SAHİH-İ MÜSLİM |
İÇECEKLER |
13- YEME VE İÇME ADABI
İLE YEME VE İÇMENİN HÜKÜMLERİ BABI
5227-10211- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Muaviye,
A'meş'den tahdis etti, o Hayseme'den, o Ebu Huzeyfe'den, o Huzeyfe’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte iken
önümüze bir yemek gelecek olursa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
başlayıp elini yemeğe uzatmadan biz ellerimizi yemeğe uzatmazdık. Bir seferinde
bir gün Onunla beraber iken bir yemek geldi. Arkadan itilircesine bir kız
çocuğu geldi ve elini yemeğe uzatmak istedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) elini tuttu. Sonra bir bedevi de itilircesine geldi, onun da elini
yakaladı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz şeytan
yemeği, üzerine Allah'ın adı anılmadığı taktirde kendisi için helal beller. O
bu kız çocuğu vasıtası ile yemeği kendisine helal kılmak maksadı ile onu
getirdi. Ben de onun elini yakaladım. Sonra yine bu bedevi vasıtası ile yemeği
kendisine helal kılmak üzere onu getirdi, onun da elini tuttum. Nefsim elinde
olana yemin olsun ki şüphesiz onun (şeytanın) eli, onun (kız çocuğunun) eli ile
birlikte benim elimin içerisinde oldu" buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3766
5228- .. ./2- Bunu bize
İshak b. İbrahim el-Hanzali de tahdis etti, bize İsa b. Yunus haber verdi, bize
A'meş, Hayseme b. Abdurrahman'dan haber verdi. O Huzeyfe el-Erhabi'den, o
Huzeyfe b. el-Yeman’dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir yemeğe davet olunduğumuz zaman deyip Ebu
Muaviye'nin hadisi ile aynı manayı zikretti VP:
"kovalanıyormuşçasına" dedi. Aynı şekilde kız çocuğu hakkında da
kovalanıyormuşçasına dedi ve hadisi rivayetinde bedevinin gelişini kız
çocuğunun gelişinden önce sözkonusu etti. Hadisin sonunda da ek olarak: Sonra
Allah'ın adını zikredip yedi ibaresini ekledi.
5229-..../3- Bunu bana
Ebu Bekr b. Nafi'de tahdis etti, bize Abdurrahman tahdis etti, bize Süfyan,
A'meş'den bu isnad ile tahdis etti ve küçük kızın gelişini bedevinin gelişinden
önce sözkonusu etti.
AÇIKLAMA: (5227)
"A'meş’DEN o Hayseme’DEN o Ebu Huzeyfe (radıyallahu anh)’DAN ... " Bu
isnadda biri diğerinden rivayet eden Kufeli tabiinden üç kişi vardır. A'meş,
Hayseme'den rivayet etmiştir. Bu salih bir kul olan Hayseme b. Abdurrahman'dır.
Diğeri Ebu Huzeyfe'dir. Adı da Seleme b. Suhayb'dır. Seleme b. Suhaybe olduğu
da İbn Suhban olduğu da İbn Suhbe olduğu da İbn Suhaybe olduğu da söylenmiştir.
el-Hemdanı, el-Erhabi nisbetlidir.
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) başlamadan biz ellerimizi uzatmazdık." Bu
ifadede böyle bir edeb açıkça dile getirilmektedir. Bu ise yemek için el
yıkamak ve yemeğe başlamak hususunda önce büyük ve fazilet sahibi lan kimsenin
başlamasıdır.
"Arkadan
itilircesine bir kız çocuğu geldi." Diğer rivayette ise
"kovalanırcasına" şeklindedir. Bununla çok hızlı geldiğini anlatmak
istemiştir. Kız çocu- elini yemeğe uzatmak isteyince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onun elini yakalamış. Sonra bir bedevi yine arkadan
itilircesine gelince onun da elini tutmuş ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): " ... " buyurmuştur.
Sonra diğer rivayette
hadisin sonunda (5228) "Yüce Allah'ın adını anıp emek yedi" ibaresini
eklemektedir.
Bu hadisten çeşitli
hükümler anlaşılmaktadır:
1. Yemin teklif
edilmeden önce yemin etmek caizdir. Buna dair açıklama ve müstehap ve mekruh
olduğu hallere dair etraflı bilgiler daha önceden defalarca geçti.
2. Yemeğe başlarken
besmele çekmek müstehaptır. Bunun üzerinde icma vardır. Bundan dolayı yemeğin
sonunda da ileride ilgili yerinde yüce Allah'ın izni ile geleceği gibi
elhamdulillah demek de müstehaptır.
3. Aynı şekilde içeceği
içmeye başlarken de besmele çekmek müstehaptır. Hatta önemli olan her bir
hususun başında da besmele çekmek az önce belirttiğimiz gibi müstehaptır. İlim
adamları der ki: Başkasına duyurup besmele çekmeye dikkatlerini çekmek
maksadıyla besmeleyi açıktan çekmesi de müstehaptır. Kasten unutarak,
bilmeyerek, zorlama altında kalarak yahut da herhangi bir arızi sebep dolayısı
ile aciz kalarak yemeğin başında besmeleyi terk edecek olup, sonra yemeği
yerken çekme imkanını bulursa yine besmele çekmesi ve "Bismillahi evvelehu
ve ahire" demesi müstehaptır. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Biriniz yemek yediği zaman Allah'ın adını ansın. Başında
Allah'ın adını anmayı unutursa bu sefer Bismillahi evvelehu ve ahirah: Başında
da sonunda da Allah'ın adı ile desin" buyurdu. Bunu Ebu Davud, Tirmizi ve
başkaları rivayet etmiş olup Tirmizi, hasen sahihdir demiştir.
4. Su, süt, bal, çorba,
ilaç ve diğer içecekleri içme esnasında besmele çekmek de sözünü ettiğimiz
bütün hususlarda yemek için besmele çekmek gibidir.
5. Besmele çekmek
"bismillah" demekle gerçekleşir. Eğer bismillahirrahmanirrahim diye
tamamlarsa daha güzel olur. Cünüb ve ay hali olanlar ile başkaları hakkında
besmele çekmenin müstehap oluşu bakımından herhangi bir fark yoktur.
Yemek yiyenlerin her
biri ayrı ayrı besmele çekmelidir. Eğer onlardan birisi besmele çekecek olursa
sünnetin aslı gerçekleştirilmiş olur. Bunu Şafii (radıyallahu anh) açıkça ifade
etmiştir. Onun lehine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şeytanın üzerine
yüce Allah'ın adı anılmaması halinde yemek yeme imkanını bulacağını haber
vermesi delil gösterilir. Çünkü maksat bir kişinin besmele çekmesi ile
gerçekleşir. Yine bunu ileride gelecek olan Eve Girerken Allah'ı Anmak İle
İlgili Hadis de desteklemektedir. Ben bu meseleleri ve bunlarla ilgili diğer
hususları "el-Ezkar" adlı kitabımızın "Ezkar-ı Taam: Yemek ile
ilgili zikirler" bölümünde açıklamış bulunuyorum. Allah en iyi bilendir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Şüphesiz onun (şeytanın) eli onun (kız çocuğunun)
eli ile birlikte benim elimdedir" ibaresi asıl nüshaların büyük
çoğunluğunda bu şekildedir. Bazılarında ise "ikisinin eli ile
birlikte" şeklindedir. Bu da gayet açıktır. Bu durumda tesniye (ikil) kipi
kız çocuğu ile bedeviye ait olur. Kadı İyaz'ın da nakletliğine göre doğru şekil
ikil olmasıdır. Göründüğü kadarı ile tek kişi ile alakalı rivayet de doğrudur.
Çünkü kız çocuğunun elinin elinde olduğunu söylemesi bedevinin elinin elinde
olmamasını gerektirmez. Rivayet tekil olarak sahih gelmişse onun kabul edilmesi
ve dediğimiz şekilde de te'vil edilmesi gerekir. Allah en iyi bilendir.
6. "Şüphesiz şeytan
yemeğin üzerine Allah'ın adının anılmaması sebebi ile o yemeği kendisine hela!
beller." Buradaki "hela! beller" ifadesi ondan yemek imkanını
bulur anlamındadır. Bu da bir kimse yüce Allah'ın adını anmadan yemeğe
başlayacak olursa şeytanın o yemekten yeme imkanını elde et. ği anlamına gelir.
Eğer hiç kimse bu şekilde başlamamışsa böyle bir imkanı bulamaz. Yemek
yiyecekler bir topluluk olup, onların bir kısmı Allah'ın adını anarken bir
kısmı anmayacak olursa yine ondan yemek imkanını bulamaz.
Diğer taraftan selef ve
haleften muhaddis, fukaha ve kelamcılardan ilim adamlarının büyük çoğunluğunun
kabul ettikleri doğru olan kanaate göre bu hadis ile buna benzer şeytanın
yemesi hakkında varid olmuş olan hadisler, zahirlerine göre yorumlanır ve
şeytanın gerçek manada yemek yediği kabul edilir. Çünkü akıl bunu imkansız
görmediği gibi şeriat de böyle bir şeyi reddetmemektedir. Aksine bunun sabit
olduğunu ifade etmiştir. O halde bunu kabul edip buna inanmak icabeder. Allah
en iyi bilendir.
(5228) İkinci rivayette
"bedevinin gelişini kız çocuğun gelişinden önce sözkonusu etti." Yani
birinci rivayetin aksini ifade etti. Üçüncü rivayet (5229) de birinci rivayet
gibidir. Bu ikisini bir arada cem ederek açıklamak şu şekilde mümkündür:
İkincisinde bedevinin gelişini önce sözkonusu etti şeklindeki ifadeden kasıt
tertip ifade eden harfi sözkonusu olmaksızın "vav" ile zikrederek
lafzen öne almış ve: Bir bedevi ve bir kız çocuğu geldi demiştir. Vav harfi ise
tertibi (sıralamayı) gerektirmez. Birinci rivayet ise bu tertipte (sıralamada)
ve kız çocuğunun önce geldiği hususunda açıktır. Çünkü: "Sonra bir bedevi
geldi" demiştir. "Summe: sonra" de tertib (sıralama) ifade etmek
içindir. O halde ikinci rivayetin birinci rivayete göre ele alınıp açıklanması
zorunlu oluyor ve bunu iki ayrı olay diye yorumlamak da uzak bir ihtimal
görülüyor.
5230-103/4- Bize
Muhammed b. el-Müsenna el-Anezi de tahdis etti, bize Dahhak, -yani Ebu Asım-
İbn Cureyc'den tahdis etti, bana Ebu'z-Zubeyr, Cabir b. Abdullah'tan haber
verdiğine göre o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledi:
':4dam evine girip de evine girdiği zaman ve yemek yediği zaman Allah'ın adını
anacak olursa şeytan: Bu
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3764;
5231-...../5- Bunu bana
İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Ravh b. Ubade haber verdi, bize İbn Cureyc
tahdis etti, bana Ebu'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı
şöyle derken dinlemiştir: O Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Asım'ın
hadisinin aynısını buyururken dinlemiştir. Ancak rivayetinde: "Eğer yemek
yediği sırada Allah'ın adını anmayacak olursa ve eğer içeri girdiği zaman
Allah'ın adını zikretmezse" demiştir.
AÇIKLAMA: ''Adam
evine girip de evine girdiği sırada Allah'ın adını anmazsa ... kalacak yeri de
buldunuz,
Bu hadisten eve girerken
ve yemek yerken yüce Allah'ın adını zikretmenin müstehap olduğu hükmü
anlaşılmaktadır.
5232-104/6- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. Rumh da
tahdis etti, bize Leys Ebu'z-Zubeyr'den haber verdi, o Cabir (b. Abdullah)'dan,
o Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Sol elle yemeyin. Çünkü
şüphesiz şeytan sol elle yer" buyurduğunu rivayet etti.
Diğer tahric: İbn
Mace, 3268
5233-105/7- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, Zuheyr b. Harb ve İbn Ebu
Ömer -lafız İbn Numeyr'e ait olmak üzere- tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan,
Zührt'den tahdis etti, o Ebu Bekir b. Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer'den, o
dedesi İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Biriniz yemek yiyecek olursa sağ eli ile yesin. Bir şey içerse
sağ eli ile içsin. Çünkü şüphesiz şeytan solu ile yer ve solu ile içer"
buyurdu.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3776; Tirmizi, 1799;
5234- .. ./8- Bize Kuteybe
b. Said de, Enes b. Malik'den kendisine okunan rivayetler arasında tahdis etti.
(H.) Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti. (H.) Bize İbnu'l-
Müsenna'da tahdis etti, bize Yahya -ki o el-Kattan'dır- tahdis etti. İkisi
Ubeydullah'dan, hepsi Zührt'den Süfyan'ın isnadı ile rivayet etti.
5235-106/9- Bana
Ebu't-Tahir ve Harmele de tahdis etti. Ebu't-Tahir, bize Abdullah b. Vehb haber
verdi derken Harmele tahdis etti dedi. Bana Ömer b. Muhammed tahdis etti, bana
el-Kasım b. Ubeydullah b. Ömer tahdis etti, ona Salim'den, o babasından tahdis
ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz
kesinlikle sol eli ile yemesin, onunla asla içmesin. Çünkü şüphesiz şeytan solu
ile yer ve onunla içer" buyurdu. (Ravi) dedi ki: Nafi' buna: "Onunla
almasın, onunla vermesin" ibaresini eklerdi. Ebu'tTahir'in rivayetinde
ise: "Sakın biriniz yemesin" ifadesi de vardır.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: RasUlullah
{Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (5232) "Sol elle yemek yemeyin, çünkü
şüphesiz şeytan sol ile yer" İbn Ömer {radıyallahu anh)'ın rivayetinde ise
"biriniz yemek yiyecek olursa sağ eli ile yesin ... "Nafi'de bu
rivayette (5235) "onunla almasın, onunla vermesin" ibaresini eklerdi.
Bu hadisten sağ elle
yeyip içmenin müstehap olduğu, sol ile bunların mekruh olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Nafi de alıp vermeyi de eklemiştir. Bu hüküm herhangi bir
mazeretin bulunmaması halinde böyledir. Eğer sağ elle yeyip içmeye engel teşkil
eden hastalık, yara ya da bundan başka bir sebep bulunuyorsa sol elle yemekte
mekruhluk yoktur.
Yine burada şeytanların
fiillerine benzeyen işlerden uzak durmak gerektiği ve şeytanların da iki elinin
olduğu anlaşılmaktadır.
5236-107/10- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Yezid b. elHumad, İkrime b. Ammar'dan
tahdis etti, bana İyaz b. Seleme b. el-Ekva"ın tahdis ettiğine göre babası
kendisine şunu tahdis etti: Bir adam, Rasulullah {Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in huzurunda sol eli ile yemek yedi. Allah Rasulü:
"Sağ elinle
ye" buyurdu. Adam: Yiyemiyorum deyince Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Hay yiyemez olasın" buyurdu. Onu (sağ eli ile) yemekten
alıkoyan kibirden başkası değildi. (Seleme) dedi ki: Ondan sonra elini ağzına
kaldıramadı.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Bir
adam, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda sol eli ile yemek
yedi ... Elini ağzına kaldıramadı." Burada adı geçen adamın adı ötreli be
ve sin harfi ile Busr olup kendisi Eşcal-ı develerin çobanının oğlu idi. İbn
Mende ve Ebu Nueym el-Asbahani, İbn Makula ve başkaları böylece
zikretmişlerdir. Bu meşhur bir sahabidir. Bunlar da başkaları da bunu ashab
arasında (radıyallahu anhum) saymışlardır.
Kadı Iyaz'ın "onu
kibirden başka bir şey alıkoymadı" sözleri bu kişinin münafık olduğuna
delildir demesi doğru değildir. Çünkü sadece kibir ve emre uymamak münafık ve
kafir olmayı gerektirmez ama emir vücub ifade eden bir emir ise emre muhalefet
masiyet olur.
Bu hadis-i şerifte,
mazeretsiz olarak şeriatin hükmüne aykırı hareket eden kimseye beddua etmenin
caiz olduğu anlaşılmaktadır. Aynı şekilde her durumda yemek esnasında bile
iyiliği emredip kötülükten alıkoyma hükmü de ve aykırı hareket edilmesi halinde
yemek yiyen kimseye yemek yeme adabını öğretmenin müstehap olduğu da anlaşılmaktadır.
Nitekim bundan sonra gelecek olan Ömer b. Ebu Seleme'nin rivayet ettiği hadiste
bu görünmektedir.
5237-108/11- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Ebu Ömer birlikte Süfyan'dan tahdis etti. Ebu Bekr
dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Velid b. Kesir'den tahdis etti, o Vehb b.
Keysan'dan Ömer b. Ebu Seleme'den şöyle dediğini dinledi: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in himayesinde idim. Elim kapta gelişigüzel gidip
geliyordu. Bunun üzerine Allah Rasulü bana: "Ey çocuk! Allah'ın adını an,
sağ elinle ye ve önünden ye" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
5376, 5377, 5378 -muhtasar-; İbn Mace, 3267
5238-109/12- Bize Hasan
b. Ali el-Hulvanı ve Ebu Bekr b. İshak da tahdis edip dedi ki: Bize İbn Ebu
Meryem tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer haber verdi, bana Muhammed b. Amr b.
Halhale, Vehb b. Keysfm’DAN haber verdi, o Ömer b. Ebu Seleme'den şöyle
dediğini rivayet etti: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte yemek yedim. Tabağın etrafın-
dan etten (rastgele)
almaya başlayınca Rasülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Önünden ye"
buyurdu.
AÇIKLAMA: "Ömer
b. Ebu Seleme (radıyallahu anh) dedi ki: ... önünden ye." Hadisteki
"tatişu" tabağın etrafına uzanan hareket edip duran yalnızca bir
yerden almakla kalmayan demektir.
"Sahfa" kas'a
(çömlek)den daha küçük olup beş kişiyi doyuracak kadar yemek alır. Kasa ise on
kişiyi doyurur. Cevheri ve başkalarının naklettiğine göre Kisai böyle
açıklamışlır. Sahfanın kavsa gibi olduğu da söylenmiştir. Çoğulu
"sihaf" diye gelir.
Bu hadis-i şerifte,
yemek yeme sünnetlerinden üç sünnet beyan edilmektedir. Bunlar ise besmele
çekmek, sağ elle yemek yemek (bunlara dair açıklamalar geçti) üçüncüsü de
önünden yemektir. Çünkü kişinin arkadaşının elinin uzandığı yerden yemek yemesi
kötü bir geçim ve mürüvvete aykırıdır. Yanındaki arkadaşı bundan tiksinebilir.
Özellikle de sulu yemeklerde ve benzerlerinde bu böyledir. Bu hüküm tirit, sulu
yemekler ve benzerleri için bu şekildedir. Eğer yenilen şeyler kuru hurma ya da
farklı türden ise elin tabağın çeşitli yerlerine uzanmasının mübah olduğunu
nakletmişlerdir. Özelleştirici (tahsis edici) bir delil sabit oluncaya kadar
nehyin genel anlamı ile kabul edilerek genelleştirilmesi gerekir.
5239-110/13- Bize Amr
en-Nakid de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne, Zührİ'den tahdis etti. O
Ubeydullah'dan, o Ebu Said'den: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kırbaların
ağızlarından içilmesini yasakladı dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5625; Ebu Davud, 3720; TIrmizi, 1890
5240-111/14- Bana
Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn
Şihab’DAN haber verdi, o Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe'den o Ebu Said
el-Hudri'den (radıyallahu anh) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), kapların ihtinas edilmesini yasakladı. İhtinas
kapların ağzından içmek demektir.
5241- .. ./15- Bunu bize
Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer
Zühri'den bu isnad ile aynısını haber vermekle birlikte o: Kırbaların ihtinası
başını devirip sonra ondan içmesidir dedi.
AÇIKLAMA: (5239)
"Rasuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kırbaların (tulumların) ihtinas
edilmesini yasakladı." Diğer rivayette de: (5241) "İhtinas edilmeleri
ise başını devirip sonra da ondan içmesi demektir" demektedir.
Noktalı hı’dan sonra bir
te sonra nun sonra elif sonra peltek se ile "ihtinas'ı hadiste açıklamış
bulunmaktadır. Bu kelimenin asıl anlamı ise kırılmak (insan için kırıtmak) ve
eğilip bükülmek demektir. İşte karakteri, konuşması ve hareketleri ile birlikte
kadınlara benzemeye çalışan erkeğe "muhannes" adı buradan
verilmiştir. İlim adamları kırbanın ağzını bu şekilde eğip içme yasağının
haramlık için değil tenzih için olduğunu ittifakla kabul etmişlerdir. Ayrıca denildiğine
göre bunun sebebi ise kırba ve tulumda kişiyi rahatsız edecek herhangi bir
şeyin bulunmayacağından emin olunmaması ve böylelikle içine bilmediği bir
şeylerin girme ihtimalinin bulunması olduğu söylendiği gibi başkasının
tiksinmesine sebep olur da denilmiştir. Kokmasına sebep olur yahut da kendisi
ondan tiksinebilir diye de açıklanmıştır.
Tirmizi ve başkaları
Sabit kızı Kebşe -ki aynı zamanda Hasan b. Sabit'in kız kardeşidir-
(radıyallahu anhuma)'nın şöyle dediğini rivayet etmektedir:
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bana geldi ve asılı bir kırbadan kendisi de ayakta olduğu
halde içti. Ben de hemen kalkıp o kırbanın ağzını kestim." Tirmizi dedi
ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Kebşe'nin kırbanın ağzını kesmesinin sebebi
iki şekilde açıklanmıştır: Bir açıklamaya göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in ağzının değdiği bir yere herkesin ağzının değmemesi ve herkesin
dokunmamasını istemiştir. İkinci açıklamaya göre onu teberrüken alıp korumak ve
onun vasıtası ile şifa dilemek istemiştir. Allah en iyi bilendir.
İşte bu hadis, buradaki
yasağın haram kılmayı ifade etmediğine delildir.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
14- AYAKTA İÇMEK
HAKKINDA BİR BAB