SAHİH-İ MÜSLİM

BİRR VE SILA

 

30- KIZGINLIK HALİNDE NEFSİNE HAKİM OLAN KİMSENİN FAZİLETİ VE KIZGINLIĞI NE İLE GİDERECEĞİ

 

6584-106/1- Bize Kuteybe b. Said ve Osman b. Ebu Şeybe -lafız Kuteybe'ye ait olmak üzere-tahdis edip, dedi ki, bize Cerir A'meş'den tahdis etti, o İbrahim et-Teym!'den, o Haris b. Suveyd'den, o Abdullah b. Mesud’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Aranızda rakub kime dersiniz?" diye sordu. (Abdullah) dedi ki: Biz: çocuğu olmayana, dedik. O: "Rakub o değildir. Aksine o çocuklarından hiçbirini kendisinden önce (ahirete) göndermeyendir" buyurdu. Sonra: ''Aranızda pehlivan diye kime dersiniz" diye sordu. Biz: Yiğitterin sırtını yere yıkamadığı kimseye, dedik. O: "Hayır o değildir. Ama pehlivan kızgınlık halinde kendisine hakim olandır" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4779 -muhtasar-

 

 

 

6585- .. ./2- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki:

Bize Ebu Muaviye tahdis etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize İsa b. Yunus haber verdi, ikisi A'meş'den bu isnad ile aynı manada rivayet etti.

 

 

 

6586-107/3- Bize Yahya b. Yahya ve Abdula'la b. Hammad'ın her ikisi tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab’DAN rivayetini okudum, o Said b. el. Müseyyeb'den, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Başkasını yere yıkan güçlü adam değildir. Asıl güçlü kişi kızgınlık halinde kendisine hakim olandır" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Buhari, 6114

 

 

 

6587-108/4- Bize Hacib b. el-Velid tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Başkasının sırtını yere yıkan güçlü adam değildir" buyururken dinledim. Ashab: O halde güçlü adam kimdir ey Allah'ın Rasulü!, dediler. O: "Kızgınlık halinde nefsine hakim olandır" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

6588- .. ./5- Bunu bize Muhammed b. Rafi' ve Abd b. Humeyd de birlikte Abdurrezzak'tan tahdis etti, bize Ma'mer haber verdi. (H.) Bize Abdullah b. Abdurrahman b. Behram da tahdis etti, bize Ebu'l-Yeman haber verdi, bize Şuayb haber verdi (Ma'mer ile) ikisi Zühri'den o Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'dan o Ebu Hureyre'den o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (6584) ''Aranızda rakub kime dersiniz ... kızgınlık halinde nefsine hakim olandır."

 

Hadiste geçen "rakub" re harfi fethalı kaf harfi şeddesizdir. Suraa ise sad harfi ötreli re harfi fethalıdır. Arapçada suraa insanları çokça yere yıkan, sırtlarını yere getiren (pehlivan güreşci) demektir. Arap dilinde rakubun asıl anlamı da çocuğu yaşamayana denilir. Hadisin anlamına gelince, sizler rakubun çocuklarının ölümü ile musibete uğramış kederli kişi olduğuna inanıyorsunuz. Oysa şer' an bu böyle değildir. Aksine rakub kendisi hayatta iken herhangi bir çocuğu ölmediği için ecrini bekleme ımkanı olmayan, bu musibetinin sevabı da buna sabretmenin sevabı da kendisine yazılmayan, böylelikle çocuğu kendisi için öndengönderdiği bir mükafat sebebi olmayan kimseye denilir. Ayhı şekilde sizler övülmeye değer güçlü ve üstün pehlivan güreşci kimsenin başkalarının sırtını yere yıkamadığı aksine kendisinin önüne geleni yere yıktığı güçlü kimse olduğuna inanıyorsunuz. Oysa bu şer' an böyle değildir. Aksine güçlü kişi kızgınlık halinde kendisine / nefsine sahip olan, ona hükmedebilendir. İşte çok az kimsenin ahlakı ile ahlaklanabildiği faziletinde ona ortak olduğu övülmeye değer gerçek fazilet sahibi -diğerinden farklı olarak- budur.

 

Hadis-i şerifte çocukların vefatı ve bunlara sabrın fazileti dile getirilmektedir. Aynı zamanda evlenmenin daha faziletli olduğunu söyleyenlerin kanaatinin lehine de bir delaleti taşımaktadır. Bu da Ebu Hanife'nin ve bizim mezhebimize mensub bazı ilim adamlarının kabul ettiği bir görüştür. Mesele Nikah Bahsi'nde geçmiş bulunmaktadır. Hadiste ayrıca kızgınlık halinde kişinin intikam almaktan, düşmanca tartışmalardan, çekişmelerden kendisini tutup öfkesini yenmenin izlenecek yol olduğu da gösterilmektedir.

 

 

 

 

6589-109/6- Bize Yahya b. Yahya ve Muhammed b. el-Ala tahdis etti, Yahya, bize Ebu Muaviye ,6;meş'den haber verdi derken Ebu'l-Ala tahdis etti, dedi. ,6;meş, Adiyy b. Sabit'den o Süleyman b. Surad'dan şöyle dediğini rivayet etti: İki adam, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda karşılıklı ağır sözler söylediler. Onlardan birisinin gözleri kızarmaya, şah damarları şişmeye başladı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben öyle bir söz biliyorum ki onu söylese hissettiği bu hali kaybolup gider. Euzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdu. Bunun üzerine o adam: Yoksa sen bende bir delilik mi görüyorsun, dedi.

İbnu'l-Ala dedi ki: Bunun üzerine yoksa ... görüyor musun, dedi ve buradaki "o adam (anlamındaki er-racül) lafzını zikretmedi."

 

Diğer tahric: Buhari, 3282, 6048, 6115; Ebu Davud, 4781

 

 

 

6590-110/7- Bize Nasr b. Ali el-Cahdami tahdis etti, bize Ebu Usame tahdis etti, ,6;meş'i şöyle derken dinledim, Adiyy b. Sabit'i şöyle derken dinledim: Bize Süleyman b. Suradtahdis edip dedi ki: İki adam, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda birbirine sövdü. Onlardan birisi kızmaya, yüzü kızarmaya başladı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bakıp: "Gerçekten ben öyle bir söz biliyorum ki onu söylese bu hali ondan gider: Euzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdu. O adamın yanına Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in buyurduğunu işitenlerden bir adam kalktı ve: Az önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne, dedi biliyor musun, dedi. O: "Ben öyle bir söz biliyorum ki onu söylese ondan bu hali gider: Euzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdu, dedi. Kızgın adam ona: Sen beni deli mi görüyorsun, dedi,

 

 

 

6591- .. ./8- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Hafs b. Gıyas, A'meş'den bu isnaçi ile tahdis etti.

 

 

AÇIKLAMA:          Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in oldukça kızan adam hakkında:

 

"Ben öyle bir söz biliyorum ki onu söylese ... " buyruğundan şu hükümler anlaşılmaktadır:

 

1. Yüce Allah'ın rızası dışındaki bir sebep ile kızmak şeytan ın dürtmesindendir.

 

2. Bu sebeple kızan bir kimsenin istiaze çekerek Euzu billahi mineşşeytanirracim demesi gerekir.

 

3. Bunu söylemek gazabın gitmesi için bir sebeptir.

 

Oldukça kızan bu adamın: "Benim deli mi olduğumu görüyorsun" demesine gelince, bu yüce Allah'ın dinini iyice bilmeyen, onun yüce şeriatinin nurlan ile güzelleşip bezenmeyen ve istiaze çekmenin yalnızca deli kimseye has olduğu gibi yanlış bir kanaate kapılan, kızgınlığın şeytan ın dürtülerinden olduğunu bilmeyen bir kişinin söyleyeceği bir sözdür. İşte böyle bir kızgınlık hali sebebi ile insan itidalinin sınırlarının dışına çıkar. Babl sözler söyler. Yerilen davranışlarda bulunur. Kini ve nefreti (gerektirecek işler yapmayı) ve daha başka kızgınlığın sonucu meydana gelebilen türlü çirkinl!kleri işlemeyi niyet eder. Bu sebeple Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'de bana tavsiyede bulun diyen kimseye "kızma", demiş bu sorusunu tekrar edince yine "kızma" buyurmuş ve ona tavsiyesinde isteğini defalarca tekrarlamakla birlikte "kızma" dan fazla bir şeyona söylememiştir. Bu ise kızgınlığın ve kızgınlıktan meydana gelen işlerin kötülüklerinin ne kadar büyük olduğu hususunda açık bir delildir. Belki de "bende bir delilik olduğunu mu görüyorsun" diyen kişi münafıklardan yahut da kab (bilgisiz) bedevilerden birisi idi. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

31- İNSANIN KENDİSİNİ TUTAMAYACAK BİR ŞEKİLDE YARATILMIŞ OLDUĞU BABI