SAHİH-İ MÜSLİM |
KURBAN |
5 - باب:
بيان ما كان
من النهي عن
أكل لحوم
الأضاحي بعد
ثلاث في أول
الإسلام.
وبيان نسخه
وإباحة إلى
متى شاء.
5- İSLAMIN İLK
ZAMANLARINDA ÜÇ GÜNDEN SONRA KURBANLIK ETLERİNİ YEMENİN YASAK OLDUĞUNUN BEYANI İLE
BUNUN NESH EDİLİP DİLEDİĞİ ZAMANA KADAR (ETLERİNİ SAKLAMANIN) MÜBAH OLDUĞUNU
BEYAN BABI
24 - (1969) حدثني
عبدالجبار بن
العلاء. حدثنا
سفيان. حدثنا
الزهري عن أبي
عبيد. قال:
شهدت العيد مع
علي بن أبي
طالب. فبدأ
بالصلاة قبل
الخطبة. وقال:
إن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهانا أن
نأكل من لحوم
نسكنا بعد
ثلاث.
5070-24/1-
Bana Abdulcebbar b. el-Ala tahdis etti, bize Süfyan tahdis etti, bize Zühri,
Ebu Ubeyd'den şöyle dediğini tahdis etti: Ali b. Ebu Talib (radıyallahu anh)
ile birlikte bayramda hazır bulundum. Hutbeden önce namazı kılmakla başladı ve:
Şüphesiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bize üç günden sonra
kurbanlık etlerimizi yasaklamıştı dedi.
AÇIKLAMA: "Bana
Abdulcebbar b. el-Ala tahdis etti .... Ali b. Ebu Talib (radıyallahu anh) ile
birlikte hazır bulundum deyip hadisizikretti." Kadı Iyaz dedi ki: Bu
hadisin hadis ehline göre Süfyan tarafından rivayet edilmesinde merfu oluşu
bakımından bir illeti bulunmaktadır. Çünkü Süfyan'ın ashabından hafız olanlar
bunu merfu olarak rivayet etmemişlerdir. Bundan dolayı Buhari bunu Süfyan'ın
rivayeti olarak kaydetmemiştir. Bunu Süfyan'dan başkasının yolundan rivayet
etmiştir. Darakutni dedi ki: Bu hadis Abdulcebbar b. el-Ala'nın isnadında
yanıldığı hadislerden birisidir. Çünkü Ali b. el-Medini, Ahmed b. Hanbel,
Ka'nebi, Ebu Hayseme, İshak ve başkaları bu hadisi İbn Uyeyne’DEN mevkuf olarak
rivayet etmişlerdir. Ayrıca bu hadisin Zühri’DEN merfu olarak rivayeti
Süfyan'ın yolundan başka bir yolla sahihtir. Bu hadisi Salih, Yunus, Mamer,
Zübeydi ve Malik, Cüveyriye’DEN yaptığı rivayette merfu olarak kaydetmiştir.
bunların hepsi bunu Zühri’DEN merfu olarak rivayet etmişlerdir. İşte bunlar
Darakutni'nin sözleridir. Metin ise durum ne olursa olsun sahihtir. Allah en
iyi bilendir.
25 - (1969) حدثني
حرملة بن يحيى.
أخبرنا ابن
وهب. حدثني
يونس عن ابن
شهاب. وحدثني
أبو عبيد،
مولى ابن زهر؛
أنه
شهد العيد مع
عمر بن
الخطاب. قال:
ثم صليت مع
علي بن أبي
طالب. قال
فصلى لنا قبل
الخطبة. ثم خطب
الناس فقال:
إن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قد نهاكم
أن تأكلوا
لحوم نسككم
فوق ثلاث
ليال. فلا
تأكلوا.
5071-25/2-
Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus,
İbn Şihab'dan tahdis etti. Bana İbn Ezher'in azadlısı Ebu Ubeyd'in tahdis ettiğine
göre o Ömer (radıyallahu anh) ile birlikte bayramda hazır bulundu (Ebu Ubeyd)
dedi ki: Sonra Ali b. Ebu Talib (radıyallahu anh) ile birlikte namaz kıldım.
Bize hutbeden önce namaz kıldırdıktan sonra insanlara hutbe verip dedi ki:
Şüphesiz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) size kurbanlık etlerinizi üç
günden fazla yemenizi yasakladı. Bu sebeple yemeyiniz dedi.
(1969) - وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا يعقوب
بن إبراهيم. حدثنا
ابن أخي ابن
شهاب. ح
وحدثنا حسن
الحلواني.
وحدثنا يعقوب
بن إبراهيم.
حدثنا أبي عن
صالح. ح
وحدثنا عبد بن
حميد. أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر.
كلهم عن
الزهري، بهذا
الإسناد،
مثله.
5072- .. ./3- Bana
Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Yakub b. İbrahim tahdis etti, bize İbn
Şihab'ın kardeşinin oğlu tahdis etti. (H.) Bize Hasan elHulvani de tahdis etti,
bize Yakub b. İbrahim tahdis etti, bize babam Salih’DEN tahdis etti. (H.) Bize
bunu Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer
haber verdi, hepsi Zühri'den bu isnad ile aynısını rivayet etti.
26 - (1970) وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
ليث. ح وحدثني
محمد بن رمح.
أخبرنا اليث
عن نافع، عن
ابن عمر،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه قال
(لا يأكل أحد
من لحم أضحيته
فوق ثلاثة
أيام(.
5073-26/4-
Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bana Muhammed
b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, NMi’DEN haber verdi, o İbn Ömer'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Hiçbir kimse kurbanlık etlerinden üç
günden fazla yemesin" buyurduğunu rivayet etti.
Diğer tahric: Tirmizi,
1509
(1970) - وحدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا يحيى بن
سعيد عن ابن
جريج. ح وحدثني
محمد بن رافع.
حدثنا ابن أبي
فديك. أخبرنا
الضحاك (يعني
ابن عثمان).
كلاهما عن
نافع، عن ابن
عمر، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم. بمثل حديث
الليث.
5074- .. ./5- Bana
Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Yahya b. Said, İbn Cureyc'den tahdis
etti. (H.) Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize İbn Ebu Fudeyk tahdis
etti, bize Dahhak -yani b. Osman- haber verdi, ikisi Nafi'den, o İbn Ömer'den,
o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Leys'in hadisi ile aynı şekilde
rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
27 - (1970) وحدثنا
ابن أبي عمر
وعبد بن حميد
(قال ابن أبي عمر:
حدثنا. وقال
عبد: أخبرنا
عبدالرزاق).
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
سالم، عن ابن
عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى أن
تؤكل لحوم
الأضاحي بعد ثلاث.
قال
سالم: فكان
ابن عمر لا
يأكل لحوم
الأضاحي فوق
ثلاث. وقال
ابن أبي عمر:
بعد ثلاث.
5075-27/6-
Bize İbn Ebu Ömer ve Abd b. Humeyd de tahdis etti. İbn Ebu Ömer, bize
Abdurrezzak tahdis etti dedi. Abd haber verdi dedi. Bize Ma'mer, Zühri’DEN haber
verdi, o Salim'den, o İbn Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kurbanlık etlerinin üç günden sonra yenilmesini yasakladı.
Salim dedi ki: Bu
sebeple İbn Ömer kurbanlık etlerini üç günden sonra (fevka) yemezdi.
İbn Ebu Ömer rivayetinde
(fazla: fevka yerine) sonra (ba'de) lafzını kullanarak demiştir.
Diğer tahric: Nesai,
4435
28 - (1971) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا روح. حدثنا
مالك عن
عبدالله ابن
أبي بكر، عن
عبدالله بن
واقد. قال: نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن أكل
لحوم الضحايا
بعد ثلاث. قال
عبدالله ابن
أبي بكر:
فذكرت ذلك
لعمرة فقالت:
صدق. سمعت
عائشة تقول:
دف
أهل أبيات من
البادية حضرة
الأضحى، زمن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (ادخروا
ثلاثا. ثم
تصدقوا بما
بقي) فلما كان
بعد ذلك
قالوا: يا
رسول الله! إن
الناس يتخذون الأسقية
من ضحاياهم
ويجملون منها
الودك. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (وما
ذاك؟) قالوا:
نهيت أن تؤكل
لحوم الضحايا
بعد ثلاث.
فقال: (إنما
نهيتكم من أجل
الدافة التي
دفت. فكلوا وادخروا
وتصدقوا(.
5076-28/7-
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali tahdis etti, bize Ravh haber verdi, bize
Malik, Abdullah b. Ebu Bekir'den tahdis etti, o Abdullah b. Vakid’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurbanlık
etlerinin üç günden sonra yenilmesini yasakladı. Abdullah b. Ebu Bekr dedi ki:
Ben bunu Amre'ye zikrettim de o: Doğru söylemiştir. Ben de Aişe'yi şöyle derken
dinlemiştim dedi: Çöı ahalisinden bir kaç ev halkı Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) zamanında kurban bayramı günü gelmişlerdi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Üç gece (yetecek kadar)
biriktirin, sonra kalanı tasadduk edin" buyurdu. Bundan sonra ashab: Ey
Allah'ın Rasulü! İnsanlar kurbanlıklarından (postlarından) su tulumları
ediniyorlar, yağlarını da eritiyorlar dediler. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunda ne var ki" buyurdu. Ashab:
Kurbanlık etlerinin üç günden sonra yenilmesini nehiy buyurmuştunuz deyince
Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben ancak (o zaman) gelmiş bulunan
misafirlerden ötürü size bunu yasaklamıştım. Artık hem yiyebilir hem
saklayabilir hem tasadduk edebilirsiniz" buyurdu.
Diğer tahric: Abdullah
b. Ebu Sekr'in, Abdullah b. Vakid'den rivayet ettiği hadisi Yalnız Müslim
rivayet etmiştir; Abdullah b. Ebu Sekr'in Amre'den, onun Aişe'den rivayet
ettiği hadisi Ebu Davud, 2812; Nesai, 4443'de rivayet etmiştir;
29 - (1972) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن أبي الزبير،
عن جابر،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه نهى
عن أكل لحوم
الضحايا بعد
ثلاث. ثم قال
بعد: (كلوا
وتزودوا
وادخروا(.
5077-29/8-
Bize Yahya b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e Ebu'zZubeyr’den rivayetini
okudum. O Cabir'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine
göre üç günden sonra kurbanlık etlerinin yenilmesini nehiy buyurdu. Daha sonra
ise: "Hem yeyin hem azık edinin hem saklayın" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
4438
30 - (1972) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا علي بن
مسهر. ح
وحدثنا يحيى
بن أيوب.
حدثنا ابن
علية. كلاهما
عن ابن جريج،
عن عطاء، عن
جابر. ح
وحدثني محمد بن
حاتم (واللفظ
له). حدثنا
يحيى بن سعيد
عن ابن جريج.
حدثنا عطاء
قال: سمعت
جابر بن
عبدالله يقول:
كنا
لا نأكل من
لحوم بدننا
فوق ثلاث منى.
فأرخص لنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقال
(كلوا وتزودوا(.
قلت
لعطاء: قال
جابر: حتى
جئنا
المدينة؟ قال:
نعم.
5078-30/9-
Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Ali b. Mushir tahdis etti. (H.)
Bİze Yahya b. Eyyub da tahdis etti, bize İbn Uleyye tahdis etti, her ikisi İbn
Cureyc'den, o Ata'dan, o Cabir'den rivayet etmiştir. (H.) Bana Muhammed b.
Hatim de -lafız ona ait olmak üzere- tahdis etti, bana Yahya b. Said, İbn
CUİ'eyc'den tahdis etti, bize Ata tahdis edip dedi ki: Cabir b. Abdullah'ı
şöyle derken dinledim: Biz kurbanlık develerimizin etlerinden Mina'nın üç
gününden fazla yemezdik. Sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize
ruhsat verip: "Yeyin ve azık edinin" buyurdu.
Ben (İbn Cureyc) Ata'ya:
Cabir: Medine'ye gelinceye kadar da dedi mi diye sordum. o: Evet dedi.
Diğer tahric: Suhari,
1719
31 - (1972) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا
زكرياء بن عدي
عن عبيدالله
بن عمرو، عن
زيد بن أبي
أنيسة، عن عطاء
بن أبي رباح،
عن جابر بن
عبدالله. قال:
كنا
لا نمسك لحوم
الأضاحي فوق
ثلاث. فأمرنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أن نتزود
منها، ونأكل
منها (يعني
فوق ثلاث(.
5079-31/10-
Bize İshak b. İbrahim tahdis etti ... Ata b. Ebu Rebah, Cabir b. Abdullah'tan
şöyle dediğini rivayet etti: Biz kurbanlık etlerini üç günden sonra elimizde
tutmazdık. Sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize onlardan azık
edinmemizi ve onlardan yememizi -yani üç günden sonra- emir buyurdu dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
32 - (1972) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا سفيان
بن عيينة عن
عمرو، عن
عطاء، عن
جابر. قال : كنا
نتزودها إلى
المدينة، على
عهد رسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
5080-32/11- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne, Amr’dan tahdis etti, o
Ata'dan, o Cabir'den: RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında
Medine'ye yetecek kadar azık edinirdik dedi.
Diğer tahric: Buhari,
2980, 5424, 5567
33 - (1973) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالأعلى عن
الجريري، عن
أبي نضرة، عن
أبي سعيد
الخدري. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى.
حدثنا
عبدالأعلى. حدثنا
سعيد عن
قتادة، عن أبي
نضرة، عن أبي
سعيد الخدري.
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (يا أهل
المدينة! لا
تأكلوا لحوم
الأضاحي فوق
ثلاث) (وقال
ابن المثنى:
ثلاثة أيام(.
فشكوا
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم أن لهم
عيالا وحشما
وخدما. فقال:
(كلوا وأطعموا
واحبسوا أو
ادخروا). قال
ابن المثنى:
شك عبدالأعلى.
5081-33/12-
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Abdulala el-Cüreri’DEN tahdis
etti, o Ebu Nadra'dan, o Ebu Said el-Hudri’DEN rivayet etti. (H.) Bize Muhammed
b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdulala tahdis etti, bize Said, Katade’DEN
tahdis etti, o Ebu Nadra'dan, o Ebu Said el-Hudri'den şöyle dediğini rivayet
etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Medineliler! Üç günden
fazla kurbanlık etlerini yemeyiniz" buyurdu. -İbnu'l-Müsenna: Üç gün dedi-
Sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e çoluk çocuklarının
taraftar!annın ve kendilerine hizmet edenlerin bulunduğundan şikayet ettiler.
Bunun üzerine: "Yeyin, yedirin ve alıkoyun -ya da saklayın-" buyurdu.
İbnu'l-Müsenna: (Burada) şek eden Abdulala'dır dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
34 - (1974) حدثنا
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
أبو عاصم عن
يزيد بن أبي
عبيد، عن سلمة
ابن الأكوع؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (من
ضحى منكم فلا
يصبحن في
بيته، بعد
ثالثة، شيئا).
فلما كان في
العام المقبل
قالوا: يا
رسول الله! نفعل
كما فعلنا عام
أول؟ فقال: (لا.
إن ذاك عام
كان الناس فيه
بجهد. فأردت
أن يفشو فيهم(.
5082-34/13-
Bize İshak b. Mansur tahdis etti, bize Ebu Asım, Yezid b. Ebu Ubeyd'den haber
verdi, o Seleme b. el-Ekva" dan rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden kurban kesen kimsenin evinde üç
(gün}den sonra evinde bir şey kalmış olduğu halde sabahı etmesin" buyurdu.
Ertesi sene gelince ashab: Ey Allah'ın Rasulü! Geçen sene yaptığımız gibi
yapalım mı diye sordu. O: "Hayır! O yıl insanların darlık ve sıkıntı
içinde olduklan bir yıldı. Ben de aralarında (kurbanlıkların etlerinin)
yayılmasını istemiştim" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
5569
35 - (1975) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا معن بن
عيسى. حدثنا معاوية
بن صالح عن
أبي
الزاهرية، عن
جبير بن نفير،
عن ثوبان. قال
: ذبح
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ضحيته ثم
قال (يا ثوبان!
أصلح لحم هذه)
فلم أزل أطعمه
منها حتى قدم
المدينة.
5083-35/14- Bana Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Ma'n b. İsa tahdis etti, bize Muaviye b. Salih,
Ebu Zahiriye'den tahdis etti, o Cübeyr b. Nufeyr'den, o Sevban’DAN şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurbanlığını
kestikten sonra: "Ey Sevban! Bunun etini pişir" buyurdu. Medine'ye
gelinceye kadar ben Ona ondan yedirip durdum.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 2814
(1975) - وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
رافع. قالا: حدثنا
زيد بن حباب. ح وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا عبدالرحمن
بن مهدي.
كلاهما عن
معاوية بن
صالح، بهذا
الإسناد.
5084- .. ./15- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Rafi'de tahdis edip dedi ki: Bize Zeyd b. el-Hubab
tahdis etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali de tahdis etti, bize
Abdurrahman b. Mehdi haber verdi, her ikisi Muaviye b. Salih'den bu isnad ile
hadisi rivayet etti.
36 - (1975) وحدثني
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
أبو مسهر.
حدثنا يحيى بن
حمزة. حدثني
الزبيدي عن
عبدالرحمن بن
جبير بن نفير،
عن أبيه، عن
ثوبان مولى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
قال:
قال
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، في حجة الوداع
(أصلح هذا
اللحم) قال
فأصلحته. فلم
يزل يأكل منه
حتى بلغ
المدينة.
5085-36/16-
Bize İshak b. Mansur da tahdis etti... Abdurrahman b. Cübeyr b. Nufeyr
babasından, o Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in azadlısı Sevban’DAN
şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) veda
haccında bana "bu eti pışir" buyurdu. (Sevban) dedi ki: Ben de o eti
pişirdim. Medine'ye ulaşıncaya kadar hep ondan yedi.
(1975) - وحدثنيه
عبدالله بن
عبدالرحمن
الدارمي. أخبرنا
محمد بن
المبارك.
حدثنا يحيى بن
حمزة، بهذا
الإسناد. ولم
يقل: في حجة
الوداع.
Bunu bana Abdullah b.
Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Muhammed b. el-Mübarek haber verdi,
bize Yahya b. Hamza bu isnad ile tahdis etti ama: "Veda haccında"
demedi.
37 - (1977) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
المثنى. قالا:
حدثنا محمد بن
فضيل (قال أبو
بكر: عن أبي سنان.
وقال ابن
المثنى: عن
ضرار بن مرة)
عن محارب، عن
ابن بريدة، عن
أبيه. ح
وحدثنا محمد
بن عبدالله بن
نمير. حدثنا
محمد بن فضيل.
حدثنا ضرار بن
مرة، أبو سنان
عن محارب بن
دثار، عن
عبدالله بن
بريدة، عن
أبيه. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (نهيتكم
عن زيارة
القبور،
فزوروها.
ونهيتكم عن
لحوم الأضاحي
فوق ثلاث،
فأمسكوا ما
بدا لكم.
ونهيتكم عن
النبيذ إلا في
سقاء،
فاشربوا في
الأسقية كلها.
ولا
تشربوا
مسكرا(.
5086-37/17-
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. el-Müsenna tahdis edip dediler ki:
Bize Muhammed b. Fudayl tahdis etti, Ebu Bekr: O Ebu Şeyban’DAN dedi. İbnu'l-
Müsenna da: O Dırar b. Murre’DEN dedi. (Ebu Sinan ve Dırar b. Murre'nin her
biri) Muharib'den, o İbn Bureyde'den o babasından rivayet etti. (H.) Bize
Muhammed b. Abdullah b. Numeyr de tahdis etti, bize Muhammed b. Fudayl tahdis
etti, bize Dırar b. Murre, Ebu Sinan, Muharib b. Disar'dan tahdis etti, o
Abdullah b. Bureyde'den, o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size kabir ziyaretini yasaklamıştım, artık
onları ziyaret edebilirsiniz. Yine size üç günden fazla kurbanlık etlerini (saklamanızı)
yasaklamıştım. Artık uygun gördüğünüzü alıkoyabilirsiniz. Yine size tulum
dışında nebizi yasaklamıştım. Artık bütün kaplardan (nebiz) içebilirsiniz.
Fakat sarhoşluk veren bir şey içmeyin" buyurdu.
(1977) - وحدثني
حجاج بن
الشاعر. حدثنا
الضحاك بن
مخلد عن
سفيان، عن
علقمة بن
مرثد، عن ابن
بريدة، عن
أبيه؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (كنت
نهيتكم) فذكر
بمعنى حديث
أبي سنان.
5087-
.. ./18- Bana Haccac b. eş-Şair de tahdis etti, bize Dahhak b. Mahled,
SÜfyan'dan tahdis etti, o Alkame b. Mersed'den, o İbn Bureyde'den, o babasından
rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size ...
yasaklamıştım" buyurdu deyip hadisi Ebu Sinan'ın hadisi ile aynı manada
rivayet etti.
AÇIKLAMA: Ali
(radıyallahu anh)'ın (5071) hadisinde bir hutbe verip: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) size ... yasaklamıştı. O halde yemeyin"; İbn
Ömer'in Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayetine göre (5073)
"Sizden biriniz üç günden fazla kurbanlığından yemesin" buyurduğu
rivayeti, Salim'in (5075):
İbn Ömer üç günden sonra
kurbanlık etlerini yemezdi; Cabir'in rivayet ettiği hadiste (5078) bu husustaki
nehyin aynısını zikrettikten sonra: ''Artık bundan sonra saklayın ve azık
edinin buyurduğu, Aişe (radıyallahu anha}'nın rivayet ettiği hadiste (5076) çöl
halkından bir takım kimseler kurban bayramında gelmiştL" sonra da
"ben size gelenlerden ötürü kurbanlık etlerini saklamanızı yasaklamıştım
... " buyurduğunu kaydettikten sonra yine bu manada Cabir'in (5077) Seleme
b. el-Ekva"ın (5082) Ebu Said'in (5081) Sevban'ın (5083) ve Bureyde'nin
(5086) rivayet ettikleri hadisleri zikretmektedir.
Kadı Iyaz dedi ki: İlim
adamları bu hadisleri delil almak hususunda ihtilaf etmişlerdir. Kimileri: Üç
günden sonra kurbanlık etlerini alıkoymak ve onlardan yemek haramdır. Bu
haramlık hükmü Ali ve İbn Ömer'in de dediği gibi devam etmektedir demiştir.
İlim adamlarının büyük çoğunluğu ise: Üç günden sonra kurbanlık etleri
alıkoymak da yemek de mübahtır. Yasak ise açıkça bu hükmün nesh olduğunu
belirten bu hadislerle özellikle de Bureyde'nin rivayet ettiği (5086) hadisi
ile nesh olunmuştur. Buradaki nesh sünnetin sünnet ile nesh edilmesi
türündendir. Bazıları da bu bir nesh değildir aksine haram kılma bir illet
(sebep) dolayısı ile idi. Bu illet ortadan kalkınca Seleme ve Aişe (r.anha)'nın
rivayet ettikleri hadisler dolayısı ile haramlık da ortadan kalktı demişlerdir.
Önceki yasağın haramlık bildirmek için değil mekruhluk olduğu anlamında olduğu
da söylenmiştir. Bu kanaatte olanlar bundaki mekruhluk bugün de devam etmektedir
ama haram değildir demişlerdir. Ayrıca şunu da söylerler: Eğer bugün o
gerekçenin bir benzeri meydana gelecek olup dışarıdan bir takım kimseler
gelirlerse insanlar da onları kollayıp gözetlerler demişler ve Ali ve İbn Ömer
(r.a.)'nın görüşünü de buna göre yorumlamışlardır.
Sahih olan ise mutlak
nehyin nesh olduğu ve geriye haramlık da mekruhluk da kalmamış olduğu ve
günümüzde üç günden fazla yetecek kadarını saklamanın ve dilediği süreye kadar
ondan yemenin Bureyde ve diğerlerinin rivayet ettikleri hadisin açık ifadesi
dolayısı ile mübah olduğudur. Allah en iyi bilendir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Üç günden sonra" buyruğu hakkında Kadı Iyaz
dedi ki: Üç günün başlangıcının kurbanlığın kesildiği günden itibaren olması
ihtimal dahilinde olduğu gibi daha sonra kesecek olsa dahi nahr (kurban bayramı
birinci günü) olması ve teşrik günlerine kadar devam etmesi ihtimali de vardır.
Kadı Iyaz bu ihtimal daha güçlüdür demiştir.
(5086) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ben size ancak dışarıdan gelenler
dolayısı ile (et saklamanızı) yasaklamıştım" buyruğu ile ilgili olarak dil
bilginleri der ki: "eddafe" fe harfi şeddeli olarak birlikte yavaş
yavaş yürüyen topluluk demektir. Bunun fiilini teşkil eden deffeyidiffu: Şehre
gelen bedevi arapları anlatmak için kullanılır. Burada kastedilen ise bedeviler
arasından kollanılıp gözetlenmeleri için şehire (Medine'ye) gelen zayıf ve
güçsüz kimselerdir.
"Kurban bayramı
vaktinde çöl halkından bir kaç ev halkı geldi." Buradaki "hadra"
kelimesi ha harfi fethalı ve ötreli (hudra) ve kesreli (hidra) şekillerinde
söylenir. Bütün bu hallerde dat harfi sakindir. Fethalı söyleneceği nakledilmiş
ise bu zayıftır.
"İnsanlar
kurbanlıklarından (postlarından) tulum yapıyorlar ve yağlarını
eritiyorlar." (Burada merhum Nevevi, eritiyorlar anlamını verdiğimiz:
yecmilune fiilinin okunuş şekilleri ile alakalı açıklamalarda bulunmaktadır).
Bunun asıl anlamı ise te'dib etmektir.
"Ben size ancak o
gelenlerden ötürü (etleri saklamanızı) yasaklamıştım.
Artık yiyebilirsiniz,
saklayabilirsiniz, tasadduk edebilirsiniz buyurdu." Bu üç günden fazla
etleri saklama yasağının sona erdiğini açıkça ifade etmektedir. Ayrıca bu
hadiste kurbanlık etlerin bir kısmını sadaka olarak verilmesi emri de onlardan
yenilmesi emri de yer almaktadır. Kurbanlık etlerinin sadaka verilmesi şayet
bir tatavvu kurbanlık ise bizim mezhep alimlerimize göre "ondan bir
kısım" denilecek kadarının sadaka olarak verilmesi bir vaciptir. Büyük
çoğunluğunun tasadduk edilmesi ise müstehaptır. Mezhep alimlerimiz dedi ki:
Mükemmelin asgari derecesi üçte birini yemesi, üçte birini sadaka olarak
dağıtması, üçte birini de hediye olarak vermesidir demişlerdir. Bu hususta
yarısını tamamen yeyip, yarısını tasadduk edeceği şeklinde bir görüş de vardır.
Buradaki görüş ayrılığı ise müstehaplık hususunda mükemmelliğin asgari miktarı
ile ilgilidir. Yeterli olanı sözkonusu edecek olursak az önce sözünü ettiğimiZ
şekilde hakkında tasadduk adının kullanılabileceği miktarını tasadduk etmesi
yeterlidir.
Mezhebimizde bir görüş
daha vardır. Bu görüşe göre kurbanlığın herhangi bir şeyini tasadduk etmek
vacip değildir. Ondan yemek ise müstehaptır fakat vacip değildir. Hem bizim
mezhebimizin görüşü hem de genel olarak ilim adamlarının kabul ettiği görüş
budur. Ancak seleften bazılarından nakledilen ondan yemeyi vacip kabul
edenlerin kanaati bundan müstesnadır. Bu ise bizim mezhep alimlerimizden Ebu
Tayyib b. Seleme'nin görüşü olup ondan bu görüşü el-Maverdi nakletmektedir. Bu
görüşüne sebep de hadis-i şerifin Zahirinde yer alan yeme emri ile birlikte
yüce Allah'ın: "Ondan yeyin" (Bakara, 58) buyruğudur. Halbuki cumhur
bu emri mendubluk yahut da mübahlık anlamında kabul etmişlerdir. Özellikle de
yasaktan sonra yüce Allah'ın: "İhramdançıktıktan sonra artık avlanabilirsiniz"
(Maide, 2) buyruğunda olduğu gibi yasaktan sonra bu emir varid olmuştur.
Yasaktan sonra gelen emir hakkında söz söyleyen usul alimleri ise bu hususta
ihtilaf etmişlerdir. Mezhep alimlerimizin ve diğerlerinin cumhurunun kanaatine
göre bu tıpkı öncesinde bir yasak olmamış gibi baştan verilen bir emirde olduğu
gibi vücub ifade eder. Gerek bizim mezhep alimlerimizden gerek başkalarından bu
hususta görüş belirten usul alimlerinden bir topluluk ise mübahlık ifade
ettiğini söylemişlerdir.
(5078) Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe'nin Ali b. Mushir'den diye rivayet ettiği hadiste: "Ata'ya: Cabir
biz Medine'ye gelinceye kadar dedi mi sordum. O, evet dedi" ibaresi
Buhari'de buradaki "evet" yerine "hayır" kelimesi yer
almaktadır. Buna göre bir vakitte bunu unutup hayır dediği bir başka zamanda
bunu hatırlayıp evet dediği ihtimal dahilindedir.
(5081) "Bize
Muhammed b., el-Müsenna da tahdis etti, bize Abdulala tahdis etti, bize Said
Katade’DEN tahdis etti, o Ebu Nadra'dan, o Ebu Said el-Hudri'den" bizim
diyarımızdaki nüshalarda bu şekilde "Said, Katade’den o Ebu
Nadra'dan" diye kaydedilmiştir. Ebu Ya'l-a el-Gassanı ve Kadı (Iyaz) da
el-Cüludi nüshasından ve el-Kisa i’den böylece zikretmiş bulunmaktadırlar. Her
ikisi de dedi ki: İbn Mahan'ın nüshasında ise: -Katadesözkonusu edilmeksizin-
Said, Ebu Nadra’DAN şeklindedir. Ebu Mesud ed-Dimeşki de el-Etraf da ve Halef
el-Vasıtı de böylece zikretmişlerdir. Ebu Ali el-Gassanı dedi ki: Bana göre
doğru olan da budur. Allah en iyi bilendir.
İbn Ebi Şeybe ve İbnu'l-
Müsenna'nın rivayetyollarında "Ebu Nadra’DAN o Ebu Said'den" demesine
gelince, bu Müslim'in kısa yoldan rivayet etmek şeklindeki adetine muhaliftir.
Adeti gereği birinci rivayet yolunda Ebu Said'i zikretmemesi ve yalnızca Ebu
Nadra'yı zikretmekle yetindikten sonra "H." deyip senedi tahvil
etmesi gerekirdi. Çünkü her iki rivayet yolu Ebu Nadra etrafında dönmektedir.
Her ikisinde de Ebu Said el-Hudrı (radıyallahu anh)'dan gelen ibare aynı
lafızIarta gelmiştir. Dolayısı ile birincisinde onu zikretmemesi gerekirdi.
"Onların çoluk
çocukları taraftarları ve hizmetçileri vardır." Dil bilginlerinin
dediklerine göre "haşem" ha ve şin harfleri fethalı olmak üzere bir
kimseye sığınan, ona hizmet edip onun işlerini gören kimseler demektir. Cevheri
dedi ki: Bunlar bir kişiye hizmet edenler ve onun için gerektiğinde öfkelenip
harekete geçenlere denilir. Onlara bu adın veriliş sebebi onun için
gerektiğinde öfkelenmeleridir. Nitekim Haşmet de öfke demektir. Aynı zamanda
haya edip utanmak hakkında da kullanılır. Filan kişi ihtişam etmez sözleri
utanmaz anlamındadır. Bir kimseyi kızdırmayı anlatmak üzere "haşemtuhu ve
ahşemtuhu" fiilleri kullanılır. Aynı şekilde bir kimseyi utandırıp
utanmasına sebep olmak için de kullanılır. Sanki "haşem" hizmetçiler
tabirinden daha geneldir. Bundan dolayı bu hadiste ikisi de birlikte
zikredilmiştir. Bu da genelden sonra özelin zikredilmesi kabilindendir. Allah
en iyi bilendir.
(5082) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O yıl insanların zorluk ve darlık
çektikleri bir yıldı. Bu sebeple aralarında yayılmasını istemiştim"
buyruğu Müslim'in bütün nüshalarında bu şekilde "yefşu" fe ve şin
harfleri ile kaydedilmiştir. Maksat ise kurbanlık etlerinin insanlar arasında
yayılıp ihtiyaç sahibi olanların ondan yararlanmasıdır. Buhari'de ise
"iane" den gelen bir fiil olarak "yuinu: onunla yardımlaşmaları
için (muhtaçlara yardım etmeleri için)" şeklindedir. Kadı Iyaz Müslim
şerhinde dedi ki: Müslim'de bulunan ifadenin daha doğru olması gerekir.
el-Meşarik'de ise her ikisi de doğrudur. Fakat Buhari'deki daha uygundur demiştir.
Allah en iyi bilendir. Hadisteki "cehd: ise burada meşakkat ve
fakirlik" anlamındadır.
(5083) "Sevban dedi
ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurbanlığını kesti sonra da: Ey
Sevban bunu pişir buyurdu. Ben de Medine'ye varıncaya kadar ondan yemesi için
Ona verdim dedi." Bu hadis, kurbanlık etlerinin üç günden sonra
saklanmasının ve ondan azık edinmenin caiz olduğunu açıkça ifade etmektedir.
Yine bu hadiste kurbanlık etini saklayıp yolculuklarda azik edinmenin tevekkülü
zedelemediği ve böyle yapan kimsenin tevekkülün sınırlarının dışına çıkmadığı,
ayrıca kurban kesmenin mukim için meşru olduğu gibi yolcu için meşru olduğu
hükmü anlaşılmaktadır. Bu da bizim mezhebimizin görüşüdür. ilim adamlarının
büyük çoğunluğu böyle demişlerdir.
Nehai ve Ebu Hanife ise:
Yolcu olana kurban kesmek vacip değildir demişlerdir. Bu görüş aynı zamanda Ali
(radıyallahu anh)’DAN da rivayet edilmiştir. Malik ve bir topluluk ise: Kurban
kesmek Mina ve Mekke'de yolcu için meşru değildir demiştir.
(5086) Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Size kabirleri ziyaret etmeyi
yasaklamıştım artık onları ziyaret edebilirsiniz ... Yalnız sarhoşluk veren bir
şey içmeyin" bu hadis, nasih ve mensuhun birlikte açıkça ifade edildiği
hadislerden birisidir.
İlim adamları der ki: Hadisin
nesh edildiği bazen bunun gibi açık bir nass ile bilinir. Bazen sahabenin
"Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in iki uygulamadan yaptığı
sonuncu uygulama ateşin değdiği şeylerden ötürü abdest almamak olmuştur"
hadisinde olduğu gibi sahabenin haber vermesi ile olur. Bazen hadislerin bir
arada telif edilmesine imkan olmadığı taktirde olayların tarihi ile bilinir,
bazen dördüncü seferde içki içenin öldürülmemesi hükmünde olduğu gibi icma ile
bilinir. icma ise nesh olunmaz ama nesh edicinin varid olduğuna delildir.
Kabirlerin ziyareti ile
ilgili açıklamalar da daha önce Cenazeler Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.
içecek kaplarında nebiz (meyve şırası) hazırlamanın açıklaması ise İman
Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır. Yüce Allah'ın izni ile İçecekler Kitabı'nda da
biraz sonra tekrar sözkonusu edeceğiz.
Burada biz sadece bu
hadisin farklı lafızlarını ve bunlardan yorumlanan (te'vil edilen)ların
te'vilini sözkonusu ediyoruz.
Kurbanlık etlerinin hükmünü
de az önce zikretmiş bulunuyoruz. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: