SAHİH-İ MÜSLİM |
ADAB |
1 - باب:
النهي عن
التكني بأبي
القاسم،
وبيان ما
يستحب من الأسماء
1/1- EBU'L-KASIM DİYE KÜNYELENMENİN
NEHYEDİLDİĞİ VE MÜSTEHAP OLAN İSİMLERİN BEYANI BABI
1 - (2131) حدثني
أبو كريب،
محمد بن
العلاء وابن
أبي عمر (قال
أبو كريب:
أخبرنا. وقال
ابن أبي عمر:
حدثنا) واللفظ
له، قالا:
حدثنا مروان
(يعنيان
الفزاري) عن
حميد، عن أنس.
قال:
نادى
رجل رجلا
بالبقيع: يا
أبا القاسم!
فالتفت إليه
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
فقال: يا رسول
الله! إني لم
أعنك. إنما
دعوت فلانا.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
(تسموا باسمي
ولا
تكنوا
بكنيتي(.
5551-1/1- Bana Ebu
Kureyb, Muhammed b. el-Ala ve İbn Ebu Ömer tahdis etti, Ebu Kureyb, bize haber
verdi derken İbn Ebu Ömer de -lafız ona ait olmak üzere- bize tahdis etti dedi.
Her ikisi dedi ki: Bize Mervan -elFezari'yi kastediyorlar- Humeyd’DEN tahdis
etti, o Enes’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Baki'de bir başka adama:
Ey Ebu'l-Kasım! diye seslendi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dönüp
ona bakınca adam: Ey Allah'ın Rasulü! Şüphesiz ben seni kastetmemiştim. Ben
filanı çağırmıştım deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Benim adımı kullanın ama benim künyemle künyelenmeyin" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Bir
adam Baki'de bir başkasına Ey Ebu'l-Kasım diye seslendi..."
İlim adamları bu mesele
hususunda pek çok görüş ortaya atmışlardır.
Kadı Iyaz ve başkaları
bu farklı görüşleri bir arada zikretmiş bulunmaktadırlar. Bu değişİk görüşlerin
biri Şafii ve Zahiri mezhebi görüşüdür. Buna göre hiçbir kimsenin Ebu'l-Kasım
künyesini alması helal değildir. Adı ister Muhammed, ister Ahmed olsun ya da
başka bir isim olsun. Çünkü bu hadisin Zahiri bunu gerektirmektedir.
İkinci gÖrüşe göre bu
yasak nesh edilmiştir. Bu hüküm hadis-i şerifte sözü edilen bu anlam dolayısı
ile işin başında böyle iken sonradan nesh edilmiştir. Bunlar der ki: Günümüzde
ise herkesin Ebu'l-Kasım künyesi alması mübahtır. Adı ister Muhammed, ister
Ahmed ister başka bir isim olsun fark etmez. Bu da İmam Malik'in görüşüdür. Kadı
Iyaz dedi ki: Selefin cumhuru ve bölge fukahasının ve ilim adamlarının cumhuru
da bu kanaattedir. Hatta bir topluluk ilk çağda Ebu'l-Kasım künyesi ile meşhur
olmuştur. Bundan sonra da günümüze kadar bu devam edegelmiştir, üstelik böyle
yapanlar pek çok olmakla birlikte kimse de buna karşı çıkmamıştır derler.
Üçüncü görüş İbn
Cerir'in görüşüdür. Buna göre bu yasak nesh edilmiş değildir ama buradaki yasak
tenzih ve edeb içindir. Haram kılmak için değildir.
Dördüncü görüşe göre Ebu'l-Kasım
künyesini alma yasağı adı Muhammed ya da Ahmed olan kimseler hakkında özeldir.
Bu iki isimden birisini ad almamış olanların yalnızca bu künyeyi kullanmasında
bir sakınca yoktur. Bu da seleften bir topluluğun görüşüdür. Bu hususta
Cabir’DEN merfu bir hadis de gelmiş bulunmaktadır.
Beşinci görüş kayıtsız
ve şartsız olarak Ebu'l-Kasım künyesini almak yasaktır ve babasının Ebu'l-Kasım
künyesi ile künyelenmemesi için Kasım adını vermek de nehy edilir. Nitekim
Mervan b. el-Hakem bu hadis kendisine ulaşınca oğlu Kasım'ın adını
değiştirmiştir. Ona Abdulmelik adını vermiştir. Yine Ensar’DAN bazıları da
böyle yapmıştır.
Altıncı görüşe göre
Muhammed adını almak künyesi olsun yahut olmasın mutlak olarak men edilmiştir.
Bu hususta Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Siz çocuklarınıza
Muhammed adını veriyor sonra da onlara lanet okuyorsunuz" buyurmaktadır.
Ömer (radıyallahu anh) da Kufe'ye yazdığı bir mektubunda: "Kimseye bir
nebi adını vermeyin" demiş ve Medine'de oğullarına Muhammed adını vermiş
bir çok kimseye de oğullarının adlarını değiştirmelerini emretmiştir. Ta ki bir
topluluk kendisine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın bu hususta kendilerine
izin verdiğini ve onlara bu ismi verdiğini söyleyinceye kadar sürdü. Bunu
söylemeleri üzerine onlara ilişmedi.
Kadı Iyaz dedi ki: Daha
güçlü ihtimal Ömer'in bu uygulamasını Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
adını ta'zim etmek ve hadiste: Onlara muhammed adını veriyor sonra onlara lanet
okuyorsunuz" diye geçtiği gibi adın değerinin çiğnenmemesi içindir.
Bir görüşe göre Ömer
(radıyallahu anh)'ın bunu yasaklamasının sebebi bir kimsenin Muhammed b. Zeyd
b. el-Hattab'a: Allah şunu şunu etsin ey Muhammed demesini işitmesi olmuştur.
Ömer onu çağırarak gördüğüm kadarı ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e senin sebebinle sövülüyor. Allah'a yemin ederim ki ben hayatta
kaldığım sürece sen Muhammed diye çağırılmayacaksın deyip ona Abdurrahman adını
verdi.
2 - (2132) حدثني
إبراهيم بن
زياد (وهو
الملقب
بسبلان). أخبرنا
عباد ابن عباد
عن عبيدالله
ابن عمر وأخيه
عبدالله. سمعه
منهما سنة
أربع وأربعين
ومائة. يحدثان
عن نافع، عن
ابن عمر. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (إن أحب
أسمائكم إلى
الله عبدالله
وعبدالرحمن(.
5552-2/2- Bana İbrahim
b. Ziyad -ki o Sebelan lakaplıdır- tahdis etti, bize Abbad b. Abbad, Ubeydullah
b. Ömer ve kardeşi Abdullah'tan haber verdi (Abbad) bunu her ikisinden yüz kırk
iki yılında Nafi'den diye tahdis ederken dinlemiştir. O İbn Ömer’DEN şöyle
dediğini rivayet etmişti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Şüphesiz isimleriniz arasında Allah'ın en sevdiği Abdullah ve
Abdurrahman'dır" buyurdu.
Diğer tahric:
Ubeydullah b. Ömer'in Nafi'den hadisini Ebu Davud, 4949; Abdullah'ın Nafi'den
hadisini, Tirmizi, 2834; İbn Mace, 3728
AÇIKLAMA: "Bana
İbrahim b. Ziyad -ki Sebelan lakaplıdır- tahdis etti." Sebelan fethalı sin
ve be iledir.
"Ubeydullah b. Ömer
ve kardeşi Abdullah b. Ömer" bu doğrudur. Çünkü Ubeydullah, sika, hafız,
zaptı sağlam ve rivayetinin delil gösterileceği icma ile kabul edilmiş
birisidir. Kardeşi Abdullah ise zayıftır, rivayetini delil göstermek caiz
değildir. Ravi her ikisini bir arada zikredecek olursa caizdir ve Ubeydullah'a
itimat edilerek hadisin gereğince amel edilmesi icabeder.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Şüphesiz isimleriniz arasında Allah'ın en sevdiği
Abdullah ve Abdurrahman'dır" buyruğunda bu iki ismin verileceği ve
bunların diğer isimlere göre daha faziletli olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
3 - (2133) حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة وإسحاق
بن إبراهيم (قال
عثمان: حدثنا.
وقال إسحاق:
أخبرنا) جرير
عن منصور، عن
سالم بن أبي
الجعد، عن جابر
بن عبدالله.
قال:
ولد
لرجل منا
غلام. فسماه
محمدا. فقال
له قومه: لا
ندعك تسمى
باسم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فانطلق بابنه
حامله على
ظهره. فأتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال: يا
رسول الله!
ولد لي غلام.
فسميته محمدا.
فقال لي قومي:
لا ندعك تسمي
باسم رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (تسموا
باسمي ولا تكتنوا
بكنيتي. فإنما
أنا قاسم.
أقسم بينكم).
5553-3/3- Bize Osman b. Ebu
Şeybe ve İshak b. İbrahim tahdis etti, Osman, bize Cerir tahdis etti derken
İshak haber verdi dedi. O Mansur'dan, o Salim b. Ebul Ca'd'den, o Cabir b.
Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Bizden bir adamın bir oğlu oldu. Ona
Muhammed adını verdi. Kavmi kendisine: Biz senin Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in adını vermeni kabul etmiyoruz dediler. Bunun üzerine o da oğlunu
sırtında taşıyarak gitti ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna onu
getirip: Ey Allah'ın Rasulü! Benim bir oğlum oldu. Ben de ona Muhammed adını
verdim. Kavmim bana: Senin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem'in adını
vermeni kabul etmiyoruz dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem'de:
"Benim adımı alabilirsiniz ama benim künyem ile künyelenmeyin. Çünkü ben
Kasım'ım. Aranızda taksimat yaparım" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
3114, 3115, 3538, 6187, 6196
4 - (2133) حدثنا
هناد بن
السرى. حدثنا
عبثر عن حصين،
عن سالم ابن
أبي الجعد، عن
جابر ابن عبدالله.
قال:
ولد
لرجل منا
غلام. فسماه
محمدا. فقلنا:
لا نكنيك
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم، حتى
تستأمره. قال
فأتاه. فقال:
إنه ولد لي
غلام فسميته
برسول الله.
وإن قومي أبو
أن يكنوني به.
حتى تستأذن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فقال
(سموا باسمي.
ولا
تكنوا
بكنيتي. فإنما
بعثت قاسما.
أقسم بينكم(.
5554-4/4- Bize Hennad b.
es-Serri tahdis etti ... Cabir b. Abdullah dedi ki: Bizden bir adamın bir oğlu
oldu, ona Muhammed adını verdi. Biz de: Biz sana Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in künyesini -onun bu husustaki emrini almadığın sürece-
vermeyeceğiz dedik. Bunun üzerine Onun yanına gitti ve: Benim bir oğlum oldu.
Ona Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in adını verdim. Benim kavmim ise onun
adını bana künye vermeyi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sen izin
alıncaya kadar diyerek- kabul etmediler dedi. RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Benim adımı verebilirsiniz ama benim künyemle künyelenmeyin.
Çünkü ben paylaştırıcı (Kasım) olarak gönderildim. Ben aranızda paylarınızı
taksim ederim" buyurdu.
(2133) - حدثنا
رفاعة بن
الهيثم
الواسطي.
حدثنا خالد (يعني
الطحان) عن
حصين، بهذا
الإسناد، ولم
يذكر (فإنما
بعثت قاسما.
أقسم بينكم).
5555- .. ./5- Bize Rifaa
b. el-Heysem el-Vasıti de tahdis etti, bize Halid -yani el-Ettahhan- huseyn'den
bu isnad ile tahdis etti ve "ben paylaştırıcı olarak gönderildim, aranızda
payınızı taksim ederim" ibaresini zikretmedi.
5 - (2133) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا وكيع عن
الأعمش. ح
وحدثني أبو
سعيد الأشج.
حدثنا وكيع.
حدثنا الأعمش
عن سالم بن
أبي الجعد، عن
جابر بن
عبدالله. قال
: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (تسموا
باسمي ولا تكنوا
بكنيتي. فإني
أنا أبو القاسم.
أقسم بينكم).
وفي رواية أبي
بكر (ولا
تكتنوا(.
5556-5/6- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Veki', A'meş'den tahdis etti. (H.) Bana Ebu
Said el-Eşec de tahdis etti ... Cabir b. Abdullah dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim ismimi almayın. Benim künyemle
künyelenmeyin. Şüphesiz ki ben Ebu 'I-Kasım 'ım Aranızda taksimat yaparım"
buyurdu.
Ebu Bekr'in rivayetinde
(künyelenmeyin anlamındaki vela tekennev ifadesi) "vela tektenu"
şeklindedir.
(2133) - وحدثنا
أبو كريب.
حدثنا أبو
معاوية عن
الأعمش، بهذا
الإسناد. وقال
(إنما جعلت
قاسما أقسم
بينكم(.
5557- .. ./7- Bize Ebu
Kureyb [Muhammed b. el-Ala] da tahdis etti, bize Ebu Muaviye, A'meş'den bu
isnad ile tahdis etti ve: Çünkü ben Kasım kılındım. Aranızda taksimat
yaparım" buyurdu.
AÇIKLAMA: (5553)
"Şüphesiz ben ancak Kasımım. Aranızda taksimat yaparım."
Buhari'nin kitabının baş
taraflarında ''Allah kimin hakkında hayır murad ederse onu dinde fakih
kılar" "şüphesiz ben ancak Kasım'ım Allah da verendir"
şeklindedir. Kadı Iyaz dedi ki: Bu künyenin ancak o künyeyi alan kişi hakkında
doğru olan bir nitelik sebebi ile yahut da oğlunun sebebi ile verileceği
izlenimini vermektedir demiştir. İbn Battal da Buhari'nin rivayetini şerh
ederken şunları söylemektedir: Yani ben sizi dışarıda tutarak yüce Allah'ın
malından hiçbir şeyi kendi tekelime almam. O bunu bağışlarda ve dağıtımında
bazılarını diğerlerinden üstün tutunca gönüllerini hoş tutmak için söylemiş ve:
"Size veren ben değil Allah'tır. Ben ancak taksimat yapan {paylaştıran)ım.
Dolayısı ile her kime bir şeyler paylaştıracak olursam az ya da çok olsun bu onun
payıdır" demiş oluyordu. Ebu'l-Kasım dışındaki künyelere gelince,
müslümanlar bunu kullanmanın caiz olduğu hususunda icma etmişlerdir. İster oğlu
ister kızı olsun ve onlardan birisi ile künyelensin. İsterse de oğlu olmasın.
Yahut küçük olsun ya da oğlundan başkasından ona künye verilmiş olsun fark
etmez. Kişinin filanın babası yahut filane (kızın) babası diye künyelenmesi
kadının da filan kızın annesi ve filan oğlun annesi diye künyelenmesi caizdir.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in Enes'in küçük kardeşine: "Ey Ebu
Umeyr! Mugayr (denilen kuş) ne yaptı" diye şakalaşırdı. Allah en iyi
bilendir.
6 - (2133) حدثنا
محمد بن
المثنى ومحمد
بن بشار. قالا:
حدثنا محمد
ابن جعفر.
حدثنا شعبة.
سمعت قتادة عن
سالم، عن جابر
بن عبدالله؛
أن
رجلا من
الأنصار ولد
له غلام.
فأراد أن يسميه
محمدا. فأتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فسأله.
فقال (أحسنت
الأنصار. سموا
باسمي ولا تكتنوا
بكنيتي(.
5558-6/8- Bize Muhammed
b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer
tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti, Katade'yi Salim'den diye rivayet ederken
dinledim. Onun Cabir b. Abdullah'tan rivayetine göre Ensar’DAN bir adamın bir
oğlu oldu. Ona Muhammed adını vermek istedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gidip sordu O:
"Ensar ne güzel iş
yaptı. Benim adımı verin fakat benim künyemle künyelenmeyin" buyurdu.
7 - (2133) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
المثنى. كلاهما
عن محمد بن
جعفر، عن
شعبة، عن
منصور. ح وحدثني
محمد بن عمرو
بن جبلة.
حدثنا محمد
(يعني ابن
جعفر). ح
وحدثنا ابن
المثنى. حدثنا
ابن أبي عدي.
كلاهما عن
شعبة، عن
حصين. ح
وحدثني بشر بن
خالد. أخبرنا
محمد (يعني
ابن جعفر).
حدثنا شعبة عن
سليمان. كلهم
عن سالم بن
أبي الجعد، عن
جابر بن عبدالله،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم. ح
وحدثنا إسحاق
بن إبراهيم
الحنظلي
وإسحاق بن
منصور. قالا:
أخبرنا النضر
بن شميل.
حدثنا شعبة عن
قتادة ومنصور
وسليمان
وحصين بن عبدالرحمن.
قالوا: سمعنا
سالم بن أبي
الجعد عن جابر
بن عبدالله،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم. بنحو
حديث من ذكرنا
حديثهم من
قبل. وفي حديث
النضر عن
شعبة، قال:
وزاد فيه حصين
وسليمان. قال حصين:
قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
(إنما بعثت
قاسما أقسم
بينكم). وقال
سليمان (فإنما
أنا قاسم أقسم
بينكم(.
5559-7/9- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, ikisi Muhammed b.
Cafer'den, o Şu'be'den, o Mansur'dan rivayet etti. (H) Bana Muhammed b. Amr b.
Cebele de tahdis etti, bize Muhammed -yani b. Cafer- tahdis etti. (H) bize
İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiyy tahdis etti, ikisi Şu'be'den,
o Husayn'dan rivayet etti. (H) Bana Bişr b. Halid de tahdis etti, bize Muhammed
-yani b. Cafer- haber verdi, bize Şu'be, Süleyman'dan tahdis etti, hepsi Salim
b. Ebul Cad'den, o Cabir b. Abdullah'tan o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den diye rivayet etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali ve İshak
b. Mansur da tahdis edip dedi ki: Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi, bize
Şu'be, Katade, Mansur, Süleyman ve Husayn b. Abdurrahman'dan şöyle dediklerini
tahdis etti: Biz Salim b. Ebul Cad'i Cabir b. Abdullah'tan diye rivayet ederken
dinledik. O Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye bundan önce hadislerini
zikrettiklerimizin hadislerine yakın olarak rivayet etti.
en-Nadr'ın Şu'be'den
rivayet ettiği hadiste şöyle dedi: Husayn ve Süleyman buna ilave de bulundu.
Husayn dedi ki: RasuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben ancak Kasrm
(paylaştıner) olarak gönderildim. Aranızda paylarınızı taksim ediyorum"
buyurdu. Süleyman da rivayetinde: "Ben ancak bir Kasımrm, aranızda
paylarınızı taksim ediyorum" demiştir.
(2133) - حدثنا
عمرو الناقد
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير. جميعا
عن سفيان قال
عمرو: حدثنا
سفيان ابن عيينة.
حدثنا ابن
المنكدر؛ أنه
سمع جابر بن
عبدالله يقول:
ولد
لرجل منا
غلام. فسماه
القاسم.
فقلنا: لا
نكنيك أبا
القاسم. ولا ننعمك عينا.
فأتى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر ذلك له.
فقال (أسم
ابنك
عبدالرحمن(.
5560- .. ./10- Bize Amr
en-Nakid ve Muhammed b. Abdullah b. Numeyr birlikte Süfyan'dan tahdis etti. Amr
dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti, bize İbnu'l- Münkedir'in tahdis
ettiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Bizden bir adamın
bir oğlu oldu. Ona Kasım adını verdi. Biz: Biz sana Ebu'l-Kasım künyesini
vermeyecek böylece de seni memnun etmeyeceğiz dedik. Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gitti, bunu Ona söyleyince O: "Sen
de oğluna Abdurrahman adını ver" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
6186, 6189
2 م - (2133)
وحدثني أمية
بن بسطام.
حدثنا يزيد
(يعني ابن
زريع). ح وحدثني
علي بن حجر.
حدثنا
إسماعيل (يعني
ابن علية).
كلاهما عن روح
بن القاسم. عن
محمد بن المنكدر،
عن جابر. بمثل
حديث ابن
عيينة. غير
أنه لم يذكر:
ولا
ننعمك عينا.
5561- .. ./11- Bana
Ümeyye b. Bistam da tahdis etti, bize Vezid -yani b. Zürey- tahdis etti. (H.)
Bana Ali b. Hucr, [es-Sa'di] de tahdis etti, bize İsmail -yani b. Uleyye-
tahdis etti, (İbn Zürey ile) ikisi Ravh b. el-Kasım'dan, o Muhammed b.
el-Münkedir'den, o Cabir'den İbn Uyeyne'nin hadisini aynen rivayet etti. Ancak
o: "Böylece de seni memnun etmeyeceğiz" ibaresini zikretmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
8 - (2134) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وعمرو الناقد
وزهير بن حرب
وابن نمير.
قالوا: حدثنا
سفيان بن عيينة
عن أيوب، عن
محمد بن
سيرين. قال:
سمعت أبا هريرة
يقول : قال
أبو القاسم
صلى الله عليه
وسلم (تسموا
باسمي ولا تكنوا
بكنيتي) قال
عمرو: عن أبي هريرة.
ولم يقل: سمعت.
5562-8/12- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid, Zuheyr b. Harb ve İbn Numeyr tahdis edip dedi ki:
Bize Süfyan b. Uyeyne, Eyyub'dan tahdis etti, o Muhammed b. Sirin’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Ebu'l-Kasım
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim adımı alınız ama benim künyemle
künyelenmeyiniz" buyurdu. Amr rivayetinde (dinledim değil de) Ebu
Hureyre'den dedi ve "dinledim" demedi.
Diğer tahric: Buhari,
3539, 6188; Ebu Davud, 4965; İbn Mace, 3735
AÇIKLAMA: (5560)
"Böylece de seni memnun etmeyeceğiz" yani bununla senin gözünün aydın
olmasına fırsat vermeyeceğiz. Daha önce Ebu Bekr (radıyallahu anh) ve
misafirleri ile ilgili hadiste (bk. 5333 numaralı hadis) "karrat aynu:
gözü aydın oldu" deyiminin şerhi geçmiş bulunmaktadır.
9 - (2135) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير وأبو
سعيد الأشج
ومحمد بن
المثنى
العنزي
(واللفظ لابن
نمير). قالوا:
حدثنا ابن إدريس
عن أبيه، عن
سماك بن حرب،
عن علقمة بن وائل،
عن المغيرة بن
شعبة. قال:
لما
قدمت نجران
سألوني.
فقالوا: إنكم
تقرؤن: يا أخت
هارون. وموسى
قبل عيسى بكذا
وكذا. فلما قدمت
على رسول الله
صلى الله عليه
وسلم سألته عن
ذلك. فقال
(إنهم كانوا
يسمون
بأنبيائهم
والصالحين
قبلهم(.
5563-9/13- Bize Ebu
Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, Ebu Said el-Eşec ve
Muhammed b. el-Müsenna el-Anez! tahdis edip -lafız İbn Numeyr'e ait olmak
üzere- dediler ki: Bize İbn İdris babasından tahdis etti, o Simak b. Harb'den,
o Alkame b. Vail'den, o Muğlre b. Şu'be'den şöyle dediğini rivayet etti: Ben
Necranlıların yanına gittiğimde bana sorup şöyle dediler: Sizler (kitabınızda)
"ey Harun'un kızkardeşi" (Meryem, 28) diye okuyorsunuz. Halbuki Musa,
İsa’DAN şu kadar şu kadar yıl öncedir dediler. Ben de Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanına geri döndüğümde Ona bunu sordum. O: "Onlar
kendi nebilerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini isim olarak
veriyorlardı" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
3155
AÇIKLAMA: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in İsrailoğulları hakkında: "Onlar
nebilerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini veriyorlardı"
buyruğunu bir topluluk, nebilerin (selam onlara) isimlerini vermenin caiz
olduğuna delil göstermişlerdir. Nitekim ilim adamları da bu hususta icma
etmişlerdir. Daha önce Ömer (r.a.)'dan diye nakledip te'vilini yaptığımız
kanaat müstesnadır. Nitekim Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oğluna İbrahim
adını vermiştir. Ashabı arasında nebilerin isimleri ile adlandırılmış pek çok
kimse vardı.
Kadı Iyaz dedi ki: Kimi
ilim adamı meleklerin isimlerini almayı mekruh görmüşlerdir. Bu ise el-Haris b.
Miskin'in görüşüdür. (Kadı) dedi ki: Malik de Cebrail ve yasin adını almayı
mekruh görmüştür.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2/2- ÇİRKİN
İSİMLER İLE NAFİ VE BUNA BENZER İSİMLERİ VERMENİN MEKRUH OLDUĞU BABI