SAHİH-İ MÜSLİM

İÇECEKLER

 

11- NEBİZİN İÇİLMESİ VE KABIN ÜSTÜNÜN ÖRTÜLMESİ HAKKINDA BİR BAB

 

5210-93/5- Bize Zuheyr b. Harb, Muhammed b. el-Müserina ve Abd b. Humeyd tahdis etti. Hepsi Ebu Asım'dan rivayet etti. İbnu'l- Müsenna dedi ki: Bize Dahhak tahdis etti, bize İbn Cureyc haber verdi, bana Ebu'zZubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Bana Ebu Humeyd es-Said! haber verip dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e içinde naki denilen yerden üzeri örtülmemiş bir kase getirdim. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu, üzerine enine dahi olsa bir çubuk koymak sureti ile örtseydin ya" buyurdu. Ebu Humeyd dedi ki: (Halbuki) bize ancak kapların geceleyin ağızlarının bağlanmasını ve kapıların da geceleyin kapatılmasını emir buyurmuştu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5211- .. ./6- Bana İbrahim b. Dinarda tahdis etti, bize Ravh b. Ubade tahdis etti, bize İbn Cureyc ve Zekeriya b. İshak tahdis edip dedi ki: Bize Ebu'zZubeyr'in haber verdiğine göre o, Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Ebu Humeyd es-Saidl'nin bana haber verdiğine göre o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir kase süt getirdi deyip aynısını rivayet etti. (Ravi) dedi ki: Fakat Zekeriyya Ebu Humeyd'in gece ile ilgili söylediklerini zikretmedi.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

5212-94/1- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb -lafız Ebu Kureyb'e ait olmak üzere- tahdis edip dedi ki: Bize Muaviye, A'meş'den tahrus etti, o Ebu Salih'den, o Cabir b. Abdullah'tan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte idik. İçecek bir şey istedi. Bir adam: Ey Allah'ın Rasulü! Sana içmek için nebiz ikram edelim mi dedi. Allah Rasulü: "Olur" buyurdu. Bunun üzerine adam koşup gitti ve içinde nebiz olan bir kase getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Üzerine enine bir çubuk koymak sureti ile dahi olsa neden onu örtmedin" buyurdu. (Cabir): sonra içti dedi. 

 

Diğer tahric: Buhari, 5606; Ebu Davud, 3734

 

 

 

5213-95/2- Bize Osman b. Ebu Şeybede tahdis etti, bizce Cerir, A'meş’den tahdis etti, o Ebu Süfyan ve Ebu Salih’DEN rivayet etti (ikisi) Cabir’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Humeyd adında bir adam naki' denilen yerden bir kase süt getirip geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Üzerine enine bir çubuk koymak sureti ile dahi olsa üzerini örtseydin ya" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, 5605

 

AÇIKLAMA:          Bu babta Ebu Humeyd (radıyallahu anh)'ın (5210) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ... bir kase süt getirdim ... " Bu babta başlığımıza uygun olarak geri kalan diğer hadisler de yer almaktadır.

 

"en-Naki'" nun ve ye ile rivayet edilmiştir. Bu iki rivayeti Kadı Iyaz nakletmiş bulunmaktadır. (Nun harf ile naki' ye harfi ile yakl' diye okunur). Ama Hattabi'nin ve çoğunluğun söylediği sahih ve daha meşhur olan nun iledir. Burası Vadi'l-akikde bir yerdir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in koruma altına aldığı yer de burasıdır.

 

"Üzeri örtülü olmayan" tahmir örtmek demektir. Aklı örttüğünden dolayı içkiye "hamr" denilmesi de bundan dolayıdır. Kadının baş örtüsüne "himar" denilmesi ise başını örttüğü içindir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Üzerine enine bir çubuk koymak sureti ile dahi olsa" burada (enine koymak anlamındaki lafzın) meşhur olan zaptı te harfi fethalı, mim harfi ötreli "te'rudu" şeklidir. Esmai ve çoğunluk böyle demiştir. Ama Ebu Ubeyd bunu re harfi kesreli olarak (te'ridu) diye rivayet etmiş ise de doğrusu birincisidir. Bunun anlamı ise üzerine çubuğu enine koyman demektir. Enine koymak ise uzunluğuna koymanın zıddıdır.

 

Bu ise örtecek bir şey bulamaması halinde sözkonusudur. Nitekim bundan sonraki rivayette bunu şöylece zikretmektedir: "Sizden herhangi bir kimse kabının üzerine bir çubuk koymaktan başka ya da Allah'ın adını zikretmenin dışında bir şey bulamazsa onu yapsın" bu ise onu örtecek bir şey bulamaması halinde üzerine çubuk koymakla yetineceği hususunda gayet açıktır. İlim adamları kabın üzerini örtmenin çeşitli faydalarını sözkonusu etmişlerdir. Bu hadislerde sözü edilen iki fayda bunlar arasında yer almaktadır. Bu iki fayda da kabın içindekileri şeytandan korumaktır. Çünkü şeytan örtüyü açamaz, ağzı bağlı bir tulumu çözemez. Diğer taraftan yılın bir gecesinde inen vebaya karşı onu korumasıdır. Üçüncü fayda ise necasetten ve tiksinti veren şeylerden onu korumasıdır. Dördüncüsü ise haşerat ve zehirli hayvanlardan onu korumasıdır. Çünkü onun içine bunlardan bir şeyin düşüp kendisi farkında olmadan onu içmesi yahut geceleyin bunu içmesi ve böylelikle ondan zarar görmesi ihtimali vardır. Allah en iyi bilendir.

 

(5210) Bu hadisin ravisi olan Ebu Humeyd es-Said! dedi ki: Bize ancak geceleyin tulumların ağzının bağlanmasını ve geceleyin kapıların kapatılmasını emir buyurmuştu." Ebu Humeyd'in sözünü ettiği bu iki eylemin özel olarak geceleyin yapılmasına hadisin lafzından delil olan bir ifade yoktur. Usül bilginlerinin çoğunluğunun tercih ettiği aynı zamanda Şafii'nin ve başkalarının da kabul ettiği görüşe göre (Allah hepsinden razı olsun) sahabinin açıklaması eğer lafzın Zahirinden anlaşılana aykırı ise delil teşkil etmez ve onun dışındaki diğer müçtehidlerin bu açıklamada ona muvafakat etmeleri gerekmez. Ancak hadisin lafzının Zahirinde mücmel olması halinde olduğu gibi ona aykırı bir ifade bulunmuyorsa o taktirde onun te'viline (açıklamasına) baş vurulur ve onun bu açıklamasına göre hadisin açıklanması gerekir. Çünkü eğer lafız itibari ile hadis mücmel ise onun herhangi bir hususa göre onu yorumlaması ancak bir tevkif ile (bildiği nakli bir delil ile) helal olabilir. Buna göre Şafii'nin ve çoğunluğun görüşüne göre ravinin kendi kişisel mezhebi (kanaati) ile umumi bir ifadenin tahsis edilmesi de caiz değildir. Aynı şekilde kabın üzerinin örtülmesi emri genel bir emirdir. Ravinin kişisel görüşü (mezhebi) ile onun tahsis edilmesi kabul edilemez. Aksine genel delalete bağlı kalınır.

 

(5212) Cabir'in hadisindeki: "Nebiz bulunan bir kase getirdi" ifadesi geçen babta kaydedildiği üzere bunun sertleşmemiş ve sarhoşluk verecek hale gelmemiş bir nebiz olduğu şeklinde yorumlanır.

 

(5213) "A'meş'den, o Ebu Süfyan'dan." Ebu Süfyan'ın adı Talha b. Nafi'dir. Tabiinin meşhurlarındandır. Daha önce defalarca ona dair açıklama geçmiş bulunmaktadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

12- KABIN ÜZERİNİN ÖRTÜLMESİNİN, TULUMLARIN AĞIZLARININ BAĞLANMASININ, KAPILARIN KAPATILMASININ, YÜCE ALLAH'IN ADININ ÜZERLERİNE ANILMASININ, UYKUYA YATILACAĞI ZAMAN KANDİLİN VE ATEŞİN SÖNDÜRÜLMESİNİN, AKŞAMDAN (GÜNEŞİN BATIŞINDAN) SONRA ÇOCUKLARIN VE DAVARLARIN (DIŞARI ÇIKMAKTAN) ALIKONULMASI BABI