SAHİH-İ MÜSLİM |
GİYİM VE SÜSLENME |
33 - باب:
تحريم فعل
الواصلة
والمستوصلة،
والواشمة
والمستوشمة،
والنامصة والمتنمصة،
والمتفلجات،
والمغيرات
خلق الله
33/32- SAÇ EKLEYEN VE
EKLETEN, DÖVME YAPAN VE YAPTIRAN, YÜZ KILLARINI YOLAN VE YOLDURAN, DİŞLERİNİ
TÖRPÜLETEN VE ALLAH'IN HİLKATİNİ DEĞİŞTİREN KADINLARIN YAPTIKLARI BU İŞLERİN
HARAM KILINDIĞI BABI
115 - (2122) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا أبو
معاوية عن
هشام بن عروة،
عن فاطمة بنت
المنذر، عن
أسماء بنت أبي
بكر. قالت : جاءت
امرأة إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
يا رسول الله!
إن لي ابنة
عريسا.
أصابتها حصبة
فتمرق شعرها.
أفأصله؟ فقال
(لعن الله
الواصلة
والمستوصلة(.
5530-115/1-
Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Ebu Muaviye, Hişam b. Urve’DEN haber
verdi, o el-Munzir kızı Fatıma'dan, o Ebu Bekr kızı Esma'dan şöyle dediğini
rivayet etti: Bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'e gelip: Ey Allah'ın
Rasulü! Benim yeni gelin olmuş bir kızcağızım var. Çiçek hastalığına
yakalandığından ötürü saçları döküldü. Saçlarına ek yapayım mı dedi. Allah
Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah saç ekleyen kadına da saç
ekleten kadına da lanet etmiştir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
5936, 5941; Nesai, 5109, 5265; İbn Mace, 1988
(2122) - حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا عبدة. ح
وحدثناه ابن
نمير. حدثنا
أبي وعبدة. ح
وحدثنا أبو كريب.
حدثنا وكيع. ح
وحدثنا عمرو
الناقد. أخبرنا
أسود بن عامر.
أخبرنا شعبة.
كلهم عن هشام
بن عروة، بهذا
الإسناد، نحو
حديث أبي
معاوية. غير
أن وكيعا
وشعبة في
حديثهما:
فتمرط شعرها.
5531-
.. ./2- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abde tahdis etti.
(H.) Bunu bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam ve Abde tahdis etti. (H.)
Bize Ebu Kureyb de tahdis etti, bize Veki tahdis etti. (H.) Bize Amr en-Nakid
de tahdis etti, bize Esved b. Amir haber verdi, bize Şu'be haber verdi, hepsi
Hişam b. Urve'den bu isnad ile Ebu Muaviye'nin hadisine yakın olarak rivayet
etti. Ancak Veki ve Şube hadislerinde (saçları döküldü anlamında) "fe
temerraka şa'ruha" yerine: "fe temerrata şa'ruha" demişlerdir.
116 - (2122) وحدثني
أحمد بن سعيد
الدارمي.
أخبرنا حبان.
حدثنا وهيب.
حدثنا منصور
عن أمه، عن
أسماء بنت أبي
بكر؛
أن
امرأة أتت
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فقالت:
إني زوجت
ابنتي. فتمرق
شعر رأسها.
وزوجها
يستحسنها.
أفأصل؟ يا
رسول الله!
فنهاها.
5532-116/3-
Bana Ahmed b. Said ed-Darimi de tahdis etti, bize Habban haber verdi, bize
Vuheyb tahdis etti, bize Mansur, annesinden tahdis etti. O Ebu Bekir kızı
Esma’DAN rivayet ettiğine göre bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
gelip: Ben kızımı evlendirdim. Ama başındaki saçları da dökülmeye başladı.
Kocası da onu beğeniyar (saçına saç) ekleteyim mi ey Allah'ın Rasulü! dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini nehy etti.
Diğer tahric: Buhari,
5935
117 - (2123) حدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا أبو
داود. حدثنا
شعبة. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي شيبة
(واللفظ له).
حدثنا يحيى بن
أبي بكير عن
شعبة، عن عمرو
بن مرة. قال:
سمعت الحسن بن
مسلم يحدث عن
صفية بنت
شيبة، عن
عائشة؛
أن
جارية من
الأنصار
تزوجت، وأنها
مرضت فتمرط
شعرها.
فأرادوا أن
يصلوه. فسألوا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن ذلك؟
فلعن الواصلة
والمستوصلة.
5533-
117/4- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Ebu
Davud tahdis etti, bize Şu'be tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de
-lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bize Yahya b. Ebu Kesir, Şu'be'den
tahdis etti, o Amr b. Murre'den şöyle dediğini rivayet etti: El-Hasan b.
Müslim'i, Şeybe kızı Safiyye'den tahdis ederken dinledim. O Aişe (radıyallahu
anha)'dan rivayet ettiğine göre Ensar'dan bir kız evlendi ve hastalanınca da
saçları dökülmeye başladı. Saçına (saç) eklemek istediler. Bunu Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordular. O da hem saç ekleyeni hem ekleteni
lanetledi.
Diğer tahric: Buhari,
5205, 5934; Nesai, 5112
118 - (2123) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا زيد بن
الحباب عن إبراهيم
بن نافع.
أخبرني الحسن
بن مسلم بن
يناق عن صفية
بنت شيبة، عن
عائشة؛
أن
امرأة من
الأنصار زوجت
ابنة لها.
فاشتكت فتساقط
شعرها. فأتت
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
إن زوجها
يريدها. أفأصل
شعرها؟ فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (لعن
الواصلات(.
5534-117/5-
Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize Zeyd b. el-Hubab İbrahim b. Nafi'den
tahdis etti, bana Hasan b. Müslim b. Yennak, Şeybe kızı Safiyye'den haber
verdi, o Aişe (radıyallahu anha)'dan rivayet ettiğine göre Ensardan bir kadın
bir kızını evlendirdi. Sonra kızı hastalanınca saçları dökülmeye başladı. Kadın
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Kocası onu . istiyor, saçına (saç)
ekleteyim mi dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Saç
ekletenlere lanet edilmiştir" buyurdu.
(2123) - وحدثنيه
محمد بن حاتم.
حدثنا
عبدالرحمن بن
مهدي عن
إبراهيم بن
نافع، بهذا
الإسناد،
وقال (لعن
الموصلات).
5535-
.. ./6- Bunu bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Abdurrahman b. Mehdi,
İbrahim b. Nafi'den bu isnad ile tahdis etti ve: "(Vasilat yerine aynı
anlamdaki musilat kelimesini kullanarak) saç ekletenlere lanet edildi"
buyurdu.
119 - (2124) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي. ح وحدثنا
زهير بن حرب
ومحمد ابن
المثنى
(واللفظ
لزهير) قالا:
حدثنا يحيى
(وهو القطان) عن
عبيدالله.
أخبرني نافع
عن ابن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لعن
الواصلة والمستوصلة
والواشمة
والمستوشمة.
5536-119/7-
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti. (H.)
Bize Zuheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna -lafız Zuheyr'e ait olmak üzere-
de tahdis edip dedi ki: Bize Yahya -ki o elKattan'dır- Ubeydullah’DAN tahdis
etti, bana Nafi' İbn Ömer’DEN haber verdiğine göre Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) saç ekleyene saç ekletene, dövme yapana ve dövme yaptırana
lanet buyurdu.
Diğer tahric: Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr'in hadisini İbn Mace, 1987; Zuheyr b Harb'ın hadisini,
Buhari, 5947; Ebu Davud, 4168; Tirmizi, 2783; Nesai, sın, 5264
(2124) - وحدثنيه
محمد بن
عبدالله بن
بزيع. حدثنا
بشر بن
المفضل. حدثنا
صخر بن جويرية
عن نافع، عن
عبدالله، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثله.
5537-
.. ./8- Bunu bana Muhammed b. Abdullah b. Bezi'de tahdis etti, bize Bişr b.
el-Mufaddal tahdis etti, bize Sahr b. Cuveyriye, Nafi'den tahdis etti, o
Abdullah'tan o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.
Diğer tahric: Buhari,
5942
AÇIKLAMA: (5530)
"Bir kadın gelerek ey Allah'ın Rasulü! Benim yeni gelin olmuş bir kızcağızım
var ... dedi. O, Allah saç ekleyene de saç ekletene de lanet etmiştir
buyurdu." Bir rivayette (5532) "başının saçları döküldü. Kocası da
onu beğeniyor. .. " Diğer bir rivayette (5533) hastalandı da başının
saçları döküldü" bir başka rivayette (5534) "hastalandı da saçları
döküldü, kocası da onu istiyor" denilmektedir.
Re harfi ile
"temerraka" fiili döküldü, dökülmeye başladı ile aynı anlamdadır.
Yine diğer rivayetlerde zikredildiği gibi "temerrata" de aynı
anlamdadır. Kadı Iyaz da şerhte bizim zikrettiğimiz gibi sadece
"temerreka" şeklini zikretmiş ve Meşarik'de ravilerin çoğunluğundan
diye bunu nakletmiştir. Sonra Müslim Sahihi'nin ravilerinden bir topluluktan
bunu ze harfi ile (temezzeka: parçalandı, darmadağın oldu) diye nakletmekte ve
şunları söylemektedir: Bu her ne kadar birincisinin anlamına yakın ise de
hastalık halinde saç hakkında kullanılmaz.
(5530) Kadının
"benim yeni gelin olmuş bir kızcağızım var" sözündeki (yeni gelin
anlamındaki lafız) ayn harfi ötreli re harfi fethalı kesreli olmak üzere ye
harfi şeddelidir. "Earuz"in küçültme ismidir. Earuz ise gerdeğe giren
erkek ve kadın hakkında da kullanılır.
He harfi fethalı, sin
harfi sakin olmak üzere "hasbe: çiçek hastalığı" lafzı aynı şekilde
sad harfi fethalı ve kesreli (hasabe ve hasibe şekillerinde) olmak üzere de
söylenir. Bunlar üç ayrı söyleyiş olup bir topluluk bu söyleyişleri
nakletmiştir ama sad harfi sakin (hasbe) daha meşhurdur. Bu ise deride oluşan
bir takım kabarcıklardır. Nitekim sad harfi kesreli olarak hasibe cilduhu
yahsebu fiili de buradan gelmektedir.
"Vasile: saç
ekleyen" bu da bir kadının saçını başka bir saça ekleyendir.
Gustafsile (saç ekleten)
ise kendisine bu işin yapılmasını isteyene denilir. Yine bunu isteyen kadına
"mevsule" de denilir.
Bu hadisler saç
eklemenin haram kılındığı, saç ekleyen ve saç ekletenin de mutlak olarak
lanetlendiği hususunda açıktır. Zahir ve tercih olunan bu olmakla birlikte
mezhep alimlerimiz bu hususta meseleyi duruma göre değerlendirerek şöyle
demişlerdir: Eğer saçına insan saçını ekleyecek olursa haram olduğunda görüş
ayrılığı yoktur. Bu eklenen saçın erkek veya kadın saçı olmasında da fark
olmaz. Eklenen saçın mahtem bir kimsenin saçı olması, kocanın saçı olması ve
başkasının saçı olması arasında da fark yoktur. Bu hususta hadislerin genel
ifadelerinden ötürü de görüş ayrılığı yoktur. Diğer taraftan insan saçından ve
onun diğer cüzlerinden mükerrem kılınmış olduğundan ötürü yararlanmak haramdır.
Aksine Ademoğlunun saçı tırnağı ve diğer parçaları defnedilir. Eğer saçına
insandan başkasının saçını eklerse şayet bu saç necis ise -ki bu meytenin saçı
ile eti yenmeyen hayvanların canlı iken vücutlarından ayrılan saçtır- o da
ilgili hadis dolayısı ile haramdır. Diğer taraftan namazı halinde ve diğer
durumlarda kasten necaset taşımış olur. Bu iki türde kadının evli olması ile
olmaması arasında fark olmadığı gibi erkek olması da durumu değiştirmez.
İnsandan başkasından alınan temiz (tahir) olan saça gelince. Eğer bunu
ekleyenin kocası yahut efendisi yoksa bu da haramdır. Eğer varsa üç durum sözkonusudur:
ı. Bu hadislerin zahiri
dolayısı ile caiz değildir.
2. Haram olmaz, onlara
göre daha sahih kabul edilen kanaat de kocanın yahut efendinin izni ile yapacak
olursa caizdir, değilse haramdır.
Mezhep alimlerimiz der ki:
Ama yüzü allık ile renklendirmek ve siyah renge (kına ile) boyamak, parmakları
kınamak ise eğer kadının kocası da efendisi de yoksa yahut bunu kocasının izni
olmadan yapmışsa haramdır. İzin vermişse sahih olana göre caizdir. Bu mesele
ile ilgili mezhep alimlerimizin açıklamalarının özeti budur.
Kadı Iyaz dedi ki:
Mesele hakkında ilim adamları ihtilaf etmişlerdir. Malik, Taberi ve pek çok
kimse yahut çoğunluk saç eklemenin her ne ile olursa olsun ister saçla ister
yünle ister bez parçaları ile olsun yasaktır demişlerdir. Buna da Müslim'in
bundan sonra zikrettiği Cabir (radıyallahu anh)'ın Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kadının başına bir şeyeklemesini yasaklamıştır hadisini delil
göstermişlerdir.
Leys b. Sa'd ise yasak,
saça saç ekletmek hakkında özeldir. Saça yün, bez ve başka şeyler eklemekte bir
sakınca yoktur demiştir. Kimi fukaha da: Bunların hepsi caizdir demişlerdir. Bu
da Aişe (radıyallahu anha)’DAN nakledilen bir rivayet olmakla birlikte bu
rivayet ondan sahih değildir. Aksine ondan sahih gelen rivayet cumhurun kanaati
gibidir.
Kadı Iyaz devamla dedi
ki: Renkli ipek ipleri ve buna benzer saça benzemeyen şeyleri bağlamaya gelince
bu yasaklanmış bir şey değildir. Çünkü bu (saç) eklemek değildir ve saç
eklemekten gözetilen maksat ile de bir ilgisi yoktur. Bu ancak güzelleşmek için
ve güzelleştirmek için yapılır. Hadis-i şerifte ise saç eklemenin büyük
masiyetlerden olduğu ifade edilmiştir. Çünkü bunu yapana lanet olunduğu
bilinmektedir. Ayrıca hadisten haram olan bir işe yardımcı olanın da günaha
ortak olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Tıpkı itaat olan bir hususta yardımcı
olanın sevabına ortak olduğu gibi. Allah en iyi bilendir.
(5532) "Kocası da
onu beğeniyor" nüshaların bir çoğunda bu şekilde "yestahsinuha"
diye kaydedilmiştir. Yani onu beğeniyor ve yanına gelmesinin gecikmesine
dayanamıyor, çabucak yanına gönderilmesini istiyor.
Bazı nüshalarda ise
yestahisumiha" diye kaydedilmiştir (yani benden gelinini kendisine çabuk
götürmemi istiyor) demektir. Bu da bir şeyi çabuk yapmak anlamındaki
"hasse" fiilinden gelmektedir. Bazı nüshalarda ise sadece
"yestahissuha: onun çabuk gelmesini istiyor" şeklindedir. Allah en
iyi bilendir.
Bu hadiste, ister
mazereti olan birisi olsun, ister gelin, ister bunların dışındakilerin olsun
saç eklemenin haram olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
120 - (2125) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
وعثمان بن أبي
شيبة (واللفظ
لإسحاق).
أخبرنا جرير
عن منصور، عن
إبراهيم، عن
علقمة، عن
عبدالله. قال:
لعن
الله
الواشمات
والمستوشمات،
والنامصات
والمتنمصات،
والمتفلجات
للحسن
المغيرات خلق
الله. قال
فبلغ ذلك
امرأة من بني
أسد. يقال لها:
أم يعقوب.
وكانت تقرأ
القرآن. فأتته
فقالت: ما
حديث بلغني
عنك؛ أنك لعنت
الواشمات
والمستوشمات والمتنمصات
والمتفلجات
للحسن
المغيرات خلق
الله. فقال
عبدالله: وما
لي لا ألعن من
لعن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم؟ وهو في
كتاب الله.
فقالت المرأة:
لقد قرأت ما
بين لوحي المصحف
فما وجدته
فقال: لئن كنت
قرأتيه لقد
وجدتيه. قال
الله عز وجل:
{وما أتاكم
الرسول فخذوه وما
نهاكم عنه
فانتهوا} [59
/الحشر /7]. فقالت
المرأة: فإني
أرى شيئا من
هذا على
امرأتك الآن.
قال: اذهبي
فانظري. قال
فدخلت على
امرأة
عبدالله فلم
تر شيئا.
فجاءت إليه
فقالت: ما
رأيت شيئا.
فقال: أما لو
كان ذلك، لم
نجامعها.
5538-120/9- Bize İshak
b. İbrahim ve Osman b. Ebu Şeybe -lafız İshak'a ait olmak üzere- tahdis etti.
Bize Cerir, Mansur’dan haber verdi, o İbrahim'den, o Alkame'den, o Abdullah'tan
şöyle dediğini rivayet etti: Allah dövme yapan kadınlara, dövme yapılmasını
isteyen kadınlara, yüzlerdeki kılları yolan kadınlara da yolunmasını isteyen
kadınlara da güzelleşmek için dişlerini törpülettiren ve Allah'ın hilkatini değiştiren
kadınlara da lanet etmiştir.
(Alkame) dedi ki: Bu
sözler Esedoğullarından Um Yakub denilen ve Kur'an'ı okuyan (bilen) bir kadına
ulaştı. O kadın Abdullah b. Mesud'a gelerek: Senden bana söylediğine dair
ulaşan sözün mahiyeti nedir? Güya sen dövme yapan ve yaptıran kadınlara,
yüzlerdeki kılları alan, güzelleşmek için dişlerini törpületip Allah'ın
yaratmasını değiştirenlere lanet okumuşsun dedi. Bunun üzerine Abdullah: Allah
Rasulünün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) lanetlediği kimselere ben ne diye lanet
etmeyeyim ki? Üstelik bu Allah'ın kitabında da vardır dedi. Kadın: Ben mushafın
iki kapağı arasındakileri okudum, bunu bulmadım deyince, Abdullah: Eğer sen onu
(gerçekten) okumuş olsaydın bunu kesinlikle bulacaktın dedi. (Devamla) Şanı
yüce ve Mübarek Allah: "Rasul size ne verirse onu alın, size neyi
yasaklarsa ondan uzak durun" buyurmuştur.
Bunun üzerine kadın: Ben
senin hanımının üzerinde bunlardan bir şeyler olduğu kanaatindeyim dedi. Bu
sefer Abdullah: Git de bak dedi. Kadın gidip Abdullah'ın hanımının yanına
girdi. Hiçbir şey görmeyince yanına geri gelip: Bir şey görmedim dedi.
Abdullah: Böyle bir şeyolsaydı biz onunla birlikte kalmaya devam etmezdik
dedi.
Diğer tahric: Buhari,
4886, 4887, 5931, 5939, 5943, 5944, 5948; Ebu Davud, 4169; Tirmizi, 2782;
Nesai, 5114, 5267; İbn Mace, 1989
(2125) - حدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا عبدالرحمن
(وهو ابن مهدي).
حدثنا سفيان.
ح وحدثنا محمد
بن رافع.
حدثنا يحيى بن
آدم. حدثنا
مفضل (وهو ابن
مهلهل).
كلاهما عن
منصور، في هذا
الإسناد،
بمعنى حديث
جرير. غير أن
في حديث
سفيان:
الواشمات
والمستوشمات.
وفي حديث
مفضل:
الواشمات
والموشومات.
5539-
.. ./10- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize
Abdurrahman -ki o b. Mehdi'dir- tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Yahya b. Adem tahdis etti, bize Mufaddal
-ki o İbn Muhelhil'dir- tahdis etti (Süfyan ile) ikisi Mansur'dan bu isnad ile
Cerir'in hadisi ile aynı manada rivayet etti. Ancak süfyan'ın hadisinde dövme
yapan ve dövme yaptıran kadınlar şeklinde iken Mufaddal'ın hadisi rivayetinde
dövme yapan ve dövme yapılan kadınlar şeklindedir.
2 م - (2125)
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة ومحمد بن
المثنى وابن
بشار. قالوا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن
منصور، بهذا
الإسناد،
الحديث عن النبي
صلى الله عليه
وسلم. مجردا
عن سائر
القصة. من ذكر
أم يعقوب.
5540-
.. ./11- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar
da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be,
Mansur’DAN bu isnad ile hadisi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye Um
Yakub'u sözkonusu eden kıssanın diğer kısımlarından soyutlanmış olarak rivayet
etti.
3 م - (2125)
وحدثنا شيبان
بن فروخ.
حدثنا جرير
(يعني ابن
حازم). حدثنا
الأعمش عن
إبراهيم، عن
علقمة، عن
عبدالله، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بنحو
حديثهم.
5541-
.. ./12- Bize Şeyban b. Ferruh da tahdis etti, bize Cerir, yani b. Hazim-
tahdis etti, bize A'meş, İbrahim'den tahdis etti, o Alkame'den, o Abdullah'tan,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den öncekilerin hadisine yakın olarak
rivayet etti.
Diğer tahric: Nesai,
5115, 5270
121 - (2126) وحدثني
الحسن بن علي
الحلواني
ومحمد بن
رافع. قالا:
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. أخبرني
أبو الزبير؛
أنه سمع جابر
بن عبدالله
يقول : زجر
النبي صلى
الله عليه
وسلم أن تصل
المرأة برأسها
شيئا.
5542-121/13-
Bana el-Hasan b. Ali el-Hulvani ve Muhammed b. Rafi'de tahdis edip dedi ki:
Bize Abdurrezzak haber verdi, bize İbn Cureyc haber verdi, bana Ebu'z-Zubeyr'in
haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadının başına bir şey eklemesini yasakladı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (5538)
''Allah dövme yapan kadınlara da dövme yaptıran kadınlara da ... lanet
etti."
