SAHİH-İ MÜSLİM

GİYİM VE SÜSLENME

 

33/32- SAÇ EKLEYEN VE EKLETEN, DÖVME YAPAN VE YAPTIRAN, YÜZ KILLARINI YOLAN VE YOLDURAN, DİŞLERİNİ TÖRPÜLETEN VE ALLAH'IN HİLKATİNİ DEĞİŞTİREN KADINLARIN YAPTIKLARI BU İŞLERİN HARAM KILINDIĞI BABI

 

5530-115/1- Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Ebu Muaviye, Hişam b. Urve’DEN haber verdi, o el-Munzir kızı Fatıma'dan, o Ebu Bekr kızı Esma'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'e gelip: Ey Allah'ın Rasulü! Benim yeni gelin olmuş bir kızcağızım var. Çiçek hastalığına yakalandığından ötürü saçları döküldü. Saçlarına ek yapayım mı dedi. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah saç ekleyen kadına da saç ekleten kadına da lanet etmiştir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 5936, 5941; Nesai, 5109, 5265; İbn Mace, 1988

 

 

 

5531- .. ./2- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abde tahdis etti. (H.) Bunu bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam ve Abde tahdis etti. (H.) Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Veki tahdis etti. (H.) Bize Amr en-Nakid de tahdis etti, bize Esved b. Amir haber verdi, bize Şu'be haber verdi, hepsi Hişam b. Urve'den bu isnad ile Ebu Muaviye'nin hadisine yakın olarak rivayet etti. Ancak Veki ve Şube hadislerinde (saçları döküldü anlamında) "fe temerraka şa'ruha" yerine: "fe temerrata şa'ruha" demişlerdir.

 

 

 

5532-116/3- Bana Ahmed b. Said ed-Darimi de tahdis etti, bize Habban haber verdi, bize Vuheyb tahdis etti, bize Mansur, annesinden tahdis etti. O Ebu Bekir kızı Esma’DAN rivayet ettiğine göre bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: Ben kızımı evlendirdim. Ama başındaki saçları da dökülmeye başladı. Kocası da onu beğeniyar (saçına saç) ekleteyim mi ey Allah'ın Rasulü! dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini nehy etti.

 

Diğer tahric: Buhari, 5935

 

 

 

5533- 117/4- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Davud tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Yahya b. Ebu Kesir, Şu'be'den tahdis etti, o Amr b. Murre'den şöyle dediğini rivayet etti: El-Hasan b. Müslim'i, Şeybe kızı Safiyye'den tahdis ederken dinledim. O Aişe (radıyallahu anha)'dan rivayet ettiğine göre Ensar'dan bir kız evlendi ve hastalanınca da saçları dökülmeye başladı. Saçına (saç) eklemek istediler. Bunu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordular. O da hem saç ekleyeni hem ekleteni lanetledi.

 

Diğer tahric: Buhari, 5205, 5934; Nesai, 5112

 

 

 

5534-117/5- Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize Zeyd b. el-Hubab İbrahim b. Nafi'den tahdis etti, bana Hasan b. Müslim b. Yennak, Şeybe kızı Safiyye'den haber verdi, o Aişe (radıyallahu anha)'dan rivayet ettiğine göre Ensardan bir kadın bir kızını evlendirdi. Sonra kızı hastalanınca saçları dökülmeye başladı. Kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Kocası onu . istiyor, saçına (saç) ekleteyim mi dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Saç ekletenlere lanet edilmiştir" buyurdu.

 

 

 

5535- .. ./6- Bunu bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Abdurrahman b. Mehdi, İbrahim b. Nafi'den bu isnad ile tahdis etti ve: "(Vasilat yerine aynı anlamdaki musilat kelimesini kullanarak) saç ekletenlere lanet edildi" buyurdu.

 

 

 

5536-119/7- Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti. (H.) Bize Zuheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna -lafız Zuheyr'e ait olmak üzere- de tahdis edip dedi ki: Bize Yahya -ki o elKattan'dır- Ubeydullah’DAN tahdis etti, bana Nafi' İbn Ömer’DEN haber verdiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) saç ekleyene saç ekletene, dövme yapana ve dövme yaptırana lanet buyurdu.

 

Diğer tahric: Muhammed b. Abdullah b. Numeyr'in hadisini İbn Mace, 1987; Zuheyr b Harb'ın hadisini, Buhari, 5947; Ebu Davud, 4168; Tirmizi, 2783; Nesai, sın, 5264

 

 

 

5537- .. ./8- Bunu bana Muhammed b. Abdullah b. Bezi'de tahdis etti, bize Bişr b. el-Mufaddal tahdis etti, bize Sahr b. Cuveyriye, Nafi'den tahdis etti, o Abdullah'tan o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 5942

 

AÇIKLAMA:          (5530) "Bir kadın gelerek ey Allah'ın Rasulü! Benim yeni gelin olmuş bir kızcağızım var ... dedi. O, Allah saç ekleyene de saç ekletene de lanet etmiştir buyurdu." Bir rivayette (5532) "başının saçları döküldü. Kocası da onu beğeniyor. .. " Diğer bir rivayette (5533) hastalandı da başının saçları döküldü" bir başka rivayette (5534) "hastalandı da saçları döküldü, kocası da onu istiyor" denilmektedir.

 

Re harfi ile "temerraka" fiili döküldü, dökülmeye başladı ile aynı anlamdadır. Yine diğer rivayetlerde zikredildiği gibi "temerrata" de aynı anlamdadır. Kadı Iyaz da şerhte bizim zikrettiğimiz gibi sadece "temerreka" şeklini zikretmiş ve Meşarik'de ravilerin çoğunluğundan diye bunu nakletmiştir. Sonra Müslim Sahihi'nin ravilerinden bir topluluktan bunu ze harfi ile (temezzeka: parçalandı, darmadağın oldu) diye nakletmekte ve şunları söylemektedir: Bu her ne kadar birincisinin anlamına yakın ise de hastalık halinde saç hakkında kullanılmaz.

(5530) Kadının "benim yeni gelin olmuş bir kızcağızım var" sözündeki (yeni gelin anlamındaki lafız) ayn harfi ötreli re harfi fethalı kesreli olmak üzere ye harfi şeddelidir. "Earuz"in küçültme ismidir. Earuz ise gerdeğe giren erkek ve kadın hakkında da kullanılır.

 

He harfi fethalı, sin harfi sakin olmak üzere "hasbe: çiçek hastalığı" lafzı aynı şekilde sad harfi fethalı ve kesreli (hasabe ve hasibe şekillerinde) olmak üzere de söylenir. Bunlar üç ayrı söyleyiş olup bir topluluk bu söyleyişleri nakletmiştir ama sad harfi sakin (hasbe) daha meşhurdur. Bu ise deride oluşan bir takım kabarcıklardır. Nitekim sad harfi kesreli olarak hasibe cilduhu yahsebu fiili de buradan gelmektedir.

 

"Vasile: saç ekleyen" bu da bir kadının saçını başka bir saça ekleyendir.

Gustafsile (saç ekleten) ise kendisine bu işin yapılmasını isteyene denilir. Yine bunu isteyen kadına "mevsule" de denilir.

 

Bu hadisler saç eklemenin haram kılındığı, saç ekleyen ve saç ekletenin de mutlak olarak lanetlendiği hususunda açıktır. Zahir ve tercih olunan bu olmakla birlikte mezhep alimlerimiz bu hususta meseleyi duruma göre değerlendirerek şöyle demişlerdir: Eğer saçına insan saçını ekleyecek olursa haram olduğunda görüş ayrılığı yoktur. Bu eklenen saçın erkek veya kadın saçı olmasında da fark olmaz. Eklenen saçın mahtem bir kimsenin saçı olması, kocanın saçı olması ve başkasının saçı olması arasında da fark yoktur. Bu hususta hadislerin genel ifadelerinden ötürü de görüş ayrılığı yoktur. Diğer taraftan insan saçından ve onun diğer cüzlerinden mükerrem kılınmış olduğundan ötürü yararlanmak haramdır. Aksine Ademoğlunun saçı tırnağı ve diğer parçaları defnedilir. Eğer saçına insandan başkasının saçını eklerse şayet bu saç necis ise -ki bu meytenin saçı ile eti yenmeyen hayvanların canlı iken vücutlarından ayrılan saçtır- o da ilgili hadis dolayısı ile haramdır. Diğer taraftan namazı halinde ve diğer durumlarda kasten necaset taşımış olur. Bu iki türde kadının evli olması ile olmaması arasında fark olmadığı gibi erkek olması da durumu değiştirmez. İnsandan başkasından alınan temiz (tahir) olan saça gelince. Eğer bunu ekleyenin kocası yahut efendisi yoksa bu da haramdır. Eğer varsa üç durum sözkonusudur:

ı. Bu hadislerin zahiri dolayısı ile caiz değildir.

 

2. Haram olmaz, onlara göre daha sahih kabul edilen kanaat de kocanın yahut efendinin izni ile yapacak olursa caizdir, değilse haramdır.

 

Mezhep alimlerimiz der ki: Ama yüzü allık ile renklendirmek ve siyah renge (kına ile) boyamak, parmakları kınamak ise eğer kadının kocası da efendisi de yoksa yahut bunu kocasının izni olmadan yapmışsa haramdır. İzin vermişse sahih olana göre caizdir. Bu mesele ile ilgili mezhep alimlerimizin açıklamalarının özeti budur.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Mesele hakkında ilim adamları ihtilaf etmişlerdir. Malik, Taberi ve pek çok kimse yahut çoğunluk saç eklemenin her ne ile olursa olsun ister saçla ister yünle ister bez parçaları ile olsun yasaktır demişlerdir. Buna da Müslim'in bundan sonra zikrettiği Cabir (radıyallahu anh)'ın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kadının başına bir şeyeklemesini yasaklamıştır hadisini delil göstermişlerdir.

 

Leys b. Sa'd ise yasak, saça saç ekletmek hakkında özeldir. Saça yün, bez ve başka şeyler eklemekte bir sakınca yoktur demiştir. Kimi fukaha da: Bunların hepsi caizdir demişlerdir. Bu da Aişe (radıyallahu anha)’DAN nakledilen bir rivayet olmakla birlikte bu rivayet ondan sahih değildir. Aksine ondan sahih gelen rivayet cumhurun kanaati gibidir.

 

Kadı Iyaz devamla dedi ki: Renkli ipek ipleri ve buna benzer saça benzemeyen şeyleri bağlamaya gelince bu yasaklanmış bir şey değildir. Çünkü bu (saç) eklemek değildir ve saç eklemekten gözetilen maksat ile de bir ilgisi yoktur. Bu ancak güzelleşmek için ve güzelleştirmek için yapılır. Hadis-i şerifte ise saç eklemenin büyük masiyetlerden olduğu ifade edilmiştir. Çünkü bunu yapana lanet olunduğu bilinmektedir. Ayrıca hadisten haram olan bir işe yardımcı olanın da günaha ortak olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Tıpkı itaat olan bir hususta yardımcı olanın sevabına ortak olduğu gibi. Allah en iyi bilendir.

 

(5532) "Kocası da onu beğeniyor" nüshaların bir çoğunda bu şekilde "yestahsinuha" diye kaydedilmiştir. Yani onu beğeniyor ve yanına gelmesinin gecikmesine dayanamıyor, çabucak yanına gönderilmesini istiyor.

