SAHİH-İ MÜSLİM

FAZİLETLER

 

34- NEBİ (S.A.V.)'İN İSİMLERİ HAKKINDA BİR BAB

 

6058-124/1- Bana Zuheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer -lafız Zuheyr'e ait olmak üzere- tahdis etti, İshak, bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti, dedi. O (Zühri) Muhammed b. Cubeyr b. Mut'im'in babasından naklettiğini işittiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ben Muhammed'im, ben Ahmed'im, ben benimle küfrün imha edildiği Mahiy'im, ben insanların topuklarımın üzerinde haşredileceği Haşir'im ve ben Akib'im. Akib ise kendisinden sonra nebi gelmeyecek olandır. "

 

Diğer tahric: Buhari, 3532, 4896

 

 

 

6059-125/2- Bana Harmele b. Yahya tahdis etti ... Muhammed b. Cubeyr b. Mut'im'in babasından rivayetine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Benim bir çok ismim var. Ben Muhammed'im, ben Ahmed'im, ben Allah'ın benimle küfrü imha ettiği Mahiy'im, ben insanların ayaklarımın üzerinde haşredileceği Haşir'im ve ben kendisinden sonra (peygamber olarak) kimsenin olmayacağı Akib 'im" ayrıca Allah ona Rauf ve Rahim adlarını vermiştir.

 

 

 

6060- .. ./3- Bana Abdulmelik b. Şuayb b. el-leys de tahdis etti, bana babam dedemden tahdis etti, bana Ukayl tahdis etti. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer haber verdi. (H.) Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dfuimi de tahdiş etti, bize Ebu'l-Yeman haber verdi, bize Şuayb haber verdi. Hepsi Zühri’den bu isnad ile rivayet etti. Şuayb ile Ma'mer'in hadisi rivayetlerinde: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i (buyururken) dinledim denilirken Ukayl'in hadisi rivayetinde şöyledir: Zühri'ye: Akib ne demektir, dedim. O: Kendisinden sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olmayan demektir, dedi. Ma'mer ve Ukayl'in hadisi rivayetlerinde "kafirleri (imha ettiği)" denilirken Şuayb'in hadisinde "küfrü (imha ettiği)" denilmektedir.

 

 

 

6061-126/4- Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali de tahdis etti ... Ebu Musa el-Eşari dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize kendisinin çeşitli isimlerini sayıp dedi ki: "Ben Muhammed'im, Ahmed'im, Mukaffa'yım, Haşir'im, Tevbe peygamberiyim, rahmet peygamberiyim "

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          Burada bu isimleri zikretmiş olmakla birlikte O'nun (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha başka isimleri de vardır. Maliki mezhebine mensup Ebu Bekir b. el-Arabi, el-Ahfezi fı Şerhi Tirmizi adlı eserinde kimilerinden yüce Allah'ın bin isminin, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de bin isminin olduğunu nakletmekte sonra da bunlardan etraflı bir şekilde altmış küsür ismi zikretmektedir.

 

Dil bilginleri der ki: Bir kimsenin övülmeye değer hasletleri çoksa Muhammed ve Mahmud bir adam denilir. İbn Ffuis ve başkaları da: İşte bundan dolayı bizim nebimize de Muhammed ve Ahmed adı verilmiştir. Yani yüce Allah O'nun ailesine O'nun pek güzel sıfatlarını bildiğinden ötürü bu ismi vermelerini ilham etmiştir.

 

(6058) "Ben Allah'ın benimle küfrü imha ettiği Mahiy'im." İlim adamları der ki: Kasıt küfrün Mekke'den, Medine'den ve diğer arap topraklarından ve RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yeryüzünün gösterilen ve ümmetinin mülkünün ulaşacağı kendisine vadolunan diğer yerlerden silinmesidir. Yine onların, dediklerine göre bundan delil ve galip gelmek sureti ile üstünlük sağlamak anlamında genel manası ile silinmenin kastedilmiş olma ihtimali de vardır. Nitekim yüce Allah'ın: "Ve onu diğer bütün dinlere üstün kılmak için" (Tevbe, 33, Hacc, 28, Saff, 29) Bir başka hadiste ise Mahiy'in açıklaması kendisi ile kendisine uyanların günahlarının imha edildiği (silindiği) diye gelmiştir. O halde küfrün imha edilmesi ile bu da kastedilmiş olabilir. Bu da yüce Allah'ın:

 

"Kafir olanlara de ki: Eğer vazgeçecek olurlarsa geçmiş bulunan kendilerine bağışlanacaktır" (Enfal, 38) buyruğu gibi olur. Yine: "İslam kendisinden öncekileri yıkar" hadisi de bunun gibidir.

 

"Ben insanların topuklarımın üzerine haşredileceği Hdşir'im." İkinci rivayetle (6059) ':4yaklarımın üzerine" denilmektedir. Bütün nüshalarda ikinci rivayet hep bu şekildedir. Ama onlar sondaki ye'yi hem tekil olarak şeddesiz (kademi: ayağım şeklinde) hem de tesniye olarak şeddeli (kademeyye: iki ayağım) diye zaptetmişlerdir. Birinci rivayet ise nüshaların bir çoğunda bu şekilde olmakla birlikte bazılarında ikincisi gibidir. İlim adamları der ki: Her ikisinin manası insanlar benim izimin arkasından nübüvvet ve risalet zamanımın akabinde haşredileceklerdir, benden sonra da nebi olmayacaktır demektir. Bana tabi olacaklardır, arkamdan geleceklerdir diye de açıklanmıştır.

 

"Mukaffi, tevbe peygamberi, rahmet peygamberi" Akib'in anlamını hadiste kendisinden sonra nebi olmayacağı diye açıklamıştır. Bu da onların akabinde nebi olarak geldi demektir. İbnu'l-A'rabı dedi ki: Akib ile akub kendisinden öncekilerin yerine hayırlı bir şekilde halef olan kimsedir. Mukaffiye gelince, Şemir de bu akib ile aynı anlamdadır derken İbnu'l-A'rabı: Diğer nebilere tabi alandır diye açıklamıştır. Nitekim bir kimseye uymayı anlatmak üzere bu fiil kullanılır. Her bir şeyin "kafiye"si ise sonu demektir.

 

Tevbe peygamberi, rahmet peygamberi ve merhamet peygamberine gelince, anlamları birbirine yakındır. Maksatları ise O'nun tevbe ve karşılıklı merhamet ile geldiğini anlatmaktır. Yüce Allah: "Kendi aralarında merhametlidirler" (Feth, 29) ve: "Birbirlerine sabrı tavsiye edenler, birbirlerine merhameti tavsiye edenler" (Beled, 17) buyurmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

Bir başka hadiste "melahim (savaşlar) peygamberi" denilmektedir. Çünkü O kital emri ile gönderilmiştir. İlim adamları der ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in az önce geçtiği gibi bunlardan başka isimleri bulunmakla birlikte yalnızca bu isimleri zikretmesinin sebebi bunların önceki kitaplarda da bulunması, diğer ümmetlerin bildikleri arasında da yer alması dolayısı iledir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

35- NEBİ (S.A.V.)'İN YÜCE ALLAH'I BİLMESİ VE ONDAN İLERİ DERECEDE HAŞYET DUYMASI BABI