SAHİH-İ MÜSLİM |
SAHABE |
12 - باب
فضائل خديجة
أم المؤمنين،
رضي الله تعالى
عنها
12- MUMİNLERİN ANNESİ
HATİCE (R.ANHA)'NIN FAZİLETLERİ BABI
69 - (2430) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن نمير
وأبو أسامة. ح
وحدثنا أبو
كريب. حدثنا
أبو أسامة
وابن نمير
ووكيع وأبو
معاوية. ح
وحدثنا إسحاق
بن إبراهيم.
أخبرنا عبدة
بن سليمان. كلهم
عن هشام بن
عروة (واللفظ
حديث أبي
أسامة). ح وحدثنا
أبو كريب.
حدثنا أبو
أسامة عن
هشام، عن
أبيه، قال:
سمعت عبدالله
بن جعفر يقول:
سمعت عليا
بالكوفة يقول
: سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول
"خير نسائها
مريم بنت
عمران. وخير
نسائها خديجة
بنت خويلد".
قال
أبو كريب:
وأشار وكيع
إلى السماء
والأرض.
6221-69/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Abdullah b. Numeyr ve Ebu Usame tahdis etti.
(H.) Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Ebu Usame, İbn Numeyr, Veki' ve Ebu
Muaviye tahdis etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Abde b.
Süleyman haber verdi, hepsi Hişam b. Urve'den -lafız Ebu Usame'nin hadisinin
lafızıdır- (H.) Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Ebu Usame Hişam'dan tahdis
etti, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Cafer'i şöyle
derken dinledim: Kufe'de Ali'yi şöyle derken dinledim: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) 'i şöyle buyururken dinledim: "Onun kadınlarının en hayırlısı
İmran kızı Meryem'dir ve onun kadınlarının en hayırlısı HuvEylfd kızı
Hatice'dir."
Ebu Kureyb dedi ki: Bu
arada Veki, semaya ve yere işaret etti.
AÇIKLAMA: "Kadınlarının
en hayırlısı İmran kızı Meryem'dir ... " Veki' bu işareti ile
"kadınlarının" kelimesindeki zamiri açıklamak ve bundan maksadın da
bütün yeryüzü kadınları olduğunu anlatmaktır. Yani yer ile gök arasındaki bütün
kadınların en hayırlıları bunlardır. Daha güçlü olan anlamının: Bunların her
birinin kendi çağında yeryüzü kadınlarının en hayırlısı olduğudur. İkisi
arasında hangisinin faziletli olduğu hususunda ise bir şey söylenmemiştir. Kadı
Iyaz dedi ki: Her ikisinin yeryüzü kadınlarının hayırlılarından olmaları
anlamına gelme ihtimali de vardır. Ama doğrusu birincisidir.
70 - (2431) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا: حدثنا
وكيع. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى
وابن بشار.
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
جميعا عن
شعبة. ح
وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري
(واللفظ له).
حدثنا أبي.
حدثنا شعبة عن
عمرو بن مرة،
عن مرة، عن
أبي موسى، قال
: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "كمل من
الرجال كثير.
ولم يكمل من
النساء غير
مريم بنت عمران،
وآسية امرأة
فرعون. وإن
فضل عائشة على
النساء كفضل
الثريد على
سائر الطعام".
6222-70/2- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dedi ki: Bize Veki' tahdis etti. (H.)
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed
b. Cafer tahdis etti, birlikte Şu'be'den rivayet ettiler (H.) Bize Ubeydullah
b. Muaz el-Anberı de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize babam tahdis
etti, bize Şu'be, Amr b. Murre’DEN tahdis etti, oMurre'den, o Musa’DAN şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Erkeklerden çok kimse kemale ermiştir. Ama kadınlardan İmran kızı Meryem
ile Firavun'un kansı Asiye'den başka kimse kemale ermemiştir. Şüphesiz Aişe'nin
kadınlar üzerindeki üstünlüğü tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir."
buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
3411, 3433, 3769, 5418; Tirmizi, 1834; Nesai, 3957 -muhtasar-; İbn Mace, 3280;
AÇIKLAMA: "Erkeklerden
pek çok kimse kemale ermiştir ... "
Kemele: kemale erdi mim
harfi fethalı olarak ayrıca ötreli (kemule) ve kesreli (kemile) olmak üzere üç
meşhur söyleyişi vardır. Ama kesreli söyleyiş zayıftır.
Kadı Iyaz dedi ki: Bu
hadisi kadınlardan nebi olduğunu, Asiye ve Meryem'in birer kadın nebi olduğunu söyleyenler
delil gösterirler. Cumhur ise her ikisinin de nebi olmadığı kanaatindedir.
Bunlar sıddıka ve Yüce Allah'ın velilerinden iki kadın velidir.
"Kemal" kelimesi de bir şeyin tamam oluşu ve kendi alanında en ileri
noktaya varması hakkında kullanılır. Burada kasıt ise bütün faziletlerde iyilik
ve takva hasletlerinde en ileri noktaya varmaktır.
Kadı Iyaz dedi ki: Bu
iki kadının nebi olduklarını kabul edersek başkalarının onlara yetişmeyeceğinde
şüphe yoktur. Eğer iki veli kadın olduklarını söylersek bu ümmetten
başkalarının da onlarla bu hususta ortak olmalarının önünde engel yoktur. Kadı
Iyaz'ın sözleri bunlardır. Ama bu iki kadının nebi olduklarına dair yaptığı
nakil garib ve zayıftır. Çünkü bir topluluk bunun olmadığı üzerinde icma
bulunduğunu nakletmiştir. Allah en iyi bilendir.
':4işe'nin kadınlara
üstünlüğü tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir. " İlim adamları der
ki: Bunun anlamı şudur: Her bir yemeğin tiridi onun suyundan (çorbasından)
üstündür. Et tiridi etin tiritsiz suyundan üstündür. Et olmayan tirit ise sırf
sudan üstündür. Burada üstünlükten kasıt ise faydası, doyurucu olması,
yiyiminin rahat, lezzetli olması, kolaylıkla yenilmesi, insanın çabuk bir
şekilde kendisine yetecek kadarını ondan yiyebilmesi ve daha başka sebepler
dolayısıyla üstünlüğüdür. Bu bakımdan o bütün sulu yemeklerden daha üstündür.
Diğer yemeklerden de üstündür. Aişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü ise tiridin
diğer yemeklere olan üstünlüğünden de fazladır. Bu hadiste, Aişe (radıyallahu
anha)'nın Meryem ve Asiye'den daha faziletli olduğu açıkça ifade edilmemiştir.
Çünkü bununla bu ümmetin kadınlarından daha faziletli olduğunu kastetmiş olma
ihtimali vardır.
71 - (2432) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب وابن نمير.
قالوا: حدثنا
ابن فضيل عن
عمارة، عن أبي
زرعة. قال:
سمعت أبا
هريرة قال
: أتى
جبريل النبي
صلى الله عليه
وسلم. فقال: يا رسول
الله! هذه
خديجة قد
أتتك. معها
إناء فيه إدام
أو طعام أو
شراب. فإذا هي
أتتك فاقرأ
عليها السلام
من ربها عز
وجل. ومني.
وبشرها ببيت
في الجنة من
قصب. لا صخب
فيه ولا نصب.
قال
أبو بكر في
روايته: عن
أبي هريرة.
ولم يقل: سمعت.
ولم يقل في
الحديث: ومني.
6223-71/3- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Ebu Kureyb ve İbn Numeyr tahdis edip dedi ki: ... Ebu Hureyre
dedi ki: Cebrail, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ey Allah'ın
Resulü! İşte Hatice sana geliyor. Beraberinde içinde katık yahut yemek ya da
içecek bulunan bir kap var. O sana gelince aziz ve celil Rabbinden de benden de
ona selamımızı ilet. Ayrıca ona cermette gürültünün de olmadığı yorgunluğu n da
olmadığı içi oyulmuş cennetten bir evinin olacağını müjdele, dedi.
Ebu Bekr rivayetinde
"Ebu Hureyre'den", dedi ve "işittim" demedi, hadiste de
"ve benden de" demedi.
Diğer tahric: Buhari,
3820, 7497 -muhtasar-
AÇIKLAMA: "Ebu
Hureyre, dedi ki ... " Bu hadis sahabe mürsellerindendir. Daha önce
geçtiği gibi büyük çoğunluk bunu hüccet kabul etmişlerdir. Bu hususta üstad Ebu
İshak el-İsferayini muhalefet etmiştir. mürsel olmasının sebebi ise Ebu
Hureyre'nin Hatice (radıyallahu anha)'ya yetişmemiş olmasından dolayıdır. O
halde bu hadis onun Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den ya da bir sahabiden
işitmiş olduğu şeklinde değerlendirilir. Ebu Hureyre ise burada Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bizzat işitmiş olduğunu zikretmemektedir.
Hadisteki "sana
geliyor" sana yönelmiş, sana doğru geliyor demektir.
"Sana gelince"
de senin yanına varınca ona selam söyle demektir. İşte bunlar Hatice
(r.anha)'nın açıkça görülen faziletleridir.
"İçi oyulmuş inciden
bir ev" ilim adamlarının cumhuru dedi ki: Burada "kasab"dan
maksat içi oyulmuş inci demektir. Pek yüksek köşk gibidir. Bunun mücevherat
dizilerek süslenmiş altından bir köşk demek olduğu da söylenmiştir. Dil
bilginleri der ki: Mücevherden olan kasab, içi oyulmuş uzunca olanına denilir.
Esasen içi oyulmuş her bir şeye de "kasab" denilir. Zaten hadiste
"içi oyulmuş inciden" diyerek de açıklamalı olarak gelmiş
bulunmaktadır. Hattabi ve başkalarının, dediklerine göre burada evden kas ıt da
köşktür.
Sahab (gürültü)
birbirine karışan yüksek seslere denilir. Nasab ise meşakkat ve yorgunluk
demektir. Bu kelime nun harfi ötreli sad sakin olmak üzere "nusb"
diye de söylenir, her iki harf fethalı olarak (nasab) diye de söylenir, iki
ayrı söyleyiş olup bunları Kadı Iyaz ve başkaları da nakletmiştir. Ama fethalı
söyleyiş daha meşhur ve daha fasihtir. Kur'an-ı Kerim'de de bu şekilde
gelmiştir. Bir kimse yorulup bitkinleştiği zaman "nasibe: yoruldu"
denilir.
72 - (2433) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي ومحمد بن
بشر العبدي عن
إسماعيل. قال:
قلت لعبدالله
بن أبي أوفى
: أكان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بشر
خديجة ببيت في
الجنة؟ قال:
نعم. بشرها
ببيت في الجنة
من قصب. لا صخب
فيه ولا نصب.
6224-72/4- Bize Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize babam ve Muhammed b. Bişr el-Abdi,
İsmail'den şöyle dediğini tahdis etti: Abdullah b. Ebu Evfa'ya: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hatice'ye cennette bir ev müjdesini vermiş miydi,
dedim. O: Evet, onu cennette içi oyulmuş bir inciden yapılmış gürültünün de
yorgunluğun da bulunmadığı bir ev ile müjdelemiştir, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
1792 -muhtasar-, 3819;
72-م - (2433)
حدثنا يحيى بن
يحيى. أخبرنا
أبو معاوية. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
وكيع. ح وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا
المعتمر بن
سليمان وجرير.
ح وحدثنا ابن
أبي عمر.
حدثنا سفيان.
كلهم عن
إسماعيل بن
أبي خالد، عن
ابن أبي الوفى،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثله.
6225- .. ./5- Bize Yahya
b. Yahya tahdis etti, bize Ebu Muaviye haber verdi. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe de tahdis etti, bize Veki' tahdis etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim de
tahdis etti, bize Mu'temir b. Süleyman ve Cerir haber verdi. (H.) Bize İbn Ebu
Ömer de tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti, hepsi İsmail b. Ebu Halid'den, o
İbn Ebu Evfa'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet
etti.
73 - (2434) حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة. حدثنا
عبدة عن هشام بن
عروة، عن
أبيه، عن
عائشة. قالت
: بشر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم خديجة،
بنت خويلد،
ببيت في الجنة.
6226-73/6- Bize Osman b.
Ebu Şeybe tahdis etti ... Aişe dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) HuvEylıd kızı Hatice'ye cennette bir ev müjdesini vermiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
74 - (2435) حدثنا
أبو كريب،
محمد بن
العلاء. حدثنا
أبو أسامة.
حدثنا هشام،
عن أبيه، عن
عائشة قالت:
ما
غرت على امرأة
ما غرت على
خديجة. ولقد
هلكت قبل أن
يتزوجني
بثلاث سنين.
لما كنت أسمعه
يذكرها. ولقد
أمره ربه عز
وجل أن يبشرها
ببيت من قصب
في الجنة. وإن
كان ليذبح
الشاة ثم
يهديها إلى
خلائلها.
6227-7417- Bize Ebu
Kureyb Muhammed b. el-Ala tahdis etti... Aişe dedi ki: Ben, Hatice'yi
kıskandığım kadar hiçbir kadını kıskanmadım. (Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) benimle evlenmeden üç yıl önce o vefat etmişti. Onu kıskanmamın sebebi
ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Hatice'yi çokça andığını işitmemdİ.
Aziz ve celil Rabbi kendisine onu cennette içi oyulmuş inciden bir ev ile
müjdelemesini de emretmiştİ. Hatta koyun keser sonra onu Hatice'nin hanım
arkadaşlarına hediye ederdi.
Diğer tahric: Buhari,
6004, 7484 -muhtasar-
AÇIKLAMA: "Aişe
dedi ki: Benimle evlenmeden üç sene önce vefat etmişti." Kastettiği
kendisi ile nikah akdi yapmasından önce değil zifafa girmesinden önce vefat
ettiğidir. Yoksa onun vefatı akitten birbuçuk sene kadar önce olmuştu.
75 - (2435) حدثنا
سهل بن عثمان.
حدثنا حفص بن
غياث عن هشام
بن عروة، عن
أبيه، عن
عائشة. قالت
: ما
غرت على نساء
النبي صلى
الله عليه
وسلم إلا على
خديجة. وإني
لم أدركها
.قالت:
وكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إذا
ذبح الشاة
فيقول
"أرسلوا بها
إلى أصدقاء
خديجة" قالت،
فأغضبته يوما
فقلت: خديجة؟
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"إني قد رزقت
حبها".
6228-75/7 - Bize Sehl b.
Osman tahdis etti. .. Aişe dedi ki: Ben, Hatice’DEN başka Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in hanımlarından kimseyi kıskanmadım. Üstelik ben ona
yetişmemiştim.
Aişe dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir koyun kestiği zaman "Bunu Hatice'nin
arkadaşlarına gönderin" buyururdu. Aişe dedi ki: Bir gün O'nu kızdırdım ve
Hatice mi, dedim. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz onu
sevmek bana rızık olarak verildi" buyurdu,
Diğer tahric: Buhari,
3818 -uzunca, buna yakın-; Tirmizi, 2017
AÇIKLAMA: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Onun sevgisi bana rızık olarak
verildi" sözlerinde onu sevmenin Hatice için elde edilmiş bir fazilet
olduğuna işarettir.
75-م - (2435)
حدثنا زهير بن
حرب وأبو
كريب. جميعا
عن أبي معاوية.
حدثنا هشام،
بهذا
الإسناد، نحو
حديث أبي
أسامة. إلى
قصة الشاة.
ولم يذكر
الزيادة
بعدها.
6229-., ./9- Bize Zuheyr
b, Harb ve Ebu Kureyb birlikte Ebu Muaviye’DEN tahdis etti, bize Hişam bu isnad
ile Ebu Usame'nin hadisine yakın olarak koyun ile ilgili anlatılanlara kadar
rivayet etti ve ondan sonraki fazlalığı zikretmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
76 - (2435) حدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
عروة، عن
عائشة. قالت:
ما
غرت للنبي صلى
الله عليه
وسلم على
امرأة من
نسائه، ما غرت
على خديجة.
لكثرة ذكره
إياها. وما
رأيتها قط.
6230-76/10- Bize Abd b.
Humeyd tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Zühri'den haber
verdi, o Urve'den, o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in hanımları arasından Hatice'yi kıskandığım kadar
hiçbirisini kıskanmış değilim, Buna sebep ise Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in onu çokça anması idi. Halbuki onu hiç de görmemiştim.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
77 - (2436) حدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
عروة، عن
عائشة، قالت:
لم
يتزوج النبي
صلى الله عليه
وسلم على
خديجة حتى
ماتت.
6231-77/11- Bize Abd b.
Humeyd tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Zühn'den haber
verdi, o Urve'den, o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hatice üzerine vefat edinceye kadar
evlenmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
78 - (2437) حدثنا
سويد بن سعيد.
حدثنا على بن
مسهر عن هشام،
عن أبيه، عن
عائشة. قالت:
استأذنت
هالة بنت
خويلد، أخت
خديجة، على
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
فعرف استئذان
خديجة فارتاح
لذلك. فقال "اللهم!
هالة بنت
خويلد" فغرت
فقلت: وما
تذكر من عجوز
من عجائز
قريش، حمراء
الشدقين،
هلكت من الدهر،
فأبدلك الله
خيرا منها!
6232-78/12- Bize Suveyd
b. Said tahdis etti ... Aişe dedi ki: HuvEylid kızı Hatice'nin kız kardeşi
Hale, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girmek için izin
istedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hatice'nin izin isteme tarzına
benzetti ve bu O'nun hoşuna gitti ve: ''Aman Allah'ım Huveylid kızı Hale
(geldi)" buyurdu. Ben de kıskanarak: Sen çenelerinin içi kırmızı, uzun bir
zamandan beri ölüp gitmiş Kureyş kocakarılarından bir kocakarının nesini
anıyorsun. Halbuki Allah sana onun yerine ondan başkasını da vermiş bulunuyor,
dedim.
Diğer tahric: Buhari,
3821
AÇIKLAMA: "bu
O'nun hoşuna gitti." Yani onun gelişi ile Hatice'yi ve Hatice'nin hayatta
olduğu günleri halırlamaktan ötürü sevindi, memnun oldu. Bütün bunlar
geçmişteki beraberliğe güzel bir şekilde vefakarlık, sevgiyi korumak, arkadaşın
ve beraber oturup kalkılan kimsenin hayatta iken de vefatından sonra da ona
gereken saygıyı göstermek gerektiğine, o arkadaşın yakınlarına da ikramda
bulunmak gerektiğine bir delildir.
"Ağzının içi
kırmızı Kureyş kocakarılarından bir kocakarı" yani o kadar yaşlı bir
kocakarı idi ki yaşlılığından ötürü dişleri dökülmüş, ağzında beyaz tek bir diş
dahi kalmamış, geriye sadece diş etlerinin kırmızılığı kalmış kocamış bir kadın
demektir.
Kadı Iyaz dedi ki:
el-Mısri ve daha başka ilim adamlarının, dediklerine göre kadınlar (kumalar)
arasında kıskançlık, musamaha ile karşılanır. Bundan dolayı onlar için bir ceza
sözkonusu değildir. Çünkü bu onların tabiatlarında olan bir şeydir. Bundan
dolayı da bu kıskançlığı sebebi ile Aişe'ye bu işi yapmaması söylenmemiştir.
Kadı Iyaz dedi ki: Bana göre Aişe bu sözleri yaşının küçüklüğü ve gençliğinin
ilk zamanlarında olduğundan dolayı söylemiştir. Belki de o zaman henüz büluğa
dahi ermemiş olabilirdi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
13- AİŞE (R.ANHA)
HAKKINDA BİR BAB