 

Bazı nüshalarda ise yestahisumiha" diye kaydedilmiştir (yani benden gelinini kendisine çabuk götürmemi istiyor) demektir. Bu da bir şeyi çabuk yapmak anlamındaki "hasse" fiilinden gelmektedir. Bazı nüshalarda ise sadece "yestahissuha: onun çabuk gelmesini istiyor" şeklindedir. Allah en iyi bilendir.

 

Bu hadiste, ister mazereti olan birisi olsun, ister gelin, ister bunların dışındakilerin olsun saç eklemenin haram olduğu hükmü anlaşılmaktadır.

 

 

 

 

5538-120/9- Bize İshak b. İbrahim ve Osman b. Ebu Şeybe -lafız İshak'a ait olmak üzere- tahdis etti. Bize Cerir, Mansur’dan haber verdi, o İbrahim'den, o Alkame'den, o Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Allah dövme yapan kadınlara, dövme yapılmasını isteyen kadınlara, yüzlerdeki kılları yolan kadınlara da yolunmasını isteyen kadınlara da güzelleşmek için dişlerini törpülettiren ve Allah'ın hilkatini değiştiren kadınlara da lanet etmiştir.

(Alkame) dedi ki: Bu sözler Esedoğullarından Um Yakub denilen ve Kur'an'ı okuyan (bilen) bir kadına ulaştı. O kadın Abdullah b. Mesud'a gelerek: Senden bana söylediğine dair ulaşan sözün mahiyeti nedir? Güya sen dövme yapan ve yaptıran kadınlara, yüzlerdeki kılları alan, güzelleşmek için dişlerini törpületip Allah'ın yaratmasını değiştirenlere lanet okumuşsun dedi. Bunun üzerine Abdullah: Allah Rasulünün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) lanetlediği kimselere ben ne diye lanet etmeyeyim ki? Üstelik bu Allah'ın kitabında da vardır dedi. Kadın: Ben mushafın iki kapağı arasındakileri okudum, bunu bulmadım deyince, Abdullah: Eğer sen onu (gerçekten) okumuş olsaydın bunu kesinlikle bulacaktın dedi. (Devamla) Şanı yüce ve Mübarek Allah: "Rasul size ne verirse onu alın, size neyi yasaklarsa ondan uzak durun" buyurmuştur.

 

Bunun üzerine kadın: Ben senin hanımının üzerinde bunlardan bir şeyler olduğu kanaatindeyim dedi. Bu sefer Abdullah: Git de bak dedi. Kadın gidip Abdullah'ın hanımının yanına girdi. Hiçbir şey görmeyince yanına geri gelip: Bir şey görmedim dedi. Abdullah: Böyle bir şeyolsaydı biz onunla birlikte kalmaya devam etmezdik dedi. 

 

Diğer tahric: Buhari, 4886, 4887, 5931, 5939, 5943, 5944, 5948; Ebu Davud, 4169; Tirmizi, 2782; Nesai, 5114, 5267; İbn Mace, 1989

 

 

 

5539- .. ./10- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Abdurrahman -ki o b. Mehdi'dir- tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Yahya b. Adem tahdis etti, bize Mufaddal -ki o İbn Muhelhil'dir- tahdis etti (Süfyan ile) ikisi Mansur'dan bu isnad ile Cerir'in hadisi ile aynı manada rivayet etti. Ancak süfyan'ın hadisinde dövme yapan ve dövme yaptıran kadınlar şeklinde iken Mufaddal'ın hadisi rivayetinde dövme yapan ve dövme yapılan kadınlar şeklindedir.

 

 

 

5540- .. ./11- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Mansur’DAN bu isnad ile hadisi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye Um Yakub'u sözkonusu eden kıssanın diğer kısımlarından soyutlanmış olarak rivayet etti. 

 

 

 

5541- .. ./12- Bize Şeyban b. Ferruh da tahdis etti, bize Cerir, yani b. Hazim- tahdis etti, bize A'meş, İbrahim'den tahdis etti, o Alkame'den, o Abdullah'tan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den öncekilerin hadisine yakın olarak rivayet etti. 

 

Diğer tahric: Nesai, 5115, 5270

 

 

 

5542-121/13- Bana el-Hasan b. Ali el-Hulvani ve Muhammed b. Rafi'de tahdis edip dedi ki: Bize Abdurrezzak haber verdi, bize İbn Cureyc haber verdi, bana Ebu'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının başına bir şey eklemesini yasakladı. 

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (5538) ''Allah dövme yapan kadınlara da dövme yaptıran kadınlara da ... lanet etti."

 

Vaşime: Dövme yapan, dövme yapma işi yapan kadına denilir. Bu da bir iğne yahut çuvaldız ve buna benzer bir şeyi elin dış kısmına yahut bileğe, dudağa ya da kadın vücudunun bir başka yerine kan akıncaya kadar batırdıktan sonra o yeri sürme yahut berızeri bir şey ile doldurur ve orası yeşilimsi bir renk alır. Bazen bu çeşitli şekiller ve nakışlar halinde yapılır. Bunu bazen çok bazen az miktarda da yapabilirler. İşte bu işi yapan kadına "vaşime" denilir. Fiili veşeme yeşimu veşmen şeklindedir. Kendisine dövme yapılan kadına "mevşume" denilir. Eğer kendisine dövme yapılmasını isterse ona da "mustevşime" denilir. Dövme işi yapana da kendi isteği ile yapılana da bu işin kendisine yapılmasını isteyene de haramdır. Bu bazı hallerde kıza henüz küçükken de yapılabilir. O taktirde yapan günah kazanır. Kızın günahkar olması o zamanda mükellef olmadığından ötürü sözkonusu değildir.

Mezhep alimlerimiz dedi ki: Dövme yapılan yer ise necis olur. Eğer ilaç ile giderilmesi mümkünse giderilmesi vaciptir. Eğer ancak bir zorluk ve sıkıntı ile mümkün olabilecekse şayet bundan dolayı telef olmak yahut bir organın felç olması bir organın menfaatinin yok olması yahut da organda açıkça görülecek fahiş bir sakatlığın görülecek olması halinde onu izale etmek vacip değildir. Eğer bu dövmenin izi kaybolursa artık ona günah kalmaz. Eğer belirtilen tehlikelerden birisinden korkulmaz ve berızeri bir endişe sözkonusu değilse dövmeyi izale etmesi gerekir. Bunu geciktirmekten dolayı günahkar olur. Bütün bu hususlarda kadın ile erkek arasında fark yoktur. Allah en iyi bilendir.

 

Namisa: Yüzün kıllarını alana gelince bu da yüzdeki kılları izale eden kadına denilir. MutEn'ammisa ise kendisine bu işin yapılmasını isteyen kadındır. Bu işi yapmak da haramdır ancak kadının sakalının yahut bıyıklarının bitmesi halinde bu kılları izale etmek haram değildir. Hatta bize göre müstehap olur. İbn Cerir dedi ki: Kadının sakalını, çenesini, bıyıklarını traş etmesi caiz olmadığı gibi fazlalık ile olsun eksiklik ile olsun hilkatinden herhangi bir şeyi değiştirmesi de caiz değildir. Ama bizim mezhebimizin görüşü az önce kaydettiğimiz şekilde sakal, bıyık ve çene kıllarının izale edilmesinin müstehap olduğudur. Bu husustaki yasak ise ancak kaşlar ve yüzün kenarları hakkındadır. Bazıları ise nun harfini öne alarak "nuntamisa" diye rivayet etmiş iseler de meşhur olan nun harfinin sonra gelmesi {mutEn'ammisa} şeklidir. Cımbıza da mim harfi kesreli olarak minmas" denilir.

 

Mutefellicat: Dişlerini törpüleyenler be ve cim harfi ile olup, ön ve onların yanındaki dişlerin arasını törpüleyerek açmak demektir. Bu da fe lam harfleri fethalı olmak üzere "el-felec"den gelir. el-felec ise ön dişler ve onların yanlarındaki dişler arasındaki ayrılık ve boşluk demektir. İhtiyar kadınlar ile yaşları ihtiyarlığa yaklaşmış olan kadınlar yaşlarının küçük olduğunu, dişlerinin güzel olduğunu göstermek için bu işi yaparlar. Çünkü dişler arasındaki bu hafif incelik küçük kız çocuklarda görülür. Kadın yaşlanıp da yaşı ilerleyecek olursa narin ve güzel görünüşlü olmak üzere yaşının da küçük olduğu izlenimini vermek için dişlerini törpü ile inceltir. Bu işleme aynı zamanda "elveşr" de denilir. İşte vaşire ve müstevşirenin lanetlenmesi de buradan gelmektedir. Bu işi yapmak, yapan kadına da kendisine yapılan kadına da hem bu hadisler dolayısı ile hem yüce Allah'ın hilkatini değiştirmek olduğu için hem gerçeği örtbas etmek olduğu için hem de hakikati gizleyip üstünü kapatmak olduğundan haramdır.

 

Hadisteki "güzelleşmek için dişlerini törpüleyen kadınlar" ifadesi şu demektir. Güzel görünmek isteği ile bu işi yapan kadınlar anlamındadır. Bununla bu fiilin güzelleşmek isteği ile yapılmasının haram olduğuna işaret edilmektedir. Eğer tedavi yahut dişteki bir kusur ve benzeri bir sebep ile buna gerek duyulursa bunda bir sakınca yoktur. Allah en iyi bilendir.

 

"Bu böyle olsaydı onunla bir arada olmazdık." İlim adamlarının büyük çoğunluğunun dediklerine göre biz onunla beraber ve arkadaş kalmazdık, biz ve o bir arada bulunmazdık, aksine biz onu boşar ve ondan ayrılırdık demek istemiştir.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Bunun ben onunla cima etmezdim anlamına gelme ihtimali de vardır. Ama bu ihtimal zayıflır. Sahih olan ise az önce kaydettiğimizdir. Böylelikle bir kimsenin yanında saç eklemek, namazı terk etmek ve buna benzer bir masiyet işleyen bir eşi bulunan kimsenin onu boşaması gerektiğine delil gösterilebilir, Allah en iyi bilendir.

 

(5541) "Bize şeyban b. Ferruh tahdis etti, bize Cerir tahdis etti, bize A'meş İbrahim'den, o Alkame'den, o Abdullah'tan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den" şeklindeki bu isnad Darakutni'nin Müslim'e yaptığı istidraklerden birisidir. O dedi ki: A'meş'den sahih olan bu rivayetin mürsel olduğudur. Çünkü bu hadisi ondan Cerir’DEN başka müsned olarak rivayet eden yoktur. Ebu Muaviye ve başkası ona muhalefet ederek bunu A'meş'den, o İbrahim'den diye mürsel olarak rivayet etmişlerdir. (Darakutni devamla) dedi ki: Metin ise Mansur'un İbrahim'den rivayeti olarak sahihtir. Yani bundan önceki rivayetlerde zikrettiği gibi sahihtir. Bu isnadda ise biri diğerinden rivayet nakleden tabiinden dört kişi vardır. Bunlar da Cerir, A'meş, İbrahim ve Alkame'dir. Cerir de ashab-ı kiramdan birisini görmüş ve Ebu Tufey!’DEN hadis dinlemiş olup kendisi sahabidir. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

 

5543-122/14- Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab'dan rivayetini okudum. O Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'dan rivayet ettiğine göre hacc ettiği sene Muaviye b. Ebu Süfyan'ı minber üzerinde eline bir korumanın elinde bulunan saçtan bir perçem alarak şöyle derken dinlemiştir: Ey Medine halkı! Nerede alimleriniz? Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bunun gibi bir işi yasaklarken ve: "Şüphesiz İsrailoğullarının kadınları bunları yapınca helak oldu" buyururken dinledim diyordu.

 

Diğer tahric: Buhari, 3468, 5932; Ebu Davud, 4167; Tirmizi, 2781; Nesai, 5260;

 

 

 

5544- .. ./15- Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti. (H.) Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus haber verdi. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer haber verdi, hepsi Zühri'den, Malik'in hadisinin aynısını rivayet etti. Ancak Ma'mer'in hadisinde: "İsrailoğulları ancak ... azaba uğratıldı" demiştir.

 

 

 

5545-123/16- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti. (H.) Bize İbnu'l- Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize şu'be, Amr b. Murre'den tahdis etti, o Said b. el-Müseyyeb’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Muaviye, Medine'ye geldi. Bize bir hutbe verdi ve bir top saçak tartarak: Ben bu işi yahudilerden başka kimsenin yaptığı kanaatinde değildim. Şüphesiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bunun haberi ulaştı da O da buna "zur" adını verdi. 

 

Diğer tahric: Buhari, 3488; Nesai, 5107, 5261, 5262, 5263

 

 

 

5546- 124/17 - Bana Ebu Gassan el-Mismaive Muhammed b. el-Müsenna da tahdis edip dedi ki: Bize Muaz -ki o b. Hişam'dır- haber verdi, bana babam Katade'den tahdis etti, o Said b. el-Müseyyeb’DEN rivayet ettiğine göre Muaviye bir gün şöyle dedi: Sizler kötü bir kılık ortaya çıkardınız. Muhakkak Allah'ın nebisi ise zuru yasaklamıştı. Bu arada elinde ucunda bir bez parçası bulunan bir asa ile bir adam geldi. Muaviye: Haberiniz olsun işte zur budur dedi. Katade dedi ki: Bununla kadınların bez parçaları ile saçlarını çokmuş gibi göstermelerini kast ediyordu.

 

 

AÇIKLAMA:          (5543) "Muaviye minber üzerinde iken bir korumanın elinde bulunan bir perçem saçını aldı ... " Asmai ve başkaları dedi ki: Buradaki "kussa: perçem" saçın alın üzerine sarkan önlerine denilir. Bunun yanlardaki saçın adı olduğu da söylenmiştir. Haresi de polis gibi olup emirin hizmetindeki (koruması)dır.

 

(5545) "Bir top saç çıkardı." Kef ötreli be şeddeli olmak üzere "kubbe: top" birbiri üstüne sarmalanmış saç demektir.

 

"Ey Medineliler, nerede alimleriniz?" Bu şekildeki soru onların böyle bir münkere karşı çıkmalarını ihmal etmelerine ve onu değiştirmekten yana gafil kalmalarına karşı bir tepki mahiyetindedir.

 

Muaviye'nin bu hadisinde halifelerin ve diğer emir sahiplerinin münker olan hususlara karşı çıkmaya ve onu ortadan kaldırmayı yaygınlaştırmaya tepki gösterip karşı çıkması gerekmekle birlikte bunu ihmal eden kimseleri azarlamaya itina göstermelerine bir işarettir.

 

"İsrailoğulları ancak hanımları bunu yaptığı zaman helak oldu." Kadı Iyaz dedi ki: Denildiğine göre muhtemelen bu onlara haram kılınmıştı. Ama bunu yaptıkları için cezalandırıldılar ve bu sebeple helak oldular. Bir diğer açıklamaya göre helak bundan dolayı ve bunun dışında işledikleri diğer masiyetler sebebi ile olmuş da olabilir. İşte bu haller onlarda görülünce helak edildiler.

 

Bundan da münkerin açıkça ortaya çıkması sebebi ile herkesin cezalandırılacağı hükmü anlaşılmaktadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

34/33- GİYİNMİŞ AMA ÇIPLAK MEYLEDEN VE MEYLETTİREN KADINLAR BABI