SAHİH-İ MÜSLİM |
İÇECEKLER |
25/8- BİR TOPLULUKLA
BİRLİKTE YEMEK YİYEN KİMSENİN -ARKADAŞLARININ İZİN VERMESİ HALİ DIŞINDA- TEK
LOKMADA İKİ HURMAYI VE ONLAR GİBİ ŞEYLERİ BİR LOKMA YAPIP YEMESİNİN YASAK
OLDUĞU BABI
5301-150/1- Bize
Muhammed b. el-Müsenna tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize
Şu'be tahdis edip dedi ki: Cebele b. Suhaym'i şöyle derken dinledim: İbn
ez-Zubeyr bize rızık (ve aş) olarak hurma veriyordu. O gün (o zaman) insanlara
bir kıtlık isabet etti. Biz yemek yerken İbn Ömer yanımızdan geçerdi de o
esnada: (hurmaları) çifter çifter yemeyin. Çünkü -kişinin kardeşinden izin
istemesi hali dışında- Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çifter çifter
yemeyi yasakladı derdi.
Şu'be dedi ki: Benim
görüşüme göre bu kelime -izin istemeyi kastediyorancak İbn Ömer'in sözündendir.
Diğer tahric: Buhari,
5446, 2455, 2489, 2490; Ebu Davud, 3834; Tirmizi, 1814; İbn Mace, 3331
5302- ... /2- Bunu bize
Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti, bize babam tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b.
Beşşar da tahdis etti, bize Abdurrahman b. Mehdi tahdis etti. Her ikisi
Şu'be’DEN bu isnad ile rivayet etti ama her ikisinin hadisinde Şu'be'nin sözü
de "o gün insanlara kıtlık isabet etmişti" yer almamaktadır.
5303-151-3- Bana Zuheyr
b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna da tahdis edip dedi ki: Bize Abdurrahman,
Süfyan’dan tahdis etti, o Cebele b. Suhaym'den şöyle dediğini rivayet etti: İbn
Ömer'i şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
adamın -arkadaşlarının iznini almadaniki hurmayı birlikte yemesini yasakladı.
AÇIKLAMA: Bu babtaki
hadisler: (5301) Şu'be, Cebele b. Suhaym'den şöyle dediğini rivayet etti: İbn
ez-Zubeyr bize rızık {maaş} olarak hurma verirdi. .. İzin istemeyi kastederek.
.. " Diğer rivayette ise (5303) "Süfyan, Cebele'den, o İbn Ömer’DEN
rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkadaşlarından
izin almadıkça ... yasakladı" denilmektedir.
Arkadaşlarından izin
alıncaya kadar bu yasağın sözkonusu olacağı ittifakla kabul edilmiştir. Arkadaşları
izin verdikleri taktirde bunda bir sakınca yoktur. Fakat buradaki yasağın
(nehyin) haramlık mı ifade ettiği yoksa mekruhluk ve edeb anlamına mı geldiği
hususunda ihtilaf etmişlerdir. Kadı Iyaz, Zahiri mezhebi alimlerinden bunun
haramlık ifade ettiği, başkalarından ise bunun mekruhluk ve bir edeb olduğu
kanaatini nakletmektedir. Doğrusu ise bu hususta hükmün duruma göre farklılık
arz edeceğidir. Eğer yiyecek aralarında müşterek ise onların rızaları
olmaksızın ikişer yemek haramdır. Onların rızaları ise ya bunu açıkça ifade
etmeleri ile anlaşılır yahut da halin karinesi ya da buna rıza gösterdiklerine
dair güçlü bir zan ya da kesin olarak bilinmesi sureti ile hepsine nazının
geçeceğinin bilinmesi gibi açıkça ifade yerini tutan bir karine ile bilinir.
Onların rızaları hususunda şüphe bulunursa bu haramdır. Eğer yemek başkalarına
yahut onlardan birilerine ait ise bu sefer yemek sahibinin rızasının alınması
şarttır. Onun rızası olmadan çifter çifter yemek haram olur. Böyle bir durumda
kendileri ile birlikte yiyenlerden izin alması müstehap olmakla birlikte vacip
değildir. Şayet yemek kendisine ait olup misafir olarak onlara o yemeği ikram
ediyorsa çifter yemesi ona haram olmaz. Eğer yemek az ise eşit olmaları için
çifter yememesi güzeldir. Şayet yemek onlara yetecek ve artacak kadar çoksa
çifter yemesinde bir sakınca yoktur. Ama yemekte kayıtsız şartsız edebini
takınmak ve acele bir işinin olması ve bundan önceki babta geçtiği gibi bir iş
sebebi ile acele etmek istemesi hali dışında alelacele ve aç gözlü bir şekilde
yemeyi terk etmesi gerekir. Hattabi dedi ki: Bu husus onların zamanlarında ve
yemek az olduğu hallerde böyle idi. Bugün ise bolluk sözkonusu olduğundan ötürü
ayrıca izne gerek yoktur. Ama durum onun dediği gibi değildir. Aksine doğru
bizim zikrettiğimiz etraflı açıklamalara göredir. Çünkü muteber olan sebep
sabit olduğu taktirde bile sebebin hususiliği değillafzın umumiliğidir. Peki ya
sebep de sabit değilse durum ne olur. Allah en iyi bilendir.
"İnsanlara kıtlık
isabet etti." Yani yiyecek azlığı, ihtiyaç ve meşakkatle karşılaşblar.
"Çifter yemeyi
yasakladı." Asıl nüshalarda bu şekilde "ikran" olarak geçmiştir.
Ama dilde bilinen (çifter yemek anlamında) "kiran"dır. Mesela: Karane
beyneşşeyeyn: iki şeyi bir arada bulundurdu, yaptı denilir ama aynı anlamda
olmak üzere "ekrane" fiili kullanılmaz.
Şu'be dedi ki: Ben bu
sözün ancak İbn Ömer'in sözü olduğu kanaatindeyim." Burada
"kelime"den kasdı sözdür. Bu da dilde yaygın ve bilinen bir husustur.
Şu'be'nin bu söylediği izin isteme hususunun Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e nispet edilerek merfu oluşunu etkilemez. Çünkü o bir zan ve kanaat
olarak kabul etmemektedir. Ama Süfyan ikinci rivayette bunun sabit olduğunu
ifade ettiği için bu merfuluk da sabit olur .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
26/9- KURU HURMA
VE BUNA BENZER GIDALARI AİLE HALKI İÇİN SAKLAMA HAKKINDA BİR BAB