Vaşime: Dövme yapan,
dövme yapma işi yapan kadına denilir. Bu da bir iğne yahut çuvaldız ve buna
benzer bir şeyi elin dış kısmına yahut bileğe, dudağa ya da kadın vücudunun bir
başka yerine kan akıncaya kadar batırdıktan sonra o yeri sürme yahut berızeri
bir şey ile doldurur ve orası yeşilimsi bir renk alır. Bazen bu çeşitli
şekiller ve nakışlar halinde yapılır. Bunu bazen çok bazen az miktarda da
yapabilirler. İşte bu işi yapan kadına "vaşime" denilir. Fiili veşeme
yeşimu veşmen şeklindedir. Kendisine dövme yapılan kadına "mevşume" denilir.
Eğer kendisine dövme yapılmasını isterse ona da "mustevşime" denilir.
Dövme işi yapana da kendi isteği ile yapılana da bu işin kendisine yapılmasını
isteyene de haramdır. Bu bazı hallerde kıza henüz küçükken de yapılabilir. O
taktirde yapan günah kazanır. Kızın günahkar olması o zamanda mükellef
olmadığından ötürü sözkonusu değildir.
Mezhep alimlerimiz dedi
ki: Dövme yapılan yer ise necis olur. Eğer ilaç ile giderilmesi mümkünse
giderilmesi vaciptir. Eğer ancak bir zorluk ve sıkıntı ile mümkün olabilecekse
şayet bundan dolayı telef olmak yahut bir organın felç olması bir organın
menfaatinin yok olması yahut da organda açıkça görülecek fahiş bir sakatlığın
görülecek olması halinde onu izale etmek vacip değildir. Eğer bu dövmenin izi
kaybolursa artık ona günah kalmaz. Eğer belirtilen tehlikelerden birisinden
korkulmaz ve berızeri bir endişe sözkonusu değilse dövmeyi izale etmesi
gerekir. Bunu geciktirmekten dolayı günahkar olur. Bütün bu hususlarda kadın
ile erkek arasında fark yoktur. Allah en iyi bilendir.
Namisa: Yüzün kıllarını
alana gelince bu da yüzdeki kılları izale eden kadına denilir. MutEn'ammisa ise
kendisine bu işin yapılmasını isteyen kadındır. Bu işi yapmak da haramdır ancak
kadının sakalının yahut bıyıklarının bitmesi halinde bu kılları izale etmek
haram değildir. Hatta bize göre müstehap olur. İbn Cerir dedi ki: Kadının
sakalını, çenesini, bıyıklarını traş etmesi caiz olmadığı gibi fazlalık ile
olsun eksiklik ile olsun hilkatinden herhangi bir şeyi değiştirmesi de caiz
değildir. Ama bizim mezhebimizin görüşü az önce kaydettiğimiz şekilde sakal,
bıyık ve çene kıllarının izale edilmesinin müstehap olduğudur. Bu husustaki
yasak ise ancak kaşlar ve yüzün kenarları hakkındadır. Bazıları ise nun harfini
öne alarak "nuntamisa" diye rivayet etmiş iseler de meşhur olan nun
harfinin sonra gelmesi {mutEn'ammisa} şeklidir. Cımbıza da mim harfi kesreli
olarak minmas" denilir.
Mutefellicat: Dişlerini
törpüleyenler be ve cim harfi ile olup, ön ve onların yanındaki dişlerin
arasını törpüleyerek açmak demektir. Bu da fe lam harfleri fethalı olmak üzere
"el-felec"den gelir. el-felec ise ön dişler ve onların yanlarındaki
dişler arasındaki ayrılık ve boşluk demektir. İhtiyar kadınlar ile yaşları
ihtiyarlığa yaklaşmış olan kadınlar yaşlarının küçük olduğunu, dişlerinin güzel
olduğunu göstermek için bu işi yaparlar. Çünkü dişler arasındaki bu hafif
incelik küçük kız çocuklarda görülür. Kadın yaşlanıp da yaşı ilerleyecek olursa
narin ve güzel görünüşlü olmak üzere yaşının da küçük olduğu izlenimini vermek
için dişlerini törpü ile inceltir. Bu işleme aynı zamanda "elveşr" de
denilir. İşte vaşire ve müstevşirenin lanetlenmesi de buradan gelmektedir. Bu
işi yapmak, yapan kadına da kendisine yapılan kadına da hem bu hadisler
dolayısı ile hem yüce Allah'ın hilkatini değiştirmek olduğu için hem gerçeği
örtbas etmek olduğu için hem de hakikati gizleyip üstünü kapatmak olduğundan
haramdır.
Hadisteki
"güzelleşmek için dişlerini törpüleyen kadınlar" ifadesi şu demektir.
Güzel görünmek isteği ile bu işi yapan kadınlar anlamındadır. Bununla bu fiilin
güzelleşmek isteği ile yapılmasının haram olduğuna işaret edilmektedir. Eğer
tedavi yahut dişteki bir kusur ve benzeri bir sebep ile buna gerek duyulursa
bunda bir sakınca yoktur. Allah en iyi bilendir.
"Bu böyle olsaydı
onunla bir arada olmazdık." İlim adamlarının büyük çoğunluğunun
dediklerine göre biz onunla beraber ve arkadaş kalmazdık, biz ve o bir arada
bulunmazdık, aksine biz onu boşar ve ondan ayrılırdık demek istemiştir.
Kadı Iyaz dedi ki: Bunun
ben onunla cima etmezdim anlamına gelme ihtimali de vardır. Ama bu ihtimal
zayıflır. Sahih olan ise az önce kaydettiğimizdir. Böylelikle bir kimsenin
yanında saç eklemek, namazı terk etmek ve buna benzer bir masiyet işleyen bir
eşi bulunan kimsenin onu boşaması gerektiğine delil gösterilebilir, Allah en
iyi bilendir.
(5541) "Bize şeyban
b. Ferruh tahdis etti, bize Cerir tahdis etti, bize A'meş İbrahim'den, o
Alkame'den, o Abdullah'tan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den"
şeklindeki bu isnad Darakutni'nin Müslim'e yaptığı istidraklerden birisidir. O
dedi ki: A'meş'den sahih olan bu rivayetin mürsel olduğudur. Çünkü bu hadisi
ondan Cerir’DEN başka müsned olarak rivayet eden yoktur. Ebu Muaviye ve başkası
ona muhalefet ederek bunu A'meş'den, o İbrahim'den diye mürsel olarak rivayet
etmişlerdir. (Darakutni devamla) dedi ki: Metin ise Mansur'un İbrahim'den
rivayeti olarak sahihtir. Yani bundan önceki rivayetlerde zikrettiği gibi
sahihtir. Bu isnadda ise biri diğerinden rivayet nakleden tabiinden dört kişi
vardır. Bunlar da Cerir, A'meş, İbrahim ve Alkame'dir. Cerir de ashab-ı
kiramdan birisini görmüş ve Ebu Tufey!’DEN hadis dinlemiş olup kendisi
sahabidir. Allah en iyi bilendir.
122 - (2127) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن ابن شهاب،
عن حميد بن
عبدالرحمن بن
عوف؛ أنه سمع
معاوية بن أبي
سفيان، عام
حج، وهو على
المنبر،
وتناول قصة من
شعر كانت في
يد حرسي. يقول:
يا
أهل المدينة!
أين علماؤكم؟
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ينهى عن مثل
هذه. ويقول (إنما
هلكت بنو
إسرائيل حين
اتخذ هذه
نساؤهم).
5543-122/14-
Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab'dan rivayetini
okudum. O Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'dan rivayet ettiğine göre hacc ettiği
sene Muaviye b. Ebu Süfyan'ı minber üzerinde eline bir korumanın elinde bulunan
saçtan bir perçem alarak şöyle derken dinlemiştir: Ey Medine halkı! Nerede
alimleriniz? Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bunun gibi bir işi
yasaklarken ve: "Şüphesiz İsrailoğullarının kadınları bunları yapınca
helak oldu" buyururken dinledim diyordu.
Diğer tahric: Buhari,
3468, 5932; Ebu Davud, 4167; Tirmizi, 2781; Nesai, 5260;
(2127) - حدثنا
ابن أبي عمر.
حدثنا سفيان
بن عيينة. ح وحدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس.
ح وحدثنا عبد
بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق. أخبرنا
معمر. كلهم عن
الزهري. بمثل
حديث مالك. غير
أن في حديث
معمر (إنما
عذب بنو
إسرائيل(.
5544-
.. ./15- Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti. (H.)
Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus
haber verdi. (H.) Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber
verdi, bize Ma'mer haber verdi, hepsi Zühri'den, Malik'in hadisinin aynısını
rivayet etti. Ancak Ma'mer'in hadisinde: "İsrailoğulları ancak ... azaba
uğratıldı" demiştir.
123 - (2127) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا غندر عن
شعبة. ح
وحدثنا ابن المثنى
وابن بشار.
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
حدثنا شعبة عن
عمرو بن مرة،
عن سعيد بن
المسيب. قال
: قدم
معاوية
المدينة
فخطبنا وأخرج
كبة من شعر. فقال:
ما كنت أرى أن
أحدا يفعله
إلا اليهود.
إن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بلغه
فسماه الزور.
5545-123/16-
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti.
(H.) Bize İbnu'l- Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed
b. Cafer tahdis etti, bize şu'be, Amr b. Murre'den tahdis etti, o Said b.
el-Müseyyeb’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Muaviye, Medine'ye geldi. Bize bir
hutbe verdi ve bir top saçak tartarak: Ben bu işi yahudilerden başka kimsenin
yaptığı kanaatinde değildim. Şüphesiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e bunun haberi ulaştı da O da buna "zur" adını verdi.
Diğer tahric: Buhari,
3488; Nesai, 5107, 5261, 5262, 5263
124 - (2127) وحدثني
أبو غسان
المسمعي
ومحمد بن
المثنى. قالا:
أخبرنا معاذ
(وهو ابن هشام).
حدثني أبي عن
قتادة، عن
سعيد بن
المسيب؛ أن
معاوية قال
ذات يوم:
إنكم
قد أحدثتم زي
سوء. وإن نبي
الله صلى الله
عليه وسلم نهى
عن الزور. قال:
وجاء رجل بعصا
على رأسها
خرقة. قال
معاوية: ألا
وهذا الزور.
قال قتادة:
يعني ما يكثر
به النساء
أشعارهن من الخرق.
5546-
124/17 - Bana Ebu Gassan el-Mismaive Muhammed b. el-Müsenna da tahdis edip dedi
ki: Bize Muaz -ki o b. Hişam'dır- haber verdi, bana babam Katade'den tahdis
etti, o Said b. el-Müseyyeb’DEN rivayet ettiğine göre Muaviye bir gün şöyle
dedi: Sizler kötü bir kılık ortaya çıkardınız. Muhakkak Allah'ın nebisi ise
zuru yasaklamıştı. Bu arada elinde ucunda bir bez parçası bulunan bir asa ile
bir adam geldi. Muaviye: Haberiniz olsun işte zur budur dedi. Katade dedi ki:
Bununla kadınların bez parçaları ile saçlarını çokmuş gibi göstermelerini kast
ediyordu.
AÇIKLAMA: (5543)
"Muaviye minber üzerinde iken bir korumanın elinde bulunan bir perçem
saçını aldı ... " Asmai ve başkaları dedi ki: Buradaki "kussa:
perçem" saçın alın üzerine sarkan önlerine denilir. Bunun yanlardaki saçın
adı olduğu da söylenmiştir. Haresi de polis gibi olup emirin hizmetindeki (koruması)dır.
(5545) "Bir top saç
çıkardı." Kef ötreli be şeddeli olmak üzere "kubbe: top" birbiri
üstüne sarmalanmış saç demektir.
"Ey Medineliler,
nerede alimleriniz?" Bu şekildeki soru onların böyle bir münkere karşı
çıkmalarını ihmal etmelerine ve onu değiştirmekten yana gafil kalmalarına karşı
bir tepki mahiyetindedir.
Muaviye'nin bu hadisinde
halifelerin ve diğer emir sahiplerinin münker olan hususlara karşı çıkmaya ve
onu ortadan kaldırmayı yaygınlaştırmaya tepki gösterip karşı çıkması gerekmekle
birlikte bunu ihmal eden kimseleri azarlamaya itina göstermelerine bir
işarettir.
"İsrailoğulları
ancak hanımları bunu yaptığı zaman helak oldu." Kadı Iyaz dedi ki:
Denildiğine göre muhtemelen bu onlara haram kılınmıştı. Ama bunu yaptıkları
için cezalandırıldılar ve bu sebeple helak oldular. Bir diğer açıklamaya göre
helak bundan dolayı ve bunun dışında işledikleri diğer masiyetler sebebi ile
olmuş da olabilir. İşte bu haller onlarda görülünce helak edildiler.
Bundan da münkerin
açıkça ortaya çıkması sebebi ile herkesin cezalandırılacağı hükmü
anlaşılmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
34/33- GİYİNMİŞ
AMA ÇIPLAK MEYLEDEN VE MEYLETTİREN KADINLAR BABI