SAHİH-İ MÜSLİM

İÇECEKLER

 

12- KABIN ÜZERİNİN ÖRTÜLMESİNİN, TULUMLARIN AĞIZLARININ BAĞLANMASININ, KAPILARIN KAPATILMASININ, YÜCE ALLAH'IN ADININ ÜZERLERİNE ANILMASININ, UYKUYA YATILACAĞI ZAMAN KANDİLİN VE ATEŞİN SÖNDÜRÜLMESİNİN, AKŞAMDAN (GÜNEŞİN BATIŞINDAN) SONRA ÇOCUKLARIN VE DAVARLARIN (DIŞARI ÇIKMAKTAN) ALIKONULMASI

BABI

 

5214-96/1- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, Ebu'z-Zubeyr'den haber verdi, o Cabir'den, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kapların üzerini örtün, tulumların ağzını bağlayın, kapılan kapatın, kandilleri söndürün. Çünkü şüphesiz şeytan bir tulumun bağını çözmez, bir kapıyı açmaz, bir kabın üzerini açmaz. Sizden herhangi bir kimse kabının üzerine enine bir çubuk koyup Allah'ın adını anmaktan başka yapacak bir şey bulamazsa yapsın. Çünkü fasıkçık ev halkı üzerine evlerini yakar" Kuteybe hadisi rivayetinde "kapılan kapatın" ibaresini zikretmedi.

 

Diğer tahric: İbn Mace, 3410

 

 

 

5215- .. ./2- Bize Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e Ebu'zZubeyr'den rivayetini okudum, o Cabir'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet etti. Ancak o: "Kaplan baş aşağı çevirin yahut kapların üzerini örtün" dedi ve kabın üzerine çubuğun enine konulmasını sözkonusu etmedi.

 

 

AÇIKLAMA:          (5214) "Çünkü fasıkçık ev halkının üzerine evlerini yakar." Fasıkçık'dan kasıt faredir. "Tadrimu" ise hızlı bir şekilde yakar, tutuşturur demektir. Dil bilginleri der ki: Darimtu en-nar, tadarramtu ve edramtu kipleri de ateşi alevli bir şekilde tutuşturdum, demektir.

 

(5215) Müslim'in -Allah'ın rahmeti ona- "kabın üzerine enine çubuk uzatmayı sözkonusu etmedi" sözü asd nüshaların bir çoğunda bu şekildedir. Bazılarında ise (ta'rid yerine) "te'ridu: enine koyman" şeklindedir. Bunun anlamı gayet açıktır. Fakat "ta'rid" şeklinde ise bir parça tesahül sözkonusudur. Doğru şekli burada "ard el ud: çubuğu enine koymayı" demesidir. Çünkü "te'ridu" fiiline uygun mastar budur. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

 

5216- .. ./3- Bize Ahmed b. Yunus da tahdis etti, bize Zuheyr tahdis etti, bize Ebu Zuheyr, Cabir’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "kapılan kapatın" buyurdu ve Leys'in hadisinin aynısını zikretti. Ancak o: "kapların üzerini de örtün" buyurduğunu söyledi ve: "ev halkı üzerine elbiselerini ateşe verir" buyurduğunu zikretti. 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5217- .. ./4- Bana Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdurrahman tahdis etti, bize Süfyan, Ebu'z-Zubeyr'den tahdis etti, o Cabir'den o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hadislerinin aynısını rivayet etti ve: "o fasıkçık da evi halkı üzerine ateşe verir" buyurdu. 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5218-97/5- Bana İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Ravh b. Ubade haber verdi, bize İbn Cureyc tahdis etti, bana Ata'nın haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gece karanlığı basınca -yahut akşamı ettiğiniz zaman- çocuklarınızı (dışarıya çıkmaktan) alıkoyun. Çünkü şeytan o zaman etrafa yayılır. Gecenin bir bölümü geçtikten sonra onları bırakabilirsiniz. Kapıları kapatın. Allah'ın adını anın. Çünkü şüphesiz şeytan kapalı bir kapıyı açmaz. Kırbalarınızın ağzını bağlayın. Allah'ın adını da anın. Kaplarınızın üzerini de -üzerlerine enine bir şey koymak sureti ile dahi olsa- örtün ve Allah'ın adını anın. Kandillerinizi de söndürün" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Buhari, 3280, 3304, 5623; Ebu Davud, 3721;

 

 

 

5219- .. ./6- Bana İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Ravh b. Ubade haber verdi, bize İbn Cureyc tahdis etti, bana Amr b. Dinar'ın haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı Ata'nın kendisine haber verdiğine yakın olarak hadisi rivayet ederken dinlemiştir. Ancak o rivayetinde: "Aziz ve celil Allah'ın adını anın" dememiştir.

 

 

 

5220- .. ./7- Bize Ahmed b. Osman en-Nevfeli de tahdis etti, bize Ebu Asım tahdis etti, bize İbn Cureyc bu hadisi Ata'dan ve Amr b. Dinar'dan Ravh'ın rivayeti gibi haber verdi.

 

 

AÇIKLAMA:          (5218) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Gece karanlığı bastığı zaman -yahut akşamladığınız zaman- ... üzerine enine bir şey koymak sureti ile dahi olsa ... "

Bu hadis-i şerifte, türlü haberler ve dünya ve ahiret maslahatlarını bir arada toplayan çeşitli adab yer almaktadır. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şeytanın eziyetinden esenlik bulmaya sebep olan bu adabın yerine getirilmesini emir buyurmuştur. Aziz ve celil Allah da bu sebepleri şeytanın eziyetinden kurtulmaya sebep olarak taktir etmiştir. Bu sebeple o bir kabın üzerini açmaya, bir tulumun ağzındaki düğümü çözmeye, kapalı bir kapıyı açmaya güç yetiremediği gibi bu sebepleri n var olması halinde küçük bir çocuğa ve başkasına da zarar veremez. Bu hadis diğer sahih hadiste yer alan: "Şüphesiz kul evine girdiği zaman besmele çekerse şeytan: burada gece kalamayız der" hadisi de bunun gibidir. Yani bizim bunların yanında gece kalma yetki ve iktidarımız, gücümüz yoktur. Aynı şekilde erkek zevcesi ile cima ederken:

 

"Allah'ım bizden şeytanı uzaklaştır ve şeytanı bize ihsan ettiğin rızıktan da uzak tut" demesi ile ilgili Hadis de buna benzer. Bu şekilde hareket etmek doğacak çocuğun şeytan ın zararından kurtulmasına sebep teşkil eder. Sahih hadisler arasında meşhur olan buna benzer hadisler de bunun gibidir.

 

Bu hadis-i şerifte bütün bu yerlerde yüce Allah'ın adının anılması teşvik edilmektedir. Buna benzer diğer hususlar da bunun kapsamına girer. Mezhep alimlerimiz dedi ki: Önemli olan her bir işi bismillah diyerek Allah'ın adını anması müstehaptır. Aynı şekilde bu husustaki meşhur hasen hadis dolayısı ile önemli olan her bir işin başında da Allah'a hamd eder.

"Gece karanlığı bastırdığında." Cunh (karanlığın bastırması) cim harfi ötreli ve kesreli olarak söylenebilir (cunh ve cinh şeklinde). Meşhur iki söyleyiştir. Gecenin karanlığı demektir. "ecnahalleylu" karanlığı bastırdı demektir. Cünuhun asıl anlamı ise meyletmektir.

 

"Çocuk/arınızı alıkoyun" o vakit dışanya çıkmalarını engelleyin. "Şeytan etrafa yayılır. " Burada şeytan cins isimdir. Yani o vakitte etrafta çok olmalarından dolayı şeytanın çocuklara zarar vermesinden korkulur.

 

 

 

 

5221-98/8- Bize Ahmed b. Yunus da tahdis etti, bize Zuheyr tahdis etti, bize Ebu'z-Zubeyr, Cabir'den tahdis etti. (H.) Bize Yahya b. Yahya da tahdis etti, bize Ebu Hayseme, Ebu'z-Zubeyr'den haber verdi, o Cabir'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasillullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneş kavuştuğu zaman yatsının koyu karanlığı gidinceye kadar hayvanların izi ve çocuklarınızı (dışarıya) salmayın. Çünkü güneş batınca yatsının koyu karanlığı gidinceye kadar etrafa yayılırlar" buyurdu. 

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2604

 

AÇIKLAMA:          "Güneş batınca yatsının koyu karanlığı gidinceye kadar hayvanlarınızı ve çocuklarınızı (dışarıya) salmayın." Dil bilginlerinin dediklerine göre "elfevaşi" deve, koyun, diğer hayvanlar ve bunların dışındaki varlıklar türünden olup yayılma özelliğine sahip her türlü mala denilir. Tekili "faşiye"dir. Yeryüzünde etrafa yayılıp dağıldığı için bu isim verilmiştir. Yatsının koyu karanlığı (fahmetu'l-işfı.) ise karanlığı ve siyahlığı anlamındadır. Bazılan bu ibareyi burada gecenin gelmesi ve karanlığının ilk vakitleri diye açıklamışlardır. Nitekim en-Nihaye fi Garibil Hadis'in sahibi (İbnu'l-Esir) de bunu böylece açıklamış ve şurılan söylemiştir: Akşam ile yatsı namazlan arasındaki karanlığa "elfahme" denilir. Yatsı ile fecr arasındaki karanlığa da "el-asase" denilir.

 

 

 

 

5222- .. ./9- Bana Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdurrahman tahdis etti, bize Süfyan, Ebu'z-Zubeyr'den tahdis etti, o Cabir'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Zuheyr'in hadisine yakın olarak hadisi rivayet etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5223-99/10- Bize Amr en-Nakid de tahdis etti, bize Haşim b. el-Kasım tahdis etti, bize leys b. Sa'd tahdis etti, bana Yezid b. Abdullah b. Usfune b. el-Had el-leysi, Yahya b. Said'den tahdis etti o Cafer b. Abdullah b. elHakem'den, o el-Ka'ka b. Hakim'den, o Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Kapların üzerini örtün, kırbaların ağzını bağlayın. Çünkü bir yılda vebanın indiği bir gece vardır. Bu veba, üzerinde örtü bulunmayan bir kaba yahut bağlı bulunmayan bir tuluma uğrayacak olursa, mutlaka o vebadan da onun içine bir miktar iner" buyururken dinledim.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5224- .. ./11- Bize Nasr b. Ali el-Cahdami de tahdis etti, bana babam tahdis etti, bize leys b. Sa'd bu isnad ile aynısını tahdis etti. Ancak o rivayetinde: "Çünkü bir yılda vebanın indiği bir gün vardır" demiştir. Hadisin sonunda da şunları eklemiştir: leys dedi ki: Bizde arap olmayanlar Aralık ayında bundan korunurlar.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (5223) "Şüphesiz bir yılda vebanın indiği bir gece vardır. " Diğer rivayette ise gece yerine "bir gün" denilmektedir. leys dedi ki: Bizde arapolmayanlar Aralık ayında bundan korunurlar" demiştir.

 

Veba kelimesi medli ve kasr ile iki ayrı söyleyiştir. Her ikisini de Cevheri ve başkaları nakletmiştir. Kasr ile okunması daha meşhurdur. Cevheri dedi ki: Kasırlı tekilinin çoğulu "evba" diye gelir. Medli tekilinin çoğulu ise "evbiye" diye gelir. İlim adamları der ki: Veba çoğunlukla ölüme götüren genel bir hastalık adıdır.

 

"Bundan ... sakınırlar." Böyle bir hastalığı bu zamanda beklerler ve ondan çekinirler demektir. Kanun el-evvel: Aralık isminin birinci bölümünü teşkil eden "kanun" munsarıf değildir. Çünkü Arapça olmayan bir alem (özel isimdir). Bu da bilinen bir ayın adıdır.

 

Bir rivayette "bir gün" diğer bir rivayette "bir gece" demesine gelince, aralarında bir aykırılık yoktur. Çünkü bu iki rivayetten birisinde diğerini nefy eden bir tabir bulunmamaktadır. Her ikisi de sabittir.

 

 

 

 

5225-100/12- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid ve Zuheyr b. Harb tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan b. Üyeyne, Zühri'den tahdis etti, o Salim'den, o babasından, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Uyuyacağınız zaman evlerinizde ateş bırakmayın" buyurduğunu rivayet etti.

 

Diğer tahric: Buhari, 6293; Ebu Davud, 5246; Tirmizi, 1813; İbn Mace, 3769;

 

 

 

5226-101/13- Bize Said b. Amr el-Eş'asi, Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, Ebu Amir el-Eş'arı ve Ebu Kureyb -Iafız Ebu Amir'e ait olmak üzere- tahdis edip dediler ki: Bize Ebu Usame, Bureyd'den tahdis etti, o Ebu Burde'den, o Ebu Musa’DAN şöyle dediğini rivayet etti:

Medine'de gece vakti bir ev, aile halkı da içerisinde iken yandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e onların durumları anlatılınca O: "Şüphesiz bu ateş sizin için ancak bir düşmandır. Bu sebeple uyuduğunuz vakit onu yanınızda (yanar halde bırakmayıp) söndürün" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 6294; İbn Mace, 3770

 

AÇIKLAMA:          (5225) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Uyuyacağınız zaman ateşi evlerinizde (yanar halde) bırakmayın" şeklindeki bu buyruğu geneldir. Kapsamına kandil ve daha başka ateşler girer. Mescitlerde ve başka yerlerde asılı bulunan kandillere gelince, eğer onlardan dolayı bir yangından korkulacak olursa onlar da söndürülme emrinin kapsamına girerler. Eğer çoğunlukla görüldüğü gibi yangın çıkmayacağından yana emin olunursa zahir olan (kuvvetli görülen) illet (hükmün sebebi) bulunmadığından ötürü bunlarda bir sakınca olmadığıdır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan önceki hadiste söndürme emrini fasıkçığın ev halkı üzerine evlerini yakmak olarak göstermiştir. Bu illet bulunmadığı taktirde buna dair yasak da ortadan kalkar.

 

(5226) "Said b. Amr el-Eş'asi" daha önce defalarca büyük babası elEş'as b. Kays'a nisbet ile bu nisbetin kullanıldığı söylenmiş idi.

 

"bureyde, Ebu Burde'den" bu da daha önce defalarca be harfi ötreli olarak (bureyde) diye söyleneceği geçmiş bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

13- YEME VE İÇME ADABI İLE YEME VE İÇMENİN HÜKÜMLERİ BABI