SAHİH-İ MÜSLİM

KADER

 

2 - باب حجاج آدم وموسى عليهما السلام

2- ADEM VE MUSA'NıN (A.S.) TARTIŞMASI BABI

 

13 - (2652) حدثني محمد بن حاتم وإبراهيم بن دينار وابن أبي عمر المكي وأحمد بن عبدة الضبي. جميعا عن ابن عيينة (واللفظ لابن حاتم وابن دينار). قالا: حدثنا سفيان بن عيينة عن عمرو، عن طاوس، قال: سمعت أبا هريرة يقول:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "احتج آدم وموسى. فقال موسى: يا آدم! أنت أبونا. خيبتنا وأخرجتنا من الجنة. فقال له آدم: أنت موسى. اصطفاك الله بكلامه، وخط لك بيده، أتلومني على أمر قدره الله علي قبل أن يخلقني بأربعين سنة؟" فقال النبي صلى الله عليه وسلم "فحج آدم موسى. فحج آدم موسى".

وفي حديث ابن أبي عمر وابن عبدة. قال أحدهما: خط. وقال الآخر: كتب لك التوراة بيده.

 

6684-3/1- Bana Muhammed b. Hatim, İbrahim b. Dinar, İbn Ebu Ömer el-Mekki ve Ahmed b. Abde ed-Dabbi birlikte İbn Uyeyne'den tahdis ettiler. Lafız kendilerine ait olmak üzere İbn Hatim ve İbn Dinar dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan tahdis etti. O Tavus'dan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adem ve Musa tartıŞtı. Musa: Ey Adem! Sen bizim babamızsın. Bizi hüsrana uğrattın. Bizi cennetten çıkarttın, dedi. Bunun üzerine Adem ona: Sen Musa'sın. Allah seni kelamı ile (seninle özel konUşarak) seçti. Senin için eliyle (Tevratı) yazdı. (Böyle iken) Allah'ın benim hakkımda beni yaratmadan kırk yıl önce takdir etmiş olduğu bir husus sebebi ile mi kınıyorsun, dedi" buyurdu. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böylece Adem Musa'ya üstün geldi, Adem Musa'ya üstün geldi" buyurdu.

 

İbn Ebu Ömer ve İbn Abde'nin hadisi rivayetlerinde birileri: yazdı derken diğeri senin için eli ile Tevrat'ı yazdı, dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 6614; Ebu Davud, 4701; İbn Mace, 80

 

 

14 - (2652) حدثنا قتيبة بن سعيد عن مالك بن أنس، فيما قرئ عليه، عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "تحاج آدم وموسى. فحج آدم موسى. فقال له موسى: أنت آدم الذي أغويت الناس وأخرجتهم من الجنة؟ فقال آدم: أنت الذي أعطاه الله علم كل شئ، واصطفاه على الناس برسالته؟ قال: نعم. قال: فتلومني على أمر قدر علي قبل أن أخلق؟".

 

6685-14/2- Bize Kuteybe b. Said, Malik b. Enes'den, kendisine Ebu Zinad'dan diye okunan rivayetler arasında tahdis etti. O A'rec'den, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Adem ile Musa tartıŞtı. Adem Musa'ya üstün geldi. Musa ona: Sen insanları yoldan çıkaran ve cennetten çıkmalarına sebep olan Adem misin, dedi. Adem: Sen Allah'ın kendisine her şeyin ilmini verdiği ve risaleti ile seçip insanlara üstün kıldığı kimse misin, dedi. Musa: Evet, dedi. Adem: O halde ben yaratılmadan önce benim hakkımda takdir edilmiş bir iş sebebi ile mi beni kınıyorsun, dedi."

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

6685m- .. ./ ... Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti, bizeSüfyan, Tavus'dan tahdis etti, o Ebu Hureyre (radıyallahu anh)'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Adem ve Musa -ikisine de selam olsun- tartıştı. Musa ona: Sen bizi cennetten çıkartan babamız mısın, dedi. Adem ona: Sen Allah'ın kendisini risaleti ile seçip üstün kıldığı ve kendisi için eli ile Tevrat'ı yazdığı Musa mısın? Beni, Allah'ın beni yaratmadan kırk yıl önce takdir etmiş olduğu bir işten dolayı ne diye kınarsın, dedi." Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böylece Adem üstün geldi, böylece Adem üstün geldi" buyurdu.

 

 

15 - (2652) حدثنا إسحاق بن موسى بن عبدالله بن موسى بن عبدالله بن يزيد الأنصاري. حدثنا أنس بن عياض. حدثني الحارث بن أبي ذباب عن يزيد (وهو ابن هرمز) وعبدالرحمن الأعرج، قالا: سمعنا أبا هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "احتج آدم موسى عليهما السلام عند ربهما. فحج آدم موسى. قال موسى: أنت آدم الذي خلقك الله بيده، ونفخ فيك من روحه، وأسجد لك ملائكته، وأسكنك في جنته، ثم أهبطت الناس بخطيئتك إلى الأرض؟ فقال آدم: أنت موسى الذي اصطفاك الله برسالته وبكلامه، وأعطاك الألواح فيها تبيان كل شئ، وقربك نجيا، فبكم وجدت الله كتب التوراة قبل أن أخلق؟ قال موسى: بأربعين عاما. قال آدم: فهل وجدت فيها: {وعصى آدم ربه فغوى؟} [20 /طه /121]. قال: نعم. قال: أفتلومني على أن عملت عملا كتبه الله علي أن أعمله قبل أن يخلقني بأربعين سنة؟" قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "فحج آدم موسى".

 

6686-15/3- Bize İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid el-Ensari tahdis etti, bize Enes b. İyaz tahdis etti, bana Hans b. Ebu Zübab, Yezid'den -ki o b. Hurmuz'dür- ve Abdurrahman el-A'rec'den tahdis etti, ikisi dedi ki: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledik: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Adem ve Musa -ikisine de selam olsun- Rableri huzurunda tartıştılar. Adem Musa'ya üstün geldi. Musa: Sen Allah'ın eli ile yarattığı, sana ruhundan üflediği, senin için meleklere secde ettirdiği, seni cennetine yerleştirdiği sonra sen günahın sebebi ile insanları yere indiren Adem misin, dedi. Adem de: Sen de Allah'ın seni risaleti ile ve konuşması ile seçip üstün kıldığı kendilerinde her şeyin açıklaması bulunan levhalan verip özel olarak konuşmak üzere seni yakınlaştırdığı Musa'sın. Peki ben yaratılmadan ne kadar süre önce Allah'ın Tevrat'ı yazdığını buldun? Musa: Kırk sene önce, dedi. Adem: Peki onda "Adem Rabbine karşı geldi ve yoldan çıktı" (Taha, 121) buyruğunu da buldun mu, dedi. Musa evet, dedi. Adem: Peki sen Allah'ın benim hakkımda beni yaratmadan kırk yıl önce yapacağımı yazdığı bir am eli işledim diye mi beni kınıyorsun, dedi." Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylece Adem Musa'ya üstün geldi" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

15-م - (2652) حدثني زهير بن حرب وابن حاتم. قالا: حدثنا يعقوب بن إبراهيم. حدثنا أبي عن ابن شهاب، عن حميد بن عبدالرحمن، عن أبي هريرة، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "احتج آدم وموسى. فقال له موسى: أنت آدم الذي أخرجتك خطيئتك من الجنة؟ فقال له آدم: أنت موسى الذي اصطفاك الله برسالته وبكلامه، ثم تلومني على أمر قد قدر علي قبل أن أخلق؟ فحج آدم موسى".

 

6687- .. ./4- Bana Zuheyr b. Harb ve İbn Hatim tahdis edip dedi ki: Bize Yakub b. İbrahim tahdis etti, bize babam İbn Şihab'dan tahdis etti, o Humeyd b. Abdurrahman'dan, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Adem ve Musa tartıştı. Musa ona: Sen günahının kendisini cennetten çıkardığı Adem misin, dedi. Adem de ona: Sen de Allah'ın risaleti ve kelamı ile seçip üstün kıldığı Musa mısın? Sonra da kalkmış beni ben yaratılmadan önce hakkımda takdir edilmiş bir iş dolayısı ile kınıyorsun, dedi. Böylece Adem Musa'ya üstün geldi. ''

 

Diğer tahric: Buhari,3409, 7515

 

 

15-م 2 - (2652) حدثني عمرو الناقد. حدثنا أيوب بن النجار اليمامي. حدثنا يحيى بن أبي كثير عن أبي سلمة، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. ح وحدثنا ابن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن همام بن منبه، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمعنى حديثهم.

 

6688- .. ./5- Bana Amr en-Nakid tahdis etti, bize Eyyub b. en-Neccar el-Yemami tahdis etti, bize Yahya b. Ebu Kesir, Ebu Seleme'den tahdis etti, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti. (H.) Bize İbn Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih’DEN tahdis etti, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den öncekilerin hadisi ile aynı manada rivayet etti.

 

Diğer tahric: Amr en-Nakid'in hadisini Buhari, 4838; İbn Rafi'in hadisini Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

15-م 3 - (2652) وحدثنا محمد بن منهال الضرير. حدثنا يزيد بن زريع. حدثنا هشام بن حسان عن محمد بن سيرين، عن أبي هريرة، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. نحو حديثهم.

 

6689- ... /6- Bize Muhammed b. Minhal ed-Darir de tahdis etti, bize Yezid b. Zurey' tahdis etti, bize Hişam b. Hassan, Muhammed b. SIrin'den tahdis etti, o Ebu Hureyre'den, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den öncekilerin hadisine yakın olarak rivayet etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

16 - (2653) حدثني أبو الطاهر، أحمد بن عمرو بن عبدالله بن عمرو بن سرح. حدثنا ابن وهب. أخبرني أبو هانئ الخولاني عن أبي عبدالرحمن الحبلي، عن عبدالله بن عمرو بن العاص، قال:

 سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "كتب الله مقادير الخلائق قبل أن يخلق السماوات والأرض بخمسين ألف سنة. قال وعرشه على الماء".

 

6690-1617- Bana Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh tahdis etti, bize İbn Vehb tahdis etti, bana Ebu Hani el-Havlanı, Ebu Abdurrahman el-Hubuli'den haber verdi, o Abdullah b. Amr b. el-As’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: ''Allah yaratılmışların takdirlerini gökleri ve yeri yaratmadan ellibin yıl önce yazdı. Arşı da su üstünde idi. "

 

Diğer tahric: Tirmizi, 2156

 

 

16-م - (2653) حدثنا ابن أبي عمر. حدثنا المقرئ. حدثنا حيوة. ح وحدثني محمد بن سهل التميمي. حدثنا ابن أبي مريم. أخبرنا نافع (يعني ابن يزيد). كلاهما عن أبي هانئ، بهذا الإسناد، مثله. غير أنهما لم يذكرا: وعرشه على الماء.

 

6691- .. ./8- Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti, bize el-Mukri tahdis etti, bize Hayve tahdis etti. (H.) Bana Muhammed b. Sehl et-Temimı de tahdis etti, bize İbn Ebu Meryem tahdis etti, bize Nafi -yani b. Yezid- (Hayve ile) ikisi Ebu Hani'den bu isnad ile aynısını haber verdi. Ancak her ikisi "arşı da su üstünde idi" ibaresini zikretmedi.

 

 

AÇIKLAMA:          (6684) "Adem ve Musa tartıştı." Ebu'l-Hasan el-Kab isi dedi ki: Ruhları semada karşılaştı ve böylelikle aralarında bu tartışma oldu.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Bunun zahiri anlamı üzere olup, her ikisinin şahıs olarak bir araya gelmiş olmaları ihtimali vardır. Nitekim İsra hadisinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in semavatta nebilerle -Allah'ın salat ve selamı hepsine olsun- bir araya gelip toplandığı, Beytül Makdisde de onlara namaz kıldırdığı Sabittir. O halde yüce Allah'ın şehitler hakkında gelen rivayette belirtildiği gibi onları da diriltmiş olması uzak bir ihtimal değildir. Yine Kadı Iyaz bunun Musa hayatta iken meydana gelmiş olup yüce Allah'tan kendisine Adem'i göstermesini dilediği ve onunla tartışmış olduğu da ihtimal dahilindedir.

 

"Musa: Ey Adem! Sen bizim babamızsın. Bizi hüsrana uğrattın, bizi cennetten çıkardın, dedi." Bir rivayette (6685) "Sen insanları yoldan çıkaran, onları cennetten çıkartan Adem (mi)sin, dedi" bir diğer rivayette (6686) "Günahın sebebi ile insanları yere indirdin" denilmektedir.

 

"Hayyebe: Hüsrana uğratmak, haybete düşürmek demektir. Bu da mahRumıyet ve hüsran anlamındadır. Yani sen bizim hüsrana uğramamıza ve cennetten çıkarılma sonucunu veren günahın sebebi ile yoldan çıkmamıza sebep oldun. Sonra biz de şeytanların yoldan çıkarmasına maruz kaldık. Burada yoldan çıkmak (gay) şerde alabildiğine ileri gitmek demektir.

 

Hadisten, bir şeyi sebebi hakkında kullanmanın caiz olduğu anlaşıldığı gibi cennetten de söz edilmektedir. Böylelikle cennetin Adem’DEN önce var olduğu anlaşılmaktadır. Hak ehlinin benimsediği kanaat de budur.

 

"Seni kelamı ile seçti ve eli ile senin için yazdı." Buradaki "el" hakkında daha önce İman Kitabı'nda ve sıfatlarla ilgili hadislere dair açıklamaların yapıldığı değişik yerlerde sözkonusu edilen iki görüş vardır. Bunlardan birisi bunlara iman edilmesi, bunları te'vil etmeye yeltenilmemesi, bununla birlikte zahir anlamlarının kastedilmediğinin kabul edilmesi. İkincisi ise eli kudret diye te'vil etmektir. Seni seçti (ıstıfa) ise özel olarak sana bunu verdi ve bununla seni başkalarından farklı / üstün kıldı demektir.

