SAHİH-İ MÜSLİM |
İÇECEKLER |
18/1- PARMAKLARI VE
TABAĞI YALAMANIN, YERE DÜŞEN LOKMAYI ONA DEĞEN RAHATSIZ EDİCİ ŞEYLERİ SİLDİKTEN
SONRA YEMENİN MÜSTEHAP OLDUĞU VE ELİ YALAMADAN ÖNCE SİLMENİN MEKRUH OLDUĞU BABI
5262-12911- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer tahdis etti
-İshak bize Süfyan Amr’DAN haber verdi derken diğerleri tahdis etti dedi- (Amr)
Ata'dan o İbn Abbas (radıyallahu anh)'dan şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz bir yemek yediği
taktirde elini yalamadan yahut yalatmadan silmesin" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
3269
5263-130/2- Bana Harun
b. Abdullah tahdis etti, bize Haccac b. Muhammed tahdis etti. (H.) Bize Abd b.
Humeyd de tahdis etti, bana Ebu Asım haber verdi, birlikte İbn Cureyc'den
rivayet ettiler. (H.) Bize Zuheyr b. Harb da -lafız ona ait olmak üzere- tahdis
etti. Bize Ravh b. Ubade tahdis etti, bize İbn Cureyc tahdis edip dedi ki:
Ata'yı şöyle derken dinledim: İbn Abbas'ı şöyle derken dinledim: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz yemek yedikten sonra elini
yalamadıkça yahut yalatmadıkça silmesin" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3847
5264-131/3- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe, Zuheyr b. Harb ve Muhammed b. Hatim tahdis edip dedi ki: ...
Ka'b b. Malik'in oğlu babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ben Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i yemekten dolayı üç parmağını yalarken gördüm.
Ancak İbn Hatim "üç (parmağı)" zikretmedi. İbn Ebu Şeybe ise
rivayetinde Abdurrahman b. Ka'b'dan o babasından dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3848
5265- ... /4- Bize Yahya
b. Yahya tahdis etti ... Ka'b b. Malik'in oğlu babasından şöyle dediğini
rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), üç parmak ile yer ve
elini silmeden önce yalardı.
5266-132/5- Bize
Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de tahdis etti...
Abdurrahman b. Ka'b b.
Malik -yahut Abdullah b. Ka'b-'ın babası Ka'b'dan haber verdiğine göre o
kendilerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üç parmağı ile yemek
yediğini ve yemeği bitirdikten sonra da onları yaladığını tahdis etti.
5267- .. ./6- Bunu bize
Ebu Kureyb de tahdis etti ... Abdurrahman b.
Ka'b b. Malik ve
Abdullah b. Ka'b'ın ikisi -yahut onların biri- babası Ka'b b. Malik'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını tahdis etti.
5268- 133/7 - Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. Cabir’DEN rivayete göre Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) parmakların ve tabağın yalanmasını emir buyurmuş ve:
"Çünkü siz bereketin hangisinde olduğunu bilemezsiniz" buyurmuştur.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5269-134/8- Bize
Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti. .. Cabir dedi ki: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birinizin lokması düştüğü taktirde onu
alsın. Ona bulaşmış olan rahatsızlık verecek şeyleri giderip onu yesin ve
şeytana bırakmasın. Parmaklarını yalamadıkça da elini mendil ile silmesin.
Çünkü o, bereketin yemeğinin neresinde olduğunu bilemez" buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 3270;
5270- .. ./9- Bunu bize
İshak b. İbrahim de tahdis etti. Bize Ebu Davud el-Haferı haber verdi. (H.)
Bunu bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, ikisi
Süfyan’DAN bu isnad ile aynısını rivayet etti.
İkisinin de hadisi
rivayetlerinde: "Elini yalamadıkça yahut yalatmadıkça mendil ile
silmesin" ve hadisin sonrası yer almaktadır.
5271-135/10- Bize Osman
b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. Cabir dedi ki:
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Şeytan sizden her birinizin
yanında her bir işini gördüğü zaman hazır bulunur. Hatta yemeğini yerken de
yanında hazır bulunur. Bu sebeple birinizden lokma düşecek olursa onda
rahatsızlık veren şeyi gidersin, sonra onu yesin ve şeytana terk etmesin.
Yemeğini bitirince de parmaklarını yalasın. Çünkü o, bereketin yemeğinin
neresinde olduğunu bilemez. "
Diğer tahric: İbn
Mace, 3279
5272- .. ./11- Bunu bize
Ebu Kureyb ve İshak b. İbrahim de birlikte Ebu Muaviye'den tahdis etti, o
Nmeş'den bu isnad ile: "Birinizin lokması düştüğü taktirde ... " den
hadisin sonuna kadar rivayet etti ve hadisin baş tarafındaki "şüphesiz
şeytan her birinizin yanında hazır bulunur" kısmını zikretmedi.
5273- ... /12- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Muhammed b. Fudayl, Nmeş'den tahdis etti,
o Ebu Salih ve Ebu Süfyan'dan onlar Cabir'den o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den (eli) yalamanın sözkonusu edilmesini rivayet etti. Ebu Süfyan’DAN o
Cabir’DEN o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayetinde de lokmayı
ikisinin (Ebu Kureyb ve İshak'ın) rivayet ettikleri hadise yakın olarak
zikretti.
5274-136/13- Bana
Muhammed b. Hatim ve Ebu Bekir b. Nafi elAbdi de tahdis edip dedi ki: Bize Behz
tahdis etti ... Enes'den rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir yemek yediği zaman üç parmağını yalardı ve: "Birinizin lokması düşecek
olursa üzerindeki rahatsızlık veren şeyleri gidersin ve onu yeyip şeytana terk
etmesin" buyurdu. Ayrıca bize tabağı sıyırmamızı emir buyurdu. O:
"Çünkü şüphesiz siz, bereketin yemeğinizin neresinde olduğunuzu
bilmezsiniz" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3845; Tirmizi, 1803
5275-137/14- Bana
Muhammed b. Hatim de tahdis etti ... Ebu Hureyre (r.a.) Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'den: "Biriniz yemek yediği taktirde parmaklarını yalasın. Çünkü
o, bereketin hangisinde olduğunu bilemez" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5276- .. ./15- Bunu bana
Ebu Bekr b Nafi de tahdis etti, bize Abdurrahman -yani b. Mehdi- tahdis etti,
bize Hammad bu isnad ile tahdis etmekle birlikte o: "ve her biriniz tabağı
sıyırsın" ile "bereketin yemeğinizin neresinde olduğunu -yahut size
(neresinde) bereket ihsan olunduğunu (bilemezsiniz)" buyurdu.
AÇIKLAMA: Bu babta
şu hadisler yer almaktadır. (5262) "Sizden biriniz bir yemek yediği
taktirde ... " diğer rivayette (5265) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) üç parmağı ile yemek yerdi. .. " Bir rivayette (1266) "Üç
parmakla yemek yerdi ... " Bir rivayette (5268) "Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) parmakların ve tabağın yalanmasını emir buyurdu " Başka
bir rivayette (5269) "Birinizin lokması düşecek olursa onu alsın" Bir
rivayette (5271) "Şüphesiz şeytan birinizin her bir işini yaptığı zaman
yanında hazır bulunur ... " Sonra daha önce geçenlere yakın zikretti. Bir
diğer rivayette (5274) "Tabağı sıyırmamız emrolundu." Bir diğer
rivayette (5276) "Ve her biriniz tabağı sıyzrsın" buyurmaktadır.
Bu hadis-i şerifte,
yemek ile ilgili türlü sünnetler ifade edilmektedir. Bunların bazıları
şunlardır:
1. Yemeğin bereketini
muhafaza etmek ve elin temizliğini sağlamak için eli yalamak müstehaptır.
2. Üç parmakla yemek
müstehaptır. Mazeretsiz olarak bunlara dört ve beşinci parmağı katmaz. Mesela
yemeğin sulu olması ve buna benzer üç parmakla yenilmesi imkanı bulunmayan
yemekler ve buna benzer daha başka mazeretler.
3. Tabağın ve
başkalarının yalanması (sıyırılması) müstehaptır.
4. Yere düşen lokmayı
ona değen rahatsızlık verici şeyleri giderdikten sonra yemek müstehaptır. Bu
hüküm, lokmanın necis bir yere düşmemesi alinde sözkonusudur. Necis bir yere düşecek
olursa o da necis olur ve eğer mümkünse onu yıkamak zorunludur. Yıkama imkanı
yoksa o taktirde onu bir ayva na yedirir ve o lokmayı şeytana bırakmaz.
5. Bu rivayetlerle
şeytanların varlığı ve onların da yemek yedikleri tespit edilmektedir. Az önce
buna dair açıklama da geçmiş bulunmaktadır.
6. Mendil ile eli silmek
caizdir ama sünnet olan eli yaladıktan sonra mendil ile silmektir.
(5271) "Şüphesiz
şeytan sizden birinizin her bir işini yaparken yanında hazır bulunur. "
Burada da
7. Şeytandan sakındırmak
ve onun çeşitli tasarrufları esnasında insanın yanından ayrılmadığına dikkat
çekildiği için buna göre hazırlıklı olmak ve ondan kendisini korumak şeytanın
kendisine süslü göstereceği şeylere de aldanmamak gerekir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in (5262,5263) "yalasın yahut yalatsın" buyruğu
-Allahualem- şu demektir: Elini yalamadığı sürece mendil ile silmesin. Bunu
yapmayacak olursa hiç olmazsa eşi, cariyesi, çocuğu, hizmetçisi gibi bundan
lezzet alıp tiksinmeyen kendisinden başka herhangi bir kimseye yalatsın. Aynı
şekilde onlar gibi değerlendirilen böyle bir işin bereketine inanan ve onu
yalamakla teberrük etmek isteyen bir öğrenci de buna benzer. Bir koyuna ve
benzer birisine yalatması da bunun gibidir. Allah en iyi bilendir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in (5268) "bereketin neresinde olduğunu
bilemezsiniz" buyruğu da -Allahualem- şu demektir: İnsanın yediği yemekte
bir bereket vardır ve o bereketin yediği kısmında mı yoksa parmakları üzerinde
kalanında mı yoksa tabağın dibinde kalanda mı yoksa yere düşen lokmada mı
olduğunu bilemez. Bu sebeple bütün bunlara dikkat etmesi gerekir ki bereketi
elde edebilsin.
Bereketin asıl anlamı
ise artış, hayrın sabit olması ve ondan faydalanmaktır. Burada kasıt ise
-Allahualem- yemekle gerçekleşen beslenmek, gıdalanmak ve eziyetten uzak kalıp
afiyet bulmak, yüce Allah'a itaat edecek gücü bulmak ve buna benzer
hususlardır.
(5266) "Abdurrahman
b. Ka'b b. Malik yahut Abdullah b. Ka'b kendisine babasından haber verdi."
Bunun bir benzeri daha önce defalarca geçmişti ve eğer şüphe sika olan iki ravi
hakkında sözkonusu ise ravi hakkındaki şüphenin zarar vermeyeceğini
söylemiştik. Çünkü burada adı geçen Ka'b'ın iki oğlu sika ravilerdir.
(5269) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Onda rahatsızlık veren şeyleri gidersin
ve elini yalamadıkça mendile silmesin" ye harfi ötreli olarak
"yumit" gidermek ve uzaklaştırmak anlamındadır. Cevheri dedi ki: Ebu
Ubeyd bu fiili "meta ve emata" diye nakletmekte onu uzaklaştırdı
anlamında olduğunu belirtmektedir. Asmai ise sadece "emata" şeklinin
kullanıldığını söylemiştir. "İmatatul eza: rahatsızlık veren şeyleri
uzaklaştırmak" tabiri de buradan gelmektedir. Burada rahatsızlık veren şey
(eza) den maksat ise lokma üzerinde tiksinti veren toz, toprak, çöp ve buna
benzer şeylerdir. Eğer ona bulaşan bir necaset ise hükmünü daha önce zikretmiş
idik.
"Mindil
(mendil)"in ne olduğu bilinmektedir. Mim harfi kesreli söylenir.
İbn Faris ise el-Mücmel
adlı eserinde muhtemelen bu kelime, nakletmek anlamındaki
"en-nedl"den alınmıştır. Başkası ise kir demek olan "nedı"
den alındığını söylemiştir. Çünkü onunla bu kir giderilir. Dil bilginlerinin
dediklerine göre "teneddedül bil mindil: mendil ile temizlendim"
denilir. Cevheri dedi ki: Aynı şekilde: Temendeltül: mendil edindim, mendil
kullandım da denilir. Ama Kisai temendeltül fiilini kabul etmemektedir.
(5270) "Bize Ebu
Davud el-Haferı haber verdi" ha ve fe harfleri fethalıdır. Adı Ömer b.
Sa'd olup Kufe'de bir yer adı olan "Hafer"e mensuptur.
(5271) ''A'meş'den, o
Ebu Süfyan'dan, o Cabir'den" daha önce Ebu Süfyan'ın adının Talha b. Nafi
olduğu defalarca geçmiş bulunmaktadır.
(5274) "Tabağı
sıyırmamız emrolundu." Burada "neslüke: sıyırmamız" fiilinde nun
harfi fethalı lam ötrelidir. Onu silmemiz ve içinde kalan yemekleri bulup
almamız emrolundu demektir. Selete eddeme anha: Ondan kanı sildi ifadesi de
buradan gelmektedir.
Son rivayet olan Ebu
Hureyre'nin rivayetine gelince (5275) "Biriniz bir yemek yediği taktirde
... bereketin hangisinde olduğunu bilemez" bu (eyyitihinne: hangisinde)
asıl nüshaların bir çoğunda bu şekildedir. Bazılarında ise "layedri
eyyetehunne: hangisinin (bereketli olduğunu) bilemez" şeklindedir. Her
ikisi de doğrudur. "Hangisinde" rivayetinin anlamı açıktır. Ama
"bereketin hangisi olduğunu bilemez" rivayeti ise hangisinin
bereketli olduğunu bilemez anlamındadır. Burada muzaf hazfedilip muzafin ileyh
onun yerine konulmuştur. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: