SAHİH-İ MÜSLİM

SAHABE

 

52- ASHAB-I KİRAM'IN, SONRA ONLARDAN SONRA GELECEKLERİN, SONRA ONLARDAN SONRA GELECEKLERİN FAZİLETİ BABI

 

6414-208/1- Bize Ebu Hayseme Zuheyr b. Harb ve Ahmed b. Abde ed-Dabbi -lafız Zuheyr'e ait olmak üzere7 tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis edip dedi ki: O Amr'ın ve Cabir'in, Ebu Said el-Hudri'den diye haber verdiklerini dinlemiştir. Onlar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ümmetimin üzerine öyle bir zaman gelecek ki insanlardan bir cemaat gazaya gidecek, onlara: Aranızda Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'i gören var mı denilecek. Onlar evet diyecekler. Sonra onlara fetih nasib olacak. Sonra yine insanlardan bir cemaat gazaya çıkacak. Kendilerine: Aranızda Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arkadaşlık eden kimseleri gören kimseler var mı denilecek. Onlar evet diyecekler. Onlara da fetih nasib olacak. Sonra insanlardan bir cemaat yine gazaya çıkacak. Onlara: Aranızda Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arkadaşlık eden kimseleri görmüş kimseler var mı denilecek. Onlar evet diyecekler. Onlara da fetih nasib olacak. "

 

Diğer tahric: Buhari, 2897, 3594, 3649

 

 

 

6415-209/2- Bana Said b. Yahya b. Said el-Umevi tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize İbn Cureyc, Ebu Zubeyr’DEN tahdis etti. O Cabir’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Said el-Hudri şunu söyledi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İnsanlar azerine öyle bir zaman gelecek ki aralarından bir askeri birlik gönderilecek. Ve: Bir bakın aranızda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından kimseyi bulabilecek misiniz diyecekler. Böyle bir adam bulunacak ve o adam için kendilerine fetih nasib olacak. Sonra ikinci bir birlik gönderilecek, yine: Aranızda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'in ashabını gören kimse{ler) var mı diyecekler. Yine onun için kendilerine fetih nasib olacak. Sonra üçüncü bir birlik gönderilecek. Yine: Bir bakın aralarında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabını gören kimse (ler) görebilecek misiniz denilecek. Bundan sonra dördüncü birlik gönderilecek ve: Bir bakın, aralarında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'in ashabından birisini görmüş olanı görmüş bir kimse var mı denilecek. Böyle bir adam bulunacak ve onun için kendilerine fetih nasib olacak. "

 

 

 

6416-210/3- Bize Kuteybe b. Said ve Hennad b. es-Sem tahdis edip dedi ki: Bize Ebu'l-Ahvas, Mansur’DAN tahdis etti, o İbrahim b. Yezid'den, o Abide es-Selmani'den, o Abdullah’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetimin hayırlıları hemen benimle birlikte olan kuşaktır. Sonra onlardan sonra gelecekler, sonra onlardan sonra geleceklerdir. Daha sonra ise onlardan birisinin şahitliği yemininden yemini de şahitliğinden önce gelecek bir kavim gelecektir." Burada hadisinde "karn: kuşak" lafzını zikretmedi. Kuteybe de: "Sonra öyle kavimler gelecektir ki ... ", dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 2652, 3651, 6429, 6658; Tirmizi, 3859, İbn Mace, 2362

 

 

 

6417-611/4- Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim el-Hanzali tahdis etti. İshak: Bize Cerir, Mansur’DAN haber verdi derken, Osman tahdis etti, dedi. O İbrahim'den, o Abide'den, o Abdullah'dan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Hangi insanlar daha hayırlıdır diye soruldu. O: "Benim kuşağı m, sonra onlardan gelenler, sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan birisinin şahitliği yemininden önce yemini şahitliğinden önce gerçekleşen bir kavim gelecektir" buyurdu.

 

İbrahim dedi ki: Bundan dolayı biz henüz küçükken ahitleşmeyi ve şahitliklerde bulunmayı bize yasaklıyorlardı, dedi. 

 

 

 

6418- .. ./5- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Abdurrahman tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti, (Şu'be ile) ikisi Mansur'dan Ebu'l-Ahvas ve Cerir'in isnadı ile onların hadisleri ile aynı manada rivayet etti ama ikisinin hadisinde: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e soruldu ibaresi yoktur.

 

 

 

6419-212/6- Bana Hasan b. Ali el-Hulvani de tahdis etti, bize Ezher b.

Sa'd es-Semman, İbn Avn'dan tahdis etti, o İbrahim'den, o Abide'den, o Abdullah'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İnsanların en hayırlıları benim kuşağımdır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenlerdir" üçüncüsünde mi dördüncüsünde mi şunu söylediğini bilmiyorum: "Onlardan sonra öyle bir kesim gelecek ki onların birinin şahitliği yemininden önce yemini de şahitliğinden önce olacak. "

 

 

 

6420-213/7- Bana Yakub b. İbrahim tahdis etti, bize Huşeym, Ebu Bişr’DEN tahdis etti. (H.) Bana İsmail b. Salim de tahdis etti, bize Huşeym haber verdi, bize Ebu Bişr, Abdullah b. Şakik'den haber verdi, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetimin hayırlılan aralarında gönderilmiş olduğum benim kuşağımdır. Sonra onlardan sonra gelecek olanlardır" buyurdu. Üçüncüsünü zikredip etmediğini en iyi bilen Allah'tır. "(Sonra) şişmanlığı seven ve şahitlik etmeleri istenmeden önce şahitlik eden bir kavim onların yerine geçecektir" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

6421- .. ./8- Bize Muhammed b. Beşşar tahdis etti, bize Muhammed b.

Cafer tahdis etti. (H.) Bana Ebu Bekr b. Nafi de tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti. (H.) Bana Haccac b. eş-Şair de tahdis etti, bize Ebu'lVelid tahdis etti, bize Ebu Avane tahdis etti, (Şu'be ile) ikisi Ebu Bişr'den bu isnad ile aynısını rivayet etti. Ancak Şu'be'nin hadisinde şu vardır: Ebu Hureyre: İki defa mı yoksa üç defa mı (dediğini) bilmiyorum, dedi.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (6414) "İnsanlardan bir cemaat gaza edeceklerdir." Buradaki "fİaM: cemaat" kesreli fe ve sonra hemze iledir. Cemaat ve topluluk demektir. Kadı Iyaz hemzesiz ve şeddesiz ye ile (fiyam) söylenişinin de olduğunu nakletmektedir. Bir diğer söyleyiş olarak da fe harfi fethalı olmak üzere (feyam)ı da Halil’DEN nakletmiştir. Meşhur olan- ise birincisidir.

 

Bu hadiste Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in birkaç mucizesi, ashabı kiramın, tabiinin ve onlardan sonra gelen etbau tabiinin fazileti de dile getirilmektedir. Burada "ba's: askeri birlik" ordu anlamındadır.

 

(6416) "Abide es-Selmani" de "Abide" isminde ayn harfi fethalıdır. esSelmani nisbetinde de lam harfi sakindir, Selmanoğullarına mensuptur.

 

(6422) "En hayırlınız benim kuşağımdır." Bir rivayette (6419) "İnsanların en hayırlıları benim kuşağımdır, sonra onlardan sonra gelenler. .. " buyurmaktadır. İlim adamları en hayırlı kuşağın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kuşağı olduğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Maksat ise O'nun ashabıdır. Ayrıca cumhurun kabul ettiği doğru kanaatin şu olduğunu kaydetmiş bulunuyoruz: Bir an dahi olsa Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'i görmüş olan her bir müslüman onun ashabındandır.

 

"İnsanların en hayırlısı" ifadesi umumi bir ifadedir. Kasıt ise kuşağın tamamıdır. Ama bu sahabinin nebilere -Allah'ın salat ve selamları onlara- üstün olmalarını gerektirmez. Tek tek kadınların da Meryem, Asiye ve diğerlerinden faziletli olmalarını da gerektirmez. Aksine maksat genel olarak kuşağın genel olarak bütün kuşaklardan üstün olduğunu anlatmaktır.

Kadı lyaz dedi ki: Burada karn: kuşaktan ne kastedildiği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Muğire, O'nun kuşağı ashabı ve hemen onlardan sonra gelen onların çocukları ve onların çocuklarının çocuklarıdır. Şehr ise O'nun kuşağı, onu gören bir göz kaldığı sürece devam eder, demiştir. İkinc karn ise O'nu göreni gören göz kaldığı sürece devam eder. Sonra da böyle sürüp gider, demiştir. Bir başkası ise şöyle demiştir: Karn (kuşak) bir süre içerisinde birlikte bulunan her bir tabakaya denilir. Bir diğer görüşe göre uzun ya da kısa olsun bir nebinin gönderildiği her bir süreye karn deniliyor. el-Harbi ise karnın yıl olarak miktarı hususundaki görüş ayrılıklarının on yıldan yüz yirmi yıla kadar değiştiğini sözkonusu ettikten sonra bunlar arasında açık herhangi bir görüş yoktur demektedir. Onun görüşüne göre karn helak olup da kendilerinden hiçbir kimsenin kalmadığı her bir ümmet (topluluk) dir.

Hasan ve başkaları ise: Karn yirmi yıldır derken Katade yetmiş, Nehai kırk yıldır, demiştir. Zürare b. Ebu Evfa ise yüz yirmi yıl, Abdulmelik b. Umeyr yüz yıl, demiştir. İbnu'l-A'rabi ise karn vakit demektir, demiştir. Kadı lyaz'ın bu husustaki nakilleri burada sona ermektedir.

Sahih olan ise Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in karnının ashabı kiram, ikincisinin tabiun, üçüncüsünün de onların tabileri olanlar (etbau tabiin) olduklarıdır.

 

(6416) "Sonra onlardan birinin şahitliğinin yemininden öne geçtiği yemininin de şahitliğinin önüne geçtiği bir topluluk gelecektir. " Bu, şahitlik etmekle birlikte yemin eden şahidi yergidir. Maliki mezhebine mensub kimi fukaha bunu şahitliği ile birlikte yemin edenin şahitliğinin kabul edilmeyeceğine delil göstermiştir. İlim adamlarının çoğunluğunun kanaatine göre ise şahitliği reddedilmez.

 

Hadisin anlamına gelince, hem yemin eder hem şahitlik eder. Bazı hallerde bu önce gelir, bazı hallerinde de öteki.

 

Diğer rivayette (6417) "onlardan birilerinin şahitliği ... öne geçer" denilmektedir. İbrahim'in:

"Bize ahitleşmeyi ve şahitlik yapmayı yasaklıyorlardı" sözü de hem yemin hem de şahitliği birlikte yapmayı yasaklıyorlardı demektir. Bir diğer açıklamaya göre Allah'ın ahdi üzere yemin etmeyi ya da Allah adına şahitlik ediyorum demeyi yasakladıkları kastedilmiştir.

(6419) "Daha sonra bunların arkasından öyle bir kavim gelecek ki..."

 

Nüshaların bir çoğunda: "yetehallefu: arkalarından gelecek" şeklinde bazılarında ise te harfi hazfedilerek "yahlifu" şeklindedir. Her ikisi de doğrudur. Yani onlardan sonra yerlerine öyle halefler gelecek ki ... demektir. Maksada gelince: Bunlar kötü haleflerdir. Dil bilginleri der ki: Half: halef başkasının yerine geçen demektir. Hayırlı bir şekilde geçen hakkında da şer (kötü) bir şekilde geçenler hakkında da kullanılır. Ama hayırlı halefler için lam harfi fethalı da sakin olarak da (halef ve half şekillerinde) söylenir, iki ayrı söyleyiştir, ama fethalı söyleyiş daha meşhur ve daha güzeldir. Şer hususunda ise cumhura göre sakin (half olarak) söylenir. Fethalı söyleyiş de nakledilmiş bulunmaktadır.

 

(6420) "Sonra şişmanlamayı seven ve şahitlik etmeleri istenmeden önce şahitlik eden bir kavim yerlerine gelecektir." Bir rivayette de (6422) ''Aralarında şişmçınlığın görüleceği bir kavim çıkacaktır" denilmektedir. Sin harfi fethalı "semaneh" şişmanlık demektir. İlim adamlarının çoğunluğu bu hadisin anlamı hakkında şu açıklamayı yapmışlardır: Burada şişmanlıktan kasıt fazla et toplamaktır. Yani bu hal onlar arasında çoğalacaktır. Yoksa hepsi şişman olacaklar anlamında değildir. Şişmanlığın yerilen olanı bunu özellikle elde etmek için yapılanıdır. Ama hilkatinde bu vasıf olan kimse bunun kapsamına girmez. Bunu kendisi sağlayan kişi ise mutad olandan fazla çokça yiyip içen kimse demektir. Buradaki "şişmanlık" dan maksadın onların kendilerinde olmayan şeyleri çokça elde ettiklerini ve sahip bulunmadıkları şeref ve benzeri hususları iddia eden kimseler oldukları da söylenmiştir. Bununla çok mal toplamalarının kastedildiği de söylenmiştir.

 

"Şahitlik etmeleri istenmeden şahitlik ederler." Bu hadis, zahiri itibari ile "şahitlerin en hayırlısı şahitlik etmesi istenmeden önce şahitlik yapan kimsedir" şeklindeki diğer hadise muhalif görünmektedir. İlim adamları der ki: Bu iki hadis bir arada şöyle telif edilebilir: Öbür hadiste yergi bir insanın kendisinin bildiği bir hakkı hususunda bu hak sahibi şahitlik yapılmasını istemeden önce acele edip şahitlik yapan kimse hakkındadır. Övgü ise bir insan hakkında şahitlik edecek bir bilgisi bulunmakla birlikte o hak sahibinin bu hakkı konusunda bilgi sahibi olmadığı halde sözkonusudur. Böylelikle bunu hak sahibine istediği taktirde hakimin huzurunda bu hak ile ilgili olarak şahit tutması için haber verir. Karşılığı Allah'tan beklenen bir şahitlik (hisbe şehadeti) bulunan kimsenin durumu da bunun kapsamına girer. Hisbe şahitliği ise yüce Allah'ın hakları ile ilgili bir şahitliktir. Böyle bir kimse hakime gidip bu hak ile ilgili olarak şahitlik yapar. Bu da (bu davranışı ile) övülen bir kişidir. Ancak şahitlik bir had ile ilgili olup onu gizlemesinin masIahat olduğunu görmesi hali müstesnadır.

 

Bu iki hadisin birbirleri ile cem ve telif edilmesine dair sözünü ettiğimiz bu açıklamabizim, mezhep alimlerimizin, Malik'in ve ilim adamlarınınbüyük çoğunluğunun benimsediği kanaattir. Doğrusu da budur.

 

Bununla ilgili olarak zayıf bazı görüşler de ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden birisi kayıtsız ve şartsız olarak bu şekilde şahitlik yapanın yerildiği ve şahitlik yapanı öven hadisi bir kenara bırakan kişinin görüşüdür. Bir diğer görüş ise bunu yalan şahitlik olarak yorumlayanların görüşüdür. Bir diğer zayıf görüş ise bunu hadler ile ilgili şehadet hakkında kabul edenlerin kanaatidir. Bütün bu görüşler de tutarsızdır.

 

Abdullah b. Şubrume bu hadisi, şahitlik etmesi istenmeden önce ikrara dair şahitlikte bulunmanın kabul olunmayacağı hususundaki kanaatin lehine bir delil olarak göstermiştir. Bizim ve cumhurun bu husustaki kanaati ise böyle bir şahitliğin kabul edileceği şeklindedir.

 

 

 

 

6422-214/9- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar birlikte Gunder’DEN tahdis etti. İbnu'l-Müsenna dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti, ben Ebu Cemre'yi dinledim. Bana Zehdem b. Mudarrib tahdis etti, ben İmran b. Husayn'ı şöyle tahdis ederken dinledim: RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Şüphesiz en hayırlılarınız benim kuşağımdır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenlerdir. " İmran dedi ki: Ben, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi kuşağından sonra (onlardan sonra gelenleri) iki defa mı yoksa üç defa mı söylediğini bilmiyorum. "Sonra da bunlardan sonra şahitlik etmeleri istenmediği halde şahitlik eden, hainlik eden fakat kendilerine güvenilmeyen, adak aday ip gereğini yerine getirmeyen ve aralarında şişmanlığın ortaya çıkacağı kimseler gelecektir. "

 

Diğer tahric: Buhari, 2651, 3650, 6428, 6695; Nesai, 3818

 

 

 

6423- .. ./10- Bana Muhammed b. Hatim tahdis etti, bize Yahya b. Said tahdis etti. (H.) Bize Abdurrahman b. Bişr el-Adevi de tahdis etti, bize Behz tahdis etti. (H.) Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Şebabe tahdis etti, hepsi Şu' be’DEN bu isnad ile rivayet etti. Onların hadisinde şöyle denilmektedir: Kendi kuşağından sonra iki kuşak mı yoksa üç mü söylediğini bilmiyorum.

 

Şebabe hadisinde de şöyle demiştir: Ben Zehdem b. Mudarrib'i dinledim. O sırada bir ihtiyacı için bir at üzerinde bana gelmişti. Bana tahdis ettiğine göre o İmran b. Husayn'l. .. dinlemiştir.

 

Yahya ve Şebabe'nin hadisi rivayetlerinde ise: ''Adak adarlar ve onu yerine getitmezler" (onu yerine getirmezler anlamındaki fiili "vela yefune şeklinde''''söyledi. Behz'in hadisinde ise İbn Cafer'in, dediği gibi "yulune" şeklindedir.

 

 

 

6424-215/11- Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Abdulmelik elUmevi de tahdis edip dedi ki: Bize Avane tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muaz b. Hişam tahdis etti, bana babam tahdis etti, (Ebu Avane ile) ikisi Katade'den, o Zürare b. Evfa'dan rivayet etti, o İmran b. Husayn'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet etti: "Bu ümmetin en hayırlıları aralarında (peygamber olarak) gönderildiğim kuşaktır, sonra onlardan sonra gelenler." Ebu Avane hadisinde şu ziyade vardır: Üçüncüsünü zikretti mi etmedi mi Allah en iyi bilendir diyerek Zehdem'in İmran'dan hadisini aynı şekilde rivayet etti. Hişam'ın Katade'den hadisinde de: "Yemin etmeleri istenmeden de yemin ederler" ibaresini ziyade olarak zikretti.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4657; Tirmizi, 2222

 

AÇIKLAMA:          (6422) "Hainlik ederler ve onlara güvenilmez." "Onlara güvenilmez" anlamındaki vela yuttemenune" lafzı nüshaların bir çoğunda nun harfi şeddeli olarak "yetemennevne" diye kaydedilmiş olmakla birlikte bazılarında da "yu'temenune" şeklindedir. Bu da onlar beraberinde eminlik, güvenilirlik kalmayacak şekilde açık bir surette hainlik ederler demektir.

 

Bu ise bir defalığına pek önemsenmeyen bir hususta hainlik eden kimsenin halinden farklıdır. Onun hainlik ettiği söylenebilse de bazı durumlarda bundan dolayı eminlik çerçevesinin dışına çıkmaz.

 

''Adak adarlar ve onu yerine getirmezler." "Yurune, yerine getirirler" fiili bir rivayette "yerune" şeklindedir, her ikisi de doğrudur. Çünkü fiil, vefa ve evfa olarak kullanılır.

Hadisten, adağın gereğinin yerine getirilmesinin vacip olduğu hükmü anlaşılmaktadır. O ise görüş ayrılığı sözkonusu olmamak üzere vaciptir. Daha önce ilgili babında baştan adakta bulunmak nehyedilmiş ise de.

 

Bu hadislerde nübüvvetin bir takım delilleri ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in açık bir mucizesi vardır. Çünkü haber verdiği bütün bu hususlar haber verdiği şekilde gerçekleşmiştir.

 

"Ebu Cemre'yi şöyle derken dinledim: Bana Zehdem b. Mudarrib tahdis etti." Ebu Cemre'nin adı Nasr b. İmran'dır. Buna dair açıklama daha önce İman Kitabı'nda Abdulkayslılar heyeti ile ilgili hadiste ve daha başka birkaç yerde geçmiş bulunmaktadır. Burada onun kastedildiğinde görüş ayrılığı yoktur. "Zehdem" isminde ze fethalı, he sakin, sonra fethalı bir dal iledir. "Mudarrib" isminde mim ötreli, dat fethalı, şeddeli ve de kesrelidir.

 

 

 

 

6425-216/12- Bize -Lafız kendisine ait olmak üzere- Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Şuca' b. Mahled tahdis edip dediler ki: Bize Huseyn -ki o, İbn Ali el-Cu'fi'dir- Zaide'den tahdis etti. O, Süddi'den, o Abdullah el-Behi'den, o Aişe’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: İnsanların hayırlıları kimlerdir, diye sordu. O: ''Aralarında bulunduğum kuşaktır, sonra ikincisidir, sonra da üçüncüsüdür" buyurdu.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "es-Süddi'den, o Abdullah el-Behi'den, o Aişe'den" buradaki "el-Behi" nisbetinde be harfi fethalı he kesrelidir. Bu isnad da Darakutni'nin istidrakte bulunduğu isnadlardan olup şöyle demiştir: el-Behi ancak Urve'den, o Aişe'den diye rivayet etmiştir.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Hadis alimleri onun Aişe’DEN rivayetinin sahih olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Buhari de onun Aişe’DEN rivayetini zikretmiş bulunmaktadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

53- RASÜLULLAH (S.A.V.)'İN "YÜZ SENE GEÇTİMİ BUGÜN YERYÜZÜNDE BULUNAN CANLlLARDAN KİMSE KALMAYACAKTIR" BUYRUĞU BABI