SAHİH-İ MÜSLİM

SAHABE

 

35 - باب من فضائل أبي هريرة الدوسي، رضي الله عنه

35- EBU HUREYRE ED-DEVSİ (R.A.)'IN BAZI FAZİLETLERİ BABI

 

158 - (2491) حدثنا عمرو الناقد. حدثنا عمر بن يونس اليمامي. حدثنا عكرمة بن عمار عن أبي كثير، يزيد بن عبدالرحمن. حدثني أبو هريرة قال:

 كنت أدعو أمي إلى الإسلام وهي مشركة. فدعوتها يوما فأسمعتني في رسول الله صلى الله عليه وسلم ما أكره. فأتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم وأنا أبكي. قلت: يا رسول الله! إني كنت أدعو أمي إلى الإسلام فتأبى علي. فدعوتها اليوم فأسمعتني فيك ما أكره. فادع الله أن يهدي أم أبي هريرة. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اللهم! اهد أم أبي هريرة" فخرجت مستبشرا بدعوة نبي الله صلى الله عليه وسلم. فلما جئت فصرت إلى الباب. فإذا هو مجاف. فسمعت أمي خشف قدمي. فقالت: مكانك! يا أبا هريرة! وسمعت خضخضة الماء. قال فاغتسلت ولبست درعها وعجلت عن خمارها. ففتحت الباب. ثم قالت: يا أبا هريرة! أشهد أن لا إله إلا الله، وأشهد أن محمدا عبده ورسوله. قال فرجعت إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، فأتيته وأنا أبكي من الفرح. قال قلت: يا رسول الله! أبشر قد استجاب الله دعوتك وهدى أم أبي هريرة. فحمد الله وأثنى عليه وقال خيرا. قال قلت: يا رسول الله! ادع الله أن يحببني أنا وأمي إلى عبادة المؤمنين، ويحببهم إلينا. قال فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اللهم! حبب عبيدك هذا - يعني أبا هريرة - وأمه إلى عبادك المؤمنين. وحبب إليهم المؤمنين" فما خلق مؤمن يسمع بي، ولا يراني، إلا أحبني.

 

6346-158/1- Bize Amr en-Nakid tahdis etti....Ebu Hureyre tahdis edip dedi ki: Annemi müşrik iken ben İslam'a davet ederdim. Bir gün ona davette bulundum da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında bana hoşuma gitmeyecek sözler işittirdi. Bu sefer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ağlayarak gittim ve: Ey Allah'ın Resulü! Ben annemi İslam'a davet ediyordum, o benim davetimi kabul etmiyordu. Bu gün onu davet edince Senin hakkında hoşuma gitmeyecek sözler işittirdi. Allah'a dua et de Ebu Hureyre'nin annesine hidayet versin, dedim.

 

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ım! Ebu Hureyre'nin annesine hidayet ver" buyurdu. Ben de Allah'ın Nebisi'nin yaptığı dua sebebi ile sevinçle çıktım. Eve geldiğimde kapıya vardırİl. Kapının kapalı olduğunu gördüm. Annem ayak seslerimi işitince: Olduğun yerde kal ey Ebu Hureyre!, dedi. Bu arada su şarıltısını işittim. Annem yıkandı, elbisesini giyindi ve acele edip başörtüsünü aldı ve kapıyı açtıktan sonra şunları söyledi: Ey Ebu Hureyre! Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in de Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ederim.

 

Hemen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geri döndüm. Sevincimden ağlayarak yanına vardım. Ey Allah'ın Resulü! Müjde sana. Allah senin duanı kabul buyurdu, Ebu Hureyre'nin annesine hidayet verdi, dedim. O da Allah'a hamd ve senada bulundu ve hayırlı sözler söyledi.

 

Ben: Ey Allah'ın Resulü! Allah'a beni ve annemi mümin kullarına sevdirmesi, onları da bize sevdirmesi için dua et, dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ım -Ebu Hureyre'yi kastederek- bu kulcağızını ve onun annesini mümin kullarına sevdir, müminleri de onlara sevdir" buyurdu. Bundan dolayı ne kadar mümin yaratıldı ise beni işitip beni görürse mutlaka beni sevmiştir.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Kapıya vardım, kapı kapalı idi... Ayak seslerimi işitti." Ayaklarımın yerden çıkan seslerini işitti. "Su şırıltısı" suyun hareket halinde çıkardığı sesi demektir.

 

Bu hadiste, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in duasının hakkında dua edilen kişiler ile ilgili olarak derhal kabul edildiğini görüyoruz. Bu da O'nun nübüvvetinin alametlerindendir. Ayrıca hadisten, nimetlerin hasıl olmaları halinde Allah'a hamd ve sena etmenin müstehap olduğu anlaşılmaktadır.

 

 

 

159 - (2492) حدثنا قتيبة بن سعيد وأبو بكر بن أبي شيبة وزهير بن حرب. جميعا عن سفيان. قال زهير: حدثنا سفيان بن عيينة عن الزهري، عن الأعرج. قال: سمعت أبا هريرة يقول:

 إنكم تزعمون أن أبا هريرة يكثر الحديث عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. والله الموعد. كنت رجلا مسكينا. أخدم رسول الله صلى الله عليه وسلم على ملء بطني. وكان المهاجرون يشغلهم الصفق بالأسواق. وكانت الأنصار يشغلهم القيام على أموالهم. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "من يبسط ثوبه فلن ينسى شيئا سمعه مني" فبسطت ثوبي حتى قضى حديثه. ثم ضممته إلي. فما نسيت شيئا سمعته منه.

 

6347-159/2- Bize Kuteybe b. Said, Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Zuheyr b. Harb birlikte Süfyan'dan tahdis etti. Zuheyr dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Zühri'den tahdis etti, o Nrec'den şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Sizler Ebu Hureyre'nin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den çokça hadis rivayet ettiğini ileri sürüyorsunuz. Buluşacağımız yer Allah'ın huzuru olacaktır. Ben yoksul bir adamdım. Karıntokluğuma karşılık Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hizmet ederdim. Muhacirler çarşı pazarda alışverişle uğraşıyor, ensar ise mallarının başlarında meşgul oluyordu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Elbisesini yayan kesinlikle benden dinlemiş olduğu bir şeyi unutmayacaktır" buyurdu. Ben sözünü tamamlayıncaya kadar elbisemi yaydım. Sonra onu kendime doğru topladım. Bir daha da O'ndan işittiğim hiçbir şeyi unutmadım.

 

Diğer tahric: Buhari, 118, 2350, 7354; İbn Mace, 262

 

 

159-م - (2492) حدثني عبدالله بن جعفر بن يحيى بن خالد. أخبرنا معن. أخبرنا مالك. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر. كلاهما عن الزهري، عن الأعرج، عن أبي هريرة، بهذا الحديث. غير أن مالكا انتهى حديثه عند انقضاء قول أبي هريرة. ولم يذكر في حديثه الرواية عن النبي صلى الله عليه وسلم "من يبسط ثوبه" إلى آخره.

 

6348- .. ./3- Bana Abdullah b. Cafer b. Yahya b. Halid tahdis etti, bize Ma'n haber verdi, bize Malik haber verdi. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer haber verdi (Malik ile) ikisi Zühri'den, o Nrec'den, o Ebu Hureyre’DEN bu hadisi rivayet etti. Ancak Malik'in hadisi rivayeti Ebu Hureyre'nin sözünün bittiği yerde sona erdi. O hadisinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Kim elbisesini yayarsa ... " den itibaren sonuna kadar olan kısmı zikretmedi.

 

 

AÇIKLAMA:          (6347) "Karın tokluğu karşılığında Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hizmet ederdim." Yani O'nun yanından ayrıImam ve karnımı doyuracak kadarı ile yetinir. Ne bir zahire ne de başka bir şeyim olsun diye bir mal toplamaya kalkışmaz, gıdamdan fazlasını istemezdim. Maksat ise mübah yollardan temel gıdasını elde ettiği yere bakardı. Yoksa o ücretle hizmette bulunan birisi değildi.

 

"Ebu Hureyre'nin çokça hadis rivayet ettiğini söylüyorlar. Buluşacağımız yer Allah'ın huzuru olacaktır." Yani eğer ben kasten yalan söylemişsem beni hesaba çekeceği gibi hakkımda kötü zan besleyenleri de hesaba çekecektir.

 

"Çarşı pazarda alışveriş ile meşgul oluyorlardı.?' Buradaki "safk: alışveriş" bu işi arka arkaya yapmaktan kinayedir. Yani-alışveriş yapanlar birbirlerinin ellerine vuruyorlardı. Slik (çarşı-pazar) müennestir, müzekker de olabilir.

 

Pazara bu adın veriliş sebebi, insanların burada ayak üstünde dikilmelerin-

den dolayıdır. Bu hadiste, Ebu Hureyre'nin elbisesini yayması hususunda ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in açık birmucizesi görülmektedir.

 

 

 

160 - (2493) وحدثني حرملة بن يحيى التجيبي. أخبرنا ابن وهب أخبرني يونس عن ابن شهاب؛ أن عروة بن الزبير حدثه؛ أن عائشة قالت : ألا يعجبك أبو هريرة! جاء فجلس إلى جنب حجرتي. يحدث عن النبي صلى الله عليه وسلم. يسمعني ذلك. وكنت أسبح. فقام قبل أن أقضي سبحتي. ولو أدركته لرددت عليه: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم لم يكن يسرد الحديث كسردكم.

 

6349-160/4- Bana Harmele b. Yahya et-Tudbidetahdis etti, bize ıbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab’DAN haber verdiğine göre Urve b. ez-Zubeyr kendisine şunu tahdis etti: Aişe dedi ki: Ebu Hureyre'ye şaşmaz mısın? Geldi, hücremin yanına oturup Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den -bana işittirecek şekilde- hadis nakletmeye başladı. Ben ise (nafile) namaz kılıyordum. Namazımı bitirmeden önce kalkıp gitti. Eğer ona yetişmiş olsaydım kendisine: Şüphesiz ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizin ardı arkasına dizdiğiniz gibi hadisi dizmezdi diye karşılık verecektim.

 

 

(2429) قال ابن شهاب: وقال ابن المسيب؛

 إن أبا هريرة قال: يقولون: إن أبا هريرة قد أكثر. والله الموعد. ويقولون: ما بال المهاجرين والأنصار لا يتحدثون مثل أحاديثه؟ وسأخبركم عن ذلك: إن إخواني من الأنصار كان يشغلهم عمل أرضيهم. وإن إخواني من المهاجرين كان يشغلهم الصفق بالأسواق. وكنت ألزم رسول الله صلى الله عليه وسلم على ملء بطني. فأشهد إذا غابوا. وأحفظ إذا نسوا. ولقد قال رسول الله صلى الله عليه وسلم يوما "أيكم يبسط ثوبه فيأخذ من حديثي هذا، ثم يجمعه إلى صدره، فإنه لم ينسى شيئا سمعه" فبسطت بردة علي. حتى فرغ من حديثه. ثم جمعتها إلى صدري. فما نسيت بعد ذلك اليوم شيئا حدثني به. ولولا آيتان أنزلهما الله في كتابه ما حدثت شيئا أبدا: {إن الذين يكتمون ما أنزلنا من البينات والهدى} [2 /البقرة /159 و-160] إلى آخر الآيتين.

 

İbn Şihab dedi ki: İbnu'l-Müseyyeb dedi ki: Ebu Hureyre dedi ki: Ebu Hureyre (hadis rivayetini) oldukça çoğalttı diyorlar. Buluşacağımız yer Allah'ın huzuru olacaktır. Ayrıca onlar: Neden muhacirlerle ensar onun naklettiği hadislerin bir benzerini nakletmiyorlar diyorlar. Şimdi ben sana bunun neden olduğunu haber vereyim. Ensardan kardeşlerimi arazilerinde çalışmaları meşgul ediyordu. Muhacirlerden kardeşlerimi çarşı pazarlarda alışveriş uğraştırıyordu. Ben ise karnımı doyurmak karşılığında Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanından ayrılmıyordum. Bu sebeple onların hazır olmadıkları yerde ben bulunuyor, onların unuttuklarını ben bellemiş oluyordum. Andolsun bir gün Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hanginiz elbisesini yayacak da benim bu hadisimi alıp . sonra da elbisesini göğsüne doğru toplayacak olursa şüphesiz işittiği hiçbir şeyi unutmayacaktır" buyurdu. Ben de sırtımdaki bir cübbeyi serdim. Nihayet o hadisini bitirdi, sonra ben de cübbemi göğsüme doğru topladım. O günden sonra bana naklettiği hiçbir hadisi unutmadım. Ve eğer Allah'ın kitabında indirmiş olduğu şu iki ayet olmasaydı ebediyyen hiçbir şeyi tahdis etmezdim: "Muhakkak indirdiğimiz apaçık ayetlerimizi ve hidayeti... gizleyenler var ya" (Bakara, 159)'den itibaren bir sonraki ayetin sonuna kadar okudu.

 

 

Diğer tahric: İbn Şihab'ın Urve'den, onun Aişe'den rivayet ettiği hadisi Buhari, 3568; Ebu Davud, 3655; Ebu Hureyre'nin hadisini yalnızca Müslim rivayet etmiştir;

 

AÇIKLAMA:          "Ben (nafile) namaz kılıyordum. Namazımı bitirmeden önce kalktı."

 

Usebbihu: Nafile namaz kılıyordum demektir. Nafile namaza da sin harfi ötreli olarak "subha" denilir. Denildiğine göre burada maksat kuşluk namazıdır.

"Sizin ardı arkasına dizdiğiniz gibi hadisi dizmezdi." Çokça ve arka arkaya hadis buyurmazdı, demektir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

160-م - (2493) وحدثنا عبدالله بن عبدالرحمن الدارمي. أخبرنا أبو اليمان عن شعيب، عن الزهري. أخبرني سعيد بن المسيب وأبو سلمة بن عبدالرحمن؛ أن أبا هريرة قال: إنكم تقولون: إن أبا هريرة يكثر الحديث عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. بنحو حديثهم.

 

6350- .. ./5- Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Ofuimı de tahdis etti, bize Ebu'l-Yeman Şuayb’DEN haber verdi, o Zühri’DEN rivayet etti, bana Said b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın haber verdiğine göre Ebu Hureyre şöyle dedi: Gerçek şu ki siz: Ebu Hureyre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den çokça hadis rivayet ediyorsunuz deyip öncekilerin hadisine yakın olarak hadisi rivayet etti.

 

Diğer tahric: Buhari, 2047

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

36- BEDİR'E KATILANLAR (R.A.)'IN BAZI FAZİLETLERİ VE HATİB BİN EBİ BELTEA KISSASI BABI