SAHİH-İ MÜSLİM

ADAB

 

4/4- MELİKU'L-EMLAK (MÜLKLERİN SAHİBİ) VE MELİKU'L-MULUK (KRALLAR KRALI) ADINI ALMANIN HARAM KILINDIĞI BABI

 

5575-120/1- Bize Said b. Amr el-Eş'asi, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekr b. Ebu Şeybe -lafız Ahmed'e ait olmak üzere- tahdis etti. El-Eş'asi, bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu'z-Zinad'dan haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti dedi. O A'rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Şüphesiz Allah nezdinde en çirkin isim meliku'l-emlak (mülklerin maliki) adını alan bir adamdır" buyurduğunu rivayet etti. İbn Ebu Şeybe rivayetinde: "Halbuki aziz ve celil Allah'tan başka Malik yoktur" ibaresini ekledi.

el-Eş'ası dedi ki: Süfyan dedi ki: Şahan şah (şahlar şahı, padişahlar padişahı, krallar kralı gibi)

Ahmed b. Hanbel (Allah'ın rahmeti ona- dedi ki: Ben de Ebu Amr'a en çirkin ne demektir dedim. O en aşağılık dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 6205; Ebu Davud, 4961; Tirmizi, 2837

 

 

 

5576-21/2- Bize Muhammed b. Rafi' tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediğini haber verdi:

Bunlar bize Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tahdis ettikleridir. Böyle deyip pek çok hadis zikretti. Onlardan birisi de şudur: Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıyamet gününde Allah'ın en çok öfkeleneceği, en çirkin ve en fazla gazab edeceği kişi meliku'l-emlak (mülklerin maliki) diye adlandırılan bir adam olacaktır. Oysa Allah'tan başka melik yoktur. "

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (5575) "Şüphesiz aziz ve celil Allah nezdinde en çirkin isim ... Ahmed b. Hanbel dedi ki: Ebu Amr'a en çirkin ne demek dedim, o en aşağılık dedi." Bir rivayette de (5576) "Kıyamet gününde aziz ve celil Allah'ın en gazab edeceği adam ... " Bu hadis burada: ehna: en çirkin, eğyaz: en gazaplandıran ve ahbes (en pis) lafızlan ile gelmiştir. Ebu Amr'ın yaptığı bu açıklama ise ondan da başkasından da meşhur olarak nakledilmiş bir açıklamadır. Onlar derler ki: Bu kıyamet gününde en zelil ve en küçük anlamındadır. Kastedilen ise bu isme sahip olan kişidir. Nitekim buna ikinci rivayetteki: "en çok gazaplandıran adam" ibaresi delildir. Kadı Iyaz dedi ki: Bu ismin müsemmanın kendisi olduğuna delil gösterilebilir. Bu hususta meşhur görüş ayrılığı vardır. Ehna'ın en facir, en günahkar anlamında olduğu da söylenir. Nitekim erkeğin kadına hayasızlık için davette bulunmasını anlatmak için bu mı kullanılır. Bu da en habis (en çirkin) ile aynı anlamdadır ki en yalan, en gerçeğe aykırı isim anlamındadır. En çirkin anlamında olduğu da söylenmiştir. Buhari'deki rivayette "son harf ayn değil hemze olmak üzere" "ahne" diye kaydedilmiştir. Bu da az önce geçen anlamdadır. Yani en hayasız, en günahkar anlamındadır. Çünkü el-hena: hayasızlık demektir.

 

Bu ismi alan kişiyi en çok helak eden anlamında da olabilir. Çünkü elhena helak oluş demektir. Nitekim zaman onu helak etti anlamında "ahna aleyhi derru" denilir. Ebu Ubeyd dedi ki: Bu kelime "enha" diye de rivayet edilmiştir. Bu ise en öldürücü anlamına gelir. Çünkü bunun mastarı olan "nah: şiddetli öldürmek" demektir.

 

(5576) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'ı en çok gazaplandıran adam ... ve onu en çok öfkelendiren" ibaresi bütün nüshalarda bu şekilde egyaz: en kızdıran, en öfkelendiren diye tekrar edilerek kaydedilmiştir. Kadı Iyaz dedi ki: bunun tekrar edlimesi uygun değildir. Çünkü burada bazı ravilerden kaynaklanan lafzın tekrarlanması ya da değiştirilmesi gibi bir yanılgı bulunmaktadır. Bazı üstadlar dedi ki: Bu iki lafzın birisi nun ve harfi ile "egnat" şeklinde olup ona en şiddetli davranacağı kişi anlamındadır. Ganat da aşırı keder ve üzüntü demektir.

 

Maverdi dedi ki: Burada ağyas: En öfkelendiği lafzı Zahirinden farklı bir anlamdadır. Çünkü şanı yüce Allah gays (öfke) ile nitelendirilmez. Dolayısı ile burada gays gazab diye telif edilir. Şanı yüce Allah hakkında gazab ve rahmetin anlamına dair açıklamalar da daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

(5575) "Süfyan dedi ki: şahan şah gibi" bütün nüshalarda bu, bu şekildedir. Kadı Iyaz dedi ki: Bir rivayette bu "şahişah" diye kaydedilmiştir. Bazıları da daha doğru olanın "şahişahan" olduğunu ileri sürmüşlerdir. Nitekim Kisra hakkındaki bazı haberlerde böyle gelmiştir. Bunlar der ki: Şah melik (kral) şahan ise melikler (krallar) demektir. Nitekim kadıların kadısına da mubezi mubezan derler. Kadı Iyaz dedi ki: Bu şekilde gelen rivayetin doğruluğu inkar olunamaz. Çünkü acemlerin ifadeleri muzaf ve muzafu ileyh (tamlayan ve tamlanan) hususunda tahdim ve tehir esası ile kullanılır. Bundan dolayı gulamu zeydi "Zeyd'in kölesi" diye kullanırlar. Onların sözleri çoğunlukla bu şekildedir. Buna göre Müslim'in rivayeti de sahihtir.

 

Şunu da bilelim ki böyle bir isim almak haramdır. Aynı şekilde Yüce Allah'a ait ve ona has isimleri kullanmak da böyledir. Er-Rahman, el-Kuddus, el-Muheymin, Halikul Halk ve benzeri isimler gibi.

 

"Ahmed b. Hanbel dedi ki: Ebu Amr'a sordum." Burada adı geçen Ebu Amr, İshak b. Mirar'dır. Bunun Mirar değil de Merrar olduğu da söylenmiştir. Mim harfi fethalı re şeddesiz olmak üzere "Merar" diye de söylenmiştir. Ebu Amr künyeli olup meşhur dil ve nahiv bilginidir. Ebu Amr eş-Şeybani değildir. O tabünden olup Ahmed b. Hanbel doğmadan önce vefat etmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan: