SAHİH-İ MÜSLİM |
AV |
10- AVLANMADA VE DÜŞMANA
KARŞI YARDIM ALINMASI MÜBAH OLAN VE KÜÇÜK TAŞ ATMANIN MEKRUH OLDUĞU BABI
5023-54/1- Bize
Ubeydullah b. Mufız el-Anberi tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Kehmez,
İbn Bureyde’DEN şöyle dediğini tahdis etti: Abdullah b. el-Muğaffel
arkadaşlarından bir adamın küçük taş atmakta olduğunu görünce ona: (Bu gibi)
küçük taşları atma. Çünkü Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bu gibi)
küçük taşları atmaktan hoşlanmazdı -yahut da: yasaklardı, dedi- Çünkü bununla
ne av avlanılır ne de bununla düşmana bir zarar verilir. Fakat bu dişi
kırabilir, gözü de çıkartabilir, dedi. Bundan sonra yine onun (bu gibi) küçük
taşları attığını görünce kendisine: Ben sana Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in küçük taş atmaktan hoşlanmadığını -yahut yasakladığınıhaber
veriyorum sonra da senin attığını görüyorum. Seninle şu kadar şu kadar
(süreyle) tek kelime konuşmayacağım, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5479; Nesai, 4830 -muhtasar-
5024- .. ./2- Bana Ebu
Davud, Süleyman b. Ma'bed tahdis etti, bize Osman b. Ömer tahdis etti, bize
Kehmes bu isnad ile buna yakın olarak haber verdi.
5025-55/3-Bize Muhammed
b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer ve Abdurrahman b. Mehdi
tahdis edip dedi ki: Bize Şu'be, Katade'den tahdis etti, o Ukbe b. Suhban'dan,
o Abdullah b. Mugaffel'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) küçük taş atmayı yasakladı. İbn Cafer hadisi rivayetinde dedi
ki: Ve şöyle buyurdu: "bu düşmana bir zarar vermez, av hayvanını da
öldürmez. Ama dişi kırabilir, gözü çıkarabilir." İbn Mehdi de: "bu
(küçük taş) düşmana zarar vermez." Demekle birlikte "gözü
çıkarabilir"i sözkonusu etmedi.
Diğer tahric: Buhari,
4841, 6220; Ebu Davud, 5270; İbn Mace, 3227
5026-56/4- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize İsmail b. Uleyye, Eyyub’DAN tahdis etti, o
Said b. Cübeyr’DEN rivayet ettiğine göre Abdullah b. Muğaffel'in bir yakın
akrabası küçük taş attı. Ona bunu yapmamasını söyledi ve ayrıca: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bu şekilde) küçük taş atmayı yasakladı ve:
"Şüphesiz ki bu bir av avlamaz ve bir düşmana zarar vermez. Ama o dişi
kımbilir, gözü çıkarabilir" buyurdu, dedi.
(Said) dedi ki: O tekrar
aynı şeyi yapınca bu sefer Abdullah: Ben sana şüphesiz Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bunu yasaklarlı, diye söylediğim halde sonra yine de bu küçük
taşları atıyorsun. Ebediyyen seninle konuşmayacağım dedi.
Diğer tahric: İbn
Mace, ı 7,3226
5027 - .. ./5- Bunu bize
İbn Ebu Ömer de tahdis etti, bize Sekarı, Eyyub’DAN bu isnad ile buna yakın
rivayet etti.
AÇIKLAMA: Bu babta
düşmana zarar vermediği, av hayvanını öldürmediği buna karşılık gözü
çıkarabildiği, dişi kırabildiği için küçük taşları atmanın yasak oluşu ile
ilgili hadisleri zikretmektedir.
Hı ve zel harfleri ile
"hazf" insanın küçük çakıl taşı yahut çekirdek ve buna benzer bir
şeyi iki şehadet parmağı arasına ya da baş parmak ile şehadet parmağı arasına
yerleştirmesi ve atmasıdır.
"Yenkeu: zarar
verir" fiilinin ilk harfi ye son harfi de hemze'dir. Meşhur rivayetlerde
bu şekildedir. Kadı Iyaz da: Bunu böylece rivayet ettik, demekte ve şunları
eklemektedir: Bazı rivayetlerde ise baş harfi ye olmakla birlikte sonunda hemze
bulunmaksızın kef harfi de kesreli olarak "yenkl" şeklindedir. Kadı
Iyaz dedi ki: Bu daha uygundur. Çünkü hemzeli ancak yaranın kanamasını anlatmak
için kullanılan "nekee" den gelir. Burası ise bir tür mecazi anlam
dışında kullanılacağı yer değildir. Buradaki bu mı "nikaye: zarar
vermek" kökündendir. Bundan dolayı: Nekeytü'l-aduvve ve enkeytihu: Düşmana
zarar verdim, veririm, denilir. Mastarı da: nikayeten gelir. Hemzeli
"neke'tü" söyleyişi söyleyişlerden birisidir. İşte bu söyleyişe göre
üstadlarımızın rivayeti uygun bir şekilde açıklanmış olur.
Hadis-i şerifte, çakıl
taşı (ve benzeri) küçük şeyleri atmak yasaklanmaktadır. Çünkü bunda bir
maslahat yoktur ve bir kötülüğe sebep olmasından korkulur. Bu illeti (niteliği)
onunla ortak olan her bir hususda bunun kapsamına girer.
Ayrıca bu hadiste bir
maslahatı (faydası) ya da düşmanla savaşmak, avı ele geçirmek gibi kendisine
ihtiyaç duyulan her bir hususun caiz olduğu hükmü de anlaşılmaktadır. Eğer
çoğunlukla öldürücü olmayıp aksine canlı olarak yetişilip kesilebilecekse büyük
kuşlara yuvarlatılıp sertleştirilmiş çamurlarla atış yapmak da bu türden olup
bu da caizdir.
(5026) "Ben sana
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in küçük taş atmayı yasakladığını
söylüyorum, sonra sen atıyorsun. Ebediyyen seninle konuşmayacağım" sözünde
bid'at ehli, fasık ve bilerek sünnete aldırış etmeyenlerden darılmayı ve her
zaman için böylesinden danımanın caiz olduğu anlaşılmaktadır. Üç günden fazla
dargınlığın yasak oluşu ise kendi nefsi adına ve dünya maişeti sebebi ile
danları kimseler hakkındadır. Bid'at ehli ve benzerlerine gelince daima onlarla
dargın kalınır. İşte bu hadis benzerleri ile birlikte -Ka'b b. Malik hadisi ve
diğerleri gibi- bunu destekleyen hususlardandır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
11- HAYVAN
KESMEYİ, ÖLDÜRMEYİ GÜZEL YAPMANIN VE BIÇAĞI BİLEMENİN EMREDİLDİĞİ BABI