SAHİH-İ MÜSLİM |
İMARE |
25 - باب
المسابقة بين
الخيل
وتضميرها.
25/78- ATLARI
YARIŞTIRMAK VE ONLARA İDMAN (ANTRENMAN) YAPTIRMAK BABI
95 - (1870) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي. قال:
قرأت على مالك
عن نافع، عن
ابن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم سابق
بالخيل التي
قد أضمرت من
الحفياء. وكان
أمدها ثنية الوادع.
وسابق بين
الخيل التي لم
تضمر، من
الثنية إلى
مسجد بني
زريق. وكان
ابن عمر فيمن
سابق بها.
4820-95/1- BiZe Yahya b.
Yahya et-Temımı tahdis edip dedi ki: Malik'e Nafi’DEN rivayetini okudum. O İbn
Ömer’DEN rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
eğitilmiş atlar ile el-Hafya denilen yerden yarış yaptırdı. Bu yarışın bitiş
yeri Seniyyetü'l-Veda idi. Aynı şekilde eğitilmemiş atlar arasında da seniyeden
Züraykoğulları mescidine kadar yarış yaptırdı. İbn Ömer de bunlar ile yarış
yapanlar arasında idi.
Diğer tahric: Buhari,
420; Ebu Davud, 2575; Nesai, 3586
AÇIKLAMA: Bu babta,
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in antrenmanlı atlar ile antrenman
yaptırılmamış atlar arasında yarış yaptırması sözkonusu edilmektedir. Bu
hadisten at yarışının caiz olduğu ve atların antrenman ile eğitilmesinin caiz
olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bu husustaki maslahat dolayısı ile bunlar icma
ile kabul edilmiş hususlardır. Atların eğitilip antrenman yaptırmak ve koşmaya
alıştırılıp bunun için hazırlanmaları ise, savaşta hücum ederken ve geri
çekilirken ihtiyaç halinde onlardan yararlanmak içindir. İlim adamları at
yarışının mübah mı müstehap mı olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Mezhep
alimlerimizin kabul ettikleri görüşe göre sözünü ettiğimiz husus sebebi ile
müstehaptır. İlim adamları herhangi bir ivaz (ödül) olmaksızın güçlü
olanlarının güçsüz olanları ile hızlı koşanların koşamayanları arasında yarış
yaptırmak -bunlarla üçüncü bir yarışçı olsun ya da olmasın farketmemek üzere-
caiz olduğunu icma ile kabul etmişlerdir.
Bir ödül karşılığında
yarış ise icma ile caizdir ancak bu ödülün yanşanlardan başkaları tarafından
konulması yahut da ikisi tarafından ortaklaşa konulup aralarında muhallil
denilen üçüncü kişinin olması şarttır. Muhallil ise her ikisinin atına denk bir
at üzerindeki üçüncü bir atlıdır. Muhallil ise kendisinden herhangi bir şey
çıkarıp koymaz. Böylelikle bu akit, kumar şeklinin dışına çıkar. Bu hadis-i
şerifte yarışta ödül sözkonusu edilmemektedir.
"İdman yaptırılmış
atlarla yarış yaptırdı." (Dat harfi ile) admara ve dammara atın yemini bir
süre azaltarak kapalı bir yere konulması ve terleyip terinin kuruması için
üzerlerine çul ve semer konulması, böylelikle de etinin kuruyup koşacak gücü
elde etmesi işlemidir.
"Hafya'dan
Seniyyetü'I-Veda'ya kadar." Hafya; noktasız ha, sakin fe ile ve sonu med
ve kasr ile söylenir. Bu iki söyleyişi Kadı Iyaz ve başkaları nakletmiş olmakla
birlikte kasr söyleyişi daha meşhurdur. Ha harfinin fethalı okunacağında da
görüş ayrılığı yoktur. el-Metali sahibi dedi ki: Kimisi ha harfini ötreli
olarak zaptetmiş ise de bu bir hatadır. el-Hazimı de el-Mu'telif adlı eserinde
şunları söylemektedir: Yine buranın ismi fe harfinden önce ye harfi getirilmek
sureti ile "el-hayfa" diye de söylenir. Ama hadis kitaplarında ve
başka kaynaklarda tanınan meşhur söyleyiş "hafya"dır. Süfyan b.
Uyeyne dedi ki: Seniyyetü'I-Veda ile Hafya arasında beş ya da altı mil vardır.
Musa b. Ukbe ise altı yahut yedi mil demiştir. Seniyyetü'I-Veda ise Medine'ye
yakın bir yerdedir. Ona bu adın (Vedalaşma Tepesi) veriliş sebebi Medine'den
çıkıp gidecek olan ile birlikte onu uğurlayanların oraya kadar çıkmaları idi.
"Züreykoğulları
mescidi" Zureyk isminde ze harfi öncedir. Bunda filanın mescidi ve filan
oğulları mescidi demenin caiz oluşuna delil vardır. Buhari de bu hadise böyle
bir başlık açmıştır. Böyle bir izafet ise tanıtmak içindir.
(1870) - وحدثنا
يحيى بن يحيى
ومحمد بن رمح
وقتيبة بن سعيد
عن الليث بن
سعد. ح وحدثنا
خلف بن هشام
وأبو الربيع وأبو
كامل. قالوا:
حدثنا حماد
(وهو ابن زيد)
عن أيوب. ح
وحدثنا زهير
بن حرب. حدثنا
إسماعيل عن أيوب.
ح وحدثنا ابن
نمير. وحدثنا
أبي. ح وحدثنا
أبو بكر ابن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
أسامة. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى
وعبيدالله بن
سعيد. قالا:
حدثنا يحيى
(وهو القطان).
جميعا عن عبيدالله.
ح وحدثني علي
بن أبي حجر
وأحمد بن عبدة
وابن أبي عمر.
قالوا: حدثنا
سفيان عن إسماعيل
بن أمية. ح
وحدثني محمد
بن رافع.
حدثنا عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريح. أخبرني
موسى بن عقبة.
ح وحدثنا
هارون بن سعيد
الأيلي. حدثنا
ابن وهب.
أخبرني أسامة
(يعني ابن زيد).
كل هؤلاء عن
نافع، عن ابن
عمر. بمعنى
حديث مالك عن
نافع. وزاد في
حديث أيوب، من
رواية حماد
وابن علية:
قال عبدالله:
فجئت سابقا.
فطفف بي الفرس
المسجد.
4821- .. ./2- Bize Yahya
b. Yahya, Muhammed b. Rumh ve Kuteybe b. Said, Leys b. Sa'd'dan tahdis etti.
(H.) Bize Halef b. Hişam, Ebu Rabi' ve Ebu Kamil de tahdis edip dedi ki: Bize
Hammad -ki o b. Zeyd'dir- Eyyub'dan tahdis etti. (H.) Bize Zuheyr b. Harb da
tahdis etti, bize İsmail, Eyyub'dan tahdis etıti. (H.) Bize İbn Numeyr de
tahdis etti, bize babam tahdis etti. (H.) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis
etti, bize Ebu Usame tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve
Ubeydullah b. Said de tahdis edip dedi ki: Bize Yahya -ki o el-Kattan'dır-
tahdis etti, hepsi birlikte Ubeydullah'tan rivayet etti. (H.) Bana Ali b. Hucr,
Ahmed b. Abde ve İbn Ebu Ömer de tahdis edip dedi ki: Bize Süfyan, İsmail b.
Umeyye'den tahdis etti. (H.) Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize
Abdurrezzak tahdis etti, bize İbn Cureyc haber verdi, bana Musa b. Ukbe haber
verdi (H) Bize Harun b. Said el-Eylı de tahdis etti, bize İbn Vehb tahdis etti,
bana Usame -yani b. Zeyd- haber verdi, bunların hepsi Nafi'den, o İbn Ömer'den
Malik'in Nafi'den rivayet ettiği hadis ile aynı manada hadisi rivayet etti.
Eyyub'un, Hammad ve İbn Uleyye’DEN yaptığı rivayette hadiste şu fazlalık
vardır: Abdullah dedi ki: Ben yarışı önde bitirdim. At benimle mescidin (duvarı
üzerinden) aştı.
Diğer tahric: Yahya b.
Yahya'nın hadisi rivayetini Buhari, 2869'da muhtasar- Hadisi ayrıca 2869 ve
7336'da da rivayet etmiştir; Nesai, 3585; İbn Numeyr'in babasından rivayetini,
İbn Mace, 2877
AÇIKLAMA: "Bana
Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize İsmail, Eyyub’DAN tahdis etti, o Nafi'den,
o İbn Ömer’DEN rivayet etti." Hadis bütün nüshalarda bu şekildedir. Ebu
Ali el-Gassanı dedi ki: Bu hadisi Ebu Mesud ed-Dimaşki, Müslim'den, o Zuheyrb.
Harb'dan, o İsmail b. Uleyye'den, o Eyyub'dan, o İbn Nafi'den, o Nafi'den, o
İbn Ömer'den diye rivayet ederek arada "İbn Nafi"i ziyade etmiştir.
Ama Ebu Mesud'un söylediği İbn Uleyye'nin ashabından bir topluluktan mahfuz
olan (bellenen) rivayettir. Darakutni Kitabu'l-İlel'de hadis hakkında şunları
söylemektedir: Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medini ve Davud, İbn
UleyYe'den, o Eyyub'dan, o İbn Nafi'den, o Nafi'den, o İbn Ömer'den diye
rivayet etmektedir. Bu da Ebu Mesud'un zikrettiği rivayete bir şahittir. Bir
topluluk da bunu Zuheyr'den, o İbn Uleyye'den, o Eyyub'dan, o Nafi'den Müslim'in
rivayet ettiği gibi "İbn Nafi"i zikretmeksizin rivayet etmiştir.
"İbn Ömer: Yarışı
önde bitirdim, at benimle mescit (in duvarı) üzerinden aştı." Yani o
duvarı aşarak mescide geçti. Çünkü duvarı kısa idi. Bu duvarı aşması ise
yarışın son sınırını geçmesinden sonra olmuştur. Çünkü yarışın son yeri bu
mescid idi. Bu da Züreyk oğulları mescidi idi. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
26/79- KIYAMET
GÜNÜNE KADAR HAYIR, ATLARIN ALINLARINDADIR