SAHİH-İ MÜSLİM |
SAHABE |
16 - باب
من فضائل أم
سلمة، أم
المؤمنين،
رضي الله عنها
16- MU'MİNLERİN ANNESİ UM
SELEME (R.ANHA)'NIN FAZİLETLERİNİN BAZISINA DAİR BİR BAB
100 - (2451) حدثني
عبدالأعلى بن
حماد ومحمد بن
عبدالأعلى
القيسي.
كلاهما عن
المعتمر. قال
ابن حماد: حدثنا
معتمر بن
سليمان قال:
سمعت أبي.
حدثنا أبو عثمان
عن سلمان. قال:
لا
تكونن، إن
استطعت، أول
من يدخل السوق
ولا آخر من
يخرج منها. فإنها
معركة
الشيطان،
وبها ينصب
رايته.
قال:
وأنبئت أن
جبريل عليه
السلام أتى
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم وعنده أم
سلمة. قال
فجعل يتحدث ثم
قام. فقال نبي
الله صلى الله
عليه وسلم لأم
سلمة "من هذا
؟" أو كما قال.
قالت: هذا دحية.
قال فقالت أم
سلمة: ايم
الله! ما حسبته
إلا إياه. حتى
سمعت خطبة نبي
الله صلى الله
عليه وسلم
يخبر خبرنا.
أو كما قال.
قال فقلت لأبي
عثمان: ممن
سمعت هذا ؟
قال: من أسامة
بن زيد.
6265-100/1- Bana
Abdula'la b. Hammad ve Muhammed b. Abdula'la el-Kaysi ikisi Mu'temir’DEN tahdis
etti. İbn Hammad dedi ki: Bize Mu'temir b. Süleyman tahdis edip dedi ki: Babamı
(şöyle derken) dinledim: Bize Ebu Osman, Selman’DAN şöyle dediğini tahdis etti:
Eğer gücün yeterse pazara ilk giren ve oradan ilk çıkan kişi sen olma. Çünkü
Şüphesiz orası şeytanın savaş yeridir ve sancağını da oraya diker.
(Selman) dedi ki: Bana
haber verildiğine göre Cebrail (aleyhisselam) yanında Um Seleme bulunuyarken
Allah'ın nebisine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Sonra konuşmaya başladı.
Arkasından kalktı. Allah'ın Nebisi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Um Seleme'ye:
"Bu kimdir", dedi -yahut nasıl, dediyse öyle-o Um Seleme: Bu
Dihye'dir, dedi. Um Seleme dedi ki: Allah'a yemin olsun ki ben onun ancak o
olduğunu sanmıştım. Nihayet Allah'ın Nebisi'nin bizim haberini verdiği
hutbesini işitinceye kadar -ya da nasıl, dediyse öyle-o (Mu'temir'in babası
olan Süleyman) dedi ki: Bunun üzerine ben Ebu Osman'a: Bunu kimden dinledin,
dedim. O Usame b. Zeyd'den, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
3634 -muhtasar-, 4980
AÇIKLAMA: Pazar
hakkında "orası şeytanın savaş yeridir" buyruğunda geçen
"ma'reke: savaş yeri" dil bilginlerinin, dediklerine göre re harfi
fethalı okunur, savaş yeri demektir. Çünkü orada kahramanlar birbiri ile
dövüşür ve birbirini yıkmaya çalışır. Pazarı ve şeytanın pazardakilere
yaptıklarını onlara zarar vermesini savaş yerine benzetmiştir. Çünkü orada
aldatmak, kandırmak, hain (yalan) yeminler etmek, fasit akitler yapmak, müşteri
kızıştırmak, kardeşinin satışı üzere satış, alımı üzere alım, pazarlık yaptığı
mal üzerine pazarlık yapmak, ölçü ve teraziyi eksik yapmak gibi türlü batıllar
işlenir.
"Sancağını da oraya
diker." Bu da onun orada Sabit bulunduğuna ve insanların arasını kötülükle
bozmak için kışkırtmak üzere onları adı geçen bu kötülüklere ve benzerlerine
itmek üzere yardımcılan ile toplandığına işarettir. Buna göre çarşı Pazar,
şeytanın ve onun yardımcılarının bulunduğu yerdir.
Suk: Pazar, müennes ve
müzekker olarak kullanılır. Ona bu adın verilmesinin sebebi insanların orada
ayakları üzere dikilmelerinden dolayıdır.
"Um Seleme'nin
Cebrail (aleyhisselam)'i Dihye suretinde görmesine gelince. Dihye'de dal harfi
fethalı (Dahye) ve kesreli olarak (Dihye) diye söylenir.
Hadis'te Um Seleme
(r.anha)'nın bir menkıbesi vardır. Yine hadisten anlaşıldığına göre insanların
melekleri görmesi mümkündür. Bu vakıa olarak gerçekleşmiştir. Onları insan suretinde
görebilirler. Çünkü onları gerçek suretlerinde görmeye güçleri yetmez. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) de Cebrail'i çoğunlukla Dihye suretinde görürdü.
Onu asli suretinde de iki defa görmüştür.
"Bize dair haberi
verirken" ifadesi diyarımızdaki nüshalarda bu şekildedir. Kadı Iyaz da
bazı ravilerden ve nüshalardan bu şekilde nakletmiş olmakla birlikte
bazılarında "Cebrail'in haberini verirken" şeklinde olduğunu
kaydetmiş ve: Doğrusu da budur, Buhari'de de bu şekilde doğru olarak kaydedilmiştir,
demiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
17- MÜ'MİNLERİN
ANNESİ ZEYNEB (R.ANHA)'NIN FAZİLETLERİNİN BİR KISMINA DAİR BİR BAB