SAHİH-İ MÜSLİM |
RÜYA |
1- RÜYANIN ALLAH'TAN
(BİR LÜTÜF) VE NÜBÜVVET'TEN BİR PARÇA OLDUĞUNA DAİR BİR BAB
5857-111- Bize Amr
en-Nakid, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer birlikte İbn Uyeyne’DEN -lafız İbn
Ebu Ömer'e ait olmak üzere- tahdis etti. Bize Süfyan, Zühri'den tahdis etti, o
Ebu Seleme'den şöyle dediğini rivayet etti. Ben rüya görüyordum da bundan
dolayı sıtmaya yakalanmış gibi titrerdim. Ancak örtünmezdim. Nihayet Ebu Katade
ile karşılaştım ve bu hali ona söyledim. O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Rüya Allah'tandır. Hul
(kötü rüya) ise şeytandandır. Sizden biriniz hoşuna gitmeyen bir hul görecek
olursa, sol tarafına üç defa tükürür gibi yapsın ve şerrinden Allah'a
sığınıversin. Şüphesiz ki o kendisine zarar vermeyecektir. "
Diğer tahric: Buhari,
5747, 6984,6995, 7005, 7044; Ebu Davud, 5021; Tırınizi, 2277; İbn Mace, 3909
5858- .. ./2- Bize İbn
Ebu Ömer de tahdis etti. Bize Süfyan, Ebu Talha'nın azadlısı Muhammed b.
Abdurrahman, Said'in iki oğlu Abdu Rabbih ve Yahya’DAN ve Muhammed b. Amr b.
Alkame’DEN tahdis etti. Bunlar Ebu Seleme'den, o Ebu Katade'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti. Ama onların hadisi
rivayetlerinde Ebu Seleme'nin: Ben bir rüya görürdüm de ondan dolayı sıtmaya
yakalanmış gibi titrerdim fakat örtünmezdim sözlerini zikretmedi.
5859- .. ./3- Bana
Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus haber
verdi. (H.) Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd de tahdis edip dedi ki: Bize
Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer haber verdi, ikisi Zühri’DEN bu isnad ile
rivayet etti. Ama ikisinin de hadisi rivayetlerinde "ondan dolayı sıtmaya
yakalanmış gibi titrerdim" ibaresi yoktur. Yunus'un hadisinde de:
"Uykusundan uyandığı zaman sol tarafına üç defa tükürsün" ibaresini
ekledi.
5860-2/4- Bize Abdullah
b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti, bize Süleyman -yani b. Bilal- yahya b.
Said'den şöyle dediğini tahdis etti. Ebu Seleme b. Abdurrahman'ı şöyle derken
dinledim: Ebu Katade'yi şöyle derken dinledim: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i şöyle buyunırken dinledim: "Rüya Allah'tandır, hulm ise
şeytandandır. Bu sebeple sizden bir kimse hoşuna gitmeyecek bir şey görecek
olursa, sol tarafına üç defa tükürür gibi yapsın ve onun şerrinden Allah'a
sığınsın. Muhakkak o (rüya) ona zarar vermeyecektir"
(Ebu Seleme) dedi ki:
Şüphesiz ben bir rüya görürdüm de bana bir dağdan daha ağır getirdi. Bu hadisi
işittikten sonra arbk ona aldırmaz 0ldum.
5861- .. ./5- Bunu bize
Kuteybe ve Muhammed b. Rumh da Leys b.
Sa'd'dan tahdis etti.
(H.) Bize Muhammed b. el-Müsenmı da tahdis etti, bize Abdulvehhab -yani
es-Sekafi- tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize
Abdullah b. Numeyr tahdis etti, hepsi Yahya b. Said'den bu isnad ile rivayet
etti.
es-Sakafi'nin hadisinde:
Ebu Seleme: Şüphesiz ben rüyayı görürdüm de, dedi, ibaresi bulunmakla birlikte
Leys'in ve İbn Numeyr'in hadisi rivayetlerinde Ebu Seleme'nin sözünden itibaren
hadisin sonuna kadar olan kısım yoktur.
İbn Rumh da bu hadisi
rivayetinde: "Ve yattığı yanını değiştirip öbür yanına yatsın"
ibaresini eklemiştir.
5862-3/6- Bana
Ebu't-Tahir de tahdis etti ... Ebu Seleme b. Abdurrahman, Ebu Katade'den, o
RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Salih rüya Allah'tandır. Kötü rüya şeytandandır. Sizden biri rüya görüp
de o rüyasının herhangi bir şeyinden hoşlanmayacak olursa sol tarafına tükürür
gibi yapsın ve şeytandan Allah'a sığınsın. O rüya ona zarar vermeyecektir. Onu
da kimseye anlatmasın. Eğer güzel bir rüya görecek olursa sevinsin ve
sevdiklerinden başkasına haber vermesin. "
5863-417- Bize Ebu Bekr
b. Hallad el-Bahili ve Ahmed b. Abdullah elHakem tahdis edip, dedi ki ... Ebu
Seleme dedi ki: Şüphesiz ben bir rüya görürdüm ve o beni hasta ederdi. Sonra
Ebu Katade ile karşılaştım. O dedi ki: Ben de gerçekten bir rüya görürdüm ve o
beni hasta ederdi. Nihayet Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle
buyururken dinledim: "Salih (iyi) rüya Allah'tandır. Bu sebeple sizden
biriniz sevdiği bir rüya görürse bunu ancak sevdiği kimselere anlatsın. Eğer
hoşuna gitmeyen bir rüya görürse sol tarafına üç defa tükürür gibi yapsın ve
şeytanın şerrinden ve o rüyanın şerrinden Allah'a sığınsın, onu da kimseye
anlatmasın. Şüphesiz o rüyanın ona zaran olmayacaktır. "
5864-5/8- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize İbn Rumh da tahdis etti,
bize Leys, Ebu Zubeyr’DEN haber verdi, o Cabir'den, o Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Biriniz
hoşlanmadığı bir rüya görürse sol tarafına üç defa tükürsün ve üç defa
şeytandan Allah'a sığınsın ve (rüyada iken) yattığı yan tarafından öbür
tarafına dönsün. "
Diğer tahric: Ebu
Davud, 5022; İbn Mace, 3908
AÇIKLAMA: (5857)
"Ben bir rüya görürdüm de ondan dolayı sıtmaya yakalanmış gibi titrerdim.
Ancak örtünmezdim." Yani sıtmaya yakalanmış gibi sanlıp sarmalanmazdım.
"U'ra: sıtmaya yakalanmış gibi titrerdim" hemze ötreli ayn harfi
sakin re harfi fethalı olup onun hakkında zahiri bilgim dolayısı ile korktuğum
için sıtmalı gibi oluyordum demektir. Dil bilginlerinin, dediklerine göre ayn
harfi ötreli re harfi de şeddesiz olarak ura yuri diye kullanılır. Bu da
sıtmanın sebep olduğu titreme demektir.
"Rüya Allah'tandır,
hul şeytandandır." Hill (kötü / şeytani rüya) ha harfi ötreli lam harfi
sakindir. Rüya lafzında hemze bulunmakla birlikte ortadaki bu hemzenin
söylenmemesi de (ruya) da caizdir.
İmam Mazen dedi ki:
Rüyanın hakikati hakkında ehl-i sünnetin görüşü şudur: Şanı yüce Allah uyuyan
kimsenin kalbinde tıpkı uyuyanın kalbinde yarattığı gibi bir takım inançlar /
kanaatler yaratır. Şanı yüce Allah da dilediğini yapandır. Ne uyku hali ne
uyanıklık onun dilediğini yapmasına engel değildir. O bu inançlan (kanaatleri)
yarattığı zaman da sanki bunu ikinci bir halde yaratacağı yahut daha önce
yaratmış olduğu başka bir takım hususlara dair bir bilgi olarak göstermiş
gibidir. Uyuyanın kalbinde -kendisi uçucu olmadığı halde- uçmayı yarattığı
zaman bunun azami anlamı onun vakıada farklı olan bir hususa inanmış olmasıdır.
Böylelikle bu inanış -yüce Allah'ın bulutu yağmura alamet olarak yarattığı
gibi- başka şeye bir alamet olur. Hepsi de yüce Allah'ın yarattığıdır. Ama o
şeytanın hazırda bulunmadığı bir halde onu sevindirecek şeylere bir alamet
olarak kıldığı rüya ve inançlan yaratır. Zararlı olan şeylere alamet olan
hususları da şeytanın hazır bulunması halinde yaratır. Bu sebeple o rüyanın
yanında hazır bulunduğu için o mecazen şeytana nispet edilir. Gerçekte ise onun
bir fiili müdahalesi yoktur. İşte Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in:
"Rüya Allah'tandır, hul şeytandandır" buyruğunun anlamı budur. Yoksa
şeytan da bir şeyler yapıyor anlamında değildir. Buna göre rüya, sevilen
rüyanın adı hul ise hoşlanılmayan rüyaların adıdır. el-Mazen'nin açıklamalan
bunlardır.
Başkası da şöyle
demiştir: Sevilen rüyanın Allah'a izafe edilmesi şereflendirme izafeti
(izafet-i teşrif)dir. Halbuki hoşlanılmayan rüya böyle nisbet edilmez. Bununla
birlikte her ikisini de yaratan yüce Allah'br. O'nun tedbir ve iradesi ile
meydana gelir. Bunlarda şeytan ın bir etkisi yoktur. Ama hoşlanılmayan rüyadan
o da hazır olur, onu beğenir ve ondan dolayı da sevinir.
"bu sebeple biriniz
hoşlanmadığı bir hul görürse." kendisine asla zarar vermeyecektir"
daha önce açıklandığı gibi "haleme: hul gördü" lam harfi fethalıdır.
Hul ise ha harfi ötreli lam harfi sakindir. Sol tarafına üç defa tükürür gibi
yapsın" diğer rivayette (5859) "Uykusundan uyandığı zaman sol tarafına
üç defa tükürsün" başka bir rivayette (5863) "sol tarafına üç defa
tükürsün ... " diğer rivayette (5864) "sol tarafına üç defa tükürsün
... " denilmektedir. Bu rivayetlerden anlaşıldığı üzere "felyenfüs
(tükürür gibi yapsın)" felyemsuk ve felyetful (tükürsün) diye üç lafız
zikredilmiştir. Rivayetlerin çoğunluğu ise "felyenfus (tükürür gibi
yapsın)" şeklindedir. Daha önce Tıp Kitabında bu lafızlar arasındaki fark
ve her üçü de aynı manadadır, belki de hepsinden kasıt tükürüksüz latif bir
üfürmek / üflemek demek olan nefesdir diyenler de açıklanmış idi. Bu durumda
(tükürmek anlamındaki) tefl ve bask da mecazi olarak ona göre yorumlanır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "o kendisine zarar vermeyecektir" buyruğu da şu
demektir: Böyle yapmayı şanı yüce Allah bu rüyadan dolayı meydana gelecek
hoşlanılmayan halden kurtulmak ve esenliğe kavuşmak için bir sebep yaratmıştır.
Tıpkı sadakayı malı korumaya ve belayı def etmeye sebep olarak takdir etmiş
olduğu gibi.
Bu rivayetlerin cem
edilip hepsi ile birlikte amel edilmesi gerekir. Buna göre hoşuna gitmeyen bir
rüya görecek olursa sol tarafına üç defa tükürüp bu arada: euzu billahi
mineşşeytan ve min şerriha: Şeytan’DAN ve şerrinden Allah'a sığınınm desin,
öbür tarafına dönsün ve (sonra) iki rekat namaz kılsın. Böylelikle bütün rivayetlerle
amel etmiş olur. Şayet yalnız bunların bir kısmını yapacak olursa hadislerin
açıkça ifade ettikleri gibi yüce Allah'ın izni ile onun zararını önlemek için o
kadarı da yeterli olur.
Kadı Iyaz dedi ki: Üç
defa (sola) tükürür gibi yapmayı emretmesi hoşlanmadığı rüyasında hazır
bulunmuş olan şeytanı kovmak, onu tahkir etmek ve ondan tiksinmeyi ifade etmek
içindir. Özellikle sol tarafa bunu yapmasının istenmesi ise solun kirli,
hoşlanılmayan ve benzeri şeylerin tarafı oluşundan dolayıdır. Sağ ise onun
zıddıdır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in hoşlanılmayan rüya hakkında: "Onu kimseye
anlatmasın" buyurmasının sebebi de şudur: Belki o kişi bu rüyayı zahiren
görünen şekline uygun olarak hoşlanılmayan bir şekilde yorumlayabilir ve bu
yorum da ihtimal dahilinde olduğu için o yorum yüce Allah'ın takdiri ile bu
şekilde gerçekleşebilir. Çünkü rüya bir kuşun ayağı üzerindedir. Bu da şu
demektir: Rüyanın iki ihtimali olup bu iki ihtimalden birisine göre
yorumlanacak olursa o yoruma yakın bir şekilde gerçekleşir. ilim adamlarının,
dediklerine göre bazen rüyanın zahiri görünüşü hoşlanılmayan bir şekil olmakla
birlikte sevilen bir şekilde yorumlanabilir. Aksi de mümkündür. Bunu bu işin
ehli olan kimseler bilir.
Sevilen güzel rüya
hakkında Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Onu ancak sevdiğine
haber versin" buyurmasının sebebi de şudur: Bu rüyasını sevmediği bir
kimseye bildirecek olursa o kimsenin nefret ya da kıskançlığı kendisini hoş
olmayan bir şekilde yorumlamaya itebilir ve o taktirde yorumlandığı şekli ile
de gerçekleşir. Böylelikle de rüya kötü bir şekilde yorumlandığı için o halde
üzülür ve rahatsız olur. Allah en iyi bilendir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Salih rüya ve kötü rüya" tabirleri ile ilgili
olarak Kadı Iyaz dedi ki: Salih rüya ile güzel rüya" tabirleri zahiren
güzel anlamına gelme ihtimali olduğu gibi onun sahih bir rüya olduğu da
kastedilebilir. Kötü rüya ifadesi de yine aynı şekilde iki anlama gelebilir.
Birisi zahiren kötü diğeri ise te'vili kötü demektir.
(5862) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Güzel bir rüya görürse onu anlatsın ...
" Nüshaların bir çoğunda ye harfi ötreli, ondan sonraki be sakin olmak
üzere "felyubşir" şeklinde ibşar ve büşra (sevinmek, müjdelemek)den
gelmektedir. Bazılarında ise ye harfi fethalı olarak (felyebşir) bazılarında
ise neşr kökünden gelmek üzere (nun) ile (felyenşur) şeklindedir ki bu da
yaymak anlamındadır.
Kadı Iyaz el-Meşarik ile
(Müslim) şerhinde bu bir tashiftir, demiştir. Bazılarında da sin harfi ile
"felyestur" (gizlesin) diye "setr (etmek)"den gelmektedir.
Allah en iyi bilendir.
5865-6/9- Bize Muhammed
b. Ebu Ömer el-Mekki tahdis etti, bize Abdulvehhab es-Sakafi, Eyyub
es-Sahtiyani’DEN tahdis etti, o Muhammed b. Sirin'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Zaman
yaklaştığı vakit müslümanın rüyası hemen hemen yalan çıkmaz. Aranızda rüyası en
doğru çıkanınız sözü en doğru olanınızdır. Müslümanın rüyası nübüvvetin kırk
beş cüzünden bir cüzdür. Rüya üç kısımdır. Birisi salih rüya olup Allah'tan bir
müjdedir. Diğeri şey tanın üzüntü verdiği bir rüyadır. Bir diğer rüya çeşidi de
kişinin kendi kendisi ile konuşmasındandır. Sizden biriniz hoşuna gitmeyen bir
şey görecek olursa kalkıp namaz kılsın ve onu insanlara anlatmasın."
(Ravi) dedi ki: Ben (rüyada) bukağıyı severim ama tasmadan hoşlanmam, bukağı
dinde sebat demektir." Bu sözler hadisten midir yoksa bunları İbn Sirin mi
söylemiştir bilmiyorum.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 5019; Tırmizi, 2270
5866- .. ./10- Bana
Muhammed b. Rafı'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer,
Eyyub'dan bu isnad ile haber verdi ve hadisi rivayetinde dedi ki: Ebu Hureyre
dedi ki: Bukağı hoşuma gider ama tasmadan hoşlanmam. Bukağı dinde sebat
demektir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurdu: "Müminin
rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür. "
Diğer tahric: Tirmizi,
2291
5867- .. ./11- Bana Ebu
Rabi' tahdis etti, bize Hammad -yani b. Zeyd- tahdis etti, bize Eyyub ve Hişam
Muhammed’den tahdis etti, o Ebu Hureyre'den: Zaman yaklaştığı vakit. .. , dedi
ve hadisi nakletti ama hadisinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'i
sözkonusu etmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5868- .. ./12- Bunu bize
İshak b. İbrahim de tahdis etti ... Muhammed b.
Sirin, Ebu Hureyre'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet etti ve hadisin arasına
"ve ben tasmadan hoşlanmam" ibaresini sözün tamamına kadar derc etti.
Ayrıca "rüya nübüvvetin kırk allı cüzünden bir cüzdür" ibaresini zikretmedi.
Diğer tahric: Buhari,
7017 -muaallak olarak-
5869-7/13- Bize Muhammed
b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer ve Ebu
Davud tahdis etti. (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Abdurrahman b.
Mehdi tahdis etti, hepsi Şu'be'den rivayet etti. (H.) Bize Ubeydullah b. Muaz
da -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be,
Katade’DEN tahdis etti, o Enes b. Malik'den, o Ubade b. es-Samit’DEN şöyle
dediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminin
rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6988; Ebu Davud, 5018; TIrmizi, 2271
5870- .. ./14- Bize
Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be, Sabit el-Bünani'den
tahdis etti, o Enes b. Malik'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
bunun aynısını rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5871-8/15- Bize Abd b.
Humeyd tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Şüphesiz müminin rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür"
buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 3894
5872- ... /16- Bize
İsmail b. el-Halil de tahdis etti, bize Ali b. Mushir, A'meş'den haber verdi.
(H.) Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize A'meş, Ebu
Salih'den tahdis etti, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanın
gördüğü -yahut kendisine gösterilen- rüyası" İbn Mushir'in hadisinde ise
"salih rüya, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5873- .. ./17- Bize
Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Abdullah b. Yahya b. Ebu Kesir haber verip
dedi ki: Babamı şöyle derken dinledim: Bize Ebu Seleme, Ebu Hureyre'den tahdis
etti, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Salih adamın rüyası
nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5874- .. ./18- Bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Osman b. Ömer tahdis etti, bize Ali
-yani b. el-Mubarek- tahdis etti. (H.) Bize Ahmed b. el-Münzir de tahdis etti,
bize Abdussamed tahdis etti, bize Harb -yani b. Şeddad- tahdis etti.
(İbnu'l-Mübarek'le) ikisi Yahya b. Ebu Kesir'den bu isnad ile rivayet etti.
Diğer tahric: İbnu'l-Müsenna
ile Ahmed b. Mürızir'in hadisini Yalnız Müslim rivayet etmiştir
5875- .. ./19- Bize
Muhammed b. Hari'de tahdis etti ... Ebu Hureyre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den diye Abdullah b. Yahya b. Ebu Kesir'in babasından rivayet ettiği
hadisin aynısını rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5876-9/20- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ebu Usame tahdis etti. (H.) Bize İbn Numeyr de
tahdis etti, bize babam tahdis etti, (Ebu Usame ile) birlikte ikisi dedi ki:
Bize Ubeydullah, Nafi'den tahdis etti, o İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Salih rüya nübüvvetin
yetmiş cüzünden bir cüzdür" buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 3897
5877- .. ./21- Bunu bize
İbnu'l-Müsenna ve Ubeydullah b. Said de tahdis edip, dediler ki: Bize Yahya,
Ubeydullah'dan bu isnad ile tahdis etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5878- .. ./22- Bunu bize
Kuteybe ve İbn Humh da Leys b. Sa'd'dan tahdis etti. (H.) Bize İbn Ebu Fudeyk
de tahdis etti, bize Dahhak -yani b. Osmanhaber verdi (Leys ile) ikisi Nafi'den
bu isnad ile rivayet etti. Leys'in hadisinde şöyle denilmekedir: Nafi dedi ki:
Zannederim İbn Ömer: "Nübüvvetin yetmiş cüzünden bir cüz", dedi,
Diğer tahric: Kuteybe
ile İbn Ebu Fudeyk'in hadisini Yalnız Müslim rivayet etmiştir;
AÇIKLAMA: (5865)
"Zaman yaklaştığında müslümanın rüyası hemen hemen yalan çıkmaz. "
Hattabi ve başkaları dedi ki: Denildiğine göre zamanın yaklaşması
"Aranızda rüyası en
doğru çıkan sözü en doğru olanınızdır. " Hadis zahiri itibari ile
mutlaktır. Kadı Iyaz da bazı ilim adamlarından şu kanaati nakletmektedir: Bu
ilmin ardının arkasının kesileceği, alimlerin ve salih insanların sözü ile
ameli ile aydınlanılan kimselerin olmayacağı ahir zamanda olacaktır. Yüce Allah
bunu bu eksiği telafi eden onun yerini tutan ve onlara bir uyarıcı olarak
takdir buyuracaktır. Ama birinci açıklama daha güçlüdür. Çünkü konuşmasında
doğru sözlü olmayan kimsenin rüyasında da rüyasını anlatmasında da tutarsızlık
olur.
(5865) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "müslümanın rüyası nübüvvetin kırk beş
cüzünden bir cüzdür" diğer bir rivayette (5866) "müminin rüyası
nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür" bir diğer rivayette (5866)
"salih rüya nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür" bir diğer
rivayette (5873) "salih adamın rüyası nübüvvetin kırk beş cüzünden bir
cüzdür" bir diğer rivayette de (5876) "salih rüya nübüvvetin yetmiş
cüzünden bir cüzdür" buyurulmaktadır.
Böylelikle üç farklı
rivayet gelmiş bulunmaktadır. Meşhur olan kırk altı'da bir, ikincisi kırk beş,
üçüncüsü de yetmiş cüz (den bir cüz) rivayetidir.
Müslim'den başka
kaynaklarda İbn Abbas'ın rivayetinde "kırk cüzden bir cüz" şeklinde
iken bir rivayette de kırk dokuz (cüzden bir cüz) denilmektedir. Abbas
{radıyallahu anh)'ın rivayetinde "elli cüzden", İbn Ömer rivayetinde
"yirmi altı (cüzden)" Ubade rivayetinde ise "kırk dört
cüzden" denilmektedir.
Kadı Iyaz dedi ki:
Taberi, bu farklılığın rüyayı gören kişinin durumunun farklılığına bağlı
olduğuna işaret etmektedir. Salih müminin rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden
bir cüz olur, fasığın rivayeti ise yetmiş cüzden bir cüz olur.
Bundan maksadın
rüyaların kapalı alanlarının yetmiş cüzden bir cüz, açık seçik olanlarının ise
kırk altı cüzden bir cüz anlamında olduğu da söylenmiştir.
Hattabi ve başkaları
dedi ki: Kimi ilim adamı da şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e yirmi üç yıl boyunca vahiy geldi. Bunun on yılı Medine'de, on üç yılı
Mekke'de idi. Bundan önce ise allı ay boyunca vahiy ona rüyada gösterilirdi. Bu
ise kırk altı cüzden bir cüzdür.
el-Mazeri dedi ki: Bir
diğer açıklamaya göre maksat şudur: Rüyaların, O'nun gördüklerine benzeyen
tarafları vardır. Ayrıca (salih kimselerin) rüyalarının (nübüvvete) nübüvvetin
kırk altı'da birini benzerliği vardır. Bazıları birinci görüşü Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in nübüvvetten önce rüya gördüğü sürenin altı ay
olduğu Sabit olmamıştır denilerek ve ayrıca nübüvvetten sonra çok sayıda
rüyalar gördüğü ve bunların da altı aya eklenmesi gerektiği bu durumda da
oranın değişiklik göstereceğini söyleyerek tenkit etmişlerdir.
el-Mazerı dedi ki: Bu
ikinci itiraz geçersizdir. Çünkü meleğin gönderilmesi sureti ile vahiyden sonra
görülen rüyalar sayılmaz ama bununla şunun kastedilmiş olma ihtimali de vardır:
Rüyada gayba dair haber vermek sözkonusudur. Bu da nübüvvetin semerelerinden
birisidir. Ama bu nübüvvetin sınırları içinde değildir. Çünkü yüce Allah'ın
şeriatleri bildiren hükümleri açıklayan bir nebi gönderip, bu nebinin ebediyyen
gayb olan bir hususu haber vermemesi mümkündür. Bu durumu ise onun nübüvvetine
bir gölge düşürmez ve nübüvvetin maksadını etkilemez. Nübüvvetin bir bölümünü
teşkil eden bu gayba dair haber vermek ise meydana gelecek olursa ancak doğru
olarak meydana gelir. Allah en iyi bilendir.
Hattabi dedi ki: Bu
hadis rüyanın durumunu daha da pekiştirmekte, rüyanın konumunu tahkik
etmektedir. Rüyanın nübüvvetin bölümlerinden bir cüz olması ancak nebiler
hakkındadır. Başkaları hakkında değildir. Nebilere de -Allah'ın salat ve
selamları onlara- uyanıkken vahiy gönderildiği gibi uykuda iken de vahiy
gönderilirdi. Hattabi (devamla) dedi ki: Bir ilim adamının, dediğine göre
hadis: Nübüvvette muvafakat etmek sureti ile gelen rüya kastedilmektedir. Çünkü
bu nübüvvetten geriye kalan bir cüzdür. Allah en iyi bilendir.
(5865) "Ben ise
bukağıyı severim ama tasmayı sevmem. Bukağı ise dinde sebattır." İlim
adamları der ki: Bukağıyı sevmesinin sebebi iki ayağa konulmasından dolayıdır.
Bu ise masiyetlerden, kötülüklerden ve çeşitli batıllardan alıkoymaktır.
Tasmanın konulduğu yer ise boyundur. Bu da cehennemliklerin niteliğidir. Yüce
Allah da: "Biz onların boyunlarına tasmalar koyduk" (Yasin, 8) ve:
"O vakit tasmalar onların boyunlarında olacaktır" (Mümin, 71)
buyurmaktadır.
Rüya tabiri alimleri de
bu iki lafzı çeşitli konumlara yerleştirip şöyle demişlerdir: Bir mescitte
yahut hayır işlenen bir yerde ya da güzel bir halde iken ayaklarına bukağı
vurulduğunu görecek olursa, bu onun bu husustaki sebatına delildir. Aynı
şekilde velayet makamındaki bir kimse bunu görecek olursa onun o makamda sebat
göstereceğine delildir. Bir hasta, bir mahpus, bir yolcu ya da sıkıntılı bir
kimse bunu rüyasında görürse bu da onun orada o halde sebat göstereceğine
delildir. Şayet bukağı ile birlikte bir de tasma bulunursa bu sefer
hoşlanılmayan hal daha da ağır basar. Çünkü bu azaplandırılacakların
niteliğidir.
Tasmaya gelince, eğer
boyunda görülürse yerilen bir durumdur. Eğer beraberinde başka karineler de
bulunursa veliliğe delalet eder. Nitekim her bir vali boynunda tasma olduğu
halde haşredilecektir. Ta ki adaleti onu ondan kurtanncaya kadar. Eğer boynunda
bağ olmayıp elleri bağlı ise bu da güzeldir ve her iki elinin şerden uzak
olduğuna delildir. Bazen bunların cimriliklerine de delil olabilir, yapmayı
niyet ettiği fiilleri yapamayacağına da delil olabilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2- NEBİ
(S.A.V.)'İN: "RÜYADA BENİ GÖREN BENİ GÖRMÜŞ OLUR" BUYRUĞU BABI