SAHİH-İ MÜSLİM |
BİRR VE SILA |
2 - باب
تقديم بر
الوالدين على
التطوع
بالصلاة، وغيرها
2- ANNE BABAYA İYİLİK YAPMANIN
NAFİLE NAMAZA VE DİĞER AMELLERE GÖRE ÖNCELENMESİ BABI
7 - (2550) حدثنا
شيبان بن فروخ.
حدثنا سليمان
بن المغيرة.
حدثنا حميد بن
هلال عن أبي
رافع، عن أبي
هريرة؛ أنه
قال:
كان
جريج يتعبد في
صومعة. فجاءت
أمه.
قال
حميد: فوصف
لنا أبو رافع
صفة أبي هريرة
لصفة رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أمه
حين دعته. كيف
جعلت كفها فوق
حاجبها. ثم
رفعت رأسها
إليه تدعوه.
فقالت:
ياجريج! أنا
أمك. كلمني.
فصادفته يصلي.
فقال: اللهم!
أمي وصلاتي.
فاختار صلاته.
فرجعت ثم عادت
في الثانية.
فقالت:
ياجريج! أنا أمك.
فكلمني. قال:
اللهم! أمي
وصلاتي.
فاختار صلاته.
فقالت: اللهم!
إن هذا جريج.
وهو ابني.
وإني كلمته
فأبى أن
يكلمني. اللهم!
فلا تمته حتى
تريه
المومسات.
قال: ولو دعت
عليه أن يفتن
لفتن.
قال:
وكان راعي ضأن
يأوي إلى
ديره. قال
فخرجت امرأة
من القرية
فوقع عليها
الراعي. فحملت
فولدت غلاما.
فقيل لها: ما
هذا؟ قالت: من
صاحب هذا الدير.
قال فجاءوا
بفؤسهم
ومساحيهم.
فنادوه فصادفوه
يصلي. فلم
يكلمهم. قال
فأخذوا
يهدمون ديره.
فلما رأى ذلك
نزل إليهم.
فقالوا
له:
سل هذه. قال
فتبسم ثم مسح
رأس الصبي
فقال: من أبوك؟
قال: أبي راعي
الضأن. فلما
سمعوا ذلك منه
قالوا: نبني
ما هدمنا من
ديرك بالذهب
والفضة. قال:
لا. ولكن
أعيدوه ترابا
كما كان. ثم
علاه.
6455-7/1- Bize Şeyban b.
Ferruh tahdis etti, bize Süleyman b. elMuğire tahdis etti, bize Humeyd b.
Hilal, Ebu Rafi" den tahdis etti, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet
etti: Cureyc bir manastırda ibadete çekilmişti. Annesi geldi.
Humeyd dedi ki: Ebu
Rafi' bize annesinin kendisini çağırdığı zaman avucunu nasıl kaşının üstüne
koyduğunu, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in nasıl gösterdiğini, Ebu
Hureyre'nin de bunu nasıl gösterdiğini bize gösterdi. Annesi: Ey Cureyc! Ben
senin annenim. Benimle konuş, dedi. Onun namaz kıldığı zamana rast geldi.
Cureyc: Allah'ım annem mi namazım mı, dedi. Sonra namazını tercih etti. Annesi
döndü. Sonra ikinci bir defa daha geri geldi ve: Ey Cureyc! Ben senin annenim.
Benimle konuş, dedi. Cureyc. Annem mi namazım mı, dedi ve namazını tercih etti.
Bunun üzerine annesi:
Allah'ım! Bu Cureyc'dir
ve o benim oğlumdur. Ben onunla konuştuğum halde o benimle konuşmayı kabul
etmedi. Allah'ım! Ona açıkça hayasızlık işleyen kadınları göstermedikçe onun
canını alma, dedi.
{Ravi} dedi ki: Eğer
fitneye düşürülmesi için ona beddua etseydi gerçekten fitneye düşürülürdü.
{Devamla} dedi ki: Bir
koyun çobanı da gelip onun manastırına sığınırdı.
Köyden bir kadın dışarı çıktı,
çoban onunla birlikte oldu. Kadın hamile kaldı ve bir çocuk doğurdu. Kadına: Bu
ne denildi. Kadın: Şu manastırdaki adamdan oldu, dedi. Bu sefer onlar baltaları
ile kazmaları ile gelip ona seslendiler. Namaz kıldığına rast geldiler. Bu
sebeple onlarla konuşmadı. Onlar manastırını yıkmaya başladılar. Rahip, onların
bu yaptıklarını görünce yanlarına indi. Ona: Bu kadına sor, dediler. O da önce
gülümsedi, sonra da çocuğun başını sıvazlayarak: Baban kimdir, dedi. Bebek:
Babam koyun çobanıdır, dedi. Gelenler çocuktan bunu işitince ona: Senin
manastırından yıktığımız kısmı altın ve gümüşle bina edelim, dediler. O hayır
ama daha önce olduğu gibi yine topraktan bina edin, dedi. Sonra da manastırına
çıktı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Bu babta
Cureyc (r.a.)'ın kıssası, onun annesinin kendisini çağırmasına namazı tercih
etmesi üzerine annesinin ona beddua etmesi, yüce Allah'ın da onun bu bedduasını
kabul etmesine dair kıssası yer almaktadır.
İlim adamları der ki:
Bu, Cureyc'in yapması gereken doğru davranışın annesinin çağırmasına icabet
etmesi Olduğuna delildir. Çünkü o nafile bir namaz kılmakta idi. Nafile namazı
devam ettirmek ise bir tatavvu' dur. Vacip değildir. Annenin çağrısını kabul
edip ona iyilik yapmak ise vaciptir, ona karşı gelmek haramdır. Namazını
çabucak bitirip ona cevap vermesi, sonra tekrar namazına dönmesi de mümkündü.
Ama o annesinin kendisini manastırdan ayrılmaya tekrar dünyaya, dünya ile
alakah işlere, dünyadan alınacak nasib ve paya geri dönmesi için kendisini çağıracağından
ve yapmayı niyet edip ahitleştiği kararlılığını zayıflatmasından korkmuş
olabilir.
"Onu açıkça
hayasızlık işleyen kadınları ona göstermedikçe öldürme."
Munisat: Açıkça
hayasızlık işleyen kadınlar, birinci mim ötreli, ikincisi kesrelidir. Zina eden,
fuhuş işleyen ve bunu açık açık yapan kadınlar demektir. Tekili
"munise" dir. Bu aynı zamanda "meyamıs" diye de çoğulu
yapılan bir kelimedir.
"Bir koyun çobanı
onun manastırına sığınırdı." Deyr: Manastır; şehirden uzak hristiyan
rahiplerin her şeyden ellerini çekip ibadet etmek üzere kaldıkları mabettir.
Diğer rivayette sözü geçecek olan "savmaa" ile aynı anlamdadır.
Savmaa ise kendilerine ulaşılması ve yanlarına girilmesi imkanı pek bulunmayan
ve her şeyden uzaklaşıp sığındıkları minare gibi yüksekçe bir binanın adıdır.
"Baltaları ile
geldiler." Füus hemzeli ve medli olarak baltalar demek olup hemzeli
"fe's"in çoğuludur. Mesahi: Kazmalar mishatın çoğuludur. Bu da çapaya
benzer bir alettir. Ancak demirden yapılır. Bu açıklamayı Cevheri yapmıştır.
8 - (2550) حدثنا
زهير بن حرب.
حدثنا يزيد بن
هارون. أخبرنا
جرير بن حازم.
حدثنا محمد بن
سيرين عن أبي
هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "لم
يتكلم في المهد
إلا ثلاثة:
عيسى ابن
مريم. وصاحب
جريج. وكان
جريج رجلا
عابدا. فاتخذ
صومعة. فكان
فيها. فأتته
أمه وهو يصلي.
فقالت: يا
جريج! فقال: يا
رب! أمي
وصلاتي. فأقبل
على صلاته.
فانصرفت. فلما
كان من الغد
أتته وهو
يصلي. فقالت:
يا جريج! فقال:
يا رب! أمي
وصلاتي. فأقبل
على صلاته.
فانصرفت. فلما
كان من الغد
أتته وهو يصلي.
فقالت: يا
جريج! فقال: أي
رب! أمي
وصلاتي. فأقبل
على صلاته.
فقالت: اللهم!
لا تمته حتى
ينظر إلى وجوه
المومسات.
فتذاكر بنو
إسرائيل جريجا
وعبادته.
وكانت امرأة
بغي
يتمثل
بحسنها.
فقالت: إن
شئتم لأفتننه
لكم. قال
فتعرضت له فلم
يلتفت إليها.
فأتت راعيا
كان يأوي إلى
صومعته
فأمكنته من
نفسها. فوقع
عليها. فحملت.
فلما ولدت.
قالت: هو من
جريج. فأتوه
فاستنزلوه
وهدموا
صومعته
وجعلوا
يضربونه.
فقال: ما شأنكم؟
قالوا: زنيت
بهذه البغي. فولدت
منك. فقال: أين
الصبي؟
فجاءوا به.
فقال: دعوني
حتى أصلي.
فصلى. فلما
انصرف أتى
الصبي فطعن في
بطنه. وقال: يا
غلام! من
أبوك؟ قال:
فلان الراعي.
قال فأقبلوا
على جريج
يقبلونه
ويتمسحون به.
وقالوا: نبني
لك صومعتك من
ذهب. قال: لا.
أعيدوها من
طين كما كانت.
ففعلوا.
وبينا
صبي يرضع من
أمه. فمر رجل
راكب على دابة
فارهة وشارة
حسنة. فقالت
أمه! اللهم!
اجعل ابني مثل
هذا. فترك
الثدي وأقبل
إليه فنظر
إليه. فقال:
اللهم! لا
تجعلني مثله.
ثم أقبل على
ثديه فجعل
يرتضع.
قال:
فكأني أنظر
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وهو يحكي
ارتضاعه
بإصبعه
السبابة في فمه.
فجعل يمصها.
قال:
ومروا بجارية
وهم يضربونها
ويقولون: زنيت.
سرقت. وهي
تقول: حسبي
الله ونعم
الوكيل. فقالت
أمه: اللهم! لا
تجعل ابني
مثلها. فترك
الرضاع ونظر إليها.
فقال: اللهم!
اجعلني مثلها.
فهناك تراجعا
الحديث.
فقالت: حلقى!
مر رجل حسن
الهيئة فقلت: اللهم!
اجعل ابني
مثله. فقلت:
اللهم! لا
تجعلني مثله.
ومروا بهذه
الأمة وهم يضربونها
ويقولون:
زنيت. سرقت.
فقلت: اللهم!
لا تجعل ابني
مثلها. فقلت:
اللهم! اجعلني
مثلها. قال: إن
ذاك الرجل كان
جبارا. فقلت:
اللهم! لا
تجعلني مثله.
وإن هذه
يقولون لها:
زنيت. ولم تزن.
وسرقت. ولم
تسرق. فقلت:
اللهم! اجعلني
مثلها.
6456-8/2- Bize Züheyr b.
Harb tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Cerir b. Hazim haber
verdi, bize Muhammed b. Sirin, Ebu Hureyre'den tahdis etti. O Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: ''Beşikte üç kişi'den
başka konuşan olmamoştır. (Biri) Meryem oğlu İsa (a.s.)'dır, diğeri Cüreyc'in
sahibi (bebek)dir, Cüreyc abid bir adamdı. Bir manastır edindi. Kendisi o
manastırda kalıyordu. Namaz kılıyorken annesi o'na geldi ve: Ey Cüreyc!, dedi
Cüreyc: Rabbim biri annem biri namazım, dedi ve namazına devam etti. Annesi de
geri döndü. Ertesi gün yine namaz kılmakta iken annesi geldi. Ey Cüreyc!, dedi.
Cüreyc: Rabbim biri annem biri namazım deyip namazına devam etti. Annesi de
dönüp gitti. Ertesi gün yine namaz kılmakta iken annesi ona geldi ve: Ey
Cüreyc!, dedi. O: Rabbim biri annem biri namazım deyip yine namazına devam
etti. Bu sefer annesi: Allah'ım açıkça hayasızlık işleyen kadınların yüzüne
bakmadıkça onu öldürme, dedi.
İsrailoğulları Cureyc'i
ve onun ibadetini kendi aralarında konuştular. Güzelliği örnek gösterilen
fahişe bir kadın da vardı. Bu kadın: İsterseniz onu sizin için fitneye
düşürebilirim, dedi. Kadın kendisini ona gösterdiği halde o kadına iltifat
etmedi. Onun manastırında kalan bir çobanın yanına gitti ve çobana kendisi ile
beraber olma imkanını verdi. Çoban da kadın ile zina etti. Kadın gebe kaldı.
Çocuğunu doğurunca bu Cureyc'dendir, dedi. Onun yanına gittiler, aşağı inmesini
istediler. Manastırım yıktılar ve onu dövmeye başladılar. Kendisi: Bu haliniz
ne, dedi. Onlar: Bu fahişe kadınla zina ettin, senden de bir çocuk doğurdu,
dediler. Cureyc: Çocuk nerede, dedi. Çocuğu getirdiler. Cureyc: Beni bırakın da
namaz kılayım, dedi ve namaz kıldı. Namazını bitirdikten sonra bebeğin yanına
gitti, parmağı ile karnını dürttü ve:
Ey çocuk baban kimdir,
dedi. O: Filan çobandır, dedi. Bu sefer Cureyc'e dönüp onu öpmeye, ellerini ona
sürmeye başladılar ve: Senin manastırını senin için altından inşaa edelim,
dediler. O: Hayır, önceden olduğu gibi çamurdan yeniden yapın, dedi. Onlar da
bunu yaptılar.
Bir gün bir bebek
annesinden süt emmekte iken dinç / güçlü ve güzel görünüşlü bir ata binmiş bir
adam geçti. Bebeğin annesi: Allah'ım, oğlumu bunun gibi yap, dedi. Çocuk memeyi
bırakarak o adama bakmaya başladı ve: Allah'ım beni onun gibi yapma, dedi.
Sonra memesine dönüp yine süt emmeye koyuldu. "
"(Ebu Hureyre) dedi
ki: Ben, Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şehadet parmağını ağzına
koyup onu emmeye başlayarak çocuğun süt emmesini taklit ettiğini görüyor gibiyim.
(Devamla) dedi ki: "Derken yanlarından bir kızı döve döve götürürlerken
geçtiler. Bu arada: Zina ettin, hırsızlık yaptın diyorlardı. Kendisi ise: Allah
bana yeter, o ne güzel vekildir diyordu. Bebeğin annesi: Allah'ım oğlumu bu kız
gibi kılma, dedi. Bu sefer bebek süt emmeyi bıraktı ve o kıza bakarak: Allah'ım
beni onun gibi yap, dedi. İşte o vakit karşılıklı konuşmaya başladılar. Anne:
Hay boğazı ağrıyası, güzel kılıklı bir adam geçti. Allah'ım oğlumu onun gibi
kıl, dedim. Sen: Allah'ım beni onun gibi kılma, dedin. Sonra bu cariyeyi
döverek ve zina ettin, hırsızlık yaptın diyerek geçirdiler. Ben: Allah'ım
oğlumu onun gibi yapma, dedim. Sen: Allah'ım beni onun gibi yap, dedin.
Bebek: O adam zorba birisi
idi. Bundan dolayı ben de Allah'ım beni onun gibi yapma, dedim. Şu cariyeye de
zina etmediği halde zina ettin, hırsızlık etmediği halde hırsızlık ettin
diyorlar. Bundan dolayı ben de: Allah'ım beni onun gibi yap, dedim. "
Diğer tahric: Buhari,
3436, 2482
AÇIKLAMA: "Beşikte
üç kişiden başkası konuşmamıştır." Böyle deyip onları zikretti.
Bunlar arasında ise
sihirbaz ve rahip ile ilgili hadiste kadın ile birlikteki küçük çocuk Müslim'in
Sahihi'nin son taraflarında zikredilmiş ashab-ı uhdud kıssası sözkonusu
edilmemiştir. Bunun cevabı şöyledir: Orada sözü geçen çocuk beşikte değildi.
Beşikteki bir çocuktan -yaşça küçük olsa dahi- daha büyüktü.
"Güzelliği örnek
gösterilen bir fahişe" yani eşsiz güzellikte olması dolayısı ile örnek
gösterilen demektir.
"Ey çocuk, baban
kimdir, dedi. O: Filan çobandır, dedi." Zina eden kimseye zinadan doğma
çocuğu nesebi itibari ile katılmaz denilebilir. Buna iki şekilde cevap verilir:
Birinci cevap: Muhtemeldir ki onların şeriatlerinde nesebine katılabiliyordu.
İkinci cevap: Bundan
kasıt sen kimin suyundansın diye öğrenmektir. Bu durumda mecaz yolu ile ona
baba denilmiş olur.
"Dinç / güçlü ve
güzel görünümlü bir at üzerinde bir adam geçti. " Fe harfi ile
"farihe" güçlü, gayretli, çalışkan demektir. Şare ise görünüş ve
kılık kıyafet demektir.
"İşte orada
karşılıklı konuşmaya başladılar. Annesi; boğazı ağrıyasıca, dedi."
Karşılıklı konuşmalarının anlamı şudur: Anne süt emen yavrusuna dönüp onunla
konuşmaya başladı. Bundan önce ise onu konuşabilecek durumda görmüyordu.
Kendisi defalarca konuşunca onun kendisi ile konuşulabilecek birisi olduğunu
anladı, ona sordu ve ona cevap verdi. "Halka:
Boğazı ağrıyasıca"
ile ilgili açıklamalar daha önce Hacc Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.
Hırsızlık yapmadığı
halde hırsızlık yaptığını söyledikleri kız hakkında ''Allah'ım beni onun gibi
kıl" demesi ise Allah'ım bu kız masiyetlerden kurtulmuş birisi olduğu gibi
beni de masiyetlerden kurtulmuş kıl anlamındadır. Yoksa işlemediği, uzak
bulunduğu bir batıla nisbet edilip onu yaptığının söylenmesi bakımından onun
gibi kılınması kastedilmemiştir.
Cureyc'in bu hadisinden
pek çok hüküm anlaşılır:
1. Anne babaya karşı iyi
davranmanın büyüklüğü ve anne hakkının mü-
ekked ve vurgulu oluşu
2. Annenin duası
makbuldür.
3. Farklı işler birbirleri
ile çatışacak olursa en önemlilerinden başlanır.
4. Şanı yüce Allah,
gerçek dostlarının zorlu ve şiddetli hallerle sınanmaları durumunda çoğunlukla
onlara bir çıkış yolu gösterir. Nitekim yüce Allah:
''Allah'tan kim korkarsa
onun için bir çıkış yolu var eder" (Talak, 2) buyurmaktadır. Bazen
hallerinde bir fazlalık ve onları daha da arındırmak için kimi zamanlarda
onların üzerindeki zorluklar fazlası ile görülür. Bu da onlar için bir
lütufdur.
5. Önemli hususlar için
dua edileceği zaman namaz kılmak maksadı ile abdest almak müstehaptır.
6. Abdest bizden
öncekilerin şeriatinde biliniyordu. Bu hadisin Buhari'deki rivayetinde
"abdest aldı ve namaz kıldı" ifadesi Sabittir. Kadı İyaz bazı ilim
adamlarından abdestin bu ümmete has olduğunu ileri sürmüş olduğunu
nakletmektedir.
7. Evliyaların
kerametleri isbat edilmektedir. Bu da mutezileye hilafen ehl-i sünnetin kabul
ettiği bir husustur.
8. Evliyaların
kerametleri bazen kendilerinin seçimi ve isteği ile ortaya çıkabilir. Mezhebimize
mensub kelamcılar nezdinde sahih olan görüş budur. Onlardan onların tercih ve
istekleri ile keramet meydana gelmez diyenler de vardır.
9. Kerametler bütün
türleri ile olağanüstü bir surette ortaya çıkabilir.
Ama bazıları bunu kabul
etmeyerek kerametin duanın kabul edilmesi ve buna benzer hususlar ile ilgili
özel olduğunu kabul etmişlerdir. Ama böyle diyenlerin bu kanaati yanlıştır.
Vakıayı da inkar etmektir. Aksine doğru olan kerametin maddi şeyleri
değiştirmek ve bulunmayan bir şeyi hazır etmek ve benzeri suretlerle de
olabilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: