SAHİH-İ MÜSLİM |
EDEB |
2- ÜZÜM'E
"KERM" DEMENİN MEKRUH OLDUĞU BABI
5828-6/1- Bize Haccac b. eş-Şair tahdis etti ... Ebu Hureyre
dedi ki: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Biriniz dehre
sövmesin. Çünkü muhakkak Allah dehrdir. Biriniz de üzüme
"kerm" demesin. Çünkü kerm
müslüman olan adama denir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5829-7/2- Bize Amr en-Nakid ve İbn Ebu
Ömer tahdis edip dedi ki: ... Ebu
Hureyre, Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den: "Kerm
demeyin. Çünkü kerm müminin kalbidir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 6183
5830-8/3- Bize Zuheyr b. Harb tahdis etti ... Ebu Hureyre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Üzüme "kerm" adını vermeyin. Çünkü
muhakkak kerm müslüman
adamdır" buyurduğunu rivayet etti,
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5831-9/4- Bize Zuheyr b. Harb tahdis etti... Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden bir kimse "kerm"
demesin. Çünkü kerm ancak müminin kalbidir"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5832-10/5- Bize İbn Rafi
de tahdis etti... Hemmam b.
Münebbih dedi ki:
Bu(nlar} Ebu Hureyre'nin
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den diye bize tahdis
ettikleridir. Sonra aralarında şu hadisin de bulunduğu bazı hadisler zikretti:
Yine Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Sizden bir kimse sakın üzüme
"kerm" demesin. Çünkü kerm
müslüman adamdır" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5833-11/6- Bize Ali b. Haşrem tahdis etti, bize İsa -yani b. YunusŞu'be'den
haber verdi, o Simak b. Harb'den,
o Alkame b. Vail'den, o
babasından, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Sizler "kerm"
demeyin. Ama bunun yerine habele deyin"
buyurduğunu rivayet etti -(habele) ile kastettiği
üzümdür-
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5834-12/7- Bunu bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Osman
b. Ömer tahdis etti, bize Şu'be,
Simak’DEN şöyle dediğini tahdis
etti. Alkame b. Vail'i
babasından naklen dinledim: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Siz: "kerm"
demeyin. Ama ineb ve habele
deyin" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (5828):
"Sizden bir kimse üzüme kerm demesin
... " Bir rivayette (5829) "Çünkü şüphesiz kerm
müminin kalbidir" bir diğer rivayette (5830) "Üzüme kerm demeyin" bir başka rivayette (5834) "Kerm demeyin ama ineb ve habele deyin" buyurulmaktadır
..
Ha fethalı be hem
fethalı hem sakin (habele ve hable
şekillerinde) söylenir. Bu da üzüm ağacıdır.
Bu hadislerde üzüme
"kerm" demenin mekruh olduğu, bunun yerine ineb ya da habele denileceği
hükmü anlaşılmaktadır.
İlim adamları der ki:
Bunun mekruh görülmesinin sebebi "kerm"
lafzını arapların hem üzüm ağacı hem üzümün kendisi
hem de üzümden yapılan içkiye ad olarak kullanmalarıdır. Üzümden elde edilen
şaraba da bu ismi veriş sebepleri de üzümden yapılmış olması ve içkinin kişiyi
ikram yapmaya ve cömertliğe itmesidir. Şeriat bu lafzın, üzüm ve üzüm ağacı
hakkında kullanılmasını mekruh görmüştür. Çünkü onlar bu ismi kullanmışlar ve
bazen bununla şarabı hatırlayabilirler. Şaraba şevklerinin artmasına ve
böylelikle onu içmeye kalkışabilir ya da onu içecek noktaya yaklaşabilirlerdı.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu ismi, ancak müslüman
adamın yahut müminin kalbinin hak ettiğini buyurmaktadır. Çünkü "kerm" -re harfi fethalı olmak üzere- keremden
türemiştir. Yüce Allah da: "Sizin Allah nezdinde en keremliniz en takvalı
olanınızdır" (Hucurat, 13) buyurmaktadır.
Müminin kalbine "kerm" demesi onda imanın, hidayetin, nurun, takvanın
ve bu ismi hak eden niteliklerin bulunmasıdır. Müslüman adam da böyledir.
Dil bilginleri der ki:
Re harfi sakin olmak üzere raculun kermun: kerem sahibi bir adam ve: "İmraetun
kermun: Kerem sahibi bir kadın" denildiği gibi
bunların (erkek ve dişi olarak) tesniyeleri ve
çoğullarının kullanılması halinde de kerm lafzı aynı
şekilde kullanılır. Bütün bu söyleyişlerde re harfi fethalı (kerem) de
söylenebilir, sakin olarak da söylenebilir, bu da kerim (kerem sahibi, cömert,
şerefli) anlamındadır. Böylelikle bu kişi dayf
(misafir) ve adl (adaletli) diye mastar olan lafız
ile nitelendirilmiş olmaktadır. Allah en iyi bilendir .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
3- ABD (KÖLE)
CARİYE (EME) MEVLA VE SEYYİD LAFIZLARINI KULLANMANIN HÜKMÜ BABI