SAHİH-İ MÜSLİM |
FAZİLETLER |
21 - باب
طيب رائحة
النبي صلى
الله عليه
وسلم، ولين
مسه، والتبرك
بمسحه
21- NEBİ (S.A.V.)'İN
KOKUSUNUN HOŞ, DOKUNMASININ YUMUŞAK OLDUĞU VE ONA EL SÜRMEK! ONUN EL SÜRMESİ
İLE TEBERRÜK BABI
80 - (2329) حدثنا
عمرو بن حماد
بن طلحة
القناد. حدثنا
أسباط (وهو
ابن نصر
الهمداني) عن
سماك، عن جابر
بن سمرة. قال:
صليت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم صلاة الأولى.
ثم خرج إلى
أهله وخرجت
معه. فاستقبله
ولدان. فجعل
يمسح خدي
أحدهم واحدا
واحدا. قال: وأما
أنا فمسح خدي.
قال فوجدت
ليده بردا أو
ريحا كأنما
أخرجها من
جؤنة عطار.
6006-7011-
Bize Amr b. Hammad b. Talha el-Kannad tahdis etti, bize Esbat -ki o b. Nasr
el-Hemdani'dir-, Simak'den tahdis etti, o Cabir b. Semura’DAN şöyle dediğini
rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte ilk namazı
kıldım. Sonra ailesinin yanına çıktı. Ben de O'nunla birlikte çıktım. Karşısına
bir kaç çocuk çıkınca her birisinin yanaklarına elini sürmeye başIadı. Bana
gelince benim de yanağıma dokundu, elinden bir serinlik yahut da bir attarın
(kokucunun) sepetinden onu çıkartmış gibi bir koku hissettim.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
81 - (2330) وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
جعفر بن
سليمان عن
ثابت، عن أنس.
ح وحدثني زهير
بن حرب
(واللفظ له).
حدثنا هاشم
(يعني ابن
القاسم).
حدثنا سليمان
(وهو ابن
المغيرة) عن
ثابت، قال أنس:
ما
شممت عنبرا قط
ولا مسكا ولا
شيئا أطيب من
ريح رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. ولا
مسست شيئا قط
ديباجا ولا
حريرا ألين
مسا من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
6007-81/2-
Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Cafer b. Süleyman, Sabit'den tahdis
etti, o Enes'den rivayet etti. (H.) Bana Zuheyr b. Harb da -lafız kendisine ait
olmak üzere- tahdis etti, bize Haşim -yani b. el-Kasım- tahdis etti, bize
Süleyman -ki o b. el-Muğire'dir- Sabit'den tahdis etti. Enes dedi ki: Ben,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kokusundan daha hoş ne bir amber ne
bir misk ne de başka herhangi bir şey koklamış değilim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in dokunmasından da daha yumuşak ne bir atlasa ne bir ipeğe
dokunmuş değilim.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
82 - (2330) وحدثني
أحمد بن سعيد
بن صخر
الدارمي.
حدثنا حبان.
حدثنا حماد.
حدثنا ثابت عن
أنس، قال:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أزهر
اللون. كأن
عرقه اللؤلؤ.
إذا مشى تكفأ.
ولا مسست
ديباجة ولا
حريرة ألين من
كف رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. ولا
شممت مسكة ولا
عنبرة أطيب من
رائحة رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
6008-82/23-
Bana Ahmed b. Said b. Sahr ed-Darimi de tahdis etti... Enes dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) aydınlık beyaz tenli idi. Teri inci gibi idi.
Yürüdüğünde sağa sola meylederdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
avucundan daha yumuşak ne bir atlasa ne bir ipeğe dokunmuş değilim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kokusundan daha hoş ne bir misk ne de bir
amber koklamış değilim.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (6006)
"İlk namaz" dan kasıt öğle namazıdır. "Vildan" küçük
çocuklar demek olup tekili "velid" diye gelir. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in çocukların yanaklarını okşaması güzel ahlakı ve çocuklara
merhameti, onlara yumuşak davranması açıklanmaktadır.
Bu hadislerde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kokusunun hoş olduğu Beyan edilmektedir ki bu
da yüce Allah'ın O'na ikramda bulunup verdiği bir üstünlüktü.
İlim adamları der ki: O
hoş koku sürünmemiş olsa dahi bu hoş koku Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in bir sıfatı idi. Bununla birlikte O, meleklerle karşılaşması, vahyi
alması, müslümanlarla oturup kalkması dolayısıyla da kokusunun daha da hoş
olması için çoğu zaman güzel koku kullanırdı.
"Bir attarın
sepetinden çıkartılmış gibi" buradaki "cu' ne: sepet" cim harfi
ötreli, ondan sonra hemzelidir. Hemzenin vav'a dönüştürülmesi (kalb edilmesi)
ile terki de caizdir. Benzerlerinde olduğu gibi. çoğu kimse ya da çoğunluk
"vav" harfine göre zikrederler. Kadı Iyaz dedi ki: Kelime hemzelidir.
Hemzenin telaffuzu bazı hallerde terkedildiği de olur. Cevheri ise kelime
vavlıdır, hemzeli de kullanılabilir, demiştir. Bu ise attaran (koku satıcısının)
içinde eşyasının bulunduğu kaba denilir. Cumhur bunu böyle açıklamışlır.
Kitabul Ayn sahibi ise bunu üstü kapalı yuvarlak bir sepetçik olduğunu
söylemiştir.
(6007) "Ma şememtu:
Koklamadım" Meşhur olan söyleyişe göre ilk mim kesrelidir. (Şemimtu) Ebu
Ubeyd, İbnus Sikkit, el-Cevheri ve başkaları ise fethalı okuyuşunu (şementu)
nakletmişlerdir.
(6008) "ezheruvlev:
aydınlık beyaz" nurlu aydınlık beyaz demek olup renklerin en güzelidir.
"Teri inci gibi
idi." Yani berraklığı ve beyazlığı onun gibiydi.
"Yürüdüğü zaman
sağa sola meylederdi." Buradaki "tekeffee" hemzelidir, hemzesiz
de söylenebilir. çoğu kimse bunun hemzesiz rivayet edildiğini ileri sürmekle
birlikte durum, dedikleri gibi değildir. Şemir dedi ki: Bu sağa sola meyletti
demektir. Geminin sağa sola meyl etmesi gibi. el-Ezheri ise şöyle demiştir: Bu
bir hatadır. Çünkü bu böbürlenen bir kimsenin sıfalıdır. Bunun manası önüne
doğru ve gitmek istediği yere doğru eğilmesi, meyletmesi anlamındadır. Nitekim
başka bir rivayette: "yokuştan aşağı iner gibi (aşağıya doğru)
meylederdi" denilmektedir.
Kadı Iyaz dedi ki: Eğer
bu yaratılış ve doğuştan beraber getirilen bir özellik ise şemirin
açıklamasının doğru olma ihtimali uzak değildir. Çünkü böyle bir yürüyüş bilerek
ve kasten olursa yerilen bir hal olur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
22- NEBİ
(S.A.V.)'İN TER'İNİN HOŞ KOKULU OLDUĞU VE ONUNLA TEBERRÜK BABI