SAHİH-İ MÜSLİM

SAHABE

 

41 - باب من فضائل جعفر بن أبي طالب، وأسماء بنت عميس، وأهل سفينتهم، رضي الله عنهم

41- CAFER BİN EBİ TALİB, ESMA BİNT-İ UMEYS VE ONLARLA BİRLİKTE GEMİDE GELENLERİN (R.A.) BAZI FAZİLETLERİ BABI

 

169 - (2502) حدثنا عبدالله بن براد الأشعري ومحمد بن العلاء الهمداني. قالا: حدثنا أبو أسامة. حدثني بريد عن أبي بردة، عن أبي موسى. قال:

 بلغنا مخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم ونحن باليمن. فخرجنا مهاجرين إليه. أنا وأخوان لي. أنا أصغرهما. أحدهما أبو بردة والآخر أبو رهم. - إما قال بضعا وإما قال ثلاثة وخمسين أو اثنين وخمسين رجلا من قومي - قال فركبنا سفينة. فألقتنا سفينتنا إلى النجاشي بالحبشة. فوافقنا جعفر بن أبي طالب وأصحابه عنده. فقال جعفر: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم بعثنا ههنا. وأمرنا بالإقامة. فأقيموا معنا. فأقمنا معه حتى قدمنا جميعا. قال فوافقنا رسول الله صلى الله عليه وسلم حين افتتح خيبر. فأسهم لنا، أو قال أعطانا منها. وما قسم لأحد غاب عن فتح خيبر منها شيئا. إلا لمن شهد معه. إلا لأصحاب سفينتنا مع جعفر وأصحابه. قسم لهم معهم. قال فكان ناس من الناس يقولون لنا - يعني لأهل السفينة -: نحن سبقناكم بالهجرة.

 

6360-169/1- Bize Abdullah b. Berrad el-Eş'an ve Muhammed b. elAla el-Hemdanı tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Usame tahdis etti, bana Bureyd, Ebu Burde’DEN tahdis etti, o Ebu Musa’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in peygamber olarak çıkışını biz Medine'de iken haber aldık. Bunun üzerine ben ve iki kardeşim ile birlikte O'na hicret etmek maksadıyla çıktık. Bu iki kardeşimden daha küçük ben idim. Diğer kardeşimin biri Ebu Burde diğeri Ebu Rumh idi. -(ravi, dedi ki) kavmimden ya elli küsür ya elli üç ya elli iki kişi idik, dedi- bir gemiye bindik. Gemimiz bizi Habeşistan'a Necaşi'nin yanına sürükleyip bıraktı. Onun yanında Cafer b. Ebu Talib ve arkadaşlarına da rastladık. Cafer: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi buraya gönderdi ve burada kalmamızı emir buyurdu. Siz de bizimle birlikte kalın deyince biz de onunla birlikte hep birlikte gemi ile dönünceye kadar kaldık. Gelişimiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Hayber'i feth ettiği zamana rastladı. Bize de (ganimetten) pay verdi. -Yahut da ondan bize de verdi, dedi- ama Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi ile birlikte fetihe katılanlar dışında Hayber fethine katılmayan kimseye bir şey vermedi. Ancak Cafer ve arkadaşları ile beraber bizim gemimizde olanlara fethe katılanlarla birlikte pay verdi. Bundan dolayı bazı kimseler bize -yani gemi ile gelenlerebiz sizden önce hicret etmiştik derdi.

 

 

(2503)قال:فدخلت أسماء بنت عميس، وهي ممن قدم معنا، على حفصة زوج النبي صلى الله عليه وسلم زائرة. وقد كانت هاجرت إلى النجاشي فيمن هاجر إليه. فدخل عمر على حفصة، وأسماء عندها. فقال عمر حين رأى أسماء: من هذه؟ قالت: أسماء بنت عميس. قال عمر: الحبشية هذه؟ البحرية هذه؟ فقالت أسماء: نعم. فقال عمر: سبقناكم بالهجرة. فنحن أحق برسول الله صلى الله عليه وسلم منكم. فغضبت. وقالت كلمة: كذبت. يا عمر! كلا. والله! كنتم مع رسول الله صلى الله عليه وسلم يطعم جائعكم، ويعظ جاهلكم. وكنا في دار، أو في أرض، البعداء البغضاء في الحبشة. وذلك في الله وفي رسوله. وايم الله! لا أطعم طعاما ولا أشرب شرابا حتى أذكر ما قلت لرسول الله صلى الله عليه وسلم. ونحن كنا نؤذى ونخاف. وسأذكر ذلك لرسول الله صلى الله عليه وسلم وأسأله. ووالله! لا أكذب ولا أزيغ ولا أريد على ذلك. قال فلما جاء النبي صلى الله عليه وسلم قالت: يا نبي الله! إن عمر قال كذا وكذا. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ليس بأحق بي منكم. وله ولأصحابه هجرة واحدة. ولكم أنتم، أهل السفينة، هجرتان".