 

''Allah'ın beni yaratmadan kırk yıl önce hakkımda takdir etmiş olduğu bir iş dolayısı ile mi beni kınıyorsun." Burada takdirden kasıt levh-i mahfuzda ve Tevrat'ın sahifelerinde ve levhalarında yazılmasıdır. Yani yüce Allah beni yaratmadan kırk yıl önce bunu yazdı. Nitekim bu hususu bundan sonraki rivayette (6686) açıkça şöylece ifade etmiştir: "Sen, Allah'ın Tevrat'ı ben yaratılmadan kaç yıl önce yazdığını buldun, dedi. Musa: Kırk yıl önce, dedi. Adem ... diye mi kınıyorsun, dedi." Böylelikle bu rivayet takdirden maksadın ne olduğunu açıkça Beyan etmektedir. Dolayısı ile bununla kaderin gerçek mahiyetinin kastedilmiş olması sözkonusu değildir. Çünkü yüce Allah'ın ilmi kulları hakkında tesbit ettiği ve kullarından meydana gelmesini murad ettiği ise ezelidir, onun başlangıcı yoktur. Şanı yüce Allah hep yarattıklarından kendisine itaat, masiyet, hayır ve şer gibi murad ettiği hususları irade etmektedir.

 

Rasillullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Adem Musa'ya üstün geldi" ibaresinde rivayet nakilcilerin, ravilerin, şarihlerin ve garibul hadis alimlerinin ittifakı ile bütün hadis kitaplarında bu şekildedir. Yani: "Adem Musa'ya üstün geldi" de "Adem" lafzı merfudur ve fall (özne)dir. Yani tartışmada getirdiği delil ile ona galip geldi. Bu delili ve tartışması ile ona üstünlük sağladı.

 

Adem (aleyhisselam)'ın sözlerinin anlamı şudur: Şüphesiz ey Musa! Sen benim hakkımdaki bu yazgının ben yaratılmadan önce yazılmış olduğunu ve benim hakkımda takdir edilmiş olduğunu mutlaka onun gerçekleşeceğini ben de bütün yaratılmışlar da ondan zerre ağırlığı kadar bir şeyi dahi geri çevirmeye olanca gayret göstersek dahi buna gücümüzün yetmeyeceğini biliyorsun. O halde bundan dolayı neden beni kınıyorsun? Diğer taraftan ayrıca günah sebebi ile kınamak akli sebeplere bağlı değil şer'i gerekçeler dolayısı ile olur. Şanı yüce Allah Adem'in tevbesini kabul edip, O'nun günahını bağışladığına göre hakkında kınama da sözkonusu olmaz. Buna göre onu kınamaya kalkışan şer'i delil ile de tartışmada yenik düşer.

 

Eğer: Bizden günah işleyen bir kimse böyle bir masiyeti yüce Allah benim hakkımda takdir etmiştir dese ona karşı kınama ve bununla ceza ortadan kalkmaz. Söylediği doğru olsa dahi denilecek olursa buna şöyle cevap verilir:

 

Burada sözü edilen günahkar kişi henüz yükümlülüğün sözkonusu olduğu dünya yurdundadır. Onun hakkında mükellefler ile ilgili ceza, kınamak, azar ve daha başka hükümler de geçerlidir. Onun kınanıp cezalandırılması ise hem kendisi için hem başkası hakkında bu fiilden uzak durulmasını sağlayan bir husustur. Ölmediği sürecede onun bu işten alıkonulmaya, uzak tutulmaya ihtiyacı vardır. Adem'e gelince, o ölmüş olup mükellefiyet yurdunun (dünyanın) ve kötülükten vazgeçirilmeye ihtiyacın dışındadır. Dolayısı ile sözü geçen bu itirazın bir faydası yoktur. Aksine böyle bir ifade rahatsız edicidir, utandırıcıdır. Allah en iyi bilendir.

 

(6690) ''Allah gökleri ve yeri yaratmadan ellibin yıl önce yaratılmışların kaderini yazdı, arşı da su üstünde idi. " İlim adamları der ki: Levh-i mahfuzda ve başkasında yazma zamanının sınırlandırılmasından kasıt bu sınırın asıl anlamı değildir. Çünkü böyle bir iş ezelidir, başlangıcı yoktur.

 

''Arş'ı da su üstünde idi" buyruğu ise gökleri ve yeri yaratmadan önceki hali ifade eder. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3- YÜCE ALLAH'IN KALPLERİ NASIL DİLERSE ÖYLECE EVİRİP ÇEVİRDİĞİ BABI