SAHİH-İ MÜSLİM |
SAHABE |
41- CAFER BİN EBİ TALİB,
ESMA BİNT-İ UMEYS VE ONLARLA BİRLİKTE GEMİDE GELENLERİN (R.A.) BAZI FAZİLETLERİ
BABI
6360-169/1- Bize Abdullah b. Berrad el-Eş'an ve Muhammed b. elAla
el-Hemdanı tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Usame tahdis etti, bana Bureyd, Ebu
Burde’DEN tahdis etti, o Ebu Musa’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in peygamber olarak çıkışını biz Medine'de iken
haber aldık. Bunun üzerine ben ve iki kardeşim ile birlikte O'na hicret etmek
maksadıyla çıktık. Bu iki kardeşimden daha küçük ben idim. Diğer kardeşimin
biri Ebu Burde diğeri Ebu Rumh idi. -(ravi, dedi ki) kavmimden ya elli küsür ya
elli üç ya elli iki kişi idik, dedi- bir gemiye bindik. Gemimiz bizi
Habeşistan'a Necaşi'nin yanına sürükleyip bıraktı. Onun yanında Cafer b. Ebu
Talib ve arkadaşlarına da rastladık. Cafer: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bizi buraya gönderdi ve burada kalmamızı emir buyurdu. Siz de bizimle
birlikte kalın deyince biz de onunla birlikte hep birlikte gemi ile dönünceye
kadar kaldık. Gelişimiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Hayber'i
feth ettiği zamana rastladı. Bize de (ganimetten) pay verdi. -Yahut da ondan
bize de verdi, dedi- ama Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi ile
birlikte fetihe katılanlar dışında Hayber fethine katılmayan kimseye bir şey
vermedi. Ancak Cafer ve arkadaşları ile beraber bizim gemimizde olanlara fethe
katılanlarla birlikte pay verdi. Bundan dolayı bazı kimseler bize -yani gemi
ile gelenlerebiz sizden önce hicret etmiştik derdi.
(Ebu Musa) dedi ki:
Bizimle birlikte gemide gelenlerden birisi olan Umeys kızı Esma, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Hafsa'yı ziyaret etmek üzere yanına
girdi. Kendisi de Necaşi'nin yanına hicret edenlerden birisi idi. Esma yanında
bulunuyorken Ömer de Hafsa'nınyanına girdi. Ömer Esma'yı görünce: Bu kimdir,
dedi. Hafsa: Umeys kızı Esma' dır, dedi. Ömer: Bu o Habeşli olan mı, bu deniz
yolu ile gelen mi, dedi. Esma: Evet, dedi. Ömer: Biz sizden önce hicret ettik
dolayısı ile size göre biz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında
daha bir hak sahibiyiz, dedi. Esma kızdı ve yalan söyledin ey Ömer! asla,
vallahi siz, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte idiniz.
Açınızı doyuruyor, cahilinize öğüt veriyordu. Biz ise öyle bir yurtta -yahut
yerde idik ki Habeşistanda uzak ve kendilerine buğzedilen kimselerdik. Bu
halimiz ıse Allah yolunda ıdı, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ugrunda
idi. Allah'a yemin ederim söylediklerini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e aktarınadıkça ne bir şey yerim ne bir şey içerim. Biz orada eziyete
maruz kalıyor idik, korkutuluyorduk. Bunları Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e söyleyeceğim ve soracağım. Allah'a yemin ederim ne yalan söylerim ne
de (haktan) yan çizerim. Böyle bir maksadım da olmayacaktır, dedi.
Ebu Musa dedi ki: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince Esma: Ey Allah'ın Nebisi! Ömer şöyle
şöyle dedi diye söylediklerini aktardı. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "O size göre beni daha çok hak etmez. Onun ve onun
durumundaki arkadaşlarının bir tek hicreti varken siz gemi ile gelenlerin iki
hicreti vardır" buyurdu.
Esma dedi ki: Yemin
ederim Ebu Musa'nın da diğer gemidekilerin de arka arkaya gelerek bana bu
hadisi sorduklarını gördüm. Dünyada kendilerini Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in onlar hakkında söylediklerinden daha çok sevindiren ve
kendilerine göre bundan daha büyük hiçbir şey yoktu.
Ebu Burde dedi ki: Esma
dedi ki: Andolsun Ebu Musa'nın bu hadisi benden tekrar tekrar nakletmemi
istediğini gördüm.
Diğer tahric: Buhari,
3136, 3876, 4230
AÇIKLAMA: "Ben
ve -en küçükleri ben olduğum- iki kardeşim" ibare nüshalarda bu şekilde
"asgaruhuma: en küçükleri" kipi tesniye olarak kaydedilmiştir. Uygun
şekil ise: "Asgaru minhuma: ikisinden daha küçük" şeklinde olmalıdır.
"Bize pay ayırdı
yahut ondan bize de verdi." Bu vermesi ganimet alanların rızası ile olduğu
şeklinde yorumlanır. Nitekim Buhari'nin Sahihi'nde bunu destekleyen ifadeler de
yer almıştır. Beyhaki'nin rivayetinde ise açıkça Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in müslümanlarla konuşması üzerine kendi paylarına onları ortak
ettikleri açıkça ifade edilmektedir.
Ömer (radıyallahu
anh)'a: "Yalan söyledin" sözü hata ettin anlamındadır.
Çünkü araplar hata
etti" anlamında "yalan söyledi" ifadesini kullanırlar.
"Biz öyle bir
yurtta idik ki uzaklaştırılmış ve nefret edilen kimselerdik."
İlim adamları şu
açıklamayı yapmışlardır: Neseb itibari ile uzak bulunan kimselerdik, dinleri
itibari ile de kendilerine buğzedilen kimselerdik. Çünkü Necaşi dışında
Habeşliler kafirdi. Kendisi de İslamını kavminden gizliyor ve onlara müslüman
olmadığını gösteriyordu. Bana peyderpey geliyorlar" buradaki "ersalen:
peyderpey, kısım kısım" kelimesinde hemze fethalıdır. Bir grup gidiyor,
ondan sonra bir başkası geliyor demektir. Nitekim "evrede ibilehu
ersalen" gruplar halinde arka arkaya onları gönderdi derken
"iraken" denilirse topluca gönderdi demek olur. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
42- SELMAN, SUHAYB
VE BİLAL (R.A.)'IN BAZI FAZİLETLERİ BABI