قالت: فلقد رأيت أبا موسى وأصحاب السفينة يأتوني أرسالا. يسألوني عن هذا الحديث. ما من الدنيا شيء هم به أفرح ولا أعظم في أنفسهم مما قال لهم رسول الله صلى الله عليه وسلم.

قال أبو بردة: فقالت أسماء: فلقد رأيت أبا موسى، وإنه ليستعيد هذا الحديث مني.

 

(Ebu Musa) dedi ki: Bizimle birlikte gemide gelenlerden birisi olan Umeys kızı Esma, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Hafsa'yı ziyaret etmek üzere yanına girdi. Kendisi de Necaşi'nin yanına hicret edenlerden birisi idi. Esma yanında bulunuyorken Ömer de Hafsa'nınyanına girdi. Ömer Esma'yı görünce: Bu kimdir, dedi. Hafsa: Umeys kızı Esma' dır, dedi. Ömer: Bu o Habeşli olan mı, bu deniz yolu ile gelen mi, dedi. Esma: Evet, dedi. Ömer: Biz sizden önce hicret ettik dolayısı ile size göre biz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında daha bir hak sahibiyiz, dedi. Esma kızdı ve yalan söyledin ey Ömer! asla, vallahi siz, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte idiniz. Açınızı doyuruyor, cahilinize öğüt veriyordu. Biz ise öyle bir yurtta -yahut yerde idik ki Habeşistanda uzak ve kendilerine buğzedilen kimselerdik. Bu halimiz ıse Allah yolunda ıdı, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ugrunda idi. Allah'a yemin ederim söylediklerini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e aktarınadıkça ne bir şey yerim ne bir şey içerim. Biz orada eziyete maruz kalıyor idik, korkutuluyorduk. Bunları Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söyleyeceğim ve soracağım. Allah'a yemin ederim ne yalan söylerim ne de (haktan) yan çizerim. Böyle bir maksadım da olmayacaktır, dedi.

 

Ebu Musa dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelince Esma: Ey Allah'ın Nebisi! Ömer şöyle şöyle dedi diye söylediklerini aktardı. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O size göre beni daha çok hak etmez. Onun ve onun durumundaki arkadaşlarının bir tek hicreti varken siz gemi ile gelenlerin iki hicreti vardır" buyurdu.

 

Esma dedi ki: Yemin ederim Ebu Musa'nın da diğer gemidekilerin de arka arkaya gelerek bana bu hadisi sorduklarını gördüm. Dünyada kendilerini Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onlar hakkında söylediklerinden daha çok sevindiren ve kendilerine göre bundan daha büyük hiçbir şey yoktu.

 

Ebu Burde dedi ki: Esma dedi ki: Andolsun Ebu Musa'nın bu hadisi benden tekrar tekrar nakletmemi istediğini gördüm.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 3136, 3876, 4230

 

AÇIKLAMA:          "Ben ve -en küçükleri ben olduğum- iki kardeşim" ibare nüshalarda bu şekilde "asgaruhuma: en küçükleri" kipi tesniye olarak kaydedilmiştir. Uygun şekil ise: "Asgaru minhuma: ikisinden daha küçük" şeklinde olmalıdır.

 

"Bize pay ayırdı yahut ondan bize de verdi." Bu vermesi ganimet alanların rızası ile olduğu şeklinde yorumlanır. Nitekim Buhari'nin Sahihi'nde bunu destekleyen ifadeler de yer almıştır. Beyhaki'nin rivayetinde ise açıkça Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in müslümanlarla konuşması üzerine kendi paylarına onları ortak ettikleri açıkça ifade edilmektedir.

Ömer (radıyallahu anh)'a: "Yalan söyledin" sözü hata ettin anlamındadır.

 

Çünkü araplar hata etti" anlamında "yalan söyledi" ifadesini kullanırlar.

 

"Biz öyle bir yurtta idik ki uzaklaştırılmış ve nefret edilen kimselerdik."

 

İlim adamları şu açıklamayı yapmışlardır: Neseb itibari ile uzak bulunan kimselerdik, dinleri itibari ile de kendilerine buğzedilen kimselerdik. Çünkü Necaşi dışında Habeşliler kafirdi. Kendisi de İslamını kavminden gizliyor ve onlara müslüman olmadığını gösteriyordu. Bana peyderpey geliyorlar" buradaki "ersalen: peyderpey, kısım kısım" kelimesinde hemze fethalıdır. Bir grup gidiyor, ondan sonra bir başkası geliyor demektir. Nitekim "evrede ibilehu ersalen" gruplar halinde arka arkaya onları gönderdi derken "iraken" denilirse topluca gönderdi demek olur. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

42- SELMAN, SUHAYB VE BİLAL (R.A.)'IN BAZI FAZİLETLERİ BABI