SAHİH-İ MÜSLİM |
BİRR VE SILA |
9 - باب
تحريم الظن
والتجسس
والتنافس
والتناجش،
ونحوها
9- ZANN'IN, TECESSÜSÜN, TENAFÜSÜN,
TENACÜŞÜN (PAZARLIĞI KIZIŞTIRMANIN) VE BENZERLERİNİN HARAM KILINDIĞI BABI
28 - (2563) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
"إياكم والظن.
فإن الظن أكذب
الحديث. ولا
تحسسوا، ولا تجسسوا،
ولا تنافسوا،
ولا تحاسدوا،
ولا تباغضوا،
ولا تدابروا.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا".
6482-28/1- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Ebu Zinad'dan rivayetini okudum. O
A'rec'den, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Zandan sakının. Çünkü muhakkak zan sözün en yalan olanıdır.
Başkalarının konuşmalarına kulak kabartmayın, başkalarının kusurlarını
araştırmayın, bencil olmayın, birbirinizi kıskanmayın, birbirinize buğzetmeyin,
birbirinize arka çevirmeyin. Allah'ın kulları kardeş olun" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6066; Ebu Davud, 4917
29 - (2563) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
عبدالعزيز
(يعني ابن
محمد) عن
العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تهجروا، ولا
تدابروا، ولا
تحسسوا، ولا
يبع بعضكم على
بيع بعض.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا".
6483-29/2- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Abdulaziz -yani b. Muhammed- el-Ala’DAN tahdis etti,
o babasından, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Birbirinize darılmayın, birbirinize arka çevirmeyin,
başkalarının konuşmalarına kulak kabartmayın, biriniz diğerinin satışı üzerine
satış yapmasın. Ey Allah'ın kulları kardeş olun" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet etmiştir
30 - (2563) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا جرير
عن الأعمش، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لا
تحاسدوا، ولا
تباغضوا، ولا
تجسسوا، ولا
تحسسوا، ولا
تناجشوا.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا".
6484-30/3- Bize İshak b.
İbrahim tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Birbirinizi kıskanmayın, birbirinize buğzetmeyin, başkalarının
kusurlarını araştırmayın, başkalarının konuşmalarına kulak kabartmayın,
pazarlığı kızıştırmayın. Ey Allah'ın kulları kardeş olun" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
30-م - (2563)
حدثنا الحسن
بن علي
الحلواني
وعلي بن نصر الجهضمي.
قالا: حدثنا
وهب بن جرير.
حدثنا شعبة عن
الأعمش، بهذا
الإسناد "لا
تقاطعوا، ولا
تدابروا، ولا
تباغضوا، ولا
تحاسدوا.
وكونوا إخوانا.
كما أمركم
الله".
6485- .. ;/4- Bize Hasan
b. Ali el-Hulvanive Ali b. Nasr el-Cahdamitahdis edip dedi ki: Bize Vehb b.
Cerir tahdis etti, bize Şu'be, A'meş'den bu isnad ile şunu tahdis etti:
"Birbirinizle alakayı koparmayın, birbirinize arka çevirmeyin, birbirinize
buğzetmeyin, birbirinizi kıskanmayın. Ey Allah'ın kulları. Allah'ın size
emrettiği gibi kardeşler olun. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
31 - (2563) وحدثني
أحمد بن سعيد
الدارمي.
حدثنا حبان.
حدثنا وهيب.
حدثنا سهيل عن
أبيه، عن أبي
هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تباغضوا، ولا
تدابروا، ولا
تنافسوا.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا".
6486-31/5- Bana Ahmed b.
Said ed-Darimi de tahdis etti, bize Habban tahdis etti, bize Vuheyb tahdis
etti, bize Suheyl babasından tahdis etti, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den: "Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize arka
çevirmeyin. Bencil olmayın, Allah'ın kulları kardeşler olun. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (6482)
"Zandan sakının, çünkü zan sözün en yalanıdır." Kasıt kötü zannın
nehyedilmesi, yasaklanmasıdır. Hattabi dedi ki: Bu hatırdan geçip giden şeyler
dışında zannı gerçekleştirmek ve onu doğru olarak ortaya çıkarmaktır. Çünkü
hatırdan geçip gidenlere karşı koymak mümkün değildir.
Hattabi'nin maksadı
şudur: Haram kılınan zan sahibinin sürdürdüğü ve kalbinde yerleşip karar kılan
zandır. Kalpten gelip geçen ve yer etmeyen zan değildir. Bundan dolayı
yükümlülük sözkonusu değildir. Nitekim daha önce hadiste "şanı yüce
Allah'ın konuşmadıklan ya da kasten işlemedikleri sürece içinden
geçirdiklerinden ötürü ümmeti af ettiği" belirtilmiştir. Daha önce bunun
da kalpte yer etmeyen, habrdan gelip geçen düşünceler hakkında yorumlandığı da
geçmiş bulunmaktadır.
Kadı Iyaz Süfyan’DAN
şöyle dediğini nakletmektedir: Kişiyi günahkar kılan zannedip sözlü olarak
söylediği ve konuştuğudur. Eğer bunu sözlü olarak söylemezse bundan dolayı
günah kazanmaz. (Kadı Iyaz) devamla dedi ki:
Kimisi de şöyle
demiştir: Burada herhangi bir asli delile, bir kıyasa ya da bir istidlale
dayanmaksızın soyut zan ile şer'i hususlarda hüküm vermenin kastedilmiş olma ihtimali
de vardır. Ama bu zayıf ve babıdır. Doğrusu birincisidir.
"Başkalarının
konuşmalarına kulak kabartmayın, başkalarının kusurlarını araştırmayın."
Buradaki fiillerin birincisi (başkalarının konuşmalarına kulak kabartınak
anlamını verdiğimiz" tehassüs ha iledir. İkincisi ise (kusurları
araştırmak anlamını verdiğimiz tecessüs) cim iledir. Kimi ilim adamı şöyle
demiştir: Tehassüs konuşan bir topluluğun konuşmalarını dinlemek, onlara kulak
kabartınaklır. Tecessüs ise kusurlan araştırmaktır. Tecessüsün işlerin iç
yüzünü araştırmak ve kurcalamak anlamında olduğu da söylenmiştir. Çoğunlukla bu
kötülük hakkında kullanılır. Casus ise kötü sırları bilen kimsedir. Namus ise
hayır sırları bilen kimsedir. Bir diğer açıklamaya göre tecessüs bir hususu
başkası için araştırmak, tehassüs ise kendim için araştırmak demektir. Bu
açıklamayı Sa'leb yapmıştır. Her ikisinin aynı anlamda olduğu ve gözlerden uzak
haber ve halleri bilmek istemek anlamında olduğu söylenmiştir.
"Bencil olmayın,
birbirinizi kıskanmayın." Kıskanmanın (hased) başkasının elindeki nimetin
zeval bulmasını temenni etmek olduğunu daha önce söylemiştik. Münafese ve
tenafüs (bencil olmak) ise bir şeyi arzu etmek ve onun yalnızca kendisine ait
olmasını istemek demektir. Bir başkasının arzu ettiğini diğerinin de arzu
etmesini anlatmak için nafese fiili kullanılır, mastarı da münafesedir.
Hadisin dünyaya rağbet,
dünyalık ve dünyadan pay ve nasiblere rağbet göstermekte birbiri ile yarışmak
anlamında olduğu da söylenmiştir. (6483) "Birbirinizden darılmayın"
(anlamındaki "la teheccehü" nüshaların bir çoğunda bu şekilde
kaydedilmiştir. Bazılarında ise tehaceru diye geçmektedir. Her ikisi de aynı
anlamdadır. Maksat birbirinden uzaklaşmayı (hecri) ve konuşmayı kesmeyi
yasaklamaktır. Buradaki lafzın "la tehcürü" yani hucr konuşmayın
anlamında olması da mümkündür denilmiştir. Hucr ise çirkin konuşmalar, çirkin
sözler demektir.
Kardeşinin sabşı üzerine
sabş yapmanın ve necş'in yasaklanmasına gelince, her ikisine dair açıklama daha
önce Buyu (Alış Veriş Kitabı'nda) geçti.
Kadı Iyaz dedi ki:
Burada tenacüş (birbirinin alışverişi üzerine alış veriş yapmak) ile
birbirlerini yermeleri, kötülemelerinin kastedilmiş olma ihtimali de vardır.
Ama sahih olan bunun alışverişte sözü geçen tenacüş olduğudur. Bu ise satın
alma isteği olmamakla birlikte aksine başkasını onu satın alırken kandırmak
maksabyla malın fiyatını amrması demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: