf müminden hayırlıdır ve Allah onu ondan daha çok sever. Bununla
birlikte hepsinde de hayır vardır." Burada "güç"den
maksat ahiret işleri hakkında nefsin ve düşüncenin
kararlılığıdır. Bu durumda bu niteliğe sahip olan kişi cihadda düşmanın üzerine daha çok ilerler, onun karşısına
çıkmak için ve onu takibe gitmek için daha hızlı hareket eder, iyiliği emredip
kötülükten alıkoymaktaki kararlılığı bütün bu hususlardaki eziyetlere sabrı
yüce Allah için meşakkatlere tahammül ve katlanması daha ileri, namazı, orucu,
zikirleri vesair ibadetleri daha çok arzu edici,
bunları daha bir gayretle ister ve bunları daha çok muhafaza eder ve buna berızer tutumlar ortaya koyar.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bununla birlikte hepsinde hayır
vardır" buyurması da güçlü olanda da zayıf olanda da imanda ortak olmaları
dolayısıyla ve bununla birlikte güçsüz olanın yaptığı ibadetler sebebi ile
hayırlıdırlar.
"Sen sana faydalı
olan şeye gayretle yönel ve Allah'tan yardım dile, acizlik gösterme"
burada "ihrıs: gayretle yönel" de re harfi
kesrelidir. "La ta' ciz: acze düşme"de ise cim harfikesrelidir.
Her ikisinin fethalı söyleyişi de nakledilmiştir. Anlamına gelince, yüce
Allah'a itaate ve O'nun nezdinde olana gayretle yönel, bunun için yüce
Allah'tan yardım iste, itaati istemek ve yardım dilemek hususunda acizlik
gösterme, tembellik etme.
"Sana bir şey
isabet ederse ben (şunu) yapsaydım şöyle şöyle olurdu
deme ... Şeytan ın amelini
(kapı) açar." Kadı lyaz dedi ki: Kimi ilim adamı
şöyle demiştir: Bu yasak, böyle bir sözü kesinlikle böyle olacağına inanarak ve
eğer, dediği hususu yapmış olsaydı kesinlikle bu musibetin kendisine isabet
etmeyeceğine inanarak söyleyen hakkındadır. Durumu yüce Allah'ın meşietine havale ederek Allah'ın dilediğinden başka hiçbir
şeyin kendisine isabet etmeyeceği kanaatine sahip olan kimse için böyle bir
nehiy sözkonusu değildir. Bu kanaat sahibi kişi Ebu Bekr es-Sıddik
(radıyallahu anh)'ın mağarada iken onlardan birisi başını kaldırsa kesinlikle
bizi görecektir şeklindeki sözünü delil göstermiştir.
Kadı lyaz
dedi ki: Ama bunda delil olacak bir taraf yoktur. Çünkü o ancak gelecek ile
ilgili bir haber vermiştir. Bu sözünde, gerçekleştikten sonra bir kaderin geri
çevrileceği iddiası bulunmamaktadır. Aynı şekilde Buhari'nin
"lev: eğer, se, sa" demenin caiz olduğu babında zikrettiği bütün
hadislerde de böyledir. Mesela: Eğer senin kavmin henüz küfürden yeni kurtulmuş
olmasaydı Kabe'yi, İbrahim'in temelleri üzere
tamamlardım ve eğer bir delil olmadan recm eden
birisi olsaydım bu kadını recm ederdim, eğer ümmetime
zorluk vermeyecek olsaydım onlara misvak kullanmalarını emrederdim hadisleri ve
buna benzer hadislerin tamamı gelecek ile alakalıdır, bunlarda olmuş meydana
gelmiş bir kadere itiraz yoktur. Bu sebeple bunların kullanılmasında mekruhluk
da sözkonusu değildir. Çünkü o ancak ortada sözünü
ettiği engel olmasaydı ne yapacağı ile ilgili kanaatini haber vermektedir.
Geçip gitmiş olan bir husus ise onun kudreti çerçevesinde değildir.
Kadı Iyaz
dedi ki: Buna göre hadisin anlamı ile ilgili kanaatim şudur:
Yasak, lafızların zahirinden
anlaşılan manaya ve genel ifadesi üzeredir. Ama bu yasak tenzihi bir nehiydir.
Buna da Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in:
"Çünkü lev: eğer şeytanın ameline kapı açar" buyurmasıdır.
Yani bu durumda kalbe kadere karşı çıkma ve itiraz etme düşüncesini bırakır ve
bununla şeytan vesvese verir. Kadı Iyaz' ın açıklamaları bunlardır.
Derim ki: Geçmiş ile
ilgili olarak "lev: eğer" lafzının
kullanılması ile alakalı olarak da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
şu buyruğu vardır: "Ben bu işimden geride bıraktığımın bir benzeri ile
gelecekte karşılaşacak olursam kurbanlıklarımı (beraber) sevk etmezdim"
buyruğu ve daha başka buyruklardır. O halde göründüğü kadarı ile yasak, faydası
olmayan hususlar hakkında bu ifadeyi kullanmaktır. Bu taktirde
bu yasak, haramlık bildiren bir nehiy tenzihi bir nehiy olur. Yüce Allah'a
yapamadığı itaat yahut da kendisi için bu türden imkansız
olan hususlar ve benzerlerine duyduğu üzüntü dolayısı ile bu sözü kullanan için
ise bir sakınca yoktur. Hadis-i şeriflerde görünen kullanımların çoğunluğu da
buna göre yorumlanır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: