SAHİH-İ MÜSLİM

FAZİLETLER

 

6- NEBİ (S.A.V.)'İN ÜMMETİNE ŞEFKATİ VE KENDİLERİNE ZARAR VERECEK ŞEYLERDEN ONLARI SAKINDIRMAKTA MÜBALAĞA GÖSTERMESİ BABI

 

5913-16/1- Bize Abdullah b. Berrad el-Eş'ari ve Ebu Kureyb -lafız Ebu Kureyb'e ait olmak üzere- tahdis edip, dediler ki: Bize Ebu Usflme Bureyd'den tahdis etti, o Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şüphesiz benim misalim ile Allah'ın benimle gönderdiğinin misali kavminin yanına gidip de: Kavmim, gerçekten ben orduyu gözlerimle gördüm ve ben size çıplak uyarıcıyım. Kurtulmaya bakın diyen bir adamın misaline benzer. Kavminden bir grup ona itaat ederek gece vakti erkenden yola koyulup yavaş yavaş yol alırlar. Aralarından bir grup da yalanlayarak oldukları yerde sabahı ettiler. Sabah olunca da ordu onlara baskın yaptı. Hepsini helak edip onları toptan imha eder. İşte bana itaat edip getirdiklerime uyan kimsenin misali ile bana karşı gelip getirdiğim hakkı yalanlayanın misali budur. "

 

Diğer tahric: Buhari, 6482, 7283

 

 

 

5914-17/2- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti. Bize Muğire b. Abdurrahman el-Kuraşi, Ebu Zinad’DAN tahdis etti, o A'rec'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim misalim ile ümmetimin misali bir ateş yakan bir adamın misaline benzer. Hayvanlar ve kelebekler o ateşin içine düşmeye başlar. Ben sizi bellerinizden yakalamış olduğum halde siz zorla onun içine atılıyorsunuz" buyurdu.

 

Diğer tahric: TIrmizi, 2874

 

 

 

5915- .. ./3- Bunu bize Amr en-Nakid ve İbn Ebu Ömer de tahdis edip, dediler ki: Bize Süfyan, Ebu Zinad’DAN bu isnad ile buna yakın olarak tahdis etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5916-18/4- Bize Muhammed b. Rafi' tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediğini haber verdi: Bu{nlar) Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye bize naklettiği hadislerdir. Böyle deyip çeşitli hadisler zikretti. Onlardan birisi de şudur: Ayrıca Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Benim misalim bir ateş yakan adamın misaline benzer. Ateş etrafını aydınlatınca kelebelekler ve şu ateşin içindeki hayvanlar onun içine düşmeye başlarlar. Ateşi yakmış olan adam onlara engel olmak istediği halde onlar ondan kurtularak ateşin içine düşerler. İşte benim misalim ile sizin misaliniz de bunun gibidir. Ben sizi ateşe düşmemeniz için ateşten uzak dur, ateşten uzak dur diyerek bellerinizden yakaladığım halde siz benden kurtularak onun içine atılıyorsunuz" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5917-19/5- Bana Muhammed b. Hatim tahdis etti, bize İbn Mehdi tahdis etti, bize Selim, Said b. Mina'dan tahdis etti, o Cabir'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Benim misalim ile sizin misaliniz bir ateş yakan bir adama benzer. Derhal cırcırlarla kelebekler o ateşin içine düşmeye başlarlar. Kendisi ise onları ateşten uzaklaştırmaya gayret eder. Ben de ateşe düşmemeniz için sizi bellerinizden yakaladığım halde sizler benim elimden kurtuluyorsunuz."

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (5913) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Şüphesiz ben çıplak uyancıyım (en-nezirul uryan)" buyruğu ile ilgili olarak ilim adamları şu açıklamayı yapmışlardır: İşin aslı şudur: Bir adam kavmini uyarıp onlara korkmalarını (tedbir almalarını) gerektiren bir hususu bildirmek istedimi, elbisesini çıkanr ve elbisesi ile -onlardan uzak bulunuyorsa- onlara yaklaşan tehlikeyi haber vermek maksadı ile işaret eder. Bu işi yapanların çoğunluğu, onların öncüleri ve onları kontrol edip gözetleyenleridir. Derler ki: Bunu böyle yapmfu;ının sebebi görenin bunu daha açık görmesi, daha garip ve görünüş itibari ile daha kötü olmasından dolayıdır. Bu sebeple bu hal düşmana karşı gerekli hazırlıklan yapmaları için daha ileri derecede teşvik edicidir.

 

Bunun, ben düşman ordusunun kendisine yetiştiği ve elbisesini aldığı uyarıcıyım. İşte bu çıplak halimle sizleri uyanyorum anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

"en-neca" sonu medli olarak kendinizi kurtarmaya bakın, kurtarmanın yollarını arayın demektir. Kadı Iyaz dedi ki: Bu lafzın bilinen kullanımı tekil için olduğu taktirde medli söylenmesidir. Ebu Zeyd ise burada kasr ile söyleneceğini de nakletmiştir. Eğer bunu tekrar edecek olurlarsa bu taktirde hem medli hem de kasır ile "en-neca en-neca" derler.

 

"Geceleyin yola koyulurlar ve ağır ağır giderler." İdlac gecenin ilk vaktinde yola koyulmak demektir. İsmi dal harfi fethalı olarak "delce" diye gelir. Eğer gecenin son vaktinde çıkılacak olursa dal harfi şeddeli olarak "iddelece" diye kullanılır. Bunun da ismi dal harfi ötreli olarak "dulce" diye gelir. İbn Kuteybe ve başkaları da şöyle demiştir. Kimileri bunların her birisi hakkında da her iki şeklin kullanılmasını caiz görmüştür.

 

"Ala mühletihim: yavaş yavaş, ağır ağır" ibaresi bütün nüshalarda bu şekilde mim harfi ötreli he harfi sakin ve lam harfirıden sonra te ile kaydedilmiştir. el-Cem Beyne Sahihayn'de ise te harfi getirilmeden mim ve harfleri fethalı olarak "ala mehelihim" diye kaydedilmiştir. Her ikisi de doğrudur.

 

"Ordu sabahleyin onlara baskın yaptı, onları helak etti, onları toptan imha etti" onların köklerini kuruttu demektir.

 

(5917) "Cırcırlar ve kelebekler içine dÜşmeye başladılar" diğer rivayette (5614) "hayvanlar ve kelebekler" denilmektedir. Bir rivayette (5914) "ben bellerinizden sizi yakalamış olduğum halde siz de onun içine atılıyorsunuz" denilirken diğer rivayette (5917) "siz ise ellerinden kurtulmaya çalışıyorsunuz" denilmektedir.

 

Feraş: kelebekler, Halil'in, dediğine göre bu sivrisİnek gibi uçan bir canlıdır. Başkaları ise ateşe düşen küçük sivrisinekler gibi görünenlerdir. Cenadib ise "cundub"un çoğulu olup bunun da üç söyleyişi vardır. Dal harfi ötreli (cundub) ve fethalı (cundeb) şekilleri üçüncüsü ise Kadı Iyaz'ın naklettiği şekilde cim harfi kesreli ve dal harfi fethalı (cindeb) söyleyişidir. çoğulu olan (cenadib) ise çekirgelere benzeyen cırcırlardır. Ebu Hatim dedi ki: cırcır yaratılışı itibari ile çekirgeye benzeyen çekirge gibi dört kanatlıdır. Ondan daha küçük olup uçar ve geceleyin ileri derecede ses çıkartır. Başka şekilde de açıklanmıştır.

 

"Tekahhum: Atılmak" ise ileri atılmak ve kendisini sağlama almadan zor işlere kendini atmaktır. Huczenin çoğulu olan "hucez" ise peştemallerin şalvarların bağlandığı yerdir.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ben de sizi bellerinizden yakalıyorum " anlamındaki ibare iki şekilde rivayet edilmiştir. Birisi hı harfi kesreli ve zel harfi ötreli olmak üzere ismi fail (etken ortaç) "ahizun" şeklinde diğeri ise muzari mı olarak ve tenvinsiz şekilde zel harfi ötreli "ahızu: tutmuş olduğum halde" şeklindedir. Birincisi daha meşhur olmakla birlikte her ikisi de sahihtir.

 

"TeffelletUn: kurtuluyorsunuz" iki şekilde rivayet edilmiştir. Birisi te harfi fethalı fe şeddeli ikincisi te harfi ötreli fe harfi sakin şeddesiz lam kesreli (tüflitun) rivayetidir. Her ikisi de sahihtir. Elinden kurtulmak ve kaçmak için seninle çekişen sonra da kurtulup kaçan kimse hakkında kullanılır.

 

Hadiste anlatılmak istenen de şudur: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), cahillerin ve masiyetleri ile şehvet ve arzuları ile muhalefet edenlerin ahiretteki ateşe ardı arkasına düşmelerini ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bundan onları alıkoymak ve onları alıkoyabilmek için de engelleyebileceği yerlerinden onları yakalamak istediği halde o ateşin içine düşmekteki ısrarlarını hevası sebebi ile ve ayırdetme gücünün zayıflığından ötürü dünya ateşine ardı arkasına dökülen kelebeklere benzetmektedir. Her ikisi de bu halleri ile kendi kendisini helak etmeye çokça uğraşmakta ve bilgisizliğinden ötürü bu yolda da ÇalıŞıP çabalamaktadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

7- NEBİ (S.A.V.)'İN NEBİLERİN SONUNCUSU OLDUĞU BABI