SAHİH-İ MÜSLİM |
FAZİLETLER |
17- باب
تبسمه صلى
الله عليه
وسلم وحسن
عشرته
17- NEBİ (S.A.V.)'İN
GÜLÜMSEMESİ VE GÜZEL GEÇİMİ BABI
69 - (2322) حدثنا
يحيى بن يحيى
أخبرنا أبو
خيثمة عن سماك
بن حرب. قال:
قلت لجابر بن
سمرة:
أكنت
تجالس رسول
الله صلى الله
عليه وسلم؟
قال: نعم.
كثيرا. كان لا
يقوم من مصلاه
الذي يصلي فيه
الصبح حتى
تطلع الشمس.
فإذا طلعت
قام. وكانوا
يتحدثون
فيأخذون في
أمر الجاهلية.
فيضحكون.
ويتبسم صلى
الله عليه
وسلم.
5989-69/1-
Bize Yahya b. Yahya tahdis etti, bize Ebu Hayseme, Simak b. Harb'den şöyle
dediğini haber verdi: Cabir b. Semura'ya: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile aynı mecliste oturup kalkar mıydın, dedim. O, evet, pekçok, dedi.
Kendisi sabah namazını kıldığı yerden güneş doğuncaya kadar kalkmazdı. Güneş
doğdu mu kalkardı. Ashab ise cahiliyeye dair hususlar hakkında konuşmaya dalar
ve gülerlerdi. O ise gülümserdi.
AÇIKLAMA: "Sabah
namazını kıldığı yerinden güneş doğuncaya kadar kalkmazdı. .. O
gülümserdi." Hadiste sabah namazından sonra zikrin ve namazın kılındığı
yerde -mazeret bulunmadığı sürece- kalmanın müstehap olduğu hükmü
anlaşılmaktadır.
Kadı Iyaz dedi ki: Bu,
selefin ve ilim ehlinin yaptıkları bir sünnetti. Onlar bu vakitte güneş
doğuncaya kadar sadece zikir ve dua ile uğraşırlardı.
Yine bu hadisten,
cahiliye dönemi insanları ile onlardan başka diğer ümmetlerin haberleri
hakkında konuşmanın da caiz olduğu, gülmenin de caiz olduğu ama daha faziletli
olanın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in genel olarak yaptığı gibi
gülümsemekle yetinmek olduğu hükmü de anlaşılmaktadır. İlim adamları der ki:
Çokça gülmek mekruhtur. Belli bir mertebe sahibi ile ilim ehlinin bunu yapması
ise daha çirkindir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: