SAHİH-İ MÜSLİM |
SELAM |
13/23- KADIN TABİATLI
KİMSENİN YABANCI KADINLARIN YANINA GİRMESİNİN MEN OLUNMASI BABI
5654-32/1- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Veki' tahdis etti. (H.)
Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Cerir haber verdi. (H.) Bize Ebu
Kureyb de tahdis etti, bize Ebu Muaviye tahdis etti, hepsi Hişam'dan tahdis
etti. (H.) Bize yine Ebu Kureyb de -lafız bu olmak üzere- tahdis etti, bize İbn
Numeyr tahdis etti, bize Hişam, babasından tahdis etti, o Um Seleme'nin kızı
Zeyneb'den, o Um Seleme'den rivayet ettiğine göre kadın tabiatlı birisi yanında
bulunuyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de evde idi. O kadın
tabiatlı kişi Um Seleme'nin kardeşine: Ey Ebu Umeyye'nin oğlu Abdullah! Allah yarın
size Taif'i fethetmeyi nasip ederse ben sana Gaylan'ın kızını salık veririm.
Çünkü o dörtle gelir sekiz ile gider dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onu işitince: "Bu gibi kimseler sizin bulunduğunuz yere
girmesin" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
4324, 5235,5887; Ebu Davud, 4929; İbn Mace, 1902, 2614
5655-33/2- Bize Abd b.
Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezak, Ma'mer'den haber verdi, o Zühri'den, o
Urve'den, o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in zevcelerinin yanına kadın tabiatlı birisi de giriyordu. Çünkü onlar
kendilerini kadınlara mEyli olmayan erkeklerden sayıyorlardı. (Urve) dedi ki:
Bir gün Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girdiğinde o kişi de
zevcelerinden birisinin yanında bulunuyordu. Bu sırada da bir kadından söz
ediyor ve: Geldiği zaman dört ile gelir dönüp gittiği zaman sekiz ile gider
dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dikkat edin ben
bunun burada (da) olanı biteni bildiğini görüyorum. Kesinlikle sizin bulunduğunuz
yere girmesin" buyurdu. (Aişe) Bunun üzerine onu perdenin beri tarafında
bıraktılar.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 4105, 4106
AÇIKLAMA: (5655)
Aişe {r.anha)'nın: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcelerinin
bulunduğu yere kadın tabiatlı birisi giriyordu ... Perdenin beri tarafında
bıraktılar." Dil bilginleri der ki: "Muhannes: Kadın tabiatlı"
nun harfi fethalı ve kesreli (muhannis) de söylenir. Bu huyunda söz ve
hareketlerinde kadınlara benzeyen kişidir. Bazen asıl hilkati de bu şekilde olabilir.
Bazen de kendisini bu şekilde olmak için zorlayabilir. Yakında her iki duruma
dair açıklamalar gelecektir.
Ebu Ubeyd ve diğer ilim
adamları der ki: Bu kadın tabiatlı kişinin söylediği "dört ile gelir sekiz
ile gider" sözü şu demektir: Gelirken onun dört boğumu, giderken sekiz
boğumu görünür. Yani gelişi esnasında her bir yandan iki boğum olmak üzere dört
boğum ile gelir. Bu boğumların her birisinin de iki tarafı vardır. Bu sebeple
geri dönüp gittiği vakit bu boğumların uçları sekiz olarak görünür. Sekiz
anlamındaki lafzın sonunda yuvarlak te gelmesi gerektiği halde zikretmeyiş
sebebi kastolunan kenarlar anlamındaki lafız müzekker olduğundan dolayıdır. Bu
yönü ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'in:
"Ramazan orucunu tutup
da arkasından Şevval ayından altı gün tutan ... " buyruğu gibidir. Mesele
orada açıkça geçmiş bulunmaktadır.
Bu kadın tabiatlı
(muhannes) kimsenin önceleri müminlerin annelerinin bulunduğu yere girip
çıkmasına gelince, hadisten bunun sebebi onun kadınlara meyli olmayan
erkeklerden olduğuna ve böylelikle onun yanlarına girmesinin mübah olduğuna
kanaat getirmeleri idi. ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun bu
şekilde konuştuğunu işitince onun kadınlara meyli olanlardan olduğunu bilmiş
oldu. Ve böylelikle Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onu
hanımlarının yanına girmesini engelledi.
Bu hadisten şu hükümler
anlaşılmaktadır:
1. Muhannes (kadın
tabiatlı) bir kimsenin kadınların yanına girmesine engel olunur ve kadınların
da ona görünmesi engellenir.
2. Böyle bir kimsenin bu
manada kadınlara arzu duyan erkekler hükmünde olduğu beyan edilmektedir.
3. Hayaları alınmış ve
erkeklik organı kesilmiş olan kimsenin hükmü de bu şekildedir. Allah en iyi
bilendir.
Burada sözü edilen
muhannes kişinin adı hususunda ihtilaf edilmiştir. Kadı lyaz'ın dediğine göre
daha meşhur olan adının "Hıt" olduğudur. Doğrusu ise adının nun ve be
harfleri ile "Hinb" olduğudur. Bunu da İbn Deresdevi söylemiş ve:
Bunun dışındaki isimler bir tashiftir, Hinb de ahvak demektir demiş ve şunları
eklemiştir: Bunun mahzunlu Fahite'nin azadlısı Mati' olduğu da söylenmiştir. Bu
ise bir başka hadiste zikredilmiştir. O hadiste Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in burada adı geçen Madi' ile Hiti, Hima denilen kamu adına koruma
altına alınmış yere göndermişti. Ebu Mansur el-Baderdi de buna yakın bir olayı
Medine'de inneh denilen bir adam hakkında zikretmiş ve Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in bunu Hamraul Esed'e sürgün olarak gönderdiğini söylemiştir. Ama
Mahfus olan isim hittir.
İlim adamları der ki: Bu
kişinin Medine'nin dışına çıkartılıp sürülmesinin üç sebebi vardı: Birincisi
hadiste sözü edilen önceleri onun kadınlara meyli olmayan erkeklerden birisi
olduğu sanılmakla birlikte onlardan olması ve bunu diline dolayıp konuşması.
İkincisi kadınların
güzelliklerini ve onların avretlerini erkeklerin huzurunda anlatması. Halbuki
kadının bir başka kadını kocasına anlatması yasaklandığına göre bir erkek başka
erkeklere bunu anlatması nasıl kabul edilebilir.
4. Onun, kadınları
onların vücutlarını ve avretlerini pek çok kadının görmediği şekilde gördüğü
anlaşılmış idi. Ya erkeklerin durumu hakkında ne düşünülür? Özellikle de
Müslim'den başka kaynaklarda onun bu kadını fercine ve etrafına varıncaya kadar
nitelediği de belirtilmektedir. Allah en iyi bilendir.
"Böyleleri
bulunduğunuz yere girmesin." Bu buyruk, bütün hünsalara (kadın
tabiatlılara) bir işarettir. Buna sebep ise onların kadınları nitelemelerini,
kadınlara dair bildiklerini de erkeklere anlattıklarını görmesidir. İlim
adamları der ki: Muhannes (kadın tabiatlı) iki türlüdür. Bunların birincisi bu
şekilde yaratılmış olup, kadınların ahlak ve huylarına, kılıklarına,
konuşmalarına ve hareketlerine kendisini benzetmek için ayrıca zorlamayan,
aksine yüce Allah'ın kendisini baştan beri bu şekilde yaratmış olduğu
kimselerdir. Böyle bir kimse bundan dolayı yerilmez, ona sitem edilmez, bundan
dolayı günah kazanması ve ceza çekmesi söz konusu değildir. Çünkü bu hususta
onun mazereti vardır. Böyle olmakta onun bir payı yoktur. Bu sebeple Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) önceleri bunun kadınların yanına girmesine de
yaratılışının aslına bağlı olarak sahip olduğu huyuna da karşı çıkmamıştı. Ama
daha sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun kadınların
niteliklerini bilmesini anlayınca, ona tepki göstermiş olmakla birlikte onun
niteliklerini ve hünsa olmasını reddetmemiş, buna karşı çıkmamıştır.
İkinci tür kadın
tabiatlılar ise yaratılışından beri böyle olmayan aksine kadınların huylarını,
hareketlerini, hal ve tavırlarını, konuşmalarını taklit etmeye kendisini
zorlayan, onların kılıklarına, kıyafetlerine bürünen kimsedir. İşte sahih
hadislerde kendisine lanet okunan ve yerilen tür budur. Bu da başka hadisteki:
''Allah kadınlar arasından erkeklere benzemeye çalışan kadınlara ve erkekler
arasından kadınlara benzemeye çalışan erkeklere lanet etmiştir" hadisinin
manası budur.
Birinci tür kadın
kılıklı (muhannes) ise lanetlenmiş değildir. Şayet lanetlenmiş olsaydı ta
baştan beri ona kadınların yanına girmesine izin vermezdi. Allah en iyi
bilendir .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
14/24- YABANCI KADIN
YOLDA BİTKİN DÜŞMÜŞ İSE ONU HAYVANININ ARKASINA BİNDİRMENİN CAİZ OLDUĞU BABI