SAHİH-İ MÜSLİM |
BİRR VE SILA |
10 - باب
تحريم ظلم
المسلم وخذله
واحتقاره
ودمه وعرضه
وماله
10- MÜSLÜMANA
ZULMETMENİN, ONU YARDIMSIZ BIRAKMANIN, ONU KÜÇÜMSEMENİN, KANININ, IRZININ VE
MALININ HARAM KILINDIĞI BABI
32 - (2564) حدثنا
عبدالله بن
مسلمة بن
قعنب. حدثنا
داود (يعني
ابن قيس) عن
أبي سعيد،
مولى عامر بن
كريز، عن أبي
هريرة. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لا
تحاسدوا. ولا
تناجشوا، ولا
تباغضوا، ولا
تدابروا، ولا
يبع بعضكم على
بيع بعض.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا.
المسلم أخو
المسلم. لا
يظلمه، ولا
يخذله، ولا
يحقره. التقوى
ههنا" ويشير
إلى صدره ثلاث
مرات "بحسب
امرئ من الشر
أن يحقر أخاه
المسلم. كل
المسلم على
المسلم حرام.
دمه وماله
وعرضه".
6487-32/1- Bize Abdullah
b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti, bize Davud -yani b. Kays- Amir b. Kureyz'in
azadlısı Ebu Said'den tahdis etti, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Birbirinizi
kiskanmayın, alıcısı olmadığınız malın fiyatını artırarak pazarlığı
kızıştırmayın, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize arkanızı çevirmeyin,
biriniz diğerinizin alışverişi üzerine alışveriş yapmasın. Ey Allah'ın kullan
kardeşler olun. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız
bırakmaz, onu küçümsemez -üç defa göğsüne işaret ederek- takva buradadır. Bir
kimseye müslüman kardeşini küçük görmesi kötülük olarak ona yeter. Müslümanın
her şeyi müslümana haramdır. Kanı, malı ve ırzı. "
33 - (2564) حدثني
أبو الطاهر،
أحمد بن عمرو
بن سرح. حدثنا
ابن وهب عن
أسامة (وهو
ابن زيد)؛ أنه
سمع أبا سعيد،
مولى عبدالله
بن عامر بن
كريز يقول:
سمعت أبا
هريرة يقول
: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فذكر
نحو حديث
داود. وزاد.
ونقص. ومما
زاد فيه "إن
الله لا ينظر
إلى أجسادكم
ولا إلى
صوركم. ولكن
ينظر إلى
قلوبكم"
وأشار
بأصابعه إلى
صدره.
6488-33/2- Bana
Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr b. Sehr tahdis etti, bize İbn Vehb, Usame'den -ki o b.
Zeyd'dir- tahdis ettiğine göre o Abdullah b. Amir b. Kureyz'in azadlısı Ebu
Said'i şöyle derken dinlemiştir: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu deyip Davud'un hadisine yakın
olarak hadisi zikretti, fazla bazı lafızlar zikrettiği gibi bazılarını da eksik
söyledi. Bu hadiste fazla olarak söylediklerinin bir kısmı şunlardır:
"Muhakkak Allah sizin cesetlerinize de suretlerinize de bakmaz. -Parmağı
ile göğsüne işaret ederek- ama kalplerinize bakar" buyurdu.
34 - (2564) حدثنا
عمرو الناقد.
حدثنا كثير بن
هشام. حدثنا
جعفر بن برقان
عن يزيد بن الأصم،
عن أبي هريرة.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إن الله
لا ينظر إلى
صوركم
وأموالكم.
ولكن ينظر إلى
قلوبكم
وأعمالكم".
6489-34/3- Bize Amr
en-Nakid tahdis etti, bize Kesir b. Hişam tahdis etti, bize Cafer b. Burkan,
Yezid b. el-Asam'dan tahdis etti, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Muhakkak
Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ama kalplerinize ve
amellerinize bakar. "
Diğer tahric: İbn
Mace, 4143
AÇIKLAMA: (6487)
"Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz,
onu küçük görmez. " Müslümanın müslümanın kardeşi olması ile ilgili şerh
az önce geçti.
"Onu yardımsız
bırakmaz" ile ilgili olarak ilim adamları şunu söylemişlerdir:
"HazI" yardımı ve destek vermeyi terk etmek demektir. Yani bir
zalimin zulmünü önlemekte ve benzer hususlarda ondan yardım isteyecek olursa
imkanı varsa ve onun şer'i bir mazereti yoksa ona yardımcı olması gerekir.
"La yahkiruhu: onu
küçümsemez" yani onu küçük görmez, ona gereksiz tepki göstermez, onu az ve
yetersiz görmez.
Kadı Iyaz dedi ki:
Bazıları bunu "layuhfiruhu" diye ye harfi ötreli, hı ve fe harfleri
ile rivayet etmişlerdir ki onun ahdini bozmaz, onun emanını nakz etmez
demektir. Kadı lyaz'ın, dediğine göre ise doğrusu ve bilinen şekil
birincisidir. Müslim'in kitabından başka kaynaklardaki de herhangi bir ihtilaf
olmaksızın bu şekildedir. Ayrıca "la yahterikuhu" diye de rivayet
edilmiştir. Bu da (aynı anlamda olduğundan) ikinci rivayeti reddetmektedir.
"Üç defa göğsüne
işaret ederek: takva buradadır" bir diğer rivayette (6488) ''Allah sizin
cesetlerinize bakmaz ... ama kalplerinize bakar" buyurulmaktadır. Birinci
rivayetin anlamı şudur: Zahiren görülen ameller ile takva hasılalmaz. Takva
ancak kalpte yer eden yüce Allah'ın azameti, O'ndan korkmak ve O'nun murakebesi
(gözetimi altında olduğu şuurunda olmak)dır. Allah'ın oraya bakması ise onun
cezalandırması, karşılık vermesi ve hesaba çekmesi demektir. Yani bu ancak
kalplerde olana göre gerçekleşir. Dışarıdan görülen suretlere göre değiL.
Allah'ın bakması ve görmesi ise her bir şeyi çepeçevre kuşatandır. Hadisin
maksadına gelince, bütün bu hususlarda muteber olan kalpte bulunandır. Bu da
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Haberiniz olsun şüphesiz cesette
bir lokmacık et parçası vardır. .. " hadisine yakındır. elMazeri dedi ki:
Bazı kimseler bu hadisi aklın başta değil kalpte olduğuna delil
göstermişlerdir. Mesele "şunu bilin ki cesette bir lokmacık et parçası
vardır" hadisinin şerhinde geniş bir şekilde geçmiş bulunmaktadır.
(6489) "Cafer b.
Burkan"ın babasının isminde (Burkan) be harfi ötreli re harfi sakindir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
11- DÜŞMANLIĞIN VE
BİRBİRİNİ TERK ETMENİN NEHYEDİLDİĞİ BABI