SAHİH-İ MÜSLİM

HAYVANLAR

 

(41) باب فضل ساقي البهائم المحترمة وإطعامها

41/5- HAYATI KORUMA ALTINDA OLAN HAYVANLARA SU İÇİRİP YİYECEK VERENİN FAZİLETİ BABI

 

153- (2244) حدثنا قتيبة بن سعيد عن مالك بن أنس، فيما قرئ عليه، عن سمي مولى أبي بكر، عن أبي صالح السمان، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "بينما رجل يمشي بطريق، اشتد عليه العطش. فوجد بئرا فنزل فيها فشرب. ثم خرج . فإذا كلب يلهث يأكل الثرى من العطش. فقال الرجل: لقد بلغ هذا الكلب من العطش مثل الذي كان بلغ مني. فنزل البئر فملأ خفه ماء ثم أمسكه بفيه حتى رقي. فسقى الكلب فشكر الله له. فغفر له " قالوا يا رسول الله !وإن لنا في هذه البهائم لأجرا؟ فقال" في كل كبد رطبة أجر" .

 

5820-153/1- Bize Kuteybe b. Said, Malik b. Enes'den kendisine Ebu Bekr'in azadlısı sumey’DEN okunan rivayetler arasında tahdis etti. O Ebu Salih es-Semman'dan, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir adam yolda yürürken oldukça susadı. Bir kuyu buldu, hemen kuyunun içine inip su içti sonra dışa n Çıktı. Çıkınca dilini sarkıtıp soluyan ve susuzluktan toprak yiyen bir köpek görüverdi. Adam da: Benim az önce susadığım kadar bu köpek de susamış bulunuyor deyip kuyuya indi. Ayakkabısına su doldurduktan sonra onu yukan çıkıncaya kadar ağzı ile tuttu. Köpeğe su içirdi. Yüce Allah da onun bu iyiliğine mükafat verdi ve ona mağfiret buyurdu." Ashab: Ey Allah'ın Rasulü! Gerçekten bizim bu hayvanlardan ötürü ecir almamız da sözkonusudur öyle mi deyince O: "Yaş her bir karaciğerde (sizin için ecir vardır)" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2363, 2466, 6009; Ebu Davud, 2550

 

 

154-   (2245) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو خالد الأحمر عن هشام، عن محمد، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم "أن امرأة بغيا رأت كلبا في يوم حار يطيف ببئر. قد أدلع لسانه من الطش. فنزعت له بموقها فغفر لها" 

 

5821-154/2- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ebu Halid el-Ahmer Hişam'dan tahdis etti, o Muhammed'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Fahişe bir kadın sıcak bir günde bir kuyu etrafında dolaşan bir köpek gördü. Susamış olduğu için dilini sarkıtmıştı. Bunun üzerine kadın ona mesti ile su çıkardı ve o kadına mağfiret olundu. "

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

155- (2245) وحدثني أبو الطاهر أخبرنا عبدالله بن وهب أخبرني جرير بن حازم عن أيوب السختياني، عن محمد بن سيرين، عن أبي هريرة. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "بينما كلب يطيف بركية قد كاد يقتله العطش. إذ رأته بغي من بغايا بني إسرائيل. فنزعت مزقها، فاستقت له به، فسقته إياه، فغفر لها به".

 

5822-155/3- Bana Ebu't-Tilhir de tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, bana Cerir b. Hazim, Eyub es-Sahtiyani'den haber verdi, o Muhammed b. Sirin'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Susamışlıktan neredeyse ölüme yaklaşmış olan bir köpek bir kuyu etrafında dolaşıyorken İsrailoğulları fahişelerinden bir fahişe onu görünce hemen mestini çıkartıp, o köpek için onunla su çıkarıp o suyu da o köpeğe içirdi, bu yaptığı sebebi ile ona mağfiret olundu" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 3467

 

AÇIKLAMA:          Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Nemli her bir karaciğerde bir ecir vardır. " Yani su içirmek ve benzeri herhangi bir yolla canlı her bir hayvana, her bir canlıya iyilik yapmanın bir ecri vardır. Canlı olana nemli karaciğeri olan denilmesinin sebebi ölenin cisminin de karaciğerinin de kurumasından dolayıdır.

 

Bu hadis-i şerifte öldürülmesi emrolunmayan hayatı koruma altında olan hayvanlara, canlılara iyilik yapmak teşvik edilmektedir. Öldürülmesi emrolunmuş hayvanlara gelince bu hususta öldürülmesi sureti ile şeriatın emrine riayet olunur. Harbi kafir, mürted, saldırgan köpek (ve diğer saldırgan vahşiler) hadiste adları geçen beş fasık hayvan ve onların benzerleri öldürülmesi emrolunanlara örnektir. Öldürülmesi yasak (hayab koruma albnda olan) hayvanlara geline, onlara içecek vermek ve aynı zamanda yiyecek ve başka yollarla iyilikte bulunmak sureti ile sevap kazandır. Bu hayvan ister mülkiyet albnda olsun, ister mübah (denilen herkesin mülkiyeti albna alacağı türden olsun) ister kendisinin mülkü olsun ister başkasının mülkü olsun farketmez. Allah en iyi bilendir.

 

(5820) "Dilini sarkıtıp soluyan susuzluktan toprak yiyen bir köpek gördü." Sera: Nemli toprak demektir. He harfi fethalı lehese ve kesreli (lehise) ile he harfi fethalı olarak yelhesu mastarı da lehzen diye he harfi sakin olarak gelir. İsim de he harfi fethalı olarak lehez şeklindedir ... Bu mı ise aşırı susamışhktan ve sıcaktan ötürü dilini çıkartarak solumak demektir.

 

(5821) "Fahişe bir kadın sıcak bir günde susamışlıktan dilini çıkartmış bir kuyu etrafında dolaşan bir köpek gördü ... ona mağfiret olundu." Bağiy (fahişe) zina eden kadın demektir. "Eblaa nisanehu: aşırı susamışhktan ötürü dilini dışarıya çıkardı" demektir. Mu ise mest demek olup arapçalaştırılmış farsça bir kelimedir.

 

(5820) "Allah amelini mükafatlandırdı ve ona mağfiret buyurdu." Yani Allah amelini kabul ederek ona sevap verdi, günahlarını bağışladı. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1 DEHRE SÖVMENİN YASAK OLDUĞU BABI