SAHİH-İ MÜSLİM |
SAHABE |
5- SA'D BİN EBİ VAKKAS
(R.A.)'IN FAZİLETİ HAKKINDA BİR BAB
6180-39/1- Bize Abdullah
b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti, bize Süleyman b. Bilal, Yahya b. Said'den
tahdis etti, o Abdullah b. Amir b. Rebia'den, o Aişe’DEN şöyle dediğini rivayet
etti: Bir
Aişe dedi ki: Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyudu, hatta horlamasını
duydum.
Diğer tahric: Buhari,
7231; Tirmizi, 3756
6181-40/2- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.)
Bize Muhammed b. Rumh da
tahdis etti, bize Leys, Yahya b. Said'den haber verdi, o Abdullah b. Amir b.
Rabia'dan rivayet ettiğine göre Aişe dedi ki: Medine'ye ilk geldiği sırada
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
İbn Rumh'un rivayetinde:
Kim o, dedik denilmektedir.
6182- .. ./3- Bunu bize
Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti, bize Abdulvehhab tahdis etti: Yahya b.
Said'i şöyle derken dinledim: Abdullah b. Amir b. Rabia'yı şöyle derken
dinledim: Aişe dedi ki: Bir
AÇIKLAMA: (6180)
"Bir
"Keşke ashabımdan
salih bir adam gelse de beni korusa" buradan düşmandan korunmanın ve
gerekli sağlam tedbirleri alıp ihtiyata gerek duyulan yerde ihmalkar
davranmamanın caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. İlim adamları der ki: Bu hadis
yüce Allah'ın: "Allah insanlardan seni korur" (Maide, 67) buyruğunun
nüzulunden öncedir. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu ayet
nazil olunca birilerinin kendisini korumasına son verdi ve ashabına kendilerini
korumayı bırakıp gitmelerini emir buyurdu. Zaten bu hususu ikinci rivayette
(6181) açıkça ifade etmiş bulunmaktadır. Buna göre bu ilk hadis Medine'ye ilk
geldiği sırada sözkonusu olmuştur. Bilindiği üzere bu ayet bundan epey zaman
sonra inmiştir.
"Hatta O'nun
horultusunu duydum." Gatit, uyuyan kimsenin çıkardığı yüksek sestir.
(6181) "Silah
şakırtısını duyduk." "Haşhaşe: şakırtı" birbirine çarptığı zaman
silahın çıkardığı sese denilir.
6183-41/4- Bize Mansur
b. Ebu Muzahim tahdis etti, bize İbrahim -yani b. Sa'd- babasından tahdis etti,
o Abdullah b. Şeddad'dan şöyle dediğini rivayet etti: Ali'yi şöyle derken
dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd b. Malik’DEN başka
hiçbir kimseye anam babam feda olsun diyerek ebeveynini bir arada söylemedi.
Gerçek şu ki Uhud gününde ona: "Ok at babam anam sana feda olsun" buyuruyordu.
Diğer tahric: Buhari,
2905, 4058 -muhtasar-, 4059, 6184; Tirmizi, 3754; İbn Mace, 129;
6184- .. ./5- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b.
Cafer tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. (H.) bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de
tahdis etti, bize Veki' tahdis etti. (H.) Bize Ebu Kureyb ve İshak el-Hanzali
de Muhammed b. Bişr'den tahdis etti, o Misar'den rivayet etti. (H.) Bize İbn
Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan, Misar'den tahdis etti, hepsi Sa'd b.
İbrahim'den, o Abdullah b. Şeddad'dan o Ali (radıyallahu anh)'dan o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'den aynısını rivayet etti.
6185-42/6- Bize Abdullah
b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti... Sa'd b. Ebu Vakkas dedi ki: Uhud günü
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim için anne ve babasını bir arada
(sana feda olsunlar diye) zikretti.
Diğer tahric: Buhari,
3725, 4056, 4057; Tirmizi, 2830, 3753; İbn Mace, 130
6186- .. ./7- Bize
Kuteybe b. Said ve İbn Rumh, Leys b. Sa'd'dan tahdis etti. (H.) Bize
İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize Abdulvehhab tahdis etti, ikisi Yahya b.
Said'den bu isnad ile rivayet etti,
6187- ... /8- Bize
Muhammed b. Abbfıd tahdis etti ... Amir b. Sa'd'ın babasından rivayet ettiğine
göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud gününde kendisi için anne babasını
(sana feda olsunlar diyerek) bir arada zikretmiştir. (Sa'd) dedi ki:
Müşriklerden bir adam müslümanların (canını) çok yakmıştı. Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona (Sa'd'a): "Ok at babam anam sanafeda olsun"
buyurdu. Sa'd dedi ki: Ben de onun için ucu olmayan bir ok attım. Onun yan
tarafına isabet ettirdim o da yere düştü. Bu arada avreti de açıldı. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) güldü, hatta ben O'nun yan dişlerini gördüm.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (6183)
"Ali (r.a.)'ı şöyle derken dinledim ... Ok at babam anam sana feda olsun
demeye başlad!." Bir diğer rivayette (6187) Sa'd'ın şöyle dediği rivayet
edilmektedir: "Uhud günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anne ve
babasını benim için bir arada zikretti ve: "Ok at, babam anam sana feda
olsun, dedi." Buradan bir başkasına anam babam feda olsun demenin caiz
olduğu hükmü anlaşılmaktadır. İlim adamlarının büyük çoğunluğu da böyle,
demiştir. Ömer b. Hattab ve Hasan-ı Basri (radıyallahu anhuma) bunu mekruh
gördükleri gibi bazıları da müslümanın kendi anne babası için feda olsunlar
demesini mekruh görmüşlerdir. Sahih olan ise mutlak olarak caiz olduğudur.
Çünkü bunda gerçek manada bir feda etmek sözkonusu değildir. Sadece bir söz,
tatlı bir ifade, ona olan sevgiyi ve konumunu bildirmekten ibarettir. Kayıtsız
ve şartsız olarak feda olsun demek sahih hadislerde geçmiş bulunmaktadır.
"Sa'd’den başkası
için anne babasını bir arada zikretmedi" hadisi ile daha sonra her ikisini
Zubeyr için sözkonusu ettiği ve her ikisinin dışındakiler için de anne babasını
zikrederek feda olsun, dediğine gelince: Ali (r.a.)'ın sözü kendisinin bilgisi
dahilinde olan için olumsuz olarak yorumlanır. Yani benim bildiğime göre her
ikisini Sa'd b. Ebi Vakkas'dan başkası için bir arada sözkonusu etmemiştir
demektir. Sa'd b. Ebu Vakkas'ın adı Sa'd b. Malik'dir.
Hadis-i şerifte aynı
zamanda ok atmanın fazileti, atıcılığın teşvik edilmesi ve hayır iş yapan
kimselere dua edilmesinin güzel olduğu anlaşılmaktadır.
(6184) "Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Şu'be tahdis
etti. (H.) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Veki' tahdis etti.
(H.) Bize Ebu Kureyb ve İshak el-Hanzali de Muhammed b. Bişr'den tahdis etti, o
Mis' ar’DEN tahdis etti. (H.) Bize İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Süfyan,
Mis' ar’DEN tahdis etti, hepsi İbrahim b. Sa'd'den rivayet etti."
Ebu Mesud ed-Oımaşki,
Ebu Ali el-Gassani ve başkaları dedi ki: Bu senedi Müslim böylece rivayet
etmiştir. Yine onlar dedi ki: Rivayetinde Veki' ve Mis'ar arasında Süfyan
es-Sevri'yi düşürmüştür. Çünkü Ebu Bekr b. Ebu Şeybe bu hadisi kendi müsnedinde
ve megazi ve başka yerlerde: Veki'den, o es-Sevri'den, o Mis'arden diye rivayet
etmiştir.
Bazıları da Veki'in Mis'
ar'e yetişmediğini iddia etmiş ise de bu apaçık bir hatadır. Çünkü İbn Ebu
Hatim ve başkaları Veki'i Mis'ar'den rivayet nakledenler arasında
zikretmişlerdir. Ayrıca Veki' Mis'ar'in hayatından yaklaşık yirmi altı yıl
kadarına yetişmiş olmakla birlikte her ikisi de Kufeli' dirler.
Ebu Nuaym el-Fadl b.
Dukeyn, Buhari ve başkaları dedi ki: Mis'ar 155 yılında vefat etmiştir. Ahmed
b. Hanbel ve başkalarına Veki' 129 yılında doğmuştur, demişlerdir. O halde
Veki'in bu hadisi Mis'ar'den işitmiş olması imkansız görülemez. İbn Ebu
Şeybe'nin bu hadisi Veki'den, o Sevri'den, o Mis'arden diye rivayet etmiş
olması Veki'in bu hadisi Mis'arden işitmiş olmasına mani olmaz. Nitekim
benzerlerinde daha önce de böylece açıklamıştık. Allah en iyi bilendir.
(6187)
"Müşriklerden bir adam müslümanların canını yakmıştı." Yani onlardan
bir çok kimseyi öldürmüş ve onlar arasında ateşin etkisi gibi bir etki
bırakmışt!.
"Ben de ona ucu
bulunmayan bir ok attım ... " Buradaki "ona bir ok attım" yani
başında uç bulunmayan bir ok attım demek istiyor. "Yanına isabet
ettirdim." Burada "cenbehu: yanına" lafzı cim ve nun iledir,
nüshaların bir çoğunda bu şekildedir. Bazılarında ise ha ve şeddeli be ile
"habbetehu" şeklindedir ki bu da kalbin habbesi demektir. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in gülmesine gelince, üstünü n açılmasından dolayı değil
düşmanının öldürülmesine sevinmesinden dolayıdır.
"Yan dişleri"
ise küçük azı dişleri olduğu söylendiği gibi büyük azı dişlerinin olduğu da
söylenmiştir. Açıklaması daha önce bir kaç defa geçti.
6188-43/9~ Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Zuheyrb. Harb tahdis edip dedi ki: Bize Hasan b. Musa tahdis
etti, bize Zuheyr tahdis etti, bize Simak b. Harb tahdis etti, bana Mus'ab b.
Sa'd babasından tahdis ettiğine göre kendisi hakkında Kur'an-ı Kerim'den bazı
ayetler nazil olmuştur. (Sa'd) dedi ki: Sa'd'ın annesi (annem) kendi dinini
inkar edip kafir olmadıkça onunla ebediyyen konuşmayacağına, yemek yemeyip bir
şey içmeyeceğine yemin etti ve: Sen Allah'ın sana anne babana (iyi davranmanı)
tavsiye ettiğini iddia ediyorsun. İşte ben senin annenim ve sana bunu
emrediyorum, dedi.
(Sa'd) dedi ki: Üç gün
(bu hali ile) kaldı, nihayet takatsizliğinden baygın düştü. Umare denilen bir
oğlu kalkıp ona su içirdi. Sa'd'a beddua etmeye başladı. Bunun üzerine aziz ve
celil Allah Kur'an-ı Kerim' de: "Biz insana anne babasına iyi davranmasını
tavsiye ettik. Şayet sana şirk koşman için seninle mücadele ederlerse ...
" (Lukman, 15) ayetini indirdi. Bu ayette (onun hakkında) da "dünya
hayatında da onlarla iyi geçin" buyurmaktadır.
(Sa'd devamla) dedi ki:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) büyük miktarda bir ganimet elde etti.
Ganimet arasında bir kılıç gördüm ve onu alıp Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e götürerek: Bu kılıcı bana nefel olarak (ganimetten ayrı) bahşet.
Çünkü ben durumunu bildiğin kimseyim, dedim. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Onu aldığın yere geri koy" buyurdu. Ben de gittim. Nihayet
onu tam ganimet arasına koymak isterken nefsim beni kınadı, tekrar ona döndüm
ve: Bunu bana ver, dedim. Bana sesini yükselterek:
"Onu aldığın yere
koy" buyurdu. Bunun üzerine aziz ve celil Allah da: "Sana ganimetleri
soruyorlar" (Enfal, 1) ayetini indirdi.
(Sa'd) dedi ki: Bir ara
hastalanmıştım. Bunun için Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber gönderdim,
yanıma geldi. Ben: Bana izin ver de malımı dilediğim gibi paylaştırayım, dedim.
O kabul etmedi. O halde yarısını, dedim. Yine kabul etmedi. Üçte birini, dedim.
Sustu. Böylece bundan sonra üçte bir (vasiyet) caiz oldu.
(Sa'd devamla) dedi ki:
Ensar ve muhacirden bir kaç kişinin yanına gittim. Onlar: Gel sana yemek
yedirelim, şarap ikram edelim, dediler. Bu hadise şarabın haram kılınmasından
önce idi. Ben de bir bahçe içinde oldukları halde yanlarına gittim. Yanlarında
közde pişirilmiş bir deve başı ve bir tulum şarap olduğunu gördüm. Ben de
onlarla birlikte yedim ve içtim. Derken ensarı ve muhaciri onların arasında
sözkonusu ederek muhacirler ensardan hayırlıdır, dedim. Bunun üzerine bir adam,
başın çene kemiklerinden birisini alıp onunla bana vurdu, burnumu yaraladı. Bu
sebeple Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip ona onu haber verdim.
Aziz ve celil Allah da -kendisini kastederek- hakkında şarab'a (içki'ye) dair:
"Muhakkak şarap kumar, dikilitaşlar ve fal okları şey tan ın pis işlerindendir.
[ondan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz]" (Maide, 90) buyruğu nazil oldu.
AÇIKLAMA: "Onu
ganimetler arasında bırakmak istedim." Burada "el-kabd: -ganimetler-
fethalı kaf, be ve dat harfleri iledir. Ganimetlerin toplandığı yer demektir.
Bu hadisin büyük bir kısmı dağınık şekillerde daha önce şerh edilmiş
bulunmaktadır. Ha harfi fethalı "haş" ve ötreli "huş" ise
bahçe demektir.
6189-44/10- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed
b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Simak b. Harb'den tahdis etti, o Mus'ab b.
Sa'd'dan, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Hakkımda dört ayet
indirildi deyip hadisi Zuheyr'in Simak'den hadisi ile aynı manada rivayet etti.
Şu'be'nin hadisi rivayetinde de şu fazlahkları ekledi: (Sa'd) dedi ki: Onlar
ona (anneme) yemek yedirmek istediklerinde bir değnek ile ağzını açarlar sonra
da içine (yemeği) dökerlerdi. Yine rivayet ettiği hadiste şu vardır: Onunla
(deve çenesi kemiği ile) Sa'd'ın burnuna vurdu ve burnunu yardı. Bundan dolayı
Sa'd'ın burnu yarık idi.
AÇIKLAMA: "Bir
değnek ile ağzını açarlar sonra da içine (yemeği) dökerlerdi." Değnek ile
ağzını açmalarının sebebi, yemeğin karnına gitmesini önlemek maksadıyla onu
kapatmaması için idi.
"Şeceru:
Açarlar" anlamındaki fiilin doğrusu bu şekilde Şin, Cim ve Re harfler
iledir. Bütün nüshalarda da bu şekildedir. Kadı Iyaz dedi ki: Bu mı, Re harfi
olmadan (ve Ha ile) Şahhu şeklindedir. Anlamı birincisine yakındır. Açtılar,
genişlettiler, demektir. Şahv, genişletmek demektir. Dabbetun şahvun, adımları
geniş at anlamındadır.
6190-45/11- Bize Zuheyr
b. Harb tahdis etti, bize Abdurrahman, Süfyan'dan tahdis etti, o el-Mikdam b.
Şureyh'den, o babasından, o Sa'd'dan şöyle dediğini rivayet etti: "Sırf
onun rızasını dileyerek
(Yine Sa'd) dedi ki:
Ayet, benim ve İbn Mesud'un aralarında bulunduğu altı kişi hakkında nazil
olmuştur. Müşrikler de ona (Rasulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem'e) sen
bunları (kendine) yakınlaştırıyorsun, demişlerdi.
Diğer tahric: İbn
Mace, 4128
6191-46/12- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeyb tahdis etti... Sa'd dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte altı kişi idik. Müşrikler Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e:
Bunların bize karşı cesaretlenmemeleri için onları kov, dediler. (Sa'dı dedi
ki: Ben, İbn Mesud, Huzeyl'den bir adam, Bilal ve adlarını vermeyeceğim iki
adam daha birlikte idik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in içine
Allah'ın düşmesini dilediği şeyler düştü de kendi içinden bir şeyler söyledi.
Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah da: "Sırf onun rızasını dileyerek
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
6- TALHA VE ZUBEYR
(R.A.)'IN FAZİLETLERİNİN BİR KISMINA DAİR BİR BAB