SAHİH-İ MÜSLİM |
İÇECEKLER |
9- ŞİDDETLENMEYEN VE
SARHOŞLUK VERECEK DURUMA GELMEYEN NEBİZİN MÜBAH OLDUĞU BABI
5194-79/1- Bize
Ubeydullah b. Muaz el-Anberi de tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize
Şu'be, Yahya b. Ubeyd, Ebu Ömer el-Behrani’DEN şöyle dediğini tahdis etti: İbn
Abbas'ı şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
gecenin ilk vakitlerinde nebiz (hoşaf) hazırlanırdı. O da sabah oldumu ve o gün
gündüz ile bir sonraki gece ertesi gün ve diğer gece ondan sonraki gün de
ikindiye kadar onu içerdi. Eğer bir şeyartarsa onu hizmetçiye içirir ya da onun
emri ile dökülürdü.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3713; Nesai, 5753, 5754, 5755; İbn Mace, 3399;
5195-80/2- Bize Muhammed
b. Beşşar tahdis etti, bize Muhammed b.
Cafer tahdis etti, bize
Şu'be, Yahya el-Behrani’DEN şöyle dediğini tahdis etti. İbn Abbas'ın yanında
nebizi sözkonusu ettiler. Bunun üzerine o: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e bir tulumda nebiz yapılırdı dedi. Şu'be dedi ki: Pazartesi gecesinden
yapılır, onu pazartesi ve Salı günü ikindi vaktine kadar içerdi. Ondan bir
şeyarttı mı onu hizmetçiye içmesi için verir yahut dökerdi.
5196-81/3- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe, Ebu Kureyb ve İshak b. İbrahim -Iafız Ebu Bekr ve Ebu Kureyb'e
ait olmak üzere- tahdis etti. İshak bize Ebu Muaviye haber verdi, dedi. Diğer
ikisi tahdis etti, dedi. O A'meş'den, o Ebu Ömer'den, o İbn Abbas’DAN şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için kuru üzüm
ıslatılırdı. O onu o gün, ertesi gün ve ondan sonraki gün üçüncü günün akşamına
kadar içer sonra da onun emri ile (başkasına) içsin diye ikram edilir yahut
dökülürdü.
5197-82/4- Bize İshak b.
İbrahim de tahdis etti ... İbn Abbas dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e tulum içerisinde kuru üzüm nebiz yapılırdı. O da onu o gün, ertesi
gün ve ondan sonraki gün içerdi. Üçüncü günün akşamı olunca içer ve başkasına
içsin diye ikram ederdi. Bir şeyartacak olursa onu dökerdi.
5198-83/5- Bana Muhammed
b. Ahmed b. Ebu Halef de tahdis etti.
Bize Zekeriyya b. Adiyy
tahdis etti, bize Ubeydullah b. Zeyd, Yahya, Ebu Ömer en-Nehal'den şöyle
dediğini tahdis etti: Birkaç kişi İbn Abbas'a içki satmanın onu içmenin ve
ticaretini yapmanın hükmünü sordular.
İbn Abbas: Siz Müslüman
mısınız, dedi. Onlar: Evet dedi. İbn Abbas:
Onun satımı da satın
alınması da ticaretinin yapılması da doğru değildir, dedi.
(Ebu Ömer devamla) dedi
ki: Sonra ona nebiz hakkında sordular. O şu cevabı verdi: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sefere ÇıkmıŞtı. Sonra geri döndüğünde
ashabından bir takım kimselerin sırlı küplerde oyulmuş ağaç kütüklerinde ve
kurutulmuş kabaklarda nebiz yapmış olduklarını gördü de bunun dökülmesini emir
buyurdu. Sonra bir tulum getirilmesini emretti. İçine kuru üzüm ve su konuldu
ve geceleyin bırakıldı.
5199-84/6- Bize'Şeyban
b. Ferruh tahdis etti, bize el-Kasım -yani b. el-Fadl el-Hüddanı- tahdis etti,
bize Sümame -yani b. Hazm el-Kuşeyri- tahdis edip dedi ki: Aişe ile karşılaştım
ve ona nebize dair sordum. Aişe (radıyallahu anha) Habeşli bir cariye çağırdı
ve: Sen buna sor. Çünkü Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e kendisi
nebiz hazırlardı dedi. Habeşli cariye: Ben Ona geceden bir tulumda nebiz
hazırlar, ağzını bağlayıp onu asardım.
5200-85/7 - Bize
Muhammed b. el-Müsenna el-An ez! tahdis etti. Bize Abdulvehhab es-Sekafi
Yunus'dan tahdis etti, o Hasan'dan, o annesinden, o Aişe'den şöyle dediğini
rivayet etti: Biz, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir tulumda nebiz
hazırlardık. Üst tarafı bağlanırdı. Bu tulumun alt tarafından da bir deliği
(tulumdan içmek için bir ağzı) vardı. Biz o nebizi sabahleyin hazırlarsak akşam
içerdi, akşamdan hazırlarsak sabah içerdi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3711; Tirmizi, 1871
AÇIKLAMA: Bu babta
İbn Abbas (radıyallahu anh)'ın: "RasUluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
gecenin ilk vakitlerinde nebiz hazırlanır... yahut onun emri ile
dökülürdü" hadisi yer almaktadır. Geri kalan diğer hadisler de bununla
aynı anlamdadır.
Bu hadislerde nebiz
hazırlamanın (hoşaf yapmanın) caiz olduğu ve bu nebizden değişmediği ve kaynamadığı
sürece tatlı kalmaya devam ettiği süre boyunca içmenin caiz olduğuna delalet
vardır. Bu da ümmetin icmaı ile caizdir. Üç günden sonra onu hizmetçiye içirmek
ve dökmek ise üç günden sonra değişikliğe uğrayacağından emin olunmamasından
dolayıdır. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç günden sonra tenzihen ondan
uzak dururdu.
(5195) "Onu
hizmetçiye içirir yahut dökerdi." Yani bazen içsin diye hizmetçiye verir
bazen de dökerdi. Buna sebep ise nebizin durumunun farklı oluşudur. Eğer
nebizde herhangi bir değişiklik ve buna benzer sarhoşluk verme belirtileri
görülmüyorsa içsin diye hizmetçiye verir onu dökmezdi. Çünkü o zayi edilmesi
haram olan bir maldır. Kendisi ise tenzihi olarak onu içmezdi. Şayet onda
sarhoşluk vericiliğin ve değişmenin belirtileri ortaya çıkmışsa onu dökerdi.
Çünkü sarhoşluk verecek hale geldimi haram ve necis olur. Bu durumda dökülür ve
onu hizmetçiye içsin diye vermezdi. Çünkü sarhoşluk veren bir içeceğin kendisi
tarafından içilmesi caiz olmadığı gibi hizmetçiye içirilmesi de caiz değildir.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in üç gün tamamlanmadan önce ondan içmesi
ise değişmemesi ve değişikliğin belirtilerinin görülmemesi ve hiçbir şekilde
şüphe olmaması hali ile ilgilidir. Allah en iyi bilendir.
(5200) Aişe (radıyallahu
anha)'nın rivayet ettiği hadiste: "Sabahleyin nebiz yapılır, onu
(5197) "Üçüncü
günün akşamına kadar" buradaki "akşam" anlamındaki lafız mim
harfi ötreli "musa'" ve kesreli (misa') olmak üzere iki ayrı
söyleyişi vardır. Ötreli söyleyiş daha tercih edilendir.
(5198) "Zeyd'den o
Yahya en-Nehai'den" Burada adı geçen Zeyd, İbn Ebu Uneyse'dir. Yahya
en-Nehai ise bundan önceki rivayette adı geçen Yahya el-Behrani'dir. Onun
hakkında el-Behrani, en-Nehai, el-Kufi nisbetleri kullanılır.
(5199) "Bize
el-Kasım -yani b. Fadl el-Hüddani- tahdis etti." Burada Hüddani isminde ha
ötreli dal şeddelidir. Hüddanoğullarına mensuptur. Ama onların kendisinden
değildir. Aksine aralarında gidip yerleşmiş birisi idi. Kendisi esasenel-Haris
b. Malik oğullarındandır.
"Onun ağzını
bağlardı." Yani kırbanın baş tarafının kendisi ile bağlandığı iple onu
bağlardım.
(5200)
"el-Hasen'den, o annesinden" burada geçen Hasan-ı Basri'dir,
annesinin adı da "Hayre" dir. O Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
zevcesi Um Seleme'nin azadlısı idi. Kendisinden iki oğlu Hasan ve Said rivayet
nakletmiştir.
Hadisteki "ağzı
bağlanan bir tulumda" bu benim yanlış yazılıp yanlış zaptedildiğini
gördüğüm kelimelerdendir. Doğru şekli (sonunda hemze olarak "yukau"
değil de) ye harfi ve sonu hemzesiz olarak "yuka" şeklidir. Bu
kelimede görülebilecek bazı bozukluk şekillerini ayrıca sözkonusu etmeye
ihtiyaç yoktur.
"Alttan bir deliği
olan." Buradaki "azla" ayn harfi fethalı ze harfi sakin ve sonu
med iledir. Kırbanın ve tulumun alt taraflarında olan deliğe (emziğe) denilir.
"Onu
5201-86/8- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Abdulaziz -yani b. Ebu Hazim- Ebu Hazim’den tahdis
etti, o Sehl b. Sa'd’dan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Useyd es-Saidi,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i düğününe davet etti. Onun hanımı o
gün -gelin olduğu halde- onların hizmetini görüyordu. Sehl dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e içecek olarak ne ikram ettiğini biliyor
musunuz? Geceden bir toprak çömlek içerisinde birkaç kuru hurmayı onun için
ıslatmıştı. Yemek yedikten sonra bunu Ona içmek üzere ikram etti dedi.
Diğer tahric: Buhari,
6685, 5176; İbn Mace, 1912
5202- .. ./9- Bize
Kuteybe b, Said de tahdis etti, bize Yakub b. Abdurrahman, Ebu Hazim'den şöyle
dediğini tahdis etti. Sehl'i şöyle derken dinledim: Ebu Useyd es-Saidi
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek Allah Rasulü'nü davet etti,
deyip hadisi aynen rivayet etti fakat: "Yemek yedikten sonra onu kendisine
ikram etti" demedi.
Diğer tahric: Buhari,
5183, 5591
5203-87/10- Bana
Muhammed b. es-Sehl Temimi de tahdis etti, bize İbn Ebu Meryem tahdis etti,
bize Muhammed -yani Ebu Gassan- haber verdi, bana Ebu Hazim, Sehl b. Sa'd’dan
bu hadisi tahdis etti ve: "Taştan bir kase içerisinde (nebiz yaptı)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemeğini bitirince onu Ezdikten sonra
Ona içirdi ve bunu özel olarak Ona ikram etti dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5182
AÇIKLAMA: (5201)
"Bir çömlek kase içerisinde onun için birkaç hurma ıslatmıştı."
Asıl nüshalarda bu
şekilde "enkaat: ıslatmıştı" şeklindedir. Bu kullanım da sahihtir.
"Tevr" ise bakır, taş ya da buna benzer bir kap ya da bir kasedir.
Bazen ondan abdest dahi alınabilir.
"Se hı b. Sa'd
(radıyallahu anh) dedi ki: ... yemeğini bitirdikten sonra onu içmek üzere
kendisine ikram etti." Burada sözü edilen (gelinin onlara hizmet etmesi)
bu halin hicaptan önce olduğu şeklinde yorumlanır. Vücudunun tesettür
içerisinde olduğu şeklinde yorumlanması da uzak bir ihtimaldir.
"Ebu Useyd"in
Useyd isminde hemze ötrelidir. Adı Malik'dir. Daha önce sözkonusu edilmişti.
(5203) "Onu ezdi ve
içsin diye Ona ikram etti. Bunu Ona özel olarak ikram etti." Biz bu
kelimeyi (emasethu: onu ezdi, lafzını) böylece zaptettik. Bizim diyarımızdaki
asıl nüshalarda da bu şekilde üç noktalı peltek se ile "emasethu"
şeklindedir. Bu fiil "mase" ve "emase" diye kullanılır.
Bunlar iki meşhur söyleyiştir. Hemzeli "emase" söyleyişini kabul
etmeyenler ise hata etmiştir. Bunun anlamı ise onu ezip içindekini çıkarıp
eritti şeklindedir. Bazıları onu yumuşattı anlamında olduğunu da
söylemişlerdir. Bu da birinci anlama göre açıklanır. Kadı Iyaz'ın naklettiğine
göre bazıları bunu arka arkaya gelen iki te harf ile "ematethu: onu
öldürdü, Ezdi, çürüttü" diye rivayet etmişlerdir ki bu da ilki ile aynı
anlamdadır.
"özel olarak Ona
ikram etti." Müslim'in Sahihi'nde bu şekilde "tahsis etmek"ten
gelen bir mı olarak "tehussuhu" şeklindedir. Aynı zamanda Buhari'nin
Sahihi'nde de böyledir. Buhari'nin bazı ravileri ise bunu "ithaf
(ikram)"dan gelen "tuthifuhu" diye rivayet etmişlerdir. Nitekim
bu mı, bir kimseye özel olarak bir şeyi verip ikramda bulunmak hakkında
kullanılır.
Buradan yemek ikram
edli!n kişinin hazır olanlardan birisine yemeğin ve içeceğin değerli alanını
özel olarak ikram etmesinin -geri kalanlar ilmi salih bir kimse olması, üstün
şerefli birisi olması ya da bir başka sebep dolayısı ile özel ikrama mazhar
olan bu kişi tercih edildiğinden ötürü rahatsız olmayacaklarsa" caiz
olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim o zaman orada hazır bulunanlar da Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i üstün tutup tercih ediyor, Ona özel ikramda bulunulmasından
dolayı memnun oluyor ve olan bu işe seviniyorlardı.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) de bu özel içeceği iki sebepten ötürü içmişti.
Birincisi, o içeceği
takdim eden kimsenin ikramı ve bu ikramı kabul etmekte herhangi bir kötülüğün
olmaması, buna karşılık kabul edilmemesi halinde kalbinin kınlacak olması.
İkincisi ise bunun caiz olduğunun beyan edilmesidir. Allah en iyi bilendir.
5204-88/11- Bana
Muhammed b. Sehl et-Temımi ve Ebu Bekr b. İshak tahdis etti. Ebu Bekr: Bize İbn
Ebu Meryem haber verdi, derken İbn Sehl: Tahdis etti, dedi. Bize Muhammed -ki o
b. Mutarrif Ebu Gassan'dır- haber verdi, bana Ebu Hazim, Sehl b. Sa'd’dan şöyle
dediğini haber verdi:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e Araplardan bir kadından söz edildi. O da Ebu Üseyd'e o
kadına birisini göndermesini emir buyurdu. Ona birisini gönderdi. Kadın da
gelip Saideoğullarının kalelerinde konaktadı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Çıkıp O kadının yanına geldi. Kadının olduğu yere girince başını önüne
eğmiş bir kadın ile karşılaştı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla
konuşunca senden Allah'a sığınınm dedi. Allah Rasulü: "Ben de seni benden
(o sığındığına) sığındırdım" buyurdu. Kadına: Bunun kim olduğunu biliyor
musun dediler. Kadın hayır deyince ona: Bu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'dir. Sana talip olmak için geldi dediler. Kadın: Meğer ben çok bedbaht
birisi imişim dedi. Sehl dedi ki: O gün Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) geldi ve arkadaşları ile birlikte Saideoğulları sakifesinde oturdu.
Sonra Sehl'e: "Bize içecek bir şey ver" buyurdu. (Sehl) dedi ki: Ben
de onlara şu kaseyi çıkardım ve ondan kendilerine içecek ikram ettim.
Ebu Hazim dedi ki: Sonra
Sehl bize o kaseyi çıkardı. Biz de ondan içtik. (Ebu Hazim) dedi ki: Bundan
sonra Ömer b. Abdulaziz onu kendisine hibe etmesini istedi. O da ona hibe etti.
Ebu Bekr b. İshak
rivayetinde: "Ey Sehl, bize içecek bir şey ver" buyurdu
şeklindedir.
Diğer tahric: Buhari,
5637
5205-89/2- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve Zuheyr b. Harb da tahdis edip dedi ki: Bize Affan tahdis etti,
bize Hammad b. Seleme, Sabit’DEN tahdis etti, o Enes’DEN şöyle dediğini rivayet
etti: Gerçekten ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e şu kasemle her
türlü içeceği balı, nebizi, su ve sütü içmek üzere ikram ettim dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (5204)
"Saideoğulları kaleleri." Kaleler anlamındaki "ucum" lafzı
hemze ve cim harfleri ötrelidir. Çoğulu med ile acam diye gelir. Dil
bilginleri: Acam, kaleler demektir, demiştir.
"Başını önüne eğmiş
bir kadın gördü." (Önüne eğmek anlamındaki) nekese fiili kef harfi şeddeli
olarak nekkese diye de kullanılır. Başını önüne eğmek demektir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Seni benden (sığındığın zata) sığındırdım"
buyruğu şu demektir: Ben de seni bıraktım, terk ettim. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in onunla evlenmeyişi onu beğenmediğinden dolayıdır. Buna
sebep ise ya onun suretini yahut da ahlakını beğenmemiş ya da bundan başka bir
sebepten ötürü beğenmemiş olabilir.
Burada evlenmek isteyen
bir erkeğin nikahlamak istediği birisine bakmasının caiz olduğu hükmü
anlaşılmaktadır. Meşhur hadiste de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sizden Allah'a
sığınan kimsenin bu sığınmasını kabul ediniz" buyurmuştur. İşte bu kadın yüce
Allah'a sığınınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onun bu sığınmasını
kabul edip onu bırakmaktan başka bir çare bulamadı. Bir şeyi de yüce Allah için
terk etti mi bir daha ona geri dönmezdi. Allah en iyi bilendir.
"Sehl bize o kaseyi
çıkardı. .. Ona hibe etti." Yani Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in içtiği O kaseyi hibe etti. Bu hadisten Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in eserlerinin ve onun elinin değdiği şeylerin yahut giyindiği
elbiselerin ya da onda kendisinden herhangi bir iz bulunan eserlerin
bereketinden yararlanmanın meşru olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bu da Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namaz kıldığıyerde ve Ravza-i kerimede namaz
kılmak sureti ile teberrük etmenin meşruiyeti üzerinde selef ve halefin ittifak
ile kabul ettikleri bir husus gibidir. Aynı şekilde onun girdiği mağaraya
girmek ve diğer hususlar da bu kabildendir. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in Ebu Talha'ya insanlar arasında paylaştırması için saçlarını vermesi,
diğer taraftan kendisine kefen yapılmak üzere kızına (r.anha) elbisesini
vermesi de ayrıca iki hurma fidanını iki kabre dikmesi de bu kabildendir.
Milhan kızı da Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in terini toplamıştı.
Ashab Onun artan abdest suyunu üzerlerine sürmüşler, onun tükürüğü ile
yüzlerini ovalamışlardı. Bunların benzeri hususlar pek çoktur, sahih rivayetler
arasında meşhurdur. Bütün bunlar gayet açık olup bunda bir şüphe yoktur.
(5205) "Şu kasemle
RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ... içirdim." Burada nebizden
kasıt daha önce bu bablardaki hadislerde açıklanan nebizdir. O da sarhoşluk
verecek sınıra ulaşmamış olan (hoşaf, meyve suyu vs.) dir. Bu da önceki
hadislerde geçen: "sarhoşluk veren her şey haramdır" şeklindeki
hadisleri dolayısı ile muayyen olarak kabul edilebilecek tek açıklamadır. Allah
en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
10- SÜT İÇMENİN
CAİZ OLDUĞU BABI