SAHİH-İ MÜSLİM

SELAM

 

9/19- KARISI YAHUT KENDİSİNE MAHREM OLAN BİR KADIN İLE BİRLİKTE HALVETTE (YALNIZ BAŞINA) KALDIĞI GÖRÜLEN BİR KİMSENİN HAKKINDA KÖTÜ ZANDA BULUNULMASINI ÖNLEMEK İÇİN: "BU FİLAN KADINDIR" DEMESİNİN MÜSTEHAP OLDUĞUNUN BEYANI BABI

 

adam geçince onu çağırdı. Adam da geldi. Ona: "Ey Filan kişi. Bu benim zevcem filan kadındır" buyurdu. Adam: Ey Allah'ın Rasulü! Ben başkası hakkında zanda bulunacak olsam dahi senin hakkında zanda bulunamam deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz şeytan insanın içinden kanının aktığı yerden akar" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4719

 

 

 

5643-24/2- Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd -her ikisinin lafızları birbirine yakın olmak üzere- de tahdis edip dedi ki: Biz Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Zührt'den haber verdi, o Ali b. Huseyn'den, o Huyey kızı Safiye’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) itikafta idi. Geceleyin Onu ziyarete gittim, Onunla (bir süre) konuştuktan sonra gitmek üzere ayağa kalktım. O da beni yolculamak üzere benimle birlikte kalktı. Safiyenin meskeni Usame b. Zeyd'in evinde idi. O esnada Ensar'dan iki adam geçti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i görünce hızlandılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Acele etmeyin. Bu Huyey kızı Safiye'dir" buyurdu. İki adam: Subhanallah! Ey Allah'ın Rasulü! Dediler. O: "Şüphesiz şeytan içinde kanın aktığı yerden akar. Ben onun kalplerinize bir şer bırakmasından korktum" yahut da "bir şey" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2035, 2038, 2039, 3101, 3281, 6219, 7171 -muallak olarak-; Ebu Davud, 2470,2471,4994; İbn Mace, 1779

 

 

 

5644-25/3- Bunu bana Abdullah b. Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Ebu'I-Yeman haber verdi, bize Şuayb, Zühri'den haber verdi, bize Ali b. Husayn'in haber verdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi kendisine şunu haber verdi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Ramazan'ın son on gününde mesciddeki itikafı esnasında onu ziyaret etmek üzere gelmişti. Yanında bir süre konuştuktan sonra gitmek üzere kalkb. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onu uğurlamak için kalktı. Sonra Ma'mer'in hadisi ile aynı manada (hadisi) zikretti. Ancak rivayetinde dedi ki: Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz şeytan insanda kanının ulaştığı yere ulaşır" buyurduğunu zikretti ve "akar" demedi.

 

 

AÇIKLAMA:          Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Safiye (r.anha)'nın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i itikafı esnasında yatsı vakti ziyaret edip Allah Rasulü'nün iki adamı görmesi üzerine (5643) "bu Safiye'dir demesine karşılık o iki kişi: Subhanallah deyince O: Şüphesiz şeytan insan içinde kanın akbğı yerden akar buyurması ile ilgili hadis-i şeriften anlaşılan çeşitli hususlar bulunmaktadır:

 

1. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ümmetine mükemmel şefkati, onların maslahatlarını dikkate alması, kalplerini ve azalarını koruması görülmektedir. Çünkü "O müminlere karşı çok merhametli idi." (Ahzab, 43) Bundan ötürü şeytan ın o iki sahabinin kalbine bir takım menfi duygular salmasından korkup helak edilmekle karşı karşıya kalmalarından çekinmişti. Çünkü nebiler hakkında kötü zan beslemek icma ile küfür kabul edilmiştir. Onlar hakkında büyük günah işlemek ise caiz (mümkün) değildir.

 

2. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında bu türden bir zan besleyen kişi kafir olur.

 

3. Kadının itikafta bulunan kocasını gece yahut gündüz ziyaret etmesi caizdir ve bunun itikafına bir zararı yoktur. Fakat onunla çokça oturmak, konuşmasından zevk alacak hale gelmek, onunla, cima'a yol olmaması yahut öpüşme ve buna benzer itikafı ifsad eden hallerle neticelenmemesi için fazlası mekruh görülmüştür.

 

4. İnsanların kişi hakkında kötü zan beslemelerine maruz bırakmaktan sakınmak müstehap görülmüştür. Ayrıca esenliği aramak ve bunun için sahih mazeretleri göstermek hak olmakla birlikte açıkça görülemeyen ve Zahiren münker gibi kabul edilen bir fiil işleyecek olursa kötü zannı bertaraf etmek için durumunu açıklaması da müstehaptır.

 

5. Şeytanın hile ve tuzaklarına karşı korunmaya hazırlıklı olmak gerekir.

Çünkü o insanın içinden kanının aktığı yerlerde akar. İnsan bu bakımdan onun vesvese ve şerlerinden korunmaya hazırlıklı olmalıdır. Allah en iyi bilendir.

 

"Şüphesiz şeytan insanın içinden kanın ulaştığı yerlere ulaşır" buyruğu ile ilgili olarak Kadı lyaz ve başkaları şöyle demiştir: Bu buyruğun Zahir anlamı üzere olduğu ve yüce Allah'ın ona insanın içinden kanın ulaştığı yerlere gitme güç ve kudretini vermiş olduğu şeklinde açıklandığı gibi şeytan ın çokça aldatıp vesvese vermesinden ötürü istiare yolu ile yapılmış bir anlatım olduğu da söylenmiştir. O da kan nasıl insandan ayrılmıyorsa öylece insandan ayrılmıyor gibidir. Bir diğer açıklamaya göre şeytan vesvesesini bedende bulunan oldukça ince deliklere bırakır ve böylelikle vesvese kalbe kadar ulaşır. Allah en iyi bilendir.

 

(5642) "Ey filan! Bu benim zevcem filandır" buyruğu bütün nüshalarda bu şekilde ye’DEN önce te ile "zevceti: zevcem" şeklindedir. Her ne kadar bu te'nin hazfedilmesi daha meşhur ise de bu da sahih bir söyleyiştir. Kur'an-ı Kerim ayetleri gelmiş bulunmaktadır. Aynı şekilde te harfi ile kullanıldığı da çoktur.

 

(5643) "Beni uğurlamak için benimle beraber kalktı" yani beni evime göndermek için kalktı. Buradan da itikafta bulunan bir kimsenin mescitten çıkmadığı sürece zevcesi ile beraber. yürümesinin caiz olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca hadiste mescidin dışına çıktığına dair bir ifade yoktur.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın: "yavaş olun" yani yürürken hızınızı amrmanıza gerek yok çünkü burada hoşunuza gitmeyen bir durum bulunmamaktadır.

 

"Subhanallah dediler." Buradan da bir şeyi tazim etmek ve ondan hayrete düşmek için tesbihte bulunmanın (subhanallah demenin) caiz olduğu anlaşılmaktadır. Hadis-i şerifte bu pek çoktur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de yüce Allah'ın: "Onu işittiğiniz zaman: Bizim böyle bir şey söylememiz bize yakışmaz. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederiz demeli değil miydiniz" (Nur, 16) buyruğunda da bu şekilde kullanılmıştır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

10/20- BİR MECLİSE GELİP DE BOŞ BİR YER BULURSA ORAYA OTURUR, DEGİLSE ARKALARINDA OTURUR BABI