SAHİH-İ MÜSLİM |
KURBAN |
7- KURBAN KESMEK İSTEYİP
DE ZİLHİCCENİN İLK ON GÜNÜNE GİREN BİR KİMSENİN SAÇLARINI YA DA TIRNAKLARINI
KESMESİNİN NEHY OLUNDUĞU BABI
5089-39/1- Bize İbn Ömer
el-Mekki de tahdis etti, bize Süfyan, Abdurahman b. Humeyd b. Abdurrahman b.
Avf'tan tahdis ettiğine göre o Said b. el-Müseyyeb'i Um Seleme'den, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu diye tahdis ederken dinlemiştir:
"(Züfhiccenin) ilk on günü girip de biriniz kurban kesmek isterse sakın
saçından ve teninden hiçbir şeye dokunmasın. "
Süfyan'a: Şüphesiz
bazıları bunu merfu olarak rivayet etmiyorlar denilince o: Ama ben bunu merfu
olarak rivayet ediyorum demiştir.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2791; TIrmizi, 1523; Nesai, 4373, 7374, 4375 -buna yakın-; İbn Mace, 3149,3150
5090-40/2- Bunu bize
İshak b. İbrahim de tahdis etti ... Said b. elMüseyyeb, Um Seleme’DEN -hadisi
ref ederek (Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e nispet ederek- şöyle
buyurduğunu rivayet etti: "(Zülhiccenin) ilk on günü girip de yanında kurban
etmek istediği bir kurbanlığı bulunan hiçbir şekilde saçını kısaltmasın,
tımağını kesmesin" buyurdu.
AÇIKLAMA: (5089)
"İlk on günü girip de biriniz kurban kesmek isterse saçına ve tenine
hiçbir şekilde dokunmasın." Diğer rivayette (5090) "saçını kısaltmasın,
tırnağını kesmesin" buyurulmaktadır.
İlim adamları kurban
kesmek isteyen bir kimsenin Zülhicce'nin ilk onu girdikten sonra hükmü hakkında
ihtilaf etmişlerdir. Said b. el-Müseyyeb, Rabia, Ahmed, İshak, Davud ve Şafii
mezhebine mensup bazı kimseler böyle bir kimsenin saçını kısaltmasının,
tırnaklarını kesmesinin kurban kesme zamanında kurbanını kesinceye kadar haram
olduğunu söylemişlerdir.
Şafii ve mezhebine
mensup diğer ilim adamları ise bunu yapmakharam değil tenzihen mekruhtur
demişlerdir. Ebu Hanife mekruh değildir derken Malik bir rivayette mekruh
değildir, bir başka rivayette ise mekruhtur, bir diğer rivayette vacip kurban
için değil de tatavvu (nafile) kurban hakkında haramdır demiştir.
Haram olduğunu
söyleyenler bu hadisleri delil göstermişlerdir. Şafii ve diğerleri ise Aişe
(radıyallahu anha)'nın şu hadisini delil göstermişlerdir: "Ben, Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hediyelik kurbanlıklarının gerdanlıklarını
(ellerimle) bükerdim. Sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kurbanlığına gerdanlık takar ve onu (harem bölgesine) gönderirdi. Kurbanlığı
kesilinceye kadar Allah'ın kendisine helal kıldığı hiçbir şey de ona haram
olmazdı." Bunu Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Şafii dedi ki: Hediyelik
kurbanlığı göndermek kurban kesmek istemekten daha ileri bir şeydir. İşte bu da
bunun haram olmadığına delildir. Bu husustaki nehy bildiren hadisleri de
tenzihi mekruhluk olarak yorumlamıştır.
Mezhep alimlerimiz dedi
ki: Tırnakların ve saçların kesilmesinin yasaklanışından kasıt ise tırnağı
kesmek kırmak ya da başka bir suretle tırnağı almaktır. Traş etmek, kısaltmak,
yolmak, yakmak yahut da hamam otu ile almak ya da başka yolla saçları izale
etmenin yasaklanmasına gelince, ister koltuk altları ister bıyık ister etek
ister baş ve isterse de bunların dışında beden saçlarının izale edilmesinin
yasaklanmasına gelince, İbrahim el-Mervezi ve ondan başka mezhebimize mensup
ilim adamları: Bedenin bütün bölümlerinin hükmü saç ve tırnağın hükmü gibidir.
Bunun delili de bundan önceki "saçından ve teninden hiçbir şeye
dokunmasın" hadisidir demişlerdir.
Mezhep alimlerimiz der
ki: Bu yasağın hikmeti cehennem ateşinden azad edilmesi için vücudunun bütün
parçalarının eksiksiz ve kamil kalmasıdır. İhramlı olan kimseye benzemek olduğu
da söylenmiştir. Yine mezhep alimlerimiz dedi ki: Bu bir yanlışlıktır. Çünkü
böyle bir kişi kadınlardan uzak kalmaz, hoş koku sürünmeyi ve dikiş li elbise
giyinmeyi ve buna benzer ihramlı kimsenin yapmadığı herhangi bir işi de terk
etmez.
5091-41/3- Bana Haccac
b. eş-Şair de tahdis etti, bize Yahya b. Kesir el-Anberi Ebu Gassan tahdis
etti, bize Şu'be, Malik b. Enes'den tahdis etti, o Amr b. Müslim'den, o Said b.
el-Müseyyeb'den, o Um Seleme'den rivayetettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Zilhicce hilalini gördüğünüz taktirde biriniz de kurban
kesmek istiyorsa saçını ve tımaklarını tutsun (kesmesin) " buyurdu.
5092-: . ./4- Bize Ahmed
b. Abdullah b. el-Hakem el-Haşimi de tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis
etti, bize Şu'be, Malik b. Enes'den tahdis etti. O Ömer yahut Amr b. Süleym’DEN
bu isnad ile buna yakın olarak rivayet etti.
AÇIKLAMA: "Ömer
b. Müslim'den, o Said b. el-Müseyyeb'den." Müslim bunu bu şekilde bütün bu
rivayet yollarında ayn harfi ötreli olarak "Ömer" diye rivayet etmiştir.
Ancak Hasan b. Ali el-Hulvani'nin rivayet yolunda ayn harfi fethalı olarak
"Amr"dır. Ahmed b. Abdullah b. el-Hakem'in rivayet yolunda da
"Amr yahut Ömer" şeklindedir.
İlim adamları, ismi her
iki şekilde de nakledilmiştir demişlerdir.
5093-42/5- Bana
Ubeydullah b. Muaz el-Anberi de tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize
Muhammed b. Amr el-leysı, Ömer b. Müslim b. Ammar b. Ukeyme el-Leysi'den şöyle
dediğini tahdis etti: Said b. el-Müseyyeb'i şöyle derken dinledim: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Um Seleme'yi şöyle derken dinledim:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kimin keseceği bir kurbanlığı
varsa Zülhicce hilali doğdumu artık kurbanını kesinceye kadar saçından da
tırnaklarından da bir şeyalmasın (kesmesin)" buyurdu.
AÇIKLAMA: "(Ömer
b. Müslim b.) Ammar b. Ukeyme el-leys" Ukeyme ismi hemze ötreli kaf
fethalı ye harfi sakin olup sonu he diye yazılan bir te (yuvarlak te) dir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in "kirY)in kesecek bir kurbanlığı varsa" buyruğundaki
"zibh (kurbanlık)" kesmek istediği bir hayvan demektir. Dolayısı ile
bu meful anlamında "fi'l" vezninde bir kelimedir. Mahmul (taşınan
yük) anlamında "himı" gibidir. Yüce Allah'ın "Biz ona pek büyük
bir kurbanlığı (zibhi) fidye olarak gönderdik. " (Saffat, 107) buyruğu da
bu anlamdadır.
5094- .. ./6- Bana Hasan
b. Ali el-Hulvanı de tahdis etti, bize Ebu Usfune tahdis etti, bana Muhammed b.
Amr tahdis etti, bize Amr b. Müslim b. Ammar el-leysı tahdis edip dedi ki:
Kurbandan kısa bir süre önce hamamda idik. Bazı kimseler hamam otu ile kasık
kıllarını aldılar. Hamamdakilerden birisi: Said b. el-Müseyyeb bunu mekruh
görüyor -yahut nehy ediyor- dedi. Ben de Said b. el-Müseyyeb ile karşılaşınca
bunu ona söyledim. O: Kardeşimin oğlu! Bu unutulup terkedilen bir hadistir.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Um Seleme bana tahdis edip dedi
ki deyip, Muaz'ın Muhammed b. Amr'dan rivayet ettiği hadis ile aynı manada
hadisi rivayet etti.
5095- .. ./7- Bana
Harmele b. Yahya ve İbn Vehb'in kardeşinin oğlu Ahmed b. Abdurrahman da tahdis
edip dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb tahdis etti, bana Hayve haber verdi, bana
Halid b. Yezid Said b. Ebu Hilal'den haber verdi. O Ömer b. Müslim
el-Cundai'den rivayet ettiğine göre İbnu'lMüseyyeb kendisine şunu haber
vermiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Um Seleme kendisine
şunu haber verdi deyip, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den onların
hadisleri ile aynı manada rivayet etti.
AÇIKLAMA: (5094)
"Kurban bayramından az önce hamamda idik. .. Bana Um Seleme tahdis
etti" deyip daha önce geçen hadisini zikretti.
"Bazı kimseler
hamam otu kullanarak kasık kıllarını temizledi." Hamam lafzı müzekker olup
sıcak su anlamındaki "hamım" den türemiştir. Hadisteki "Said
bunu mekruh görüyor" yani Zülhicce'nin on gününde kurban kesmek isteyen
kimseler için saçlarını izale etmesini mekruh görüyor. Yoksa o sadece bu
şekilde kılları izale etmeyi mekruh görüyor demek değildir. Yaptığımız bu
açıklamanın delili ise onun Um Seleme'nin rivayet ettiği hadisi delil
göstermesidir. Halbuki o hadiste bu şekilde kasık kıllarını izale etmek
sözkonusu edilmemiştir. O hadiste sadece saçlarının izale edilmesinin yasağı
vardır. İbn Abdilberr, İbnu'l- Müseyyeb'den Zülhicce'nin on günü içerisinde bu
şekilde hamam otu kullanarak kasık kıllarını izale etmenin caiz olduğu görüşünü
nakletmektedir. Eğer bu nakil ondan sahih olarak gelmişse, onun kurban kesmek
istemeyen bir kimseye böyle bir fetva verdiği şeklinde yorumlanır.
(5095) "Ömer b.
Müslim el-Cundai" bundan önceki rivayette: "el-leysl" nisbetini
zikretmiş bulunmaktadır. "el-Cundai" ise cim harfi ötreli, nun harfi
sakin, dal harfi fethalı ve ötreli (el-cundui) de söylenebilir. Cunda,
leysoğullarının bir koludur. Kitabın baş taraflarında açıklaması geçmişti.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
8- YÜCE ALLAH'TAN
BAŞKASI ADINA HAYVAN KESMENİN HARAM KILINMASI VE BUNU YAPANA LANET OKUNDUĞU BABI