SAHİH-İ MÜSLİM

KURBAN

 

2- KURBANLIĞIN YAŞI BABI

 

5055-13/1- Bize Ahmed b. Yunus da tahdis etti, bize Zuheyr tahdis etti, bize Ebu'z-Zubeyr, Cabir'den şöyle dediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ancak bir yaşını bitirmiş olanı kesin. Bulmakta zorlanmanız hali müstesna. O taktirde koyun türünden bir kuzu kesebilirsiniz" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 2797; Nesai, 4390; İbn Mace, 3141

 

 

 

5056-14/2- Bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti. .. Bana Ebu'zZubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), nahr (kurban bayramı birinci) günü Medine'de bize namaz kıldırdı. Sonra bazı kimseler -Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kurbanını kesmiş olduğunu sanarak- öne geçip kurban kestiler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisinden önce kurban kesmiş olan kimselere bir başka kurban kesmelerini ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kesmedikçe kurbanlarını kesmemelerini emir buyurdu.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          (5055) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Ancak bir yaşına basmış olanı kesiniz ... " İlim adamları der ki: Musinne deve, inek ve koyun türünden seniyye (bir yaşını tamamlamış ve iki yaşına basmış) ve daha yukarısı olanlara denilir. Bu, herhangi bir durumda koyun türü dışında ceza (denilen bir yaşını tamamlamamış olan oğlakların) kesilmesinin caiz olmadığı açık olan bir ifadedir. Kadı Iyaz'ın naklettiğine göre bu üzerinde icma olunmuş bir husustur. Bizim mezhebimize mensup el-Abderi ve başkalarının Evzai’DEN nakletliklerine göre o: Deve, inek, keçi ve koyun türünden ceza (bir yaşını tamamlamam ış olan) kesilebilir. Bu görüş aynı zamanda Ata’DAN da nakledilmiştir. Koyun türünün ceza (bir yaşını tamamlamamış) olanları bizim ve genel olarak ilim adamlarının mezhebine göre kesilebilir. Başkasını ister bulsun ister bulmasın fark etmez. İbn Ömer ve Zühri’DEN de yeterli olmayacağını nakletmişlerdir. Bununla birlikte bu hadisin Zahiri onların lehine delil gösterilebilir. Cumhur ise şöyle demiştir: Bu hadis müstehap ve daha faziletli hakkında kabul edilir. Bunun taktiri ise bir yaşını tamamlamamış olanları kesmemeniz sizin için müstehaptır. Eğer onu (musinneyi) bulamayacak olursanız o taktirde koyun türünden bir yaşını tamamlamamış olanı (cezaı) kesebilirsiniz şeklindedir. Çünkü bu hadiste koyunun cezaasının kesilmeyeceği ve herhangi bir durumda geçerli olmayacağı açıkça ifade edilmemiştir. Ümmet bu hadisin Zahirinden anlaşılan anlamı üzere olmadığını icma ile kabul etmiştir. Çünkü cumhur başkası bulunsun ya da bulunmasın koyun türünün cezaaını (bir yaşını tamamlamam ış olanını) caiz görmüşlerdir. İbn Ömer ve Zühri ise başkası bulunsun ya da bulunmasın kabul etmezler. Böylelikle hadisin sözünü ettiğimiz şekilde müstehaplık üzerine yorumlanması kaçınılmaz bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

Ayrıca ilim adamları deve, inek ve koyun türünden başkasından kurban kesilmeyeceği üzerinde de icma etmişlerdir. İbnu'l- Munzir'in Hasan b. Salih’den şöyle dediğine dair yaptığı nakil bundan müstesnadır. O, yaban sığırının yedi kişi adına ve geyiğin bir kişi adına kurban kesilmesi caizdir demiştir. Yaban sığırı hakkında Davud da böyle demiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Koyun türünün cezea denileni ise mezhep alimlerimiz tarafından daha sahih kabul edilen kanaate göre bir yılını tamamlamış olandır. Dil bilginleri ve başkaları nezdinde de daha meşhur olan kanaat budur. Altı aylık olduğu, yedi ay, sekiz ay da on aylık olduğu da söylenmiştir. Bunu Kadı Iyaz nakletmiş olmakla birlikte bu (sonuncu kanaat) gariptir. Bir diğer görüşe göre eğer genç anne ve babadan doğmuşsa altı ay, yaşlılardan doğmuşSa sekiz aydır. Bizim ve cumhurun kabul ettiği kanaate gelince, kurbanlık türlerinin en faziletlisi deve sonra inek sonra koyun sonra keçi türüdür. Malik ise koyun eti daha lezzetli olduğundan ötürü daha faziletlidir demiştir.

 

Cumhurun delili devenin ve aynı şekilde ineğin yedi kişi için yeterli olmasıdır. Koyun ise ittifakla sadece bir kişi adına kesilebilir. İşte bu deve ve ineğin faziletli olduğuna delildir.

 

Maliki mezhebine mensup ilim adamları koyundan sonra hangisinin daha faziletli olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Devenin inekten faziletli olduğu söylendiği gibi ineğin deveden faziletli olduğu da söylenmiştir. Onların arasında daha meşhur olan budur.

 

İlim adamları kurbanlıkların semiz ve lezzetli olanlarının daha müstehap olduğunu icma ile kabul etmiş olmakla birlikte onları semirtmenin hükmü hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bizim ve cumhurun kanaatine göre müstehaptır. Buhari'nin Sahihi'nde Ebu Umame'den: "Biz kurbanlıkları semirtirdik. Müslümanlar da aynı şekilde semirtirlerdi" dediği rivayet edilmektedir. Kadı Iyaz Maliki mezhebine mensup kimi ilim adamından Yahudilere benzemiş olmamak için bunu mekruh gördüğünü nakletmektedir. Bu batıl bir görüşdür. 

 

(5056) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kurban kesmedikçe onlara kurban kesmemelerini emretmesine gelince, bu, Malik'in daha önce bu hususta ilim adamlarının ihtilaf ettikleri ile ilgili meselede geçtiği gibi imam kesmedikçe kurban kesmenin geçerli olmayacağı hususunda Malik'in gösterdiği delillerden birisidir. Cumhur ise bunu şu şekilde yorumlarlar: Maksat onların vaktinden önce kurban kesme sonucuna götürecek şekilde acele etmekten alıkonulmasıdır. Bundan dolayı geri kalan diğer hadislerde namaz kaydı da yer almakta ve namazdan sonra kurban kesenlerin kurbarilıklarının geçerli olacağı aksi taktirde geçerli olmayacağı ifade edilmiştir.

 

 

 

 

5057-15/3- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, Yezid b. Ebu Habib'den haber verdi, o Ebu'l-Hayr'den, o Ukbe b. Amir'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona arkadaşlarına kurbanlık olarak paylaştırsın diye birkaç koyun vermişti. Geriye bir oğlak kalmıştı. Bunu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söyleyince 'bunu da sen kurban et" buyurdu.

 

Kuteybe, arkadaşlarına anlamındaki ala ashabihi lafzı yerine aynı anlamdaki ala sahabetihi demiştir.

 

Diğer tahric: Buhari, 2300, 2500, 5555; Tirmizi, 1500; Nesai, 4391; İbn Mace, 3138

 

 

 

5058-16/4- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. Ukbe b. Amir el-Cuhenı dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda kurbanlıklar paylaştırdı. Bana da bir ceza (bir oğlak) isabet etti. Ben: Ey Allah'ın Resulü! Gerçek şu ki bana bir oğlak isabet etti dedim. O: "Onu kurban olarak kes" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 5547; Tırmizi, 1500; Nesai, 4392, 4393;

 

 

 

5059- .. ./5- Bana Abdullah b. Abdurrahman ed-Darimı de tahdis etti. ..

Bana Ba'ce b. Abdullah'ın haber verdiğine göre Ukbe b. Amir el-Cuhenı de kendisine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı arasında kurbanlıklar paylaştırdığını haber verdi deyip önceki hadis ile aynı manada rivayet etti. 

 

 

AÇIKLAMA:          Ukbe'nin rivayet ettiği hadiste: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine arkadaşlarına kurbanlık olarak paylaştırmak Üzere birkaç koyun vermiş, kendisine bir oğlak kalmış, bunun üzerine: Onu da sen kurban et buyurmuştur." Dil bilginleri der ki: Atut (oğlak) özel olarak keçi yavrularındandır. Bu ise merada otlayıp güçlenen demektir. Cevheri ve başkası da: Bir yaşını bulana denilir. Çoğulu e'tide ve (te harfi dal harfine idgam edilmek süreti ile) iddan diye gelir.

 

Beyhaki, diğer mezhep alimlerimiz ve başkaları dedi ki: Bu Ukbe b. Amir'e ait özel bir ruhsattı. Nitekim benzeri bir ruhsat daha önce el-Bera b. kib'in rivayet ettiği hadiste sözkonusu edildiği üzere Ebu Burde b. Niyar'a verilmişti.

 

Beyhaki dedi ki: Biz bu hususu Leys b. Sa'd'dan gelen bir rivayet olarak rivayet etmekteyiz. Sonra bunu sahih isnadı ile Ukbe b. Amir'den rivayet etmekte ve şöyle dediğini kaydetmektedir: "ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana arkadaşlarım arasında kurbanlık olarak paylaştırayım diye bir miktar koyun vermişti. Onlardan geriye bir atut (oğlak) kalınca onu sen kurban et ve bu hususta senden sonra hiçbir kimseye böyle bir ruhsat yoktur buyurdu demiştir. Beyhaki dedi ki: İşte Zeyd b. Halid'den diye naklettiğimiz şu rivayet de buna göre yorumlanır. Zeyd dedi ki: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkadaşları arasında birkaç koyun paylaştırdı. Bana da oğlak bir atut verdi ve onu kurban et buyurdu. Ben: Şüphesiz ki bu keçi türünden bir oğlaktır, onu kurban edeyim mi dedim. O: Evet onu kurban et buyurdu. Ben de onu kurban ettim.

 

Bunlar Beyhaki'nin açıklamalarıdır. Bu hadisi ayrıca Ebu Davud ceyyid hasen bir isnad ile rivayet etmiştir. Bununla birlikte Ebu Davud'un rivayetinde "keçi türünden" ibaresi yoktur. Ama bu zaten "atut" lafzından bilinen bir husustur. Beyhaki ve başkalarının yaptığı bu te'vil (yorum) yapılabilecek tek yorumdur. Allah en iyi bilendir.

 

"Ba'ce" isminde be harfi fethalıdır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3- KURBAN KESMENİN VE VEKALET VERMEDEN KURBANLIĞI DOĞRUDAN KESMENİN, BESMELE VE TEKBİRİN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI