SAHİH-İ MÜSLİM

HAYVANLAR

 

37 - باب قتل الحيات وغيرها

37/1- YILANLARI VE DAHA BAŞKA HAŞERATI ÖLDÜRME BABI

 

127 - (2232) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدة بن سليمان وابن نمير عن هشام. ح وحدثنا أبو كريب. حدثنا عبدة. حدثنا هشام عن أبيه، عن عائشة. قالت : أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم بقتل ذي الطفيتين. فإنه يلتمس البصر ويصيب الحبل.

 

5784-127/1- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Abde b. Süleyman ve İbn Numeyr, Hişam'dan tahdis etti. (H.) Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Abde tahdis etti, bize Hişam babasından tahdis etti, o Aişe’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sırtında iki çizgili yılanın öldürülmesini emir buyurdu. Çünkü o göze isabet alır ve hamileliğe isabet eder (zarar verir).

 

Diğer tahric: İbn Numeyr'in hadisini Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Abde hadisini İbn Mace, 3534

 

 

127-م - (2232) وحدثناه إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا أبو معاوية. أخبرنا هشام، بهذا الإسناد، وقال الأبتر وذو الطفيتين.

 

5785- .. ./2- Bunu bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Ebu Muaviye haber verdi, bize Hişam bu isnad ile haber verdi ve o: Kuyruğu kesik ile sırtında iki çizgili dedi. 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

128 - (2233) وحدثني عمرو بن محمد الناقد. حدثنا سفيان بن عيينة عن الزهري، عن سالم، عن أبيه،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم "اقتلوا الحيات وذا الطفيتين والأبتر. فإنهما يستسقطان الحبل ويلتمسان البصر".

 

5786-128/3- Bana Amr b. Muhammed en-Nakid de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne Zühri’DEN tahdis etti, o Salim'den, o babasından, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Yılanları sırtında iki çizgili olanları, ebter olanları (kuyrukları kesik gibi olanları) öldürün. Çünkü bunlar cenini düşürürler ve göze isabet alırlar" buyurduğunu rivayet etti.

 

Dedi ki: Bu sebeple İbn Ömer bulduğu her yılanı öldürürdü. Ebu Lübabe b. Abdulmunzir yahut Zeyd b. el-Hattab onu bir yılanı kovalarken görünce: Ev yılanlarının (öldürülmesi) nehy olunmuştur dedi. 

 

Diğer tahric: Buhari, 3297, 3298, 3299 -muallak olarak-, 3310, 3311, 3313 -muallak olarak-, 4016, 4017 -muallak olarak-; Ebu Davud, 5252, 5253, 5254, 5255;

 

 

129 - (2233) وحدثنا حاجب بن الوليد. حدثنا محمد بن حرب عن الزيدي، عن الزهري. أخبرني سالم بن عبدالله عن ابن عمر.

 قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يأمر بقتل الكلاب. يقول "اقتلوا الحيات والكلاب واقتلوا ذا الطفيتين والأبتر فإنهما يلتمسان البصر ويستسقطان الحبالى".

قال الزهري: ونرى ذلك من سميهما، والله أعلم.

قال سالم: قال عبدالله بن عمر: فلبثت لا أترك حية أراها إلا قتلتها. فبينا أنا أطارد حية، يوما، من ذوات البيوت، مر بي زيد بن الخطاب أو أبو لبابة. وأنا أطاردها. فقال: مهلا. يا عبدالله! فقلت: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم أمر بقتلهن. قال: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قد نهى عن ذوات البيوت.

 

5787-129/4- Bize Hacib b. el-Velid de tahdis etti, bize Muhammed b. Harb, ez-Zübeydi’den tahdis etti, o Zühr'i’den rivayet etti. Bana Salim b. Abdullah, İbn Ömer’den şöyle dediğini haber verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in köpeklerin öldürülmesini emrederek şöyle buyurduğunu dinledim: "yılanları ve köpekleri öldürün. Sırtı iki çizgili olanı da ebter olanı da öldürün. Çünkü her ikisi de gözü hedef alırlar ve hamilelerin ceninlerini düşürürler. "

Zühri dedi ki: Zannederiz bu her ikisinin zehirli olmasından dolayıdır.

Allah en iyi bilendir.

 

Salim dedi ki: Abdullah b. Ömer dedi ki: Ben de bir süre gördüğüm her yılanı öldürmeden bırakmıyordum. Bir ara bir gün ev yılanlarından birisini kovalıyorken Zeyd b. el-Hattab yahut Ebu Lübabe ben onu kovaladığım halde yanımdan geçti ve: Yavaş ol ey Abdullah! dedi. Ben: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şüphesiz öldürülmelerini emir buyurdu dedim. O: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ev yılanlarını (öldürmeyi) nehyetti dedi.

 

 

130 - (2233) وحدثنيه حرملة بن يحيى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر. ح وحدثنا حسن الحلواني. حدثنا يعقوب. حدثنا أبي عن صالح. كلهم عن الزهري، بهذا الإسناد، غير أن صالحا قال: حتى رآني أبو لبابة ابن عبدالمنذر وزيد بن الخطاب. فقالا: إنه قد نهى عن ذوات البيوت.

وفي حديث يونس "اقتلوا الحيات" ولم يقل "ذا الطفيتين و الأبتر .

 

5788-130/5- Bunu bana Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus haber verdi. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer haber verdi. (H.) Bize Hasan el-Hulvfmi de tahdis etti, bize Yakub tahdis etti, bize babam Salih’DEN tahdis etti, hepsi Zühri’DEN bu isnad ile rivayet etti. Yalnız Salih şöyle dedi: Nihayet Ebu Lübabe b. Abdulmunzir ile Zeyd b. el-Hattab beni gördüler de: O evde olanların öldürülmesini nehyetti dediler.

 

Yunus'un hadisinde: "Yılanları öldürün" demekle birlikte: "İki çizgiliyi ve ebter olanı (öldürün)" demedi.

 

 

131 - (2233) وحدثني محمد بن رمح. أخبرنا الليث. ح وحدثنا قتيبة بن سعيد (واللفظ له) حدثنا ليث عن نافع؛ أن أبا لبابة كلم ابن عمر لفتح له بابا في داره، يستقرب به إلى المسجد. فوجد الغلمة جلد جان. فقال عبدالله: التمسوه فاقتلوه. فقال أبو لبابة: لا تقتلوه. فإن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن قتل الجنان التي في البيوت.

 

5789-131/6- Bana Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys haber verdi. (H.) Bize Kuteybe b. Said de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Leys'in Nafi'den tahdis ettiğine göre Ebu Lübabe, İbn Ömer'le kendisine evi içinde mescide giden yolu böylelikle daha yakınlaştırmak için bir kapı açması hususunda konuştu. Bu arada hizmetçiler küçük bir yılanın derisini bulunca Abdullah: Onu arayın ve öldürün dedi. Ebu Lübabe ise: Onu öldürmeyin, çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evdeki küçük yılanların öldürülmesini yasaldadı dedi.

 

 

132 - (2233) وحدثنا شيبان بن فروخ. حدثنا جرير بن حازم. حدثنا نافع. قال: كان ابن عمر يقتل الحيات كلهن. حتى حدثنا أبو لبابة بن عبدالمنذر البدري؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن قتل جنان البيوت، فأمسك.

 

5790-132/7- Bize Şeyban b. Ferruh da tahdis etti, bize Cerir b. Hazim tahdis etti, bize Nafi tahdis edip dedi ki: İbn Ömer bütün yılanları öldürüyordu. Nihayet Ebu Lübabe b. Abdulmunzir el-Bedri bizlere Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in evlerdeki küçük yılanların öldürülmesini yasakladığını tahdis edince bundan vazgeçti.

 

 

133 - (2233) حدثنا محمد بن المثنى. حدثنا يحيى (وهو القطان) عن عبيدالله. أخبرني نافع؛ أنه سمع أبا لبابة يخبر ابن عمر؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن قتل الجنان.

 

5791-133/8- Bize Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti, bize Yahya -ki o el-Kattan'dır- Ubeydullah’DAN tahdis etti, bana Nafi'in haber verdiğine göre o Ebu Lübabe'yi İbn Ömer'e: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) küçük yılanların öldürülmesini yasakladığını haber verirken dinledi.

 

 

134 - (2233) وحدثناه إسحاق بن موسى الأنصاري. حدثنا أنس بن عياض. حدثنا عبيدالله عن نافع، عن عبدالله بن عمر، عن أبي لبابة، عن النبي صلى الله عليه وسلم. ح وحدثني عبدالله بن محمد بن أسماء الضبعي. حدثنا جويرية عن نافع، عن عبدالله؛ أن أبا لبابة أخبره؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن قتل الجنان التي في البيوت.

 

5792-134/9- Bunu bize İshak b. Musa el-Ensari de tahdis etti, bize Enes b. İyad tahdis etti, bize Ubeydullah, Nafi'den tahdis etti, o Abdullah b. Ömer'den, o Ebu Lübabe'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti. (H.) Bana Abdullah b. Muhammed b. Esma ed-Dubai de tahdis etti, bize Cüveyriye Nafi'den tahdis etti, o Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Ebu lübabe kendisine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in evlerde bulunan küçük yılanların öldürülmesini yasaktadığını haber verdi.

 

 

135 - (2233) حدثنا محمد بن المثنى. حدثنا عبدالوهاب (يعني الثقفي). قال: سمعت يحيى بن سعيد يقول: أخبرني نافع؛

 أن أبا لبابة بن عبدالمنذر الأنصاري - وكان مسكنه بقباء فانتقل إلى المدينة - فبينما عبدالله بن عمر جالسا معه يفتح خوخة له، إذا هم بحية من عوامر البيوت. فأرادوا قتلها. فقال أبو لبابة: إنه قد نهي عنهن (يريد عوامر البيوت) وأمر بقتل الأبتر وذي الطفيتين. وقيل: هما اللذان يلتمعان البصر ويطرحان أولاد النساء.

 

5793-135/10- Bize Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti, bize Abdulvehab -yani es-Sekafi- tahdis edip dedi ki: Ben Yahya b. Said'i şöyle derken dinledim: Nafi'in bana haber verdiğine göre Ebu Lübabe b. Abdulmunzir el-Ensari -ki onun meskeni Kuba'da idi sonra Medine'ye intikal etmişti- Abdullah b. Ömer'in onunla birlikte oturmuş kendisine bir pencere açmakta iken evlerde barınan türden bir yılanı görüverdiler. Onu öldürmek isteyince Ebu Lübabe: Onların öldürülmesi yasaklandı -bununla evlerde barınanları kast ediyordu- fakat kısa kuyruklular ile sırtı iki çizgili olanların da öldürülmesi emrolundu dedi. Ayrıca denildiğine göre bunlar gözleri kör edenler ve kadınların ceninlerini düşürmeye sebep olanlardır da denildi.

 

 

136 - (2233) وحدثني إسحاق بن منصور. أخبرنا محمد بن جهضم. حدثنا إسماعيل (وهو عندنا ابن جعفر) عن عمر بن نافع، عن أبيه، قال:

 كان عبدالله بن عمر يوما عند هدم له. فرأى وبيض جان. فقال: اتبعوا هذا الجان فاقتلوه. قال أبو لبابة الأنصاري: إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن قتل الجنان التي تكون في البيوت. إلا الأبتر وذا الطفيتين. فإنهما اللذان يخطفان البصر ويتتبعان ما في بطون النساء.

 

5794-136/11- Bana İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Muhammed b. Cahdan haber verdi, bize İsmail -ki o bize göre İbn Cafer'dir- Ömer b. Nafi'den tahdis etti, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Ömer bir gün kendisine ait bir yıkıntının yanında bulunuyordu. Küçük bir yılanın parıltısını görünce: Bu yılanı takip edin ve onu öldürün dedi. Ebu Lübabe el-Ensari dedi ki: Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i evlerde olan küçük yılanların öldürülmesini nehy ettiğini dinledim. Ancak ebter (kısa kuyruklu) ile sırtı iki çizgili müstesna. Çünkü gözü kör eden ile kadınların karınlarındaki ceninlerin peşine düşen iki tür yılan onlardır.

 

 

136-م - (2233) وحدثنا هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. حدثني أسامة؛ أن نافعا حدثه؛

 أن أبا لبابة مر بابن عمر، وهو عند الأطم الذي عند دار عمر بن الخطاب، يرصد حية. بنحو حديث الليث بن سعد.

 

5795- .. ./12- Bize Harun b. Said el-Eyl! de tahdis etti, bize İbn Vehb tahdis etti, bana Usame'nin tahdis ettiğine göre Nafi kendisine şunu tahdis etti:

Lübabe, Ömer b. el-Hattab'ın evi yanında bulunan köşkün yakınında iken İbn Ömer'in yanından geçti. İbn Ömer de bir yılanı gözetliyordu deyip, Leys b. Sad'ın hadisine yakın olarak rivayet etti.

 

 

137 - (2234) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب وإسحاق بن إبراهيم - واللفظ ليحيى - (قال يحيى وإسحاق: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا) أبو معاوية عن الأعمش، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عبدالله. قال:

 كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم في غار. وقد أنزلت عليه: {والمرسلات عرفا}. فنحن نأخذها من فيه رطبة. إذ خرجت علينا حية. فقال "اقتلوها" فابتدرناها لنقتلها. فسبقتنا. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "وقاها الله شركم كما وقاكم شرها"

 

5796-137/13- Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Ebu Kureyb ve İshak b. İbrahim -Iafız Yahya'ya ait olmak üzere -tahdis etti, Yahya ve İshak bize Ebu Muaviye, A'meş'den haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti dedi. O İbrahim'den, o Esved'den, o Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir mağarada idik. Onun üzerine Murselat Suresi indirildi. Biz de onu, onun ağzından taptaze iken öğreniveriyorduk. Derken karşımıza bir yılan çıktı. O: "Onu öldürün" buyurdu. Biz de onu öldürmek üzere derhal harekete geçtikse de o bizden daha hızlı gitti. Bu sefer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah sizi onun şerrinden koruduğu gibi onu da sizin şerrinizden korudu" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Buhari, 1830 -buna yakın-, 3317 -muallak olarak-, 4937, 4931; Nesai, 2883;

 

 

137-م - (2234) وحدثنا قتيبة بن سعيد وعثمان بن أبي شيبة. قالا: حدثنا جرير عن الأعمش، في هذا الإسناد، بمثله.

 

5797- .. ./14- Bize Kuteybe b. Said ve Osman b. Ebu Şeybe de tahdis edip dedi ki: Bize Cerir, Xmeş'den bu isnad ile aynısını tahdis etti. 

 

 

138 - (2235) وحدثنا أبو كريب. حدثنا حفص (يعني ابن غياث). حدثنا الأعمش عن إبراهيم، عن الأسود، عن عبدالله؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أمر محرما بقتل حية بمنى.

 

5798-138/15- Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Hafz -yani b. Hiyaztahdis etti, bize Xmeş, İbrahim'den tahdis etti, o Esved'den, o Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihramlı birisine Mina'da bir yılanı öldürmesini emir buyurdu.

 

 

(2234) - وحدثنا عمر بن حفص بن غياث. حدثنا أبي. حدثنا الأعمش. حدثني إبراهيم عن الأسود، عن عبدالله. قال:

 بينما نحن مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في غار. بمثل حديث جرير وأبي معاوية.

 

5799 -16/ ... -Bana Ömer b. Hafz b. Riyaz da tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize A'meş tahdis etti, bana İbrahim, Esved'den tahdis etti, o Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Bizler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir mağarada bulunuyorken deyip, Cerir ile Ebu Muaviye'nin hadisini aynı şekilde rivayet etti.

 

 

139 - (2236) وحدثني أبو الطاهر، أحمد بن عمرو بن سرح. أخبرنا عبدالله بن وهب. أخبرني مالك بن أنس عن صيفي (وهو عندنا مولى ابن أفلح). أخبرني أبو السائب. مولى هشام بن زهرة؛

 أنه دخل على أبي سعيد الخدري في بيته. قال فوجدته يصلي. فجلست أنتظره حتى يقضي صلاته. فسمعت تحريكا في عراجين في ناحية البيت. فالتفت فإذا حية. فوثبت لأقتلها. فأشار إلى: أن اجلس. فجلست. فلما انصرف أشار إلى بيت في الدار. فقال أترى هذا البيت؟ فقلت: نعم. فقال: كان فيه فتى منا حديث عهد بعرس. قال فخرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى الخندق. فكان ذلك الفتى يستأذن رسول الله صلى الله عليه وسلم بأنصاف النهار فيرجع إلى أهله. فاستأذنه يوما. فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم "خذ عليك سلاحك. فإني أخشى عليك قريظة" فأخذ الرجل سلاحه. ثم رجع فإذا امرأته بين البابين قائمة. فأهوى إليها الرمح ليطعنها به. وأصابته غيرة. فقالت له: اكفف عليك رمحك، وادخل البيت حتى تنظر ما الذي أخرجني. فدخل فإذا بحية عظيمة منطوية على الفراش. فأهوى إليها بالرمح فانتظمها به. ثم خرج فركزه في الدار. فاضطربت عليه. فما يدري أيهما كان أسرع موتا. الحية أم الفتى؟ قال فجئنا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فذكرنا له. وقلنا: ادع الله يحييه لنا. فقال "استغفروا لصاحبكم" ثم قال "إن بالمدينة جنا قد أسلموا. فإذا رأيتم منهم شيئا فآذنوه ثلاثة أيام. فإن بدا لكم بعد ذلك فاقتلوه. فإنما هو شيطان".

 

5800-139/17- Bana Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr b. Serh de tahdis etti, bize Abdullah b. Vehb haber verdi, bana Malik b. Enes Sayfi'den -ki o bize göre İbn Eflah'ın azadlısıdır- haber verdi, bana Hişam b. Zühre'nin azadlısı Ebu Saib'in haber verdiğine göre o Ebu Said el-Hudri'nin huzuruna evinde iken girdi. (Ebu Said) dedi ki: Onun namaz kılmakta olduğunu gördüm. Ben de namazını bitirinceye kadar oturup onu bekledim. Evin bir tarafındaki kuru hurma dalları arasında bir hareket sesi işittim. Dönüp bakınca bir yılan olduğunu gördüm. Onu öldürmek için ileriye atılınca bana otur diye işaret etti. Ben de oturdum. Namazı bitirince evdeki bir odaya işaret etti ve şöyle dedi:

 

Bu odayı görüyor musun dedi. Ben: Evet dedim. O şöyle dedi: Bunun içinde bizden henüz yeni damat bir genç vardı. Biz, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hendek gazasına çıktık. O genç Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den gün ortalarında izin isteyip hanımının yanına dönüyordu. Birgün Ondan izin istedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Silahını üzerine al, çünkü ben Ku rayzalı ları n sana zarar verebileceğinden korkuyorum." dedi. Adam da silahını aldı. Sonra (evine gitmek üzere) döndü. Bu sefer hanımını iki kapı arasında ayakta duruyor gördü. Mızrağını ona saplamak üzere ona doğru ilerledi. Çünkü bir kıskançlık onu yakalamışlı. Kadın ona:

 

Bu işi yapmayasın, mızrağını geri çek ve eve gir de benim çıkmamın sebebini kendin gör dedi. O içeri girince yatak üzerinde kıvrılmış duran kocaman bir yılan görüverince mızrağı ile onun üzerine hücum etti ve mızrağını ona sapladı. Sonra dışarı çıkıp mızrağını avlunun ortasına sapladı. Yılan onun üzerine atıldı. Artık yılan mı yoksa o genç mi hangisinin daha çabuk öldüğü bilinemedi. (Ebu Said) dedi ki: Biz de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldik ve bu durumu Ona anlatarak: Bizim için onu diriltmek üzere Allah'a dua et dedik, O: ''Arkadaşınız için mağfiret dileyin" buyurdu sonra şunları ekledi: "Şüphesiz Medine'de müslüman olmuş cinler vardır. Onlardan bir şeyler görecek olursanız üç gün onlara ilan edin. Eğer bundan sonra yine size görünürse onu öldürün. Şüphesiz ki o bir şeytandır. "

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 5256, 5257, 5259; Tirmizi, 1484

 

 

140 - (2236) وحدثني محمد بن رافع. حدثنا وهب بن جرير بن حازم. حدثنا أبي. قال: سمعت أسماء بن عبيد يحدث عن رجل يقال له السائب - وهو عندنا أبو السائب - قال:

 دخلنا على أبي سعيد الخدري. فبينما نحن جلوس إذ سمعنا تحت سريره حركة. فنظرنا فإذا حية. وساق الحديث بقصته نحو حديث مالك عن صيفي. وقال فيه. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إن لهذه البيوت عوامر. فإذا رأيتم شيئا منها فحرجوا عليها ثلاثا فإن ذهب، وإلا فاقتلوه. فإنه كافر". وقال لهم "اذهبوا فادفنوا صاحبكم".

 

5801-140/18- Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Vehb b. Cerir b. Hfuim tahdis etti, bize babam tahdis edip dedi ki: Esma b. Ubeyd'i es-Saib denilen -ki o bize göre Ebu Said'dir- bir adamdan şöyle dediğini tahdis ederken dinledim: Ebu Said el-Hudri'nin huzuruna girdik. Bizler oturmakta iken onun sedirinin altından bir hareket sesi işittik. Baktığımızda bir yılan gördük. Sonra hadisi Malik'in Sayfi'den hadisine yakın olarak olayı ile birlikte rivayet etti ve rivayetinde şunları söyledi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurdu: "Şüphesiz bu, evlerde yaşayan varlıklardır. Sizler onlardan bir şey gördüğünüz taktirde üç gün onlara sıkı bir tenbihte bulunun. Giderse ne ala. Aksi taktirde onu öldürün. Şüphesiz ki o bir kafirdir" buyurdu. Yine onlara: "haydi gidin arkadaşınızı defnedin" buyurdu. 

 

 

141 - (2236) وحدثنا زهير بن حرب. حدثنا يحيى بن سعيد عن ابن عجلان. حدثني صيفي عن أبي السائب، عن أبي سعيد الخدري. قال: سمعته قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إن بالمدينة نفرا من الجن قد أسلموا. فمن رأى شيئا من هذه العوامر فليؤذنه ثلاثا. فإن بدا له بعد فليقتله. فإنه شيطان".

 

5802-141/19- Bize Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Yahya b. Said, İbn Aclan’dan tahdis etti, bana Sayfi, Ebu Said’DEN tahdis etti, o Ebu Said el-Hudri’DEN naklederek dedi ki: Onu şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz Medine'de cinlerden müslüman olmuş bir topluluk vardır. Kim burada yaşayanlardan bir şey görecek olursa üç gün ona ilan etsin. Eğer bundan sonra ona görünecek olursa onu öldürsün. Muhakkak ki o bir şeytandır" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:          Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (5786) "yılanları ve sırtında iki çizgili olanlar ile kuyruğu kesik (kısa kuyruklu) olanları öldürün ... " İbn Ömer'in rivayet ettiği hadiste bu hadisi sözkonusu ettikten sonra: (5787) "Görüp de öldürmeden hiçbir yılan bırakmıyordum ..... Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlerde yaşayanları (öldürmeyi) nehy etti dedi." Bir diğer rivayette (5792) "evlerde bulunan küçük yılanların öldürülmesini nehy etti" buyrulurken bir rivayette de (5800) ensardan bir delikanlının evindeki bir yılanı öldürmesi ve derhal ölmesi sözkonusu edilerek Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "şüphesiz Medine'de müslüman olmuş cinler vardır. .. Bundan sonra onları görürseniz görüneni öldürün çünkü o bir şeytandır" buyurmaktadır. Bir diğer rivayette (5801) "şüphesiz bu evlerde yaşayan kimseler vardır. Onlardan bir şey görecek olursanız ... çünkü o bir kafirdir." Diğer hadiste de (5796) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mina'daki bir mağarada bulunduklan sırada çıkan bir yılanı öldürmelerini em rettiği belirtilmektedir.

 

el-Mazeri dedi ki: Medine yılanları bu hadislerde belirtildiği gibi uyarılmadan öldürülmezler. Onları uyardığı halde gitmeyecek olurlarsa öldürebilir.

 

Medine dışında yeryüzünün her tarafında bütün ev ve meskenlerdeki yılanların ise uyarılmadan öldürülmeleri mendubdur. Bunun delili de öldürülmelerini emretmeyi ihtiva eden sahih hadislerdeki genel ifadelerdir. Bu hadislerde geçen: "yılanları öldürün" buyruğu ile diğer bir hadisteki: "Şu beş hayvan harem bölgesinin dışında da harem bölgesi içerisinde de öldürülürler" buyurup aralarında yılanı zikretmekle birlikte herhangi bir uyanyı sözkonusu etmemiştir. Mina'da dışarı çıkan yılan ile ilgili hadiste de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onun öldürülmesini emretmekle birlikte herhangi bir uyarı sözkonusu edilmemiştir. Onların o yılanı uyardıklarını söyleyemeyiz.

 

ilim adamları der ki: mutlak olarak yılanların öldürülmesinin müstehap olduğu hususunda bu hadisleri delil almakla birlikte Medine ise hakkında varid olmuş hadis dolayısı ile özel olarak uyarılmak sureti ile öldürülmeleri sözkonusudur. Bunun sebebini de hadis-i şerifte açıklamış bulunmaktadır. Bu da Medine'de cinlerden bir kesimin müslüman olmalarıdır. ilim adamlarından bir grup ise evlerde yaşayan yılanlar hakkında uyarılmadan önce öldürülme yasağının genel olduğu kanaatindedir. Evlerde yaşamayanlar ise uyarılmaksızın öldürülür.

Malik dedi ki: Mescitlerde bulunan yılanlar öldürülür.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Kimi ilim adamı şöyle demiştir: Mutlak olarak yılanların öldürülmesi emri evlerde bulunan -kısa kuyruklu olanlar ile sırtında iki çizgi bulunanlar dışında- yılanların öldürülmesi yasağı ile tahsis edilmiş (hükmü daralblmış)lır. Bu iki tür yılan her durumda öldürülür. ister evlerde bulunsunlar, ister başka yerlerde. Bir diğer istisna ise uyarıdan sonra görülen yılanlardır. (Kadı Iyaz dedi ki): Evlerde bulunan yılanların öldürülme yasağından ise kısa kuyruklu yılanlar ile sırtında iki çizgili yılanlar istisna edilmiştir. Allah en iyi bilendir.

Uyarının nasıl yapılacağına gelince; Kadı Iyaz dedi ki: ibn Habib, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Davud oğlu Süleyman'ın sizden aldığı ve bize eziyet vermeyeceğinize bize görünmeyeceğinize dair ahdini hatırlatırım der." Malik dedi ki: Ben sana Allah'ı ve ahiret gününü halırlatarak bir daha bize görünmemeni, bizi rahatsız etmemeni söylüyorum demesi yeterlidir. Muhtemelen Malik, Müslim'in Sahihi'nde yer alan onu üç defa uyardılar anlamındaki hadiste geçen "tahric" lafzından haraketle bu ifadeleri tespit etmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Zettufeteyn" sözü tı harfi ötreli ve fe harfi sakindir. ilim adamlarının dediklerine göre bu yılanın sırtındaki beyaz iki çizgi demektir. Çünkü "tufye"nin asıl anlamı gözün etrafındaki yuvarlaktır. Çoğlu "tufa" diye gelir. Onun sırtındaki bu iki çizgi gözlerin etrafındaki yuvarlaklara benzetilmiştir. Ebter ise kuyruğu kısa demektir. Nadr b. Şumeyl dedi ki: Bu yılanlardan maviye çalan kuyruğu kesik gibi olan ve hamile bir kadına baktımı mutlaka karnındaki cenini düşürmesine sebep olan bir yılan türüdür.

 

(5786) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Cenini düşürmeye sebep olurlar" yani hamile kadın bu iki tür yılana bakıp da korkuya kapılır ise çoğunlukla düşük yapar. Müslim, ez-Zühri'den naklettiği rivayetinde (5787) onun: Bunun onların zehirlerinden ötürü olduğu kanaatindeyiz dediğini zikretmektedir.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in göze isabet almaları ile ilgili buyruğu iki şekilde te'vil edilmiştir. Bu iki te'vili Hattabi ve başkaları sözkonusu etmişlerdir. Birinci te'vile göre anlamı, bunlar bir kimseye sırf bakmak sureti ile gözün kör olmasına sebep olurlar. Çünkü şanı yüce Allah onların gözlerine böyle bir özellik vermiştir. Gözleri insanın gözüne değdi mi bu sonuç ortaya çıkar. Bunu Müslim'deki: "gözü alıp giderler" şeklindeki ifade de bir başka rivayetteki: "Gözü kamaştırırlar" ifadesi desteklemektedir. İkinci te'vile göre ise bu iki yılan türü özellikle gözü yakalayıp sokmayı hedeflerler. Birincisi ise daha sahih ve daha meşhurdur. İlim adamlarının dediklerine göre yılanlar arasında "nazır" bakıcı, bakan diye adlandırılan bir tür vardır. Bunlar bir insanın gözüne bakacak olurlarsa o insan derhal ölür. Allah en iyi bilendir.

 

"Yılanı kovalamak" dan kasıt, arkasından gitmek ve onu gitmesi için takip etmek demektir.

(5789) "Küçük yılanların öldürülmesini yasakladı." Buradaki "cinan" kesreli cim ve fethalı nun iledir. "Can"ın çoğulu yılanlar demektir. Bu da küçük yılana verilen bir isimdir. Hızlı hareket eden ince yılan anlamında olduğu, beyaz renkli ince yılan olduğu da söylenmiştir.

(5793) "Havhe" hı fethalı, vav sakindir. Bu iki ev yahut iki oda arasında içinden giriş yapılacak küçük pencere demektir. Bazen tek başına bir duvarda da açılır.

 

(5794) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Kadınların karınlarındakilerin arkasına düşerler" buyruğu onun düşmesine sebep olurlar demektir. Nitekim daha önce açıklaması yapılan diğer rivayetlerde de böyle geçmiştir. Burada takip edip arkasından düşmek tabiri mecazi anlamda kullanılmıştır. Muhtemelen bu cenab-ı Allah'ın bu iki tür yılana verdiği ve bunu özellikle amaç olarak gözetmeleri şeklindeki bir özellik de olabilir.

 

(5795) "Köşkün yanında"daki "utum" hemze fethalı olup köşk demektir. Çoğulu "atan" diye gelir.

 

(5798) "Mina'da ihramlı bir kimseye bir yılanı öldürmesini emir buyurdu." Buradan ihramlı bir kimsenin harem bölgesinde iken yılanı öldürmesinin caiz olduğu ve evlerin dışındaki yerlerde ona uyarı yapılmayacağı ve yılan öldürmenin de müstehap olduğu hükümleri anlaşılmaktadır.

 

(5800) "O genç de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den gün ortalarında izin ister ve hanımının yanına dönerdi." İlim adamları der ki: Bu şekilde izin istemek yüce Allah'ın: "Onlar kamuyu ilgilendiren bir iş dolayısı ile onunla birlikte bulunurlarsa ondan izin almadıkça gitmezler" (Nur, 62) buyruğundaki emre uymak içindir. "Gün ortaları" tabiri ile de günün ilk yarısının son zamanı ile ikinci yarısının ilk zamanı gibi bir anlama gelir. Bu da Arapların:

"İki kalkanın sırtları" tabirine benzer. Ailesinin yanına dönmesi ise durumlarını görüp ihtiyaçlarını karşılaması, hanımını da teselli etmek içindir. Çünkü hadiste belirtildiği gibi henüz yeni damattı.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Üç gün süre ile uyarın. Eğer bundan sonra yine size görünürse onu öldürün, çünkü o ancak bir şeytandır. " İlim adamları der ki: Bunun anlamı şudur: Uyarmakla gitmeyecek olursa böylelikle sizler bu yılanın evlerde yaşayan türden de olmadığını, müslüman olan cinlerden de olmadığını aksine bir şeytan olduğunu öğrenmiş olursunuz. Artık bu hususta sizin için haramlık sözkonusu değildir. Onu öldürebilirsiniz. Allah da sizden intikam alması için -evlerde yaşayanlar ile müslüman olanlar aksine- size karşı ona imkan vermeyecektir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

38/2- KERTENKELE ÖLDÜRMENİN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI