SAHİH-İ MÜSLİM |
AV |
7- KELERİN
(YENİLMESİNİN) MÜBAH KILINMASI BABI
5001-39/1- Bize Yahya b. Yahya, Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn
Hucr, İsmail'den tahdis etti. Yahya b. Yahya dediki: Bize İsmail b. Cafer,
Abdullah b. Dinar'dan haber verdiğine göre o İbn Ömer'i şöyle derken
dinlemiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e keler hakkında soru soruldu.
O: "Ben onu ne yerim ne de onu haram kılarım" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5002-40/2- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Leys tahdis
etti. (H.) Bana Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, Nafi’DEN haber
verdi, o İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam, Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e keler yemenin hükmü hakkında soru sordu. O:
"Ben onu ne yerim ne de haram ederim" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5003-41/3- Bize Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Ubeydullah,
Nafi’DEN tahdis etti, o İbn Ömer’DEN şöyle dediğini rivayet etti. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) minber üzerinde iken bir adam ona keler yeme
hakkında soru sordu. O: "Ben onu ne yerim ne de haram ederim"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5004- .. ./4- Bize
Ubeydullah b. Said de tahdis etti, bize Yahya Ubeydullah'dan aynısını bu isnad
ile rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5005- .. ./5- Bunu bize
Ebu Rabi' ve Kuteybe de tahdis edip dedi ki: Bize Hammad tahdis etti. (H.) Bana
Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize İsmail tahdis etti, ikisi Eyyub'dan rivayet
etti. (H.) Bize İbn Numeyr de tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Malik
b. Miğvel tahdis etti. (H.) Bana Harun b. Abdullah da tahdis etti, bize
Muhammed b. Bekr tahdis etti, bize İbn Cureyc tahdis etti. (H.) Bize Harun b.
Abdullah da tahdis etti, bize Şüca' b. el-Velid tahdis edip dedi ki: Musa b.
Ukbe'yi dinledim. (H.) Bize Harun b. Said elEyli de tahdis etti, bize İbn Vehb
tahdis etti, bana Usame haber verdi. Hepsi Nafi'den, o İbn Ömer'den o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den keler hakkında Leys'in Nafi'den hadisi
rivayet ettiği aynı manada rivayet etti. Şu kadar var ki Eyyub'un hadisinde
şöyle denmektedir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir keler
getirdi. Onu ne yedi ne de haram etti. Usame hadisinde de o şöyle dedi:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minber üzerinde iken bir adam mescitte
ayağa kalktı demektedir.649
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5006-42/6- Bize
Ubeydullah b. Muaz da tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be, Tevbe
el-Anberi’DEN tahdis ettiğine göre o Şa'bi'yi dinledi. Şa'bi İbn Ömer'i
dinlediğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte aralarında
Sa'd'ın da bulunduğu ashabından bazı kimseler bulunuyordu. Onlara bir keler eti
getirildi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcelerinden birisi o bir keler
etidir dedi. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yeyin. Şüphesiz o helaldir. Ama bu benim (alışageldiğim) yediklerimden
değildir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
7267; İbn Mace, 26;
5007- .. ./7- Bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize
Şu'be, Tevbe el-Anberi'den şöyle dediğini tahdis etti. Şa'bi bana: Hasan'ın
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye rivayet ettiği şu hadis hakkında ne
dersin: Ben, İbn Ömer ile iki sene yahut bir buçuk sene oturup kalktım. Onun
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şu hadisten başkasını rivayet ettiğimi
duymadım. O dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in -aralarında Sa'd'ın
da olduğu- ashabından bazı kimseler deyip Muaz'ın hadisi ile aynen rivayet
etti.
5008-43/8- Bize Yahya b.
Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e İbn Şihab’DAN rivayetini okudum, o Ebu İmame
b. Sehl b. Huneyf'den, o Abdullah b. Abbas’DAN şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte ben ve Halid b. Velid,
Meymune (radıyallahu anha)'nın evine girdik. Taş üzerinde kızartılmış bir keler
getirildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini ona uzatınca
Meymune'nin evindeki hanımlardan birisi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e yemek istediği şeyin ne olduğunu haber veriniz dedi. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kaldırdı. Ben: Ey Allah'ın
Rasulü! o haram mıdır? dedim. O: Hayır, ama o benim kavmimin Yaşadığı yerde
yoktu. Bundan dolayı ondan tiksindiğimi hissediyorum" buyurdu.
Halid dedi ki: Ben de
onu çekip -Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gözü önünde- yedim.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5009-44/9- Bana
Ebu't-Tahir ve Harmele birlikte İbn Vehb'den tahdis etti. Harmele dedi ki: Bize
İbn Vehb haber verdi, bana Yunus İbn Şihab'dan haber verdi, o Ebu Umame b. Sehl
b. Huneyf el-Ensari'den rivayet ettiğine göre Abdullah b. Abbas kendisine şunu
haber verdi. Allah'ın kılıcı diye adlandırılan Halid b. el-Velid, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in zevcesi Meymune'nin huzuruna girdi. O ise hem onun (Halid'in) hem
İbn Abbas'ın teyzesidir. Yanında kızartılmış bir keler buldu. Kızkardeşi olan
el-Haris kızı Hufeyde o keleri Necid’DEN getirmişti. Keleri Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e takdim etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem}'e bir yemek takdim edildiğinde Ona söylenip adının belirtilmediği çok
az olurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kelere uzatınca hazır
bulunan hanımlardan bir kadın: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'e ne
yemek takdim ettiğinizi bildirin dedi. Onlar: O kelerdir ey Allah'ın Rasulü!
deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kaldırdı. Halid b.
Velid: Keler haram mı? ey Allah'ın Rasulü! dedi. O: "Hayır, ama benim
kavmimin bulunduğu yerde yoktu. Bundan dolayı kendimi ondan tiksinir
görüyorum" buyurdu.
Halid dedi ki: Bunun
üzerine ben onu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gözü önünde çektim
ve bana bunu yasaklamadı dedi.
Diğer tahric: Buhari,
5391, 5400, 5537; Ebu Davud, 3794; Nesai, 4327, 4328; İbn Mace, 3241
AÇIKLAMA: Müslim'in
ve başkalarının zikrettiği bu hadislerle Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in
keler hakkında (5001) "Ben onu ne yerim ne de haram ederim" başka
rivayetlerde (5002-5003) "Ben onu yemem de haram da etmem" bir
rivayette (5006) 'onu siz yeyin, o helaldir ama benim alışageldiğim yemeklerden
değildir" buyurduğu, bir rivayette (5008) "elini çekince o haram mı?
ey Allah'ın Rasulü! denilmesi üzerine: Hayır, ama bu benim kavmimin yaşadığı
yerlerde yoktu. Kendimi ondan tiksindiğimi hissediyorum buyurdu. Onun gözü
önünde huzurunda onu yediler" buyurulmaktadır.
Dil bilginleri der ki:
"eafuhu" lafzı ondan tiksinerek hoşlanmıyorum demektir.
Müslümanlar kelerin
mekruh olmayıp helal olduğu üzerinde icma etmişlerdir. Bundan Ebu Hanife
mezhebine mensup fukahadan mekruh olduğuna dair gelen nakil ile Kadı Iyaz'ın ve
bazı kimselerin o haramdır dediklerine dair nakli müstesnadır. Ama ben bunların
birisinden bunun sahih olduğunu sanmıyorum. Birilerinden sahih olarak
nakledilmiş olsa dahi bu naslar ve ondan önceki icma ona karşı delildir.
"(Taş üzerinde)
kızartılmış bir keler" ibaresindeki "mahnCız" kızartılmış
demektir. Kızdırılmış taşlar üzerinde kızartılmış olduğu da söylenmiştir.
5010-45/10- Bana Ebu
Bekr b. en-Nadr ve Abd b. Humeyd de tahdis etti. Abd, bana Yakub b. İbrahim b.
Sa'd haber verdi derken Ebu Bekr bize tahdis etti dedi. (Yakub dedi ki) bize
babam Salih b. Keysan’DAN tahdis etti, o İbn Şihab'dan, o Ebu Umame b.
Sehl'den, o İbn Abbas'dan kendisine şunu haber verdiğini rivayet etti: Halid b.
Velid'in kendisine haber verdiğine göre o, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte teyzesi olan Haris kızı Meymune'ni yanına girdi. Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e kelet eti takdim edildi. O keleri de el-Haris
kızı Um Hufeyl Necid’DEN getirmişti. Kendisi de Caferoğullarından bir adam ile
evli idi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise ne olduğunu öğrenmeden
bir şey yemezdi. Sonra Yunus'un hadisini aynen zikretti. Hadisin sonunda da:
İbnu'l-Asam ona bunu Meymune'den diye tahdis etti. O da Meymune'nin himayesi
altında idi.
5011- .. ./11- Bize Abd
b. Humeyd de tahdis etti. Bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Zührİ'den
haber verdi, o Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf'den, o İbn Abbas'dan şöyle dediğini
rivayet etti. Biz, Meymune'nin evinde bulunuyorken Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e kızartılmış iki keler getirtildi deyip, öncekilerin hadisi ile aynı
şekilde rivayet etti ama: "Yezid b. el-Asam'ın Meymune'den
rivayetini" sözkonusu etmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5012- .. ./12- Bize
Abdulmelik b. Şuayb b. Leys de tahdis etti, bize babam dedemden tahdis etti,
bana Halid b. Yezid tahdis etti, bana Said b. Ebu Hilal, İbn el-Münkedir'den
tahdis ettiğine göre Ebu Umame b. Sehl kendisine İbn Abbas’DAN şöyle dediğini
haber verdi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Meymune'nin evinde iken
yanında da Halid b. Velid varken keler eti getirildi deyip, hadisi Zühri'nin hadisi
ile aynı manada zikretti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5013-46/13- Bize
Muhammed b. Beşşar ve Ebu Bekir b. Nafi'de tahdis etti. İbn Nafi': Bize Gunder,
Ebu Bişr’DEN haber verdi derken, Şu'be: Tahdis etti dedi. O Said b. Cübeyr'den
şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas'ı şöyle derken dinledim: Teyzem Um
Hufeyd Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yağ, keş ve birkaç keler
hediye etmişti. Allah Rasulü yağdan ve keşten yediği halde tiksindiği için
kelere ilişmedi. Ama Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sofrasında
(keler) yenildi. Haram olmuş olsaydı Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in sofrasında yenmezdi.
Diğer tahric: Buhari,
2575, 5389 -buna yakın-, 5402 -muhtasar-, 7358; Ebu Davud, 3793; Nesai, 4329,
4330
5014-47/14- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. Bize Ali b. Mushir, Şeybani'den tahdis etti,
o Yezid b. el-Asam'dan şöyle dediğini rivayet etti: Medine'de yeni damat olmuş
birisi bizi davet etti. Bize onüç keler ikram etti. Yiyen de oldu yemeyen de
oldu. Ertesi günü İbn Abbas ile karşılaştım. Ben de ona (olanı) haber verdim.
Etrafındakiler çok şeyler söyleyip durdu. Hatta aralarından bazıları:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben onu ne yerim ne onu yemeyi
yasaklarım ne de haram ederim" buyurmuştur dedi. Bunun üzerine İbn Abbas
dedi ki: Ne kötü söz söylediniz. Allah'ın Nebi'si ancak helal kılan ve haram
kılan olarak gönderilmiştir. Şüphesiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Meymune'nin yanında bulunduğu bir sırada yanında da ayrıca el-Fadl b. Abbas,
Halid b. Velid ve bir başka kadın bulunuyorken onlara üzerinde et bulunan bir
sofra takdim edildi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemek isteyince Meymune
Ona: O keler etidir demesi üzerine elini çekti ve: "bu kesinlikle
yemediğim bir ettir" buyurdu. Onlara da: "Yeyin" buyurdu.
el-Fadl, Halid b. Velid ve o kadın ondan yedi.
Meymune'de: Ben,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yediği bir şey-
den başka hiçbir şeyden
yemem dedi.
Diğer tahric: İbn
Abbas ile Meymune ile ilgili bu hadisi Yalnız Müslim rivayet etmiştir;
AÇIKLAMA: Hadislerde
Halid (radıyallahu anh)'ın keleri izin istemeden aldığı belirtilmektedir. Bu
ise nazlanmak, akrabanın yakın ın ve böyle bir davranışı hoş görmemesi
sözkonusu olmayan samimi arkadaşın evinde yemek kabilinden bir davranıştır.
Halid de bu yemeği teyzesi Meymune'nin ve arkadaşı Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in evinde yemişti. Bu sebeple özellikle de bunu hediye eden
teyzesi olduğundan ayrıca izin istemeye de gerek yoktu. Belki de bununla
hediyeyi getiren teyzesi Um Hufeyd'in gönlünü de hoş etmek istemişti.
(5009) Meymune hakkında:
"Hem onun hem de İbn Abbas'ın teyzesidir" denilmesi Halid b. Velid'in
ve İbn Abbas'ın teyzesidir demektir. Halid'in annesi küçük Lübabe idi. İbn
Abbas'ın annesi ise büyük Lübabe idi. Meymune ve Um Hufeyl de kardeştirler.
Babaları da el-Haris'dir.
"Kız kardeşi
Hufeyde'nin getirdiği" denilirken diğer rivayette (5010) "Um
Hufeyd" olarak geçmektedir. Bazı nüshalarda da "Um Hafide" diye
geçmiş, bazılarında ise Ebu Bekr b. en-Nadr'ın rivayetinde "Um
Huneyd" bazılarında "Humeyde" diye geçmektedir. Bunların hepsi
ha harfi ötreli ve küçültme ismidir.
Kadı lyaz ve başkaları
dedi ki: Daha doğru ve en meşhur olanı sonunda he (yuvarlak te) bulunmaksızın
Um Hufeyd olduğudur, adı ise Hüzeyle'dir. İbn Abdilberr de başkaları da ashab-ı
kiram arasında adını bu şekilde sözkonusu etmişlerdir. AIlan en iyi bilendir.
(5013) "Eğer haram
olsaydı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sofrasında yenmezdL" İşte
bu ilim adamlarının üzerinde ittifak ettiği hususu açıkça gösteren bir
ifadedir. Bu da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzurunda yapılması
halinde susmasının ve onu ikrar etmesinin mübah olduğuna delil olduğudur. Bu
hali de Onun: Ben buna izin verdim, mübah kıldım demesi ile aynı anlamdadır.
Çünkü O, batıla karşı susmaz ve münkeri takrir etmezdi. Allah en iyi bilendir.
(5014) "Medine'de
yeni damat olmuş birisi bizi davet etti." Aruz yakın bir zamanda evlenmiş
adama denilir. Aruz aynı zamanda kadın hakkında da erkek hakkında da
kullanılır.
"Onlara bir sofra
takdim edildi." Buradaki "huvan" hı harfi kesreli ve ötreli
olarak iki söyleyiş olmakla birlikte kesreli söyleyiş daha fasihtir. Çoğulu
ehmine ve huven olarak gelir. Burada maksat meşhur hadiste sözkonusu olmadığı
belirtilen huvan, hivan (masa) değildir: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) hiçbir zaman masa (huvan, hivan) üzerinde yemedi. Aksine o sofraya
benzer bir şey üzerinde yedi."
5015-48/15- Bize İshak
b. İbrahim ve Abd b. Humeyd tahdis edip dedi ki: Bize Abdurrezzak, İbn
Cureyc'den haber verdi, bana Ebu'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b.
Abdullah'ı şöyle derken dinledi: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir
keler getirildi. O da ondan yemeyi kabul etmedi ve: "Bilemiyorum o daha
önce nesh edilmiş (suretleri değiştirilmiş) nesillerden olabilir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
5016-49/16- Bana Seleme
b. Şebib de tahdis etti, bize Hasan b. A'yen tahdis etti, bize Ma'kil,
Ebu'z-Zubeyr'den şöyle dediğini tahdis etti: Cabir'e keler hakkında sordum. o:
Onu yemeyin deyip ondan tiksindi ve dedi ki: Ömer b. el-Hattab (radıyallahu
anh) da şöyle dedi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu haram kılmadı.
Şüphesiz Aziz ve Celil Allah onunla pek çok kimseyi de faydalandırır. Çünkü
genel olarak çobanlar bundan yer. Hem yanımda olsaydı ondan yiyecektim.
Diğer tahric: İbn
Mace, 3239
5017-50/17- Bana
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiyy, Davud'dan tahdis
etti, o Ebu Nadra'dan, o Ebu Said'den şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam: Ey
Allah'ın Rasulü! Biz, keleri çok olan bir yerde bulunuyoruz. Bize ne emir
buyurursun. Ya da bize ne fetva verirsin dedi. O: "Bana zikredildiğine
göre İsrailoğullarından bir ümmet nesh edilmişti" buyurdu ve ne emretti ne
de onu yasakladı.
Ebu Said dedi ki: Daha
sonraları Ömer dedi ki: Şüphesiz aziz ve celil Allah, onunla pek çok kimseyi
faydalandırır ve şüphesiz genel olarak bu çobanların yiyeceğidir o. Eğer
yanımda olsaydı ben de ondan yerdim ama Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de ondan tiksinmişti.
Diğer tahric: Ebu Said
el-Hudri'nin hadisini İbn Mace, 3240; Ömer (r.a.)'ın hadisini Yalnız Müslim
rivayet etmiştir
5018-51/18- Bana
Muhammed b. Hatim tahdis etti, bize Behz tahdis etti, bize Ebu Mil ed-Devraki
tahdis etti, bize Nadra Ebu Said’DEN tahdis ettiğine göre bir bedevi Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ben, keleri çok olan alçakça bir yerde
yaşıyorum. Aynı zamanda bu aile halkımın genellikle yediğidir dedi. Allah
Rasulü ona cevap vermedi. Biz: ona tekrar sor dedik. O da tekrar ettiği halde
üç defa ona cevap vermedi. Sonra üçüncüsünde ona Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) seslenerek: "Ey bedevi şüphesiz şanı yüce Allah,
İsrailoğullarının bir kolunu lanetledi ya da onlara gazab etti de onları yer
üzerinde debelenen hayvanlara dönüştürdü. Şimdi ben bilemiyorum belki bu
onlardan olabilir. Bu sebeple onu ne yerim ne de onu yemeyi yasaklarım"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (5017)
"Biz, keleri çok bir arazide yaşıyoruz." Burada keleri çok
anlamındaki kelimenin iki meşhur söylenişi vardır. Birisi mim harfi ve dat
harfi ikisi de fethalı olarak "medabbe" söyleyişidir. İkincisi ise
mim harfi ötreli dat harfi kesreli (mudibbe) söyleyişidir. Birincisi daha meşhur
ve daha fasih olup kelerleri çok yer anlamındadır.
(5018) "Ben, keleri
çok, alçakça bir yerde yaşıyorum." Gait: Tümsek olmayan, alçak olmayan yer
demektir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Onları yerde debelenen hayvanlar suretinde neshetti"
buradaki (hayvanlar anlamına gelen) "devabb" lafzı bazı nüshalarda bu
şekilde kaydedilmiş olmakla birlikte bir çoğunda elif ile "devabben"
şeklinde kaydedilmiştir. Birincisi Arapçada bilinen ve meşhur olan şekle
uygundur. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
8- ÇEKİRGELERİN
MÜBAH OLDUĞU BABI