SAHİH-İ MÜSLİM |
ADAB |
1/1- EBU'L-KASIM DİYE
KÜNYELENMENİN NEHYEDİLDİĞİ VE MÜSTEHAP OLAN İSİMLERİN BEYANI BABI
5551-1/1- Bana Ebu Kureyb, Muhammed b. el-Ala ve İbn Ebu Ömer
tahdis etti, Ebu Kureyb, bize haber verdi derken İbn Ebu Ömer de -lafız ona ait
olmak üzere- bize tahdis etti dedi. Her ikisi dedi ki: Bize Mervan -elFezari'yi
kastediyorlar- Humeyd’DEN tahdis etti, o Enes’DEN şöyle dediğini rivayet etti:
Bir adam Baki'de bir başka adama: Ey Ebu'l-Kasım! diye
seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp ona bakınca adam: Ey
Allah'ın Rasulü! Şüphesiz ben seni kastetmemiştim. Ben filanı çağırmıştım
deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim adımı kullanın
ama benim künyemle künyelenmeyin" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Bir
adam Baki'de bir başkasına Ey Ebu'l-Kasım diye seslendi..."
İlim adamları bu mesele
hususunda pek çok görüş ortaya atmışlardır.
Kadı Iyaz ve başkaları
bu farklı görüşleri bir arada zikretmiş bulunmaktadırlar. Bu değişİk görüşlerin
biri Şafii ve Zahiri mezhebi görüşüdür. Buna göre hiçbir kimsenin Ebu'l-Kasım
künyesini alması helal değildir. Adı ister Muhammed, ister Ahmed olsun ya da
başka bir isim olsun. Çünkü bu hadisin Zahiri bunu gerektirmektedir.
İkinci gÖrüşe göre bu
yasak nesh edilmiştir. Bu hüküm hadis-i şerifte sözü edilen bu anlam dolayısı
ile işin başında böyle iken sonradan nesh edilmiştir. Bunlar der ki: Günümüzde
ise herkesin Ebu'l-Kasım künyesi alması mübahtır. Adı ister Muhammed, ister
Ahmed ister başka bir isim olsun fark etmez. Bu da İmam Malik'in görüşüdür.
Kadı Iyaz dedi ki: Selefin cumhuru ve bölge fukahasının ve ilim adamlarının
cumhuru da bu kanaattedir. Hatta bir topluluk ilk çağda Ebu'l-Kasım künyesi ile
meşhur olmuştur. Bundan sonra da günümüze kadar bu devam edegelmiştir, üstelik
böyle yapanlar pek çok olmakla birlikte kimse de buna karşı çıkmamıştır derler.
Üçüncü görüş İbn
Cerir'in görüşüdür. Buna göre bu yasak nesh edilmiş değildir ama buradaki yasak
tenzih ve edeb içindir. Haram kılmak için değildir.
Dördüncü görüşe göre
Ebu'l-Kasım künyesini alma yasağı adı Muhammed ya da Ahmed olan kimseler
hakkında özeldir. Bu iki isimden birisini ad almamış olanların yalnızca bu
künyeyi kullanmasında bir sakınca yoktur. Bu da seleften bir topluluğun
görüşüdür. Bu hususta Cabir’DEN merfu bir hadis de gelmiş bulunmaktadır.
Beşinci görüş kayıtsız
ve şartsız olarak Ebu'l-Kasım künyesini almak yasaktır ve babasının Ebu'l-Kasım
künyesi ile künyelenmemesi için Kasım adını vermek de nehy edilir. Nitekim
Mervan b. el-Hakem bu hadis kendisine ulaşınca oğlu Kasım'ın adını
değiştirmiştir. Ona Abdulmelik adını vermiştir. Yine Ensar’DAN bazıları da
böyle yapmıştır.
Altıncı görüşe göre
Muhammed adını almak künyesi olsun yahut olmasın mutlak olarak men edilmiştir.
Bu hususta Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Siz çocuklarınıza
Muhammed adını veriyor sonra da onlara lanet okuyorsunuz" buyurmaktadır.
Ömer (radıyallahu anh) da Kufe'ye yazdığı bir mektubunda: "Kimseye bir nebi
adını vermeyin" demiş ve Medine'de oğullarına Muhammed adını vermiş bir
çok kimseye de oğullarının adlarını değiştirmelerini emretmiştir. Ta ki bir
topluluk kendisine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın bu hususta kendilerine
izin verdiğini ve onlara bu ismi verdiğini söyleyinceye kadar sürdü. Bunu
söylemeleri üzerine onlara ilişmedi.
Kadı Iyaz dedi ki: Daha
güçlü ihtimal Ömer'in bu uygulamasını Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
adını ta'zim etmek ve hadiste: Onlara muhammed adını veriyor sonra onlara lanet
okuyorsunuz" diye geçtiği gibi adın değerinin çiğnenmemesi içindir.
Bir görüşe göre Ömer
(radıyallahu anh)'ın bunu yasaklamasının sebebi bir kimsenin Muhammed b. Zeyd
b. el-Hattab'a: Allah şunu şunu etsin ey Muhammed demesini işitmesi olmuştur.
Ömer onu çağırarak gördüğüm kadarı ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e senin sebebinle sövülüyor. Allah'a yemin ederim ki ben hayatta
kaldığım sürece sen Muhammed diye çağırılmayacaksın deyip ona Abdurrahman adını
verdi.
5552-2/2- Bana İbrahim
b. Ziyad -ki o Sebelan lakaplıdır- tahdis etti, bize Abbad b. Abbad, Ubeydullah
b. Ömer ve kardeşi Abdullah'tan haber verdi (Abbad) bunu her ikisinden yüz kırk
iki yılında Nafi'den diye tahdis ederken dinlemiştir. O İbn Ömer’DEN şöyle
dediğini rivayet etmişti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Şüphesiz isimleriniz arasında Allah'ın en sevdiği Abdullah ve
Abdurrahman'dır" buyurdu.
Diğer tahric:
Ubeydullah b. Ömer'in Nafi'den hadisini Ebu Davud, 4949; Abdullah'ın Nafi'den
hadisini, Tirmizi, 2834; İbn Mace, 3728
AÇIKLAMA: "Bana
İbrahim b. Ziyad -ki Sebelan lakaplıdır- tahdis etti." Sebelan fethalı sin
ve be iledir.
"Ubeydullah b. Ömer
ve kardeşi Abdullah b. Ömer" bu doğrudur. Çünkü Ubeydullah, sika, hafız,
zaptı sağlam ve rivayetinin delil gösterileceği icma ile kabul edilmiş
birisidir. Kardeşi Abdullah ise zayıftır, rivayetini delil göstermek caiz
değildir. Ravi her ikisini bir arada zikredecek olursa caizdir ve Ubeydullah'a
itimat edilerek hadisin gereğince amel edilmesi icabeder.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Şüphesiz isimleriniz arasında Allah'ın en sevdiği
Abdullah ve Abdurrahman'dır" buyruğunda bu iki ismin verileceği ve
bunların diğer isimlere göre daha faziletli olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
5553-3/3- Bize Osman b.
Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim tahdis etti, Osman, bize Cerir tahdis etti derken
İshak haber verdi dedi. O Mansur'dan, o Salim b. Ebul Ca'd'den, o Cabir b.
Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Bizden bir adamın bir oğlu oldu. Ona
Muhammed adını verdi. Kavmi kendisine: Biz senin Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in adını vermeni kabul etmiyoruz dediler. Bunun üzerine o da oğlunu
sırtında taşıyarak gitti ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna onu
getirip: Ey Allah'ın Rasulü! Benim bir oğlum oldu. Ben de ona Muhammed adını
verdim. Kavmim bana: Senin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem'in adını
vermeni kabul etmiyoruz dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem'de:
"Benim adımı alabilirsiniz ama benim künyem ile künyelenmeyin. Çünkü ben
Kasım'ım. Aranızda taksimat yaparım" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
3114, 3115, 3538, 6187, 6196
5554-4/4- Bize Hennad b.
es-Serri tahdis etti ... Cabir b. Abdullah dedi ki: Bizden bir adamın bir oğlu
oldu, ona Muhammed adını verdi. Biz de: Biz sana Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in künyesini -onun bu husustaki emrini almadığın sürece-
vermeyeceğiz dedik. Bunun üzerine Onun yanına gitti ve: Benim bir oğlum oldu.
Ona Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in adını verdim. Benim kavmim ise
onun adını bana künye vermeyi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sen izin
alıncaya kadar diyerek- kabul etmediler dedi. RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Benim adımı verebilirsiniz ama benim künyemle künyelenmeyin. Çünkü
ben paylaştırıcı (Kasım) olarak gönderildim. Ben aranızda paylarınızı taksim
ederim" buyurdu.
5555- .. ./5- Bize Rifaa
b. el-Heysem el-Vasıti de tahdis etti, bize Halid -yani el-Ettahhan- huseyn'den
bu isnad ile tahdis etti ve "ben paylaştırıcı olarak gönderildim, aranızda
payınızı taksim ederim" ibaresini zikretmedi.
5556-5/6- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Veki', A'meş'den tahdis etti. (H.) Bana Ebu
Said el-Eşec de tahdis etti ... Cabir b. Abdullah dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim ismimi almayın. Benim künyemle
künyelenmeyin. Şüphesiz ki ben Ebu 'I-Kasım 'ım Aranızda taksimat yaparım"
buyurdu.
Ebu Bekr'in rivayetinde
(künyelenmeyin anlamındaki vela tekennev ifadesi) "vela tektenu"
şeklindedir.
5557- .. ./7- Bize Ebu
Kureyb [Muhammed b. el-Ala] da tahdis etti, bize Ebu Muaviye, A'meş'den bu
isnad ile tahdis etti ve: Çünkü ben Kasım kılındım. Aranızda taksimat
yaparım" buyurdu.
AÇIKLAMA: (5553)
"Şüphesiz ben ancak Kasımım. Aranızda taksimat yaparım."
Buhari'nin kitabının baş
taraflarında ''Allah kimin hakkında hayır murad ederse onu dinde fakih
kılar" "şüphesiz ben ancak Kasım'ım Allah da verendir"
şeklindedir. Kadı Iyaz dedi ki: Bu künyenin ancak o künyeyi alan kişi hakkında
doğru olan bir nitelik sebebi ile yahut da oğlunun sebebi ile verileceği
izlenimini vermektedir demiştir. İbn Battal da Buhari'nin rivayetini şerh
ederken şunları söylemektedir: Yani ben sizi dışarıda tutarak yüce Allah'ın
malından hiçbir şeyi kendi tekelime almam. O bunu bağışlarda ve dağıtımında
bazılarını diğerlerinden üstün tutunca gönüllerini hoş tutmak için söylemiş ve:
"Size veren ben değil Allah'tır. Ben ancak taksimat yapan {paylaştıran)ım.
Dolayısı ile her kime bir şeyler paylaştıracak olursam az ya da çok olsun bu onun
payıdır" demiş oluyordu. Ebu'l-Kasım dışındaki künyelere gelince,
müslümanlar bunu kullanmanın caiz olduğu hususunda icma etmişlerdir. İster oğlu
ister kızı olsun ve onlardan birisi ile künyelensin. İsterse de oğlu olmasın.
Yahut küçük olsun ya da oğlundan başkasından ona künye verilmiş olsun fark
etmez. Kişinin filanın babası yahut filane (kızın) babası diye künyelenmesi
kadının da filan kızın annesi ve filan oğlun annesi diye künyelenmesi caizdir.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in Enes'in küçük kardeşine: "Ey Ebu
Umeyr! Mugayr (denilen kuş) ne yaptı" diye şakalaşırdı. Allah en iyi
bilendir.
5558-6/8- Bize Muhammed
b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer
tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti, Katade'yi Salim'den diye rivayet ederken
dinledim. Onun Cabir b. Abdullah'tan rivayetine göre Ensar’DAN bir adamın bir
oğlu oldu. Ona Muhammed adını vermek istedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gidip sordu O:
"Ensar ne güzel iş
yaptı. Benim adımı verin fakat benim künyemle künyelenmeyin" buyurdu.
5559-7/9- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, ikisi Muhammed b.
Cafer'den, o Şu'be'den, o Mansur'dan rivayet etti. (H) Bana Muhammed b. Amr b.
Cebele de tahdis etti, bize Muhammed -yani b. Cafer- tahdis etti. (H) bize
İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiyy tahdis etti, ikisi Şu'be'den,
o Husayn'dan rivayet etti. (H) Bana Bişr b. Halid de tahdis etti, bize Muhammed
-yani b. Cafer- haber verdi, bize Şu'be, Süleyman'dan tahdis etti, hepsi Salim
b. Ebul Cad'den, o Cabir b. Abdullah'tan o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den diye rivayet etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali ve İshak
b. Mansur da tahdis edip dedi ki: Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi, bize
Şu'be, Katade, Mansur, Süleyman ve Husayn b. Abdurrahman'dan şöyle dediklerini
tahdis etti: Biz Salim b. Ebul Cad'i Cabir b. Abdullah'tan diye rivayet ederken
dinledik. O Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye bundan önce hadislerini
zikrettiklerimizin hadislerine yakın olarak rivayet etti.
en-Nadr'ın Şu'be'den
rivayet ettiği hadiste şöyle dedi: Husayn ve Süleyman buna ilave de bulundu.
Husayn dedi ki: RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben ancak Kasrm
(paylaştıner) olarak gönderildim. Aranızda paylarınızı taksim ediyorum"
buyurdu. Süleyman da rivayetinde: "Ben ancak bir Kasımrm, aranızda
paylarınızı taksim ediyorum" demiştir.
5560- .. ./10- Bize Amr
en-Ncikid ve Muhammed b. Abdullah b. Numeyr birlikte Süfyan'dan tahdis etti.
Amr dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti, bize İbnu'l- Münkedir'in tahdis
ettiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Bizden bir adamın
bir oğlu oldu. Ona Kasım adını verdi. Biz: Biz sana Ebu'l-Kasım künyesini
vermeyecek böylece de seni memnun etmeyeceğiz dedik. Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gitti, bunu Ona söyleyince O: "Sen
de oğluna Abdurrahman adını ver" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6186, 6189
5561- .. ./11- Bana
Ümeyye b. Bistam da tahdis etti, bize Vezid -yani b. Zürey- tahdis etti. (H.)
Bana Ali b. Hucr, [es-Sa'di] de tahdis etti, bize İsmail -yani b. Uleyye-
tahdis etti, (İbn Zürey ile) ikisi Ravh b. el-Kasım'dan, o Muhammed b.
el-Münkedir'den, o Cabir'den İbn Uyeyne'nin hadisini aynen rivayet etti. Ancak
o: "Böylece de seni memnun etmeyeceğiz" ibaresini zikretmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5562-8/12- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid, Zuheyr b. Harb ve İbn Numeyr tahdis edip dedi ki:
Bize Süfyan b. Uyeyne, Eyyub'dan tahdis etti, o Muhammed b. Sirin’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Ebu'l-Kasım
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim adımı alınız ama benim künyemle
künyelenmeyiniz" buyurdu. Amr rivayetinde (dinledim değil de) Ebu
Hureyre'den dedi ve "dinledim" demedi.
Diğer tahric: Buhari,
3539, 6188; Ebu Davud, 4965; İbn Mace, 3735
AÇIKLAMA: (5560)
"Böylece de seni memnun etmeyeceğiz" yani bununla senin gözünün aydın
olmasına fırsat vermeyeceğiz. Daha önce Ebu Bekr (radıyallahu anh) ve
misafirleri ile ilgili hadiste (bk. 5333 numaralı hadis) "karrat aynu:
gözü aydın oldu" deyiminin şerhi geçmiş bulunmaktadır.
5563-9/13- Bize Ebu
Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, Ebu Said el-Eşec ve
Muhammed b. el-Müsenna el-Anez! tahdis edip -lafız İbn Numeyr'e ait olmak
üzere- dediler ki: Bize İbn İdris babasından tahdis etti, o Simak b. Harb'den,
o Alkame b. Vail'den, o Muğlre b. Şu'be'den şöyle dediğini rivayet etti: Ben
Necranlıların yanına gittiğimde bana sorup şöyle dediler: Sizler (kitabınızda)
"ey Harun'un kızkardeşi" (Meryem, 28) diye okuyorsunuz. Halbuki Musa,
İsa’DAN şu kadar şu kadar yıl öncedir dediler. Ben de Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanına geri döndüğümde Ona bunu sordum. O: "Onlar
kendi nebilerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini isim olarak
veriyorlardı" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
3155
AÇIKLAMA: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in İsrailoğulları hakkında: "Onlar
nebilerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini veriyorlardı"
buyruğunu bir topluluk, nebilerin (selam onlara) isimlerini vermenin caiz
olduğuna delil göstermişlerdir. Nitekim ilim adamları da bu hususta icma
etmişlerdir. Daha önce Ömer (r.a.)'dan diye nakledip te'vilini yaptığımız
kanaat müstesnadır. Nitekim Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oğluna İbrahim
adını vermiştir. Ashabı arasında nebilerin isimleri ile adlandırılmış pek çok
kimse vardı.
Kadı Iyaz dedi ki: Kimi
ilim adamı meleklerin isimlerini almayı mekruh görmüşlerdir. Bu ise el-Haris b.
Miskin'in görüşüdür. (Kadı) dedi ki: Malik de Cebrail ve yasin adını almayı
mekruh görmüştür.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2/2- ÇİRKİN
İSİMLER İLE NAFİ VE BUNA BENZER İSİMLERİ VERMENİN MEKRUH OLDUĞU